14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 5/10/06 15:20 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 7 EKİM 2006 CUMARTESİ Tarihi konserin unutulmaz topluluğu festivalde APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Futbol takımlarımız yabancılarla oynadıkları bir maçta iyi sonuç yakalamaya görsünler, ertesi günü gazetelerde ‘‘Tarih Yazdık!’’ manşeti diz boyu gider. Bu sözcüğü öyle bol kullanırız ki; zamanla inandırıcı olma vasfını bile yitirmeye başlar. Belki de o yüzden gerçek başarılarımızı nasıl tadabileceğimizi bilemiyor ve acıya döndürüyoruz. Müzikte de tarihe yazılan anlar vardır. Bunları ertesi günü gazetelerde göremezsiniz. İyi bir çayın verdiği keyfi sağlayan dem misali yıllar içinde kendini bulan bir tarihtir bu. Türkiye’de müzik alanında da böylesi dönüm noktaları vardır. O günü yaşayanların aklına mıh gibi işlenir ve yılları aşarak herkese ulaşır.1989 yılında Moda Sineması’nda gerçekleşen Erkin Koray konseri de bunlardan biridir. Rock’n Roll ustamızın yıllar süren aradan sonra Türkiye dönüşünün ilk konseriydi. Bu buluşmanın ikinci önemli vurgusu da yeni kuşak rock dinleyicisinin onunla tanışmasıydı. İşte o muhteşem konser gerçek anlamıyla bir tarihin yazılmasıydı. Başımıza fena halde musallat olan hafızasızlığımızın yıktığı müzikal köprüleri onaran bu konser, yeni kuşak rock dinleyicisine de geçmiş birikimlerimizi açacaktı. O tarihi ana yeni kuşaktan da destek verenler vardı. O konsere Erkin Koray’la birlikte Rex ve Atmosfer isimli iki yeni kuşak rock grubu da çıkıyordu. içindeydi. Bu öncü merhabanın ardından şimdilerde de Atmosfer’i Akbank Caz Festivali’nde 14 Ekim, saat 19.30’da Akbank Sanat salonunda görme olanağına kavuşacağız. 16 YIL SONRA Atmosfer denildi mi, aklıma hesapsız ve içten gülümseyen bir yüz gelir. Topluluğun o tarihi konserindeki kadrosundan kalan tek elemanı ve kurucusu olan gitarist Mustafa Dönmez’den başkası değildir bu sıcak yüzün sahibi. Onunla her karşılaştığımda işte bu içten tebessüm eşlik etmiştir. O tebessüm ki rock sevgisini sunan bir sıcaklığı verir insana. O sakin insan sahneye çıktığında ise rock gitarinin en sert tınılarını sunarken bu işin hassasiyetini ve sanat boyutunu da insana hissettirir. Babylon konserinde onu izlerken caz rock tarzının tüm verilerini ustalıkla sunmasının yanısıra, Hendrix’in ustalıklı takibini de bulabiliyorduk. Kimi zaman virtiöz bir gitaristin izlerini bulsak bile onun grup müziğindeki eleman olabilme yeteneğine de hayranlık ölçüsünde şahit oluyorduk. Babylon konserinden bahsederken hep Mustafa Dönmez’i andıysam da Atmosfer’in tek adam grubu olduğu imasını vermeyeyim. Çünkü üçlünün diğer ikisi de birbirini tamamlayan bir zincirin parçaları... Ne biri diğerinden fazla ne de az, hepsi Atmosfer bütünün oluşturuyor. Özellikle basçı Sertaç Tunguç’un sololar arasındaki oyun kurucu gibi vazife yapması hayranlık verici bir seyre dönüşüyor. Primal Scream’den bu kez blues rock ZÜLAL KALKANDELEN Doksanlı yıllarda İngiliz rock tarihinin en iyi albümlerinden biri olarak tarihe geçen ‘‘Screamadelica’’ ve 2000’li yıllarda ‘‘XTRMNTR’’ adlı albümleriyle müzik dünyasını etkileyen Primal Scream grubu, dokuzuncu stüdyo albümünü kısa bir süre önce yayımladı. ‘‘Riot City Blues’’ adını taşıyan albüm, grubun 2002 tarihli ‘‘Evil Heat’’teki elektronik soundunu geride bıraktığının kanıtı. Solist Bobby Gillespie önderliğindeki grup, dans müzik etkisindeki rock’tan ilk yıllarındaki blues etkisindeki rock’a dönmüş. Farklı müzik türlerini denemekten hiç kaçınmayan grup, bugüne kadar psychedelic funk’tan glam rock’a, electropunk’tan klasik rock’a kadar her türde örnekler verdi. Primal Scream’in beni en çok çeken özelliklerinden biri de müzikteki bu deneysel anlayışları. Her ne kadar grubun elektronik müzikle flörtünün etkisiyle ortaya çıkan tarzı tercih ediyor olsam da, Riot City Blues’u da önyargısız bir şekilde dinledim ve diyorum ki; Rolling Stones sevenler bu albümü kaçırmasın. Özellikle albümün ikinci şarkısı ‘‘Nitty Gritty’’ çalarken, sanki gerçekten Rolling Stones’u dinlediği duygusuna kapılıyor insan. Hayranları bilir; Primal Scream hiçbir zaman şarkı sözleri için dinlenen bir grup olmamıştır. Bu albümde de sözler özel bir dikkat gerektirmiyor. Hatta fazlasıyla basit ve sıradan denilebilir. Fakat iddiasız bir şekilde ‘‘sadece rock and roll yapmak adına’’ yapılan şarkılar bir o kadar da ilginç. Adını, Dr. Arthur Janov’un psikoterapide acının tartışılarak değil yeniden yaşanılarak tedavi edilmesini öneren yöntemi ‘‘Primal Therapy’’den esinlenerek alan grup, ilk başlardan bu yana her zaman müziklerinin de içlerinden geldiği gibi olmasını amaçladı. O nedenle, sözlerde ya da müzikte bir şeyleri kanıtlama adına hiçbir zorlama yapılmaması rastlantı değil. Kimileri ciddiye almayacak olsa da, onlar içlerinden geldiği gibi söylüyor, istediklerini çalıyor. Britanya adasının bu sivri dilli grubu, 20 yılı aşan kariyerleri boyunca her zaman merakla izlendi. ‘‘Swastika Eyes’’ adlı o ünlü şarkılarında Amerika’daki aşırı sağ tehlikesinden söz eden, ‘‘Kill All Hippies’’ gibi şarkılarda sosyal konulara eğilen Primal Scream’in bu albümünde politik mesajlar ön planda değil. Eğer bu tür şarkılar bekliyorsanız, hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Fakat yine de sendikacı babasından otoriteye baş kaldırmayı miras aldığını söyleyen Bobby Gillespie’nin bu konulara az da olsa bulaşmaması pek olanaklı değil gibi görünüyor. Örneğin, albümde yer alan favori şarkım, ‘‘When The Bomb Drops’’, molotof kokteyllerini anlatıyor. Bu şarkıda özellikle mükemmel çalınan gitarlara dikkat etmenizi önereceğim. Zaten müziğe duyarlı kulaklar hemen yakalayacaktır bunu. Eh, ne de olsa gruba burada Echo and the Bunnymen’den gitarist Will Sergeant eşlik etmiş. Will Sergeant’ın yer aldığı bir diğer şarkı ise, Doğu müziğinden etkiler taşıyan ‘‘Little Death’’. Bu şarkı ayrıca, Primal Scream’in deneysel çalışmalardan öyle kolay kolay vazgeçmeyeceğini de gösteriyor. Albümün diğer ünlü konuk müzisyenleri ise, Nick Cave & The Bad Seeds’den kemancı Warren Ellis ve The Kills’in vokalisti Alison Mosshart. Müzik dünyasının en ilginç gruplarından Primal Scream girintili çıkıntılı, inişli çıkışlı yoluna, bu defa eğlenceli albümleri ‘‘Riot City Blues’’ ile ve yine Bobby Gillespie’nin çığlıklarıyla devam ediyor. TARİHİ KONSERİN ATMOSFER’İ Erkin Koray’la kurulacak tarihi köprüyü oluşturmak için sahneye çıkanlardan Rex topluluğu rock’n roll’u hard rock’la hem hal eden bir müzikal rengi sunuyordu. Atmosfer ise Caz Rock (Fusion) tarzında bir müzik yapıyordu. Bir yanda rock’n roll’un yeni yansımalarının ülkemizdeki örneklerini görürken ardından da bu müziğin öncüsünün müziğine şahit olmuştuk. 14 Ocak 1989 tarihinde gerçekleşen bu tarihi konser o dönemin unutulmazları arasındadır. Fakat o Erkin Koray konserinde çıkan Atmosfer’in de tadı damakta kalmıştı. Onları aynı yılın baharında Fenerbahçe Parkı ve Taksim Meydanı konserlerinde gördük. Sonrasında bu grup sessizliğe gömüldü. Geçen Nisan ayında onların ismini tekrar görür olduk. İlk önce Balans, sonrasında da Babylon konserleriyle karşımıza çıktılar. Bu buluşmanın Babylon durağındaki konsere gitmiştim ve gördüklerime inanamadım. Sadece ben değil, o tarihi konserdeki insanların bir çoğu oradaydı ve hepsi yıllar süren hasretin son bulmasınının keyfi CAZ ROCK FUSION’UN SİLAHŞORLERİ O tarihi Moda konserinden bu yana 16 yıl geçmesine ve albümünün olmamasına karşın unutulmayan Atmosfer, 2005 yılında gitar, gitar synth, perdesiz gitar ve tar çalan Mustafa Dönmez tarafından yeni bir kadro ile tekrar kuruldu. Caz Rock Fusion üçlüsünün yeni oluşumunda elektrik ve perdesiz bas ile klavyeyi Sertaç Tunguç, vurmalı çalgıları ise Bilge Candan çalıyor. 14 Ekim’de Akbank Sanat’da gerçekleşecek bu buluşma Atmosfer’e tekrar kavuşmanın heyacanını bizlere sunuyor. Şimdi 30’lu yaşlarını yaşayan bir dönemin gençlerine çok şey ifade eden bu grubu caz, fusion ve rock dinleyen herkesin seveceğine eminim. Atmosfer’le buluşmamız sadece konserlerden ibaret kalmayacak diyebilirim. Şu anlarda stüdyoya girmeye hazırlanan grubun albümü de müjdelenen haberler arasında. K o n s e r Caz dolu bir hafta 16. Akbank Caz Festivali 4 Ekim’de Kurt Elling konseriyle başladı. Festival kapsamında bu akşam Akbank Sanat’ta ‘Candy & Milkshake’, Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde Psapp ve King Britt’in ‘Nova Dream Squence Live’ projesi ve Babylon’da ise Ayşe Tütüncü Trio’nun arkasından The Ramon Valle Quartet cazseverlerle buluşacak. Babylon’a yarın akşam da, Alvin Curran, Fred Frith, Cenk Ergün ve Cazyapjazz konuk olacak. 9 11 Ekim tarihleri arasında Dhafer Youssef ve Divine Shadows Strings ve El Pluma Band Ankara, İzmir ve İstanbul’da konserler verecek. 12 Ekim Perşembe akşamı Yurdal Çağlar Trio Akbank Sanat’ta; Lee Konitz, Ohad Talmor String Project ve The Spring String Quartet Cemal Reşit Rey’de ve Birdy Nam Nam da Babylon’da sevenleriyle buluşacak. (0216 556 98 00) Pamela ile Direct Bu akşam saat 20.30’da Ankara Saklıkent’te Pamela ve Direct konser verecek. Türkçe alternatif müziğin temsilcilerini dileyebileceğiniz gecenin billet fiyatları 22 ve 17 YTL. (0216 556 98 00) İndigo açılıyor Taksim’in sevilen mekanlarından İndigo, 11 Ekim Çarşamba akşamı yeni sezon için kapılarını açıyor. Bu yılın ‘‘Mylo’’su olarak nitelendirilen Cagedbaby ile İstanbullu müzikseverler saat 22.00’den itibaren coşacak. Armand Van Helden, Will Young, The Presets, Sugababes ve Hyper gibi birbirinden çok farklı yıldızlar ile çalışmalarını sürdüren Cagedbaby, ilk albümü Will See You Know’dan beri dikkatleri üzerine çekti. Albüm, 2005 yılının En İyi 20 Albümü Listesine de girmeyi başardı. (0216 556 98 00) Telli Turna ve Destina... Yeni Türkü, 10 Ekim Salı akşamı Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde konser verecek. 1978 yılında kurulan topluluk; en eski şarkılarından, en yeni şarkılarına kadar tüm parçalarını sevenleri için seslendirecek. Telli Turna, Çember ve Destina gibi çok sevilen şarkıları da dinleyebileceğiniz gecenin billet fiyatları 7 ve 4 YTL. (0216 556 98 00) Portecho Balans’ta Bu akşam Balans Music & Performance Hall’de Portecho konser verecek. Deniz Cuylan ve Radiodays projesinden tanıdığımız Tan Tunçağ’dan oluşan Portecho’ya Dandadadan grubundan davulcu Berke Can Özcan ile bas gitarist Feryin Kaya eşlik edecek. Saat 22.00’de başlayacak gecenin billet fiyatları 20 YTL. (0216 556 98 00) İngiliz grup Türkiye’de Bu akşam İngiliz grup My Dying Bridge saat 21.00’de konser verecek. Parkorman kapılarını konser için saat 19.00’da açacak. 1990 yılında Calvin, Aaron, Andy ve Rick tarafından kurulan ‘doom metal’ grubu, ilk albümleri ‘‘As The Flower Withers’’dan beri çok beğeniliyor. (0216 556 98 00, biletler, 37, 45 ve 77 YTL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle