Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Ocak 2012 Çarşamba 07 zonguldak c n a t k ı l ı c n ı r ı F dünyahekimliğine gâhtar olarak çalışmaya başladım. SSK’de çalışan babam bir gün bana “Soğuksu’da satılık bir fırın var, alsam çalıştırabilir miyiz” diye sordu. Ben adeta bayram yaparak “Çalıştırırız” diye zıpladım. Bu fırını aldık, ismini de Kurtuluş Fırını koyduk. Bu arada Mehmet Çelikel Lisesi ortaokul bölümüne kayıt yaptırdım. Hem fırında her işi yapıyor, hem de ders çalışıyordum. Anmadan geçemeyeceğim öğretmenlerim Rahmi İder, Zahide Cem, Can Polat Pamay, Nesteren Pamay, Mefküre Karaçelik, İclal Dirioğlu, Sezai Hazer, Turgut Bey, Didar Sonat ve ismini sayamadığım hepsi Cumhuriyetin ilk bağış okulunda büyük bir özveri ve inançla Cumhuriyetimizin asrın medeniyetine ulaşmasına katkı sağlamak için bizleri yetiştirmişlerdir. * * * Zonguldak bugün ne durumdadır? İstenilen seviyeye ulaşabilmiş midir? Elbetteki çok müspet gelişmeler olmuştur. Bunların başında Karaelmas Üniversitesi gelmektedir. Kuruluşunda emeği geçen herkese teşekkür etmek vatandaşlık borcumdur. Üniversite şehrin gözü, kulağı, hafızası, eğitimi, kültürü ve yol gösteren aydınlık yüzü demektir. Eminim ki Karaelmas Üniversitesi de şehrimize sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda fazlasıyla yardımcı olacaktır. Ancak ulaşım halen çok ciddi bir sorundur. Öyle ki Zonguldak, Ankara’nın denize açılan en yakın kapısı olmasına rağmen, duble yolu hâlâ bitirilemediğinden bu önemli potansiyel kullanılamamıştır. * * * On binlerce insanımızın çalıştığı ocaklarda yanlış yönetim ve kadrolaşmalar sonucu çalışan sayısı binlere düşmüş ve maalesef Ukrayna ve Rusya’dan kömür ithal edilir hale gelinmiştir. Bu ne Zonguldak ne de ülkem için kabulü mümkün olmayan bir sonuçtur. Zonguldak üretim şehri olmaktan hızla uzaklaşıp, tüketim şehri olmuştur. Bunun düzeltilmesi için şehrimizin kalkınma planının yapılıp eğitim, turizm, tarım ve sanayi alanında basamak basamak gelişmesini sağlamak gerekir. Bu başarı tüm Zonguldaklıların özverili çalışmaları ve destekleriyle gayet mümkün ve olasıdır. Bu gücün varlığına inancım daha da artarak devam etmektedir. İnşallah hep beraber el ele verip Zonguldak için projelerimizi gerçekleştiririz. Ve bize güvenenleri mahçup etmeyiz. MEHMET HABERAL Zonguldak Milletvekili, Silivri Cezaevi Nereden nereye... Yeşilin maviyle bütünleştiği, tabiat güzeli, Karadeniz halkının yaşamını değiştirmeye “adanmış” bir yöre Zonguldak. Kömürüyle halkına her türlü enerjiyi vermiş, Cumhuriyetin ilk bağış lisesi ile “asrın medeniyet düzeyine” önemli katkılar sağlamış şehir Zonguldak. Aramızdan 21 Ocak 2010’da ayrılan babam Yaşar Ali Haberal, 1948’te Zonguldak şehrine gelmişti. Çatalağzı Işıkveren Santrali’nin inşaatında çalışırken, ticaret lisesinde okuyormuş. Lise bittikten sonra SSK’de çalışmaya başlamış. Ben 1954 senesinde Zonguldak’a geldim. Köyümde “odun ateşinin ışığında” ders çalışmaktan terfi etmiş; Gazi İlkokulu’na kaydım yapılmıştı. İlk eğitimimde sonsuz desteği olan muhterem öğretmenim Meliha Hanımefendi’ye ne kadar şükranlarımı sunsam azdır. * * * O yıllarda Zonguldak’ta binlerce insan çalışır; şehir akın akın göç alırdı. Bu çok hızlı gelişmişlik de her türlü güzel ve kötü argümanlarıyla Zonguldak’ta yoğruluyor; kömürün, alınterinin, Amelebirliği’nin, sendikal hareketlerin, grizunun ve hatta birçok şehirden ilk defa bu yörede başlayan sosyal ve kültürel hareketlerin hikâyesi yazılıyordu. İlkokulu 1955 yılında bitirip, Hemşin fırınında tez