Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 Rashit’ten üçüncü albüm: ‘Her Şeyin Bir Bedeli Var’ Punk’ın uzun soluklu temsilcileri 70’lerin sonunda iyice kendi varlığını ve tahakkümünü ortaya koyan tekeller, müziği de bir ‘‘show business’’ yani gösteri dünyası haline sokacaktı. Bütünüyle Batı merkezli bir müzik sanayii kurulurken, gene Batı’dan çıkan bir reddi miras, para babalarının üzerine çamur gibi inecekti. Bu reddi mirasçıların yaptıklarına ‘‘Punk’’ deniliyordu. APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Vokalde Oğuz Taktak, elektro gitarlarda Erdem Helvacıoğlu, bas gitarda Bülent Kabaş, davullarda da Orkun Tunç’un yer aldığı Rashit, son albümü ‘‘Her Şeyin Bir Bedeli Var’’da kapitalist dünyada körüklenen ve delilik boyutuna ulaşan tüketimi ele almış. Sergi KRALİÇE’NİN SALLANAN TAHTI Onlar birçok şey gibi bu etiketi de reddederken yaptıklarını bir müzik türü olmanın ötesinde ‘‘anti müzik’’ olarak isimlendiriyorlardı. Batı Avrupa’nın bütün değerlerine karşı çıkan bu gençler, basit ama içten olanı yeğleyip kirli bir müziği sunarken Kraliçe’nin ‘‘güneş batmayan imparatorluğu’’nu da fena halde sarsıyorlardı. Bunlar müzik sanayiinin üretim ve dağıtım araçlarını da reddederek, kendi ürettiklerini kendileri gibi olanlara oldukça komünal bir şekilde ulaştırıyorlardı. Sokaktan gelen, cüretkâr, ağzı bozuk, anarşist özellikleri bünyesinde toplayan bu gençlerin yaptıkları müzik, tıpkı kendilerinden önceki kuşak gibi popülerleşecek ve kitleleri peşinden sürükleyecekti. İşte bu sırada, devreye kapital sahibi plak şirketleri girerek, kâr hırsıyla ellerini ovuşturmaya başlayacaklardı. Bu raddeye gelince de punk kendini lağvedecek ve tarihteki yerini alacaktı. Müzikseverler onların bu onurlu tavırlarını hiçbir zaman unutmayacak ve gururla yâd edeceklerdi. Tukaka edilen bu serüven 90’lardan sonra müzik sanayiinin eline geçecek ve pazarlanacaktı. 80’lerde ‘‘The Clash’’la anarşizmin ötesine sosyalist başkaldırıyı da müzikal boyutta örgütleyen Punk, 90’ların sonrasında endüstrinin cankurtaran simidi halini alıverdi. Şimdilerde punk tarzında müzik yapan gruplar arasında eskisi gibi değerlere sahip çıkanları olsa da, bir o kadar da yaldızlanmış örneklerini görebilmemiz mümkün. Cam ve tuval birleşince Anadolu Yakası’nın çekim merkezi HillsideTrio, ülkemizin başarılı sanatçılarının sergilerine ev sahipliği yapmaya, ressam Sibel Coşkuner Nacaroğlu’nun ‘‘Ayna Olmak, Yansımak ve Yansıtmak’’ sergisi ile devam ediyor. Sanatta farklı bir soluk arayanların yeni duraklarından biri olmayı hedefleyen HillsideTrio’da, 1 Haziran’da başlayan sergi 30 Haziran’a kadar sürecek. Sergi, sunum şekliyle de resim meraklılarının yoğun ilgisini çekecek. Geçtiğimiz sene başlayan HillsideTrio sergi dizisi kapsamında daha önce Tansa Mermerci’nin Be Cool Takı Koleksiyonu, AÇEV’in ‘‘7 Çok Geç’’ kampanyasında özel tshirtler, Accenturc Design Gallery’nin ilginç tasarımları ve son olarak da Cem Sağbil’in özgün heykelleri sanatseverlerle buluşmuştu. Sibel Coşkuner Nacaroğlu ise; resimleri ve sunum şekliyle fark yaratan, düşündüren, gerçek güzeli bulmaya özlem duyanları ‘‘Sibel’ce’’ yorumlayan bu sergisinde resme yeni bir soluk getirerek camla tuvali birleştiriyor. Sergi, HillsideTrio’da Haziran ayı boyunca hafta içi her gün 10.0022.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. HillsideTrio : 0216 324 11 11 AVRUPA’DA İSTANBUL PUNK Ülkemizde de son dönem rock toplulukları arasında punk kulvarında boy gösteren Rashit, bu türün eski değerlerine sıkı sıkıya bağlı olanlarından. 1993’te kurulan topluluk, ilk olarak ufak çaplı rock konserlerinde çıkarak ismini duyurmaya başladı. 1996 yılında ise Fransa’da ‘‘Kadıköy’den Hareketler’’ ismiyle bir 45’lik çıkararak dışarıdaki alternatif müzik çevrelerinde kendini gösterdi. 1999 yılında ilk albümleri olan ‘‘Telaşa Mahal Yok’’u çıkaran Rashit, eski ekole dayanan, klasik punk tavrı ile dikkat çekip sıyrılacaktı. Onları diğer rock müzik yapan gruplardan ayıran yanı ise punk’ı Türkçe sözlerle yapmalarıydı. Bu onların dışavurumundaki eleştirel yanı daha net ortaya çıkarıyordu. O alışıldık teorinin aksine sözlerin Türkçe olması, grubun yurtdışına açılmasına da engel olmamıştı; 2001’de Hollanda’da çıkardıkları ‘‘Taksim’de Bangyjumping’’ adlı 45’likleri, onların Avrupa’da da sevilmesini sağlayacaktı. Bir de buna yer yer bizden ezgilerin katılmasıyla Rashit’in farklılığı daha da ortaya çıkacaktı. Bu bir sentez sevdasından çok, olması gerektiği şekilde ve punk tavrını zedelemeden verildiği için önem kazanıyor ve sırıtmıyordu. Böylece grubun yaptığı müziğin yurtdışındaki ismi ‘‘Istanbul Punk’’ diye anılmaya başlayacaktı. Bu tanımlama da yerindeydi hani, çünkü grubu dinlerken İstanbul ve alt sokaklarını hissedebiliyordunuz. Bunu en iyi veren ve grubun daha geniş bir kitle tarafından da algılandığı albümü olan ‘‘Adam Olmak İstemiyorum’’du. 2003 yılında çıkan bu ikinci stüdyo albümü hem bütünlüklü anlatımı hem de punk’ı çıkışındaki içtenliğiyle müziklerine aktarabilmeleri bakımından da önemliydi. Bu albüm sonrasında topluluk, sadece genç rock kitlesiyle sınırlı olan dinleyicisini aşarak geniş bir kesime yayılacaktı. Önceki albümlerdeki punk rock çizgisinden kopmadan 2000’lerin modern rock anlayışını 80’lerin post punk ve new wave tarzlarıyla harmanlayarak daha üst düzey bir müzikal bakışa ulaşmışlar. Topluluğun müziğinde sadece Batılı öğeler değil, Türk ezgilerini de punk ahvali içinde bulabilmeniz mümkün. Konuk müzisyen olarak İngiliz post punk grubu Japan’ın basçısı Mick Karan ile Iggy and The Stooges’in gitaristi Steve Mackay’ın katılımları da albüme ayrı bir değer katmış diyebiliriz. Bu kadar olumlu özelliğe rağmen Rashit’in şarkı sözlerinin tehlike sinyalleri verdiğini söyleyebilirim. Yanlış anlaşılmasın, sözlerdeki karşı duruşa bir diyeceğim yok, ama sözlerin eklektik yapısı, şimdi olmasa bile ileride rahatsız edici durabilecek gibi geliyor. Önceki çalışmalarındaki (özellikle ‘‘Telaşa Mahal Yok’’taki) içtenlik kabul edilebilse de bu eleştirel şarkı sözlerinin gitgide slogansı kolaj ve ‘‘Karşıyım karşı her şeye karşı’’ tavrına dönüşebileceğinden endişe duyuyorum. Eğer ki müziklerindeki gelişimde görüldüğü gibi eleştirel bakış açılarını da ilerletebilirlerse Rashit için kazanç olacağına inanıyorum. PUNK AHVALİ İÇİNDE Vokalde Oğuz Taktak, elektro gitarlarda Erdem Helvacıoğlu, basgitarda Bülent Kabaş, davullarda da Orkun Tunç’un yer aldığı Rashit, son albümü ‘‘Her Şeyin Bir Bedeli Var’’da kapitalist dünyada körüklenen ve delilik boyutuna ulaşan tüketimi ele almış. Prodüktörlüğünü grubun gitaristi Erdem’in üstlendiği albümde müzikal bakış açılarını da geliştirmişler. Yağlarınızı yakarken duruş bozukluklarınızdan ve ağrılarınızdan kurtulun İlaç gibi sporpilates ZUHAL AYTOLUN Zinde kalıp güçlü kaslara sahip olurken omurganızın duruşunu da düzeltmek istiyorsanız Pilates sizin için biçilmiş kaftan. Profesyonel dansçılar ve sporcuların da gözdesi olan Pilatesi Türkiye son yıllarda Hollywood yıldızlarıyla birlikte tanıdı. Vücut hâkimiyetini arttırma ve güçlü kaslara sahip olma temelinden hareket eden Pilates, doğru nefes alma teknikleriyle duruş bozukluklarını giderirken aynı zamanda vücuttaki yağı da yakıyor. Sinir sistemini de düzenleyen spor, kişinin özgüveninin artmasına yardımcı oluyor. Uygulamada yaş sınırı tanımayan Pilates tekniği, kronik ağrılar, kas bozuklukları gibi pek çok rahatsızlığın tedavisinde de kullanılıyor. Bu spor, salonlarda top yada boardlarla uygulanabildiği gibi evde de aletsiz yapılabiliyor. Pilatese göre vücut merkezi, derindeki kaslarla bel kemiğine en yakın kaslardan oluşuyor. Pilatesin en önemli özelliklerinden biri de tüm vücudu esneterek omurların arasını açması. Omurların açılması nedeniyle 2 cm’ye kadar boyun uzaması bile mümkün. Sizin için nerelerde Pilates eğitimi verildiğini araştırdık. Salonlar sizi bekliyor ? Hillside City Club 3 çesit Pilates uygulaması bulunuyor. Bunlardan MatBased Pilates; düz zeminde, Mat (yoga minderi) üzerinde yapılıyor. Core Pilates; Core Board isimli 3 eksenli egzersiz aleti üzerinde uygulanıyor. Diğer bir uygulama da Bosu denilen ve egzersiz topuyla yapılan yöntem. (0212 287 27 87) ? Spormed Başkentlilere hizmet veren Spormed’de, Gym Ball ile omurga, kas ve kemik yapısı yaratma ve duruş bozukluklarını düzeltmek mümkün. Diğer spor aktivitelerine göre daha durağan bir egzersiz dizisi olan Pilates Gym Ball’la da rahatlamak mümkün. (0312 284 74 84) ? Cityzen İstanbul Metrocity’de hizmet veren Cityzen’de Pilatesin her çeşidi uygulanıyor. Pazar hariç her gün sabah 08.00 ve akşam 21.00 arası yapılabilen seansların ücreti 22 dolar ile 65 dolar arasında. (0212 344 09 59) ? Sports Universe İstanbul Moda’da Sports Universe tesislerinde Pilates Matwork(yer hareketleri) dersleri eğitmenler eşliğinde gruplar halinde plastik toplar ve lastik gerdirme dersleri şeklinde yapılıyor. Dersler üyelere ücretsiz. Üye olmayanlara ise 15 Haziran’a kadar tanıtım dersleri ücretsiz olarak verilecek. ( 0216 336 80 90) ? Dokuz Eylül Üniversitesi Demet Kat eğitmenliğindeki Pilates dersleri yalnızca üniversitenin öğrencilerine ve öğretim üyelerine değil, herkese açık. Üniversiteye 50 YTL olan fiyatlar dışarıdan gelenlere 60 YTL. (0232 412 16 64) Önce kendini iyileştirdi Spor tekniği, adını Alman dansçı ve boksör Joseph Pilates’ten alıyor. Çocukluğunda birçok hastalık geçiren Pilates, vücudunu yattığı yerden güçlendirecek, direncini arttıracak hareketler keşfetmiş. Pilates, 1930’larda bu hareketleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında sakatlanan ve hareketsiz kalan askerleri güçlendirmek için geliştirdi. Böylece dünya, temeli karın ve sırt bölgelerini eşit oranda güçlendirip vücudun üst kısmında sağlam bir iskelet oluşturmaya dayanan yeni egzersiz yöntemiyle tanıştı. İstanbul’dan kalanlar YapıEndüstri Merkezi’nin bahar dönemi etkinlikleri kapsamında İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) işbirliği ile düzenlenen sergilerden ‘‘Dersaadet ve Üç İstanbul’’ fotoğraf sergisi, 12 Haziran 30 Haziran 2006 tarihleri arasında sanatseverler ile buluşacak. ‘‘Dersaadet ve Üç İstanbul’’ Sergisi, Yüksel Altun’un, idari, sosyolojik ve kültürel farklılıklar içeren 19. yüzyıl İstanbul’unun bugününü mimari ve kültürel açıdan gözlemleyerek; Suriçi, Galata, Üsküdar ve Eyüp semtlerinden günümüze kalanları görüntülediği fotoğraflardan oluşuyor. Sergi, 12 Haziran30 Haziran 2006 tarihleri arasında, Yapı Endüstri Merkezi Sergi Holü’nde Pazar hariç her gün saat 10.0018.00 arasında ziyarete açık olacak. P m ilat ve erk es b e eg ya elk zini öre e ol kın mi der vü uş k ği in cu tu asl ne de t ru ar en ki r. HAFTA SONU 5 K