22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 16/11/06 15:35 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 18 KASIM 2006 CUMARTESİ 3 Geçen hafta ZÜLAL yolum yine KALKANDELEN İstanbul Modern’e düştü. Nasıl düşmesin ki? Modern sanat tutkunuysanız, ülkenizde modern ve çağdaş sanata ayrılmış ilk özel müze sizin adeta mabediniz olur. Üstelik dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden 51. Venedik Bienali’nden bir seçki bir süreliğine İstanbul’a taşınmış ve ayağınıza kadar gelmişse, sizin de mutlaka zaman yaratıp müzeyi ziyaret etmeniz gerekir. Evet, bienaller çarpıcıdır; sıra dışı sanat eserlerini, sanatçıların tartışmalı çalışmalarını ortaya çıkarır ve geleceğe farklı bir pencereden bakarlar. Yalnızca bu nedenle bile ilgi çekerler. Heyecan vericidirler. Çünkü insan aklının ve yaratıcılığının belli kalıplara sokulmadığında nerelere varabileceğini hiç bilemezsiniz. Bütün bu sebepler bu sergiyi gezmek için yeter de artar bile. Fakat bir de kadınsanız, o zaman bu sergiyi kaçırmanız büyük bir kayıp olur. Neden? Birincisi, Venedik Bienali, erkek yöneticilerin egemenliğindeki 110 yıldan sonra, geçen yılki bu 51. sergisinde ilk kez olarak iki kadın küratörün öncülüğünde düzenlenmiş. İkincisi, sergiye katılan sanatçıların yapıtları, yaşam, ölüm, sürgün, tüketim toplumu, cinsel kimlik baskılarına karşı direniş vb. çeşitli temaların yanı sıra, küreselleşme sürecinde dünyada özellikle çağdaş kadının toplumsal, kültürel konumunu ve sorunlarını irdeliyor. D İstanbul Modern’e! Kadınlar 51. Venedik Bienali’nden bir seçki İstanbul’a taşındı. Bienal, erkek yöneticilerin egemenliğindeki 110 yıldan sonra ilk kez iki kadın küratörün öncülüğünde düzenlendi inleyin eğlenin Rock geceleri başlıyor İndigo 22 Kasım’dan itibaren her çarşamba rock konserlerine ev sahipliği yapacak. Yerli ve yabancı alternatif müzik gruplarının konser vereceği çarşamba gecelerinin ilk konuğu ise Ladyfuzz. Liz, Matt ve Ben’den oluşan topluluk, müzikal yaşamına Berlin havaalanının altındaki bir barınakta prova yaparak başladı. Sahnede kullandıkları bas, kazoo, gitar, davul, inek çanı gibi farklı çalgılar ile dikkat çeken topluluk, 2006’da ilk albümleri ‘Kerfuffle’ı çıkardı. Saat 22.00’de başlayacak konserde, Ladyfuzz’ın gündelik yaşamın sunduğu modern sesleri birleştiren farklı tarzına tanık olacaksınız. (0216 556 98 00, biletler 23 YTL) Konsere maskeli gelin Gökhan Akçura ve Baba Zula yeni projeleri ‘Killing İstanbul’da’ ile 22 Kasım Çarşamba akşamı Babylon’da olacak. Saat 21.30’da başlayacak gecede Murat Ertel, Levent Akman, Coşar Kamcı, Ceren Oykut, Münire Deniz Akgündüz ve Sema Yıldız ile müziğe ve dansa doyacaksınız. Bilet fiyatları 28 YTL olan konsere maskeli gelmeniz tercih ediliyor. (0216 556 98 00) GERİLLA KIZLAR Örneğin sergiye çarpıcı poster çalışmalarıyla katılan Guerrilla Girls (Gerilla Kızlar), kadınların ve beyaz olmayan sanatçıların kariyerlerine engel olan yaklaşımı kınamak, sanat ve popüler kültürdeki cinsiyet ayrımcılığını protesto etmek için New York’ta bir araya gelen bir grup sanatçıdan oluşuyor. Bu sanatçıların kimliklerini bilmiyoruz; çünkü ilginin sorunlara odaklanması için gerçek kimliklerini gizliyorlar. Kendi deyimlerince, “feminizmi yeniden icat etmek” istiyorlar. Posterlerinden birinde, “Metropolitan Müzesi’ne girmek için kadınların çıplak olması mı gerekir?” diye soruyorlar. Bu soruya temel olan gerçek ise şu: Modern sanat bölümlerinde eserleri yer alan sanatçıların yüzde üçünden azı kadın. Fakat eserlerdeki çıplak insanların yüzde 83’ü kadın. Sergide yer alan ilginç çalışmalardan bir diğeri, genç Portekizli sanatçı Joana Vasconcelos’a ait. Vasconcelos, 25 bin adet tampon ve paslanmaz çelik kullanarak “Gelin” adını verdiği kocaman bir avize yaratmış. Müzede gezerken avize birden karşınıza çıktığında, ilk önce onun gerçekten taşlardan yapılmış olduğunu sanıyorsunuz. Fakat bir de yaklaşıyorsunuz ki, binlerce tampon büyük bir özenle bir araya getirilerek avize şekline sokulmuş! Nesnelerin kullanımına ilişkin son derecede yaratıcı bir fikirle oluşturulan bu eser, kadının konumuma dikkat çekerek, gelenekle modernlik arasındaki ilişkiyi sorguluyor. ‘Evrensel Deha’yla bilime dokunmak SİNEM DÖNMEZ Rönesans dönemi ve dünya sanat tarihinin en önemli ressamlarından Leonardo da Vinci bu kez karşımıza tablolarıyla değil işlevsel tasarımlarıyla çıkıyor. Dünyanın pek çok ülkesinden sonra Türkiye’ye gelen ‘Leonardo: Evrensel Deha’ sergisi Da Vinci’nin orijinal çizimlerinden yola çıkılarak inşa edilmiş gerçek boyutlu 40 replikayı ziyaretçilerin kullanımına sunuyor. Da Vinci, bilim tarafından tanımlanmadan önce güdüsel olarak bildiği doğa kanunlarını kullanarak, hareketi enerjiye çeviren sistemler, dişliler, kaldırma sistemleri geliştirmiş. İşte bu makineler ‘Evrensel Deha’ karşısında sizi hem şaşırtıp hem bilgilenmeye çağırıyor. Bulutsuzluk 20 yaşında Bulutsuzluk Özlemi 22 Kasım Çarşamba akşamı saat 21.00’de Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde sevenleriyle buluşacak. Müzik serüvenlerinin 20. yılında olan topluluk, bugüne kadar kaydettiği albümler ve Türkiye’nin her yerinde verdiği sayısız konserlerle müzikseverlerin aklından hiç çıkmayacak bir yer edindi. Gece; Nejat Yavaşoğulları, Sina Koloğlu, Burak Güven, Deniz Demiröz ve Berke Özgümüş Hayal Kahvesi’ni coşturacak. (0216 556 98 00, biletler 17 YTL) Parti mevsimi Dinamo 103.8 kış mevsiminin gelmesiyle birlikte partilerine yeniden başladı. 23 Kasım Perşembe gecesi Cezayir’de ‘3logy’ partilerin ilki düzenlenecek. Gece önce Barış K İstanbullu müzikseverleri coşturacak. Ardından ise ünlü İngiliz DJ Norman Jay sahneye çıkacak. House ve eklektik müzik sevenlerin kaçırmaması gereken bir gece. (www.dinamo.fm) TOPRAK, ATEŞ, SU Rahmi Koç Müzesi’nde sergilenen makineler 5 gruba ayrılıyor. Mekanizmalar ve doğada bulunan 4 element toprak, hava, ateş ve su. Mekanizmalar grubu bugün kullandığımız makinelerin temel sistemiyle çalışan düzeneklerden oluşuyor. Bu gruptaki makineler insan gücünü en aza indirgemeyi amaçlıyor. Saatleri çalıştıran dişli ve çarklardan çok etkilenen Da Vinci mekanizmalarında genellikle onları kullanmış. İşin şaşırtıcı tarafı ‘Mekanizmalar’ bölümünün gerçekten günümüzde insanoğlunun kullandığı bütün makinelerin atası sayılabilecek düzenekler içermesi. Toprak grubunda yağ presi, sütun kaldırma makinesi, döner vinç, gibi araçlar ile halat ve makaralar yardımıyla uzuvları hareket eden bir robot bulunuyor. Da Fotoğraf: UĞUR DEMİR Pera Festivali Vinci’nin insanın hareketlerini inceleyerek tasarladığı bu robot serginin en ilgi çekici parçası. Su grubunda hidrolik enerji kullanılarak çalışan bir testere ve yüzmeye hatta su üstünde yürümek için düşünülmüş araçları görüyorsunuz. Hava grubu Leonardo’nun üzerinde en çok zaman ve çaba harcadığı bölüm. Paraşüt ve uçan Ornitofer Bisiklet’in yanı sıra; mekanik kanatlar ve bugünkü planörün öncülüğünü yapan icatları, doğadan ilham alan ve insanın uçabileceğine kesinlikle inanan Da Vinci’nin çalışmaları. Bugünkü hava araçlarının kullanımına bakıldığında çabalarının hiç de boşa çıkmadığını görüyorsunuz. Son olarak Ateş grubu ise yaşadığı dönemin yöneticileri tarafından tasarlaması emredilen tank, makineli tüfek ve havan topundan oluşuyor. Sergiyi gezerken sadece uzaktan bakmayıp makinelere dokunmak, hatta denemek de mümkün ki zaten asıl şaşkınlığınız o zaman ortaya çıkıyor. Çünkü her ne kadar her gün kullandığımız için aşina olduğumuz makineler de olsalar onların bundan 500 yıl önce düşünülüp çizilmiş olması sizi bu zeka karşısında hayran bırakıyor. Örneğin ‘Kilit Sistemi’nde makinelerde sıklıkla kullandığı dişli çarkın ters yönde dönüşünü engelleyerek özelikle ağır yükleri kaldırırken karşılaşabilecek kaza tehlikelerini önlemeyi amaçlıyor. Sütun kaldırmak için tasarlanan düzenekte siz sadece tek bir kolu çevirirken aynı anda makinenin içinde dönen çarklar sütunu yukarı doğru çıkartıyor. Da Vinci’nin tasarladığı yağ presi, Ayvalık’taki zeytinyağı fabrikalarında hala kullanılıyor. Suyla çalışan testere ise bugün kullanılan sistemin birebir aynısı. Tek fark hidrolik enerji yerine farklı kaynaklar kullanılıyor olması. Da Vinci’nin 1470 ve 1480 yılları arasında tasarladığı buna benzer tüm makineler, günümüzde kullandığımız tanklar, toplar, makineli tüfekler, hidrolik direksiyonlar, kriko, köprüler, lojistik aletler gibi çoğu mekanizmaya ilham vermiş. Sergideki replikalar Worldwide Museum Activities tarafından sadece ahşap kullanılarak üretilmiş. Makineler Floransa’daki ‘Museo Delle Grandi Macchine Funzonanti ed İnterrative tratte dai manosvritti di Leonardo da Vinci’ müzesinde korunuyor. Evrensel Deha sergisinde bir ayağınız rönesansta bir ayağınız milenyumda, 500 yıl önce kullanılmış bir defterdeki çizimlerin bu teknolojiye hala ayak uydurabildiğini görüyorsunuz. Siz de bu zaman yolculuğuna çıkıp bilgilenmek isterseniz, Rahmi Koç Müzesi’de 31 Aralık’a kadar sürecek bu muhteşem sergiyi görme fırsatını kaçırmayın. Piyanist Ketil Bjornstad ve vokalist Anneli Drecker, 5. Pera Festivali kapsamında 23 Kasım Perşembe akşamı saat 21.30’da Nardis Jazz Club’de konser verecek. 1952 doğumlu Bjornstad, 1973’ten bu yana otuzun üzerinde albüm yayınladı. Sanatçı, Jean Luc Godard’ın dört filmi dahil çeşitli filmler, müzikaller ve oyunlar için besteler yaptı. Bjornstad müzik kariyerinin yanı sıra yirminin üzerinde roman yazdı. Son kitabı ‘Müzik Uğruna’ Metis yayınları tarafından geçtiğimiz haftalarda Türkçeye çevrildi. (0212 244 63 27, biletler 20 YTL) 20 SANATÇIDAN 56 ESER İstanbul Modern’in tüm alt katını kapsayan “Venedikİstanbul” sergisi, izleyiciyi daha otopark alanından başlayarak sanat yapıtlarıyla buluşturuyor. Müzeye geldiğinizde dış mekandaki bahçede, 2001 yılında ölen İspanyol sanatçı Juan Munoz’un bronz ve çelikten yapılmış “Birbirine Gülen 13 Kişi” adlı eseri karşılıyor sizi. Karşılıklı basamaklara yerleştirilmiş 13 adet gülen insan figüründen oluşan eser, ayrıntılardaki ustalığıyla hayranlık uyandırıyor. Bahçede dolaşırken, tel örgülere dolanmış, uçuşan rengarek plastik torbalar görüyorsunuz. Uzaktan bakıldığında sanki bir resmi andıran bu eser, Kamerun doğumlu Pascale Marthine Tayou tarafından yapılmış. Sanatçı, mekana özgü yerleştirmeleriyle küreselleşmeyi, kültürlerarası etkileşimi ve bunun dünya çapındaki etkilerini ele alıyor. Ayrıca Rem Koolhaas’ın izleyiciyi mimari metaforlar üretmeye yönelten “Genişleme” adlı projesi, Semiha Berksoy’un 51. Venedik Bienali’ne katılan eserleri, William Kentridge’in ve Nikos Navridis’in video çalışmaları gerçekten görülmeye değer. Sergiyi gezerken, kendinize “Bienaller seyahat eder mi?” diye sorabilirsiniz. 2005 Venedik Bienali’nin yöneticisi, aynı zamanda İstanbul Modern’in başküratörü olan Rosa Martinez, sergi girişinde yer alan yazısında bu soruya yanıt veriyor. Fakat ne dersiniz, sorunun yanıtını müzeye gidip kendiniz bulmak ister misiniz? 20 sanatçıdan 56 eserin yer aldığı “Venedikİstanbul” sergisi, 28 Ocak’a kadar açık; tüm sanatseverleri ama özellikle kadınları bekliyor. RİFAT MUTLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle