Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 05 30/11/06 16:20 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK 2 ARALIK 2006 CUMARTESİ 5 Kötülük olsun diye yapmıyor Okullarda başedilemeyen tüm çocuklara ‘hiperaktif’ damgası vuruluyor. Aynı hatayı annebabalar da yapıyor. Bize göre, ‘düz duvara tırmanan, yerinde duramayan’ çocuklar, aslında çoğu zaman yalnızca yaşlarının gereğini yerine getiriyorlar! Ama bize sanki tüm çocuklar hiperaktifmiş gibi geliyor! Çocuğunuzun ‘hiperaktif’ olup olmadığından kuşku duyuyorsanız belki bu yazı size bir fikir verebilir. Etiler Güven Laboratuvarı’ndan doktor Ayşe Döler, hiperaktif çocuğu şöyle tanımlıyor: ‘Evde ders çalışan hiperaktif bir çocuk, mutfakta yemek pişiren annesinin sesini duyarak yemek düşünmeye başlar. Yemekten aklına okuldaki yemekhane gelir. Oradan arkadaşlarını düşünmeye başlar, bu sırada dışarıda havlayan bir köpeğin sesini duysa ölen köpeğini hatırlar. Bir telefon çalsa, cep telefonundaki oyunu düşünür. Dikkat fazlalığı durumunda, en basit uyarılarla bile yüzlerce konuyu düşünür ve sonunda hiçbir şey yapamayacak hale gelir. Çocuk, derse dikkatini 10 dakikadan fazla veremiyorsa, çok zeki olduğu halde başarısız Hiperaktif oluyorsa, sürekli bir şeyler unutuyorsa, diz titretme, çocuklar, yaşamı tırnak yeme, diş gıcırdatma, kirpik ve reklam filmi gibi kaşlarını kopartma gibi görürler. Oysa dersler alışkanlıkları varsa, uyku sorunları uzun metrajlı filmlerdir. yaşıyorsa, bir uzmana danışmak gerekir. Annebabalar ve Hiperaktif öğretmenler asla çocuklarda belirgin olan özellik, amaçsız unutmamalıdır ki, hiperaktif davranışlardır. Sadece hareket çocuklar asla ‘kötülük olsun’ etmek için hareket diye böyle davranmazlar. etme, elini ayağını oynatma, durmadan Bu çocuklara karşı her konuşma, başladığı işi bitirememe, ödev zaman çok sabırlı yapamama, sık karşılaşılan durumlardır.’ olmak gerekir FİGEN ATALAY er yaramaz hiperaktif değil! iperaktivite, dikkat eksikliği nedeniyle okul başarısını olumsuz etkilediği gibi sosyal ilişkilerde de sorunlar yaratıyor. Dr. Döler, hiperaktif çocuklarda, karşısındakinin anlattıklarını sonuna kadar dinleyememe, sürekli sözünü kesme gibi özellikler bulunduğunu ama bu tür davranışlar gösteren her çocuğun da hiperaktif olmadığını vurguluyor. Çocuklar zamanla sosyalleşerek topluma uyum sağlamayı öğreniyorlar. Dr. Ayşe Döler, her yaramaz çocuğun hiperaktif olmadığını, okullarda başa çıkılamayan öğrencilerin tümüne ‘hiperaktif’ damgası vurulduğunu belirtiyor. Döler, “derse dikkatini veremeyen öğrenciler olduğu gibi dikkat çekmeyi başaramayan öğretmenler de var’’ diyor. H ! Çocuğun kötülük olsun diye farklı davranmadığı bilinmeli ve ilgiyle yaklaşılmalı. Öğretmenlere düşen görev, aileyi doğru bir dille bilgilendirmektir. Böyle durumlarda, aileler en çok, çocuğun zekasında sorun var mı diye endişeleniyor. Hiperaktiflerin yüzde 90’ı normalden daha zekidir. Sık karşılaşılan diğer bir durum ise, genetik faktörler nedeniyle çiftlerden birinin de hiperaktif olduğunun ortaya çıkmasıdır. N asıl davranmalı? Hedef 80 bin çocuk okia, Eğitim Gönüllüleri ve Uluslararası Gençlik Vakfı (IYF) işbirliğiyle sürdürülen Düşler Atölyesi Projesi’nin ikinci 3 yıllık dönemi, çocukların eserlerinden oluşan ‘Benim Portrem’ sergisiyle tanıtıldı. “Benim Portrem” sergisi, çocukların, kendi sevinçli, mutlu, kızgın, hüzünlü ve komik durumlarını yansıttıkları resimlerden oluşuyor. Plastik sanat uygulamalarıyla çocuklarda yaratıcılık, özgüven, işbirliği ve iletişim gibi yaşam becerilerini geliştiren Düşler Atölyesi’nin bu yılki ilk sergisinde monotip baskı, strafor baskı, kolaj çalışmaları, pastel ve akrilik resim gibi çeşitli tekniklerle çocuklara yeni ifade alanları yaratıldı. İlk 3 yılda 30 bin çocuğun yararlandığı Düşler Atölyesi’nin yeni döneminde, 50 bin çocuğa daha ulaşılması, böylece toplam 80 bin çocuğa yaşam becerileri kazandırılması hedefleniyor. N figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 ahçeşehir Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Kulübü, Semiha Şakir Çocuk Yuvası’nda koruma altında bulunan 36 yaş grubundaki çocukların kişisel gelişimine katkıda bulunmak amacıyla geliştirilen “Parlayan Çiçekler’’ projesini başlıtıyor. Çocukların gelişimini olumlu yönde desteklemek, özgüven kazandırmak ve dış dünyayla sağlıklı iletişim kurmalarını sağlayacak eğitim ortamını sağlamak amacıyla tasarlanan proje, bir yıl sürecek. İki aşamalı projenin ilk bölümünde, öğrenciler, erken dönem psikososyal gelişim ve çocuklarla etkin iletişim konusunda eğitim alacak. İkinci aşama Mart ayında. Çiçekler parlayacak, onlar gülecek B Bebek koltuklarında kimler oturuyor? ÖZCAN YAŞAR Ülkemizde uçakla yolculuk edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Havayolunun avantajlarını yakalayan yolcular artık bu seyahatleri için deneyimleri doğrultusunda uçakta oturma yeri belirlemede yeni stratejiler oluşturma çabasında. “Nasıl olsa 12 saatlik yol” düşüncesiyle “koridor”, “cam kenarı”, “arka bölüm”, “kanat” gibi yerleri bugüne kadar pek dert etmeyen uçak yolcuları, artık daha seçici davranmaya başladı. Yolcular ne kadar seçici davranırsa davransın, ne yaparsa yapsın, oturmak için ulaşamadıkları bir yer var ki orası da uçağın en ön bölümü. Yani ilk sıra. 1A, 1B, 1C diye başlayan 1’li rakamların yanına gelen harflerle sıralanan ön koltuklar. Bu koltuklar adeta önceden “parsellenmiş” olduğundan buraları uçak körükten yolcu alıyorsa biniş sırasında ancak görülebilir. Genellikle bu yerler siz uçağa binerken boştur. Çünkü bu koltukların yolcuları özeldir. Sıkıntıya gelemezler. Öteki yolcular binmeden onlar oturmaz. Bir yerlerde beklerler. Onlar VİP veya CIP gibi salonlarda sohbet ederlerken öteki yolcular uçağa yerleştirilir, kalkıştan kısa bir süre öncede bu koltukların sahipleri alınırlar yerlerine. En son biner, en önce ikram alır, en önce iner. Uçaktaki tüm ‘en’leri kullanırlar. Şirketlerin kendilerine sundukları bu ayrıcalıklara bayılırlar. uçağın koltukları uçuşunu yolcusuz bile tamamlayabilir. Şirketlerin “bazı kişilere” şirin görünme mantığıyla oluşmuş ve maalesef günümüzde uygulanan yönteme kimler alet olmuyor ki... Büyük gazetelerin en üst yöneticileri bile bu koltukları kullanabilmek için neler yapmıyorlar... “Yanımda veya önümde oturan şu bakan, bu milletvekili” diye söz ettiği makalelerini 1A, 1C, gibi rakam ve harflerle süslediğini sanarak kendisinin de ön koltuklarda seyahat ettiğini sanki bir özellikmiş gibi ima ederler çoğu zaman. Ayrıcalıklı koltuk uygulamalarına taviz veren bazı havayolu kuruluşları, işi biraz daha ileri götürüp yalnızca bu işlerle ilgili birim bile oluşturabiliyorlar şirket bünyelerinde. Buradakilerin görevi de bazı kişi ve kuruluşlardan gelen talepleri değerlendirip sonuçlandırmak. Kısacası gerçekleştirilen iş, ekonomi sınıfında satın alınmış hatırlı bileti, uçağın ön taraflarına, hatta en öne nasıl çekebilirim. Tüm mesaisini bu gibi işlere ayırmak durumunda kalan görevlilerin manevi olarak zorlandıkları anlar da tam bu aşamada başlıyor. Çünkü, uçak üreticileri, daha rahat bir uçuş gerçekleştirebilmesi için, 1A, 1B, 1C gibi bu ön bölümdeki yerleri bebekli yolculara kolaylık olsun düşüncesiyle tasarlamış ve öneriyor. Ancak, çeşitli yerlerden gelen baskılara dayanamayan görevliler, çoğu zaman bebekler için daha uygun bu bölümlere istemeyerek de olsa hatırlı yolcular için biniş kartı üretme durumunda kalabiliyorlar. ÜCRETSİZ REZERVASYON Ülkemizdeki faaliyet gösteren havayolu kuruluşları arasında ön koltuklarını bebekli yolcular için ayıran havayolu kuruluşu SunExpress. Bu kuralı uyguladığını yolcularına duyuran şirket, bebekle seyahat eden yolcular için Boeing 737800 uçaklarında “bebek koltuğu” sunduğunu, bu koltuğun kullanımının sadece 1A, 1B,1C sırasında uygulandığını da vurguluyor. SunExpress ayrıca, 2 yaşından küçük çocuklar ile seyahat eden yolcular için bu rezervasyon ücretsiz olduğunu da özellikle belirtiyor. Uçaklardaki koltuk ayrımcılığına son verme anlamında yeni bir adımı da Pegasus Havayolları attı. Şirket, yeni başlattığı bir uygulamayla belirli bir ücret karşılığında yolcuya istediği koltukta uçabilme imkânı getirdi. Pegasus Havayoluyla uçacak yolcular, rezervasyon aşamasında uçakta istedikleri koltukta oturabilecekleri yeri tercih etme şansına sahip olabiliyorlar. Uçakta beş çayı ’lı yıllarda Bedford’un 7. Düşes’i Anna tarafından başlatıldığı söylenen ve bizde “beş çayı” olarak bilinen “akşamüzeri çayı” keyfini artık gökyüzünde yaşamak mümkün. Dünyanın en hızlı büyüyen şirketleri arasında gösterilen Emirates Havayoları, bazı uçuşlarında yolcularına beş çayıyla beraber özel yiyecekler de sunmaya başladı. First ve Business Class’ta seyahat eden yolcular artık normal ikramların dışında, çeşitli sandviçler, hamur işleri, tereyağı, çilekli reçel, kaymak, geleneksel İngiliz pastaları eşliğinde süt veya limon dilimiyle beraber servis edilen çayın tadını çıkarmaya başladılar. Emirates, ekonomi sınıfı yolcuları da akşamüstü yapılacak olan çay ikramından faydalanabiliyor. Şirket beş çayını, öncelikle Dubai’den akşamüzeri saatlerinde hareket eden İngiltere uçuşlarında uygulamaya koydu. LondraHeathrow’a, LondraGatwick’e veya Gatwick’ten ve Birmingham’dan uçacak olan yolcular da bu hizmetten yararlanabilecekler. 1840 THY’ye 3 sertifika... ‘En başarılı’ catering Türk Hava Yolları Teknik, toplam kalite yolculuğunda önemli bir adıma imza atarak bu alanda üç sertifikanın sahibi oldu. ISO 14001 Çevre Yönetim ve OHAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği sertifikalarını almaya hak kazanan THY’ye belgeleri TSE Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Kurtar verdi. THY Teknik Genel Müdürü İsmail Demir toplam kaliteyi şirketin her kademesine yayarak üç önemli belgeye almaya hak kazandıklarını kaydetti. LSG Sky Chefs, Handelsblatt Grubu’na ait Catering Inside dergisi tarafından strateji ve yönetim alanında “2006 yılının en başarılı catering firması” seçildi. Her yıl beş farklı kategoride yılın en başarılı hizmet konseptlerini ödüllendiren Catering sektörünün mesleki yayını olan Catering Inside Dergisi, bu yıl LSG Sky Chefs’i en başarılı şirket olarak değerlendirdi. LSG Sky Chefs, 1998’den bu yana Türkiye’de Sancak Havacılık Hizmetleri ile ortak LSG Sky Chefs Sancak Catering adı altında faaliyet gösteriyor. HATIRLI YOLCULAR Ön koltukta uçma sevdası bir kompleks mi, yoksa tedavi edilemeyen bir saplantı mıdır bilinmez. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bazı uçak şirketleri, bu tip koltukları adeta rezerve eder ve sıradan yolcuya vermek istemezler. Her an bir talep gelebilir düşüncesiyle, o koltuklar son dakikaya kadar sanki hiç yokmuş gibi saklı tutulur. Bazen de öyle gizlenir ki, adeta unutulan o bölümdeki