12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 05 12/10/06 16:01 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK 14 EKİM 2006 CUMARTESİ 5 Babalığın keyfini çıkarın Babalar, çocuğun fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişiminde en az anne kadar etkili. Yani, iyi baba olmanın çocuğa yararı büyük. Üstelik, çocuklarla zaman geçirmek çok da keyifli. Çiçekle, böcekle, uçan kuşla, koşan köpekle mutlu olan bu inanılmaz varlıklarla daha çok birlikte olmanın keyfini niye tamamen annelere bırakacaksınız ki? Çocuk yetiştirmenin sorumluluğunu da, zorluklarını da, keyfini de tamamen annelere bırakmayan, eşit olarak paylaşan baba çok. Ancak, bazı babaların bu rolü hakkıyla üstlenmeleri için destek vermek gerekiyor. Türkiye’de ve dünyada babalık rolünü desteklemek üzere sadece babalara yönelik programlar yok denecek kadar az. Oysa, babaların bu tür desteklere ihtiyaçları olduğu ve kendilerine uygun programlar sunulduğu takdirde hem kendilerinde hem de çevrelerinde olumlu değişimleri gerçekleştirdikleri biliniyor. Anne Çocuk Eğitim Vakfı, (AÇEV) çocuk gelişiminde anne kadar önemli bir rol oynayan babaların bilinçlenerek babalık rolünü daha çok benimsemeleri ve geliştirmeleri amacıyla, babalara bu desteği vermek için yıllardır Baba Destek Programı (BADEP) uyguluyor. Bu program, babaların, çocuklarının gelişiminde daha etkin ve olumlu bir rol oynamaları için çocuk gelişimi ile ilgili bilgi düzeylerini arttıran, ? Babanın rolü, iletişim becerileri kazanmalarını sağlayan ve Diş Dostu Derneği, önemi ve çocuğa etkisi, bunun sonucunda daha demokratik tutumu ‘‘Dişler Yolunda’’ projesine benimsemelerine yol açmayı hedefliyor. ? Aile tutumları, katılan çocuklara diş fırçasını nasıl BADEP, babanın çocuk gelişimi ve ? Çocuğun davranışlarını kabul etme ve tutacaklarını öğretti. eğitimi konusunda daha bilgili olması, bu etkin dinleme, Derneğin, Doğuş Çocuk ve Petrol Ofisi bilgilerini hayata geçirmesi, çocuğuyla, ? Beden dili, sponsorluğunda gerçekleştireceği eşiyle ve yakın çevresiyle iletişimini ? Olumlu ‘‘Doğuş Çocuk ile geliştirmesi ve giderek yaşantısında disiplin Gülümseten daha demokratik bir tutumu yöntemleri, Deneyler’’ projesi benimsemesini sağlıyor. ? Çocuğun ise Kars, Program, çocuk gelişiminde gelişim Ardahan cinsiyete dayalı eşitsizliklerin özellikleri, ve önlenmesini sağlamayı da amaçlıyor. ? Kitap okuma Artvin BADEP kurslarına 210 yaşlarında ve çocukla illerinde çocukları ve okuryazarlığı olan her baba geçirilen başlıyor. katılabilir. Katılmak için, AÇEV’e zamanın önemi, Bu başvurarak kurs programları hakkında ? Oyun ve çocuk gelişimindeki projede 12 bin çocuk, bilgi alınabilir. önemi, deneyler yaparak, film BADEP, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve ? Çatışma çözme izleyerek diş sağlığını Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı yöntemleri öğrenecek. öğretmenler tarafından 25 ilde uygulanıyor. Bugüne kadar sekiz bin baba BADEP’i tamamlayarak sertifikalarını aldı. FİGEN ATALAY figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 BADEP’te neler öğreniliyor neler... Çocuklar, ‘Dişleriniz yolunda’ mı? Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, yeni öğretim yılında, 716 yaş arası ve ilköğretim çağındaki tüm çocukları, öğrenim birimlerine ve eğitim parklarına bekliyor. Eğitim Gönüllüleri’nin özgün eğitim modeli, çocukların yaşam becerileri edinmelerini amaçlıyor. Zengin Öğrenme Ortamı olarak adlandırılan ortamlarda, yaşamdan kopuk olmayan etkinliklerle çocuklar, bilgi ve beceri kazanıyorlar. Eğitim Gönüllüleri’ne gelen çocuklar küfür etmeyi unutuyor, yere çöp atanları uyarıyor, arkadaşlık, saygı dostluk gibi değerleri kazanıyor. 20062007 öğretim yılında etkinlik noktalarında uygulanacak etkinliklerden bazıları: ? Okuma saati ? Düşünce Oyunları ? İngilizce ? Oyun saati ? Küçük Sanatçılar ? Bilgisayar Öğreniyorum ? Vücudumuz ve Sağlıklı Beslenme ? Oyunlarla Spor Kulüp çalışmaları ? Satranç ? Genç Mucitler Atölyesi ? Matematik ve Fen Atölyeleri ? Düşler Atölyesi ? Spor Etkinlikleri S ahne tozu Bana Mastikayı Çalsana Caddebostan Kültür Merkezi yepyeni bir oyunla perdelerini açıyor. Nilbanu Engindeniz’in yazdığı, Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği ve müziklerini Hüsnü Şenlendirici, Orhan Şallıel, Çiğdem Erken, İsmail Tunçbilek’in yaptığı oyun, bir çingene mahallesinde geçiyor. Alışılmışın aksine çingenelerin acı dolu hikayelerini konu alan oyun bugün ve 15, 20, 21, 22 Ekim tarihlerinde Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahneleniyor. Tel: 0 216 467 86 87 Eğitim parkları çocukları bekliyor Ben Çöp Değilim Oktay Şenol’un yazıp yönettiği ‘’Ben Çöp Değilim’’ oyunu çocuklara tiyatro aracılığıyla, geri dönüşüm konusunda düşünme ve üretme biçimlerini öğretmeyi amaçlıyor. Piknik alanındaki çöp sorununu ve kendi hayatını anlatan çöp tenekesinin sözleri, piknik yapan bir ailenin gürültüsüyle yarım kalır. Aile, yer içer, eğlenir ve çöplerini tenekeye atmadan gider. Çöp tenekesi çok üzülmüştür; ağlamaya başlar. Yerlere atılan çöpler canlanmaya başlar. Ağlamanın nereden ve kimden geldiğini öğrenmeye çalışırlar. Çöp tenekesi, kendini gösterir ve yere atılan çöpleri birer birer biçimlendirir: Kola kutusu, gazete, poşet, pet şişe!.. Bu dört karakter, çöp tenekesine itiraz ederler: “Biz çöp değiliz!” Oyun bugün ve 15, 21 ,22, 28 ve 29 Ekim tarihlerinde Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Tel: 0 216 449 94 37 Salıncakta İki Kişi 2004 sezonunda başlayan ‘Salıncakta İki Kişi’ sahnelenmeye devam ediyor. William Gibson’ın yazdığı, Hakan Altıner’in yönettiği oyun 2004 yılında New York’ta geçiyor. Cennet ile cehennemin içiçe yaşadığı böylesi bir metropolde, yaşamlarını sıfırlamak ve belki de birlikte, yeniden kurmak, hayatın o güne kadar onlara giydirdiği elbiseleri çıkarmak, soluk almak ve yıllar sonra ilk kez kendi istediklerini, kendi kararlarını, kendi seçtiklerini yapmak, kurallarla, koşullarla örülü duvarları, duyguların salıncağıyla havalanarak aşmak isteyen iki kişinin hikayesi anlatılıyor. Oyun bugün Profilo Kültür Merkezi’nde sahneleniyor. Tel: 0 212 216 93 14 Sinema ustası Fellini, yaşamını anlattığı kitapta pek film seyretmediğini itiraf ediyor Eserlerini oyuncularla yarattı ‘Masanın üzerinde tamı tamına 129 tükenmez kalem, 21 kurşun kalem ve 18 keçe kalem saydım. Biraz fazla değil mi? Diye sorduğunda;’ Her filmimin başında, vaktimin en büyük bölümünü çalışma masamda geçirir, habire kıç ve meme resimleri çiziktiririm. Bu, benim filmime başlama, bu karalamalar arasında filmin meselesini çözme tarzımdır. Tıpkı bir labirentten çıkışı sağlayan ipuçları gibi.Kendimi bildim bileli bir şeyler karalarım. Küçücük bir çocukken, önüme çıkan her beyaz yüzeye, kağıda, duvarlara, peçetelere ve lokantaların masa örtülerine kalemlerle, tebeşirle küçük oyuncaklar çizmek için saatlerimi verirdim. Cebimdeki sürücü belgesi bile desenlerle doludur.. Her filmin başında çizdiğim desenlere gelince, sanıyorum bu bir not alma, düşünceleri yoğunlaştırma usulü’ diye anlatıyor, milyonlarca izleyiciyi etkilemiş büyük sinema adamı Federico Fellini kitabın giriş sayfalarında. Hangi kitap bu derseniz, Giovanni Grazzi ile çocukluğundan başlayıp filmlerini, hayatını anlattığı ‘Fellini’ adlı kitabında. Dilimize Cüneyt Akalın’ın çevirdiği kitap Agora kitaplığından çıktı. 1920 Rimini doğumlu vasat bir öğrenci olan Fellini okuldan öğrendiklerine şöyle değiniyor: ‘Lise yıllarımı, ortaokulu ve liseyi Amarcord’da anlattım. Bu filmde, sınıfta çok şey öğrenmesem bile, çok eğlendiğim açıkça görülür. Yunanca’dan, Latince’den matematikten, kimyadan tek bir satır, tek bir cümle, tek bir sayı ya da herhangi bir formül kalmadı aklımda. Buna karşılık, gözlem yeteneğimi geliştirmeyi, akıp giden zamanın sessizliğini dinlemeyi, uzaktan gelen sesleri, pencerelerden sızan kokuları tanımayı öğrendim. Belli bir mizah, bir karikatür tadı, insanlara ironiyle bakış tarzı ve dayanışma duygusu, galiba bunlar bende okulda oluştu.’ Çocukluk yıllarının tutkuları sirkler, palyaçolar ve çadır tiyatroları olan Fellini; Pek sinemaya gitmediğini söyleyen Fellini; sinemanın klasiklerini, Murnau’nun, Dreyer’in, Eisentein’in filmlerini hiç görmediğini söylüyor. Sinemaya 18 yaşında başlayan yönetmen, hayatı YILDIZ ÇELİK Tatlı Hayat boyunca 27 film yönetti, 7 defa Osacar’a aday oldu ve bunlardan 3’ünde ödülü aldı. Oscar ödülünden başka Cannes, Moskova, Venedik gibi film festivallerinde de ödülleri var. Fellini’nin, yönetmenliğe 1952 yılında, çektiği La Scecicco BiancoBeyaz Şeyh ile başladığını söylemek daha doğru olur. Çünkü tamamen kendi yaptığı ilk filmdi. Adını duyurduğu film ise, 1953’de çektiği otobiyografi filmi I VitellinoAylaklar. 1954’de çektiği filmi; eşi Giulietta Messina’yı yıldızlaştıran La StradaSonsuz Sokaklar’ ile de kendi ününü daha da pekiştirdi. Ayrıca, bu film ile de en iyi yabancı film Oscar’ını kazandı. Giovanni Grazzi’nin ustaca yönlendirdiği kitabındaki söyleşide, sinemaya ve hayata dair sevip, sevmedikleri ve tercih edip etmediklerini anlatırken oyuncu seçimi ile de sinema tutkunlarının yararlanacağı bilgiler verirken şu satırlarda onu ve sinemasını daha iyi anlıyoruz; “Ben oyuncumu hep kişiliklere bağlı olarak seçerim. Eğer onu bulamazsam, bu karaktere, bu insan tipine tıpatıp uyan yüze sahip birini tercih ederim. Daha sonra rolüne doğallıkla uyabilmesi için çok uğraşmam gerekse bile. Ben eserlerimi hep oynatmak istediğim oyuncularla birlikte yarattım.” Oyunculuğu meslek olarak seçmiş bir gence öğütler vermek yerine susmayı seçen Fellini, şöyle diyor: “Bir filmde bir kişiliği yorumlamak üzere birini seçeceğim zaman, kelimeye genellikle atfedilen anlamda, oyuncunun yeteneği beni çekmez. O kadar ki, meslekten oyuncu olmayan birini seçmişsem, tecrübesizlik beni hiç rahatsız etmez. Bana göre, oyuncuyla çakışması gereken kişiliktir.. Perdede görülür görülmez, her şeyi kendiliğinden dile getiren yüzler ararım. Dahası, onların karakterlerini vurgulamaya, onları makyajla ya da giysileri içinde daha çarpıcı hale getirmeye kadar götürürüm işi.. Kafamdaki kişilik için oyuncu seçimi, önümde gördüğüm yüze, bu yüzün bana ilettiklerine ve aynı zamanda onda ne hissedebileceğime, ne tanıyabileceğime, ne çözebileceğime imkan sağlamasına bağlıdır. Herkes ancak kendine ait olan bir yüze sahiptir, bir başkasına sahip olamaz. Bütün yüzler her zaman doğrudur, hayat yanılmaz.” Pırtlatan Bal Aziz Nesin’in ‘Pırtlatan Bal’ isimli eseri bencilliğin, yoksulu görmezden gelmenin insanların başına ne dertler açacağını masalsı bir dille anlatıyor. İnsani ilişkiler çerçevesinde sosyal ve ekonomik yapılanmaya yönelik eleştiriyi; mizahi bir dille ele alan ve “insaniyet”, “iyilikseverlik”, “dostluk” gibi kavramlar çerçevesinde çocuklara derdini anlatmayı amaçlayan oyun bugün ve 15, 22, 28 Ekim tarihlerinde Yunus Emre Kültür Merkezi’nde görülebilir. Tel: 0212 661 38 95 Atinalı Timon Oyun Atölyesi bu sezonun ikinci oyunuyla seyircilerle buluşuyor. İlk kez 15. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Oyun Atölyesi’nin oynadığı Shakespeare’in eseri Atinalı Timon , Kemal Aydoğan tarafından yönetiliyor. Haluk Bilginer, Tülay Bursa, Mahmut Gökgöz, Cüneyt Uzunlar, Gürkan Uygun, Sermiyan Midyat, Barış Yıldız, Öner Erkan, Toğan Şerif Önay, Barış Aksavaş, Ayça Aykut, Evrim Alasya ve Fulya Ceylan’ın rol aldığı oyun, bugün ve 15, 18, 19, 20, 21 ve 22 Ekim tarihlerinde Oyun Atölyesi’nde sahneleniyor. Tel: 0 216 345 39 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle