Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 NİSAN 2011 SAYFA 5 MARMARA DEPREMİYLE NELERİ YAŞADIK ömür boyu sürecek ve yalıtım için harcanan paraları çok kısa bir zamanda amorti edecek ekonomik kazançların ne derecede ciddi boyutlarda olduğu; enerji tasarruflarının sonuçta memleket ekonomisine sağlayacağı kazançlar yanında, azalan hava kirliliği nedeni ile çevreye katkısı ne derecede olumlu etki yapacağı aşikârdır. 4708 sayılı yasa, bu konuda da devrim niteliğinde bir sistem getirmiş, kurumlaşan yapı denetim şirketlerinde, oniki yıl mesleki deneyime sahip bir makine mühendisi ve bir yardımcı makine mühendisi ile projede kontrolünden başlayarak ve inşaatta fiilli kontrolle devam eden bir denetimi getirmiş olup; ayrıca mekanik tesisatın her safhasında, yapı sahibi, ilgili idarelerin ve Bakanlığın yakın izlenmesi sağlanmıştır. On yıldır devem eden uygulamada çalışan kontrol mühendislerinin yeterli deneyim kazandığı da göz önüne alınarak Denetçi Mühendis olma sınırı oniki yıldan beş yıla indirilmiştir. Bu şekilde Denetçi Mühendislerin yaş ortalamaları da gençleşmiştir. Yapı Denetim Kuruluşu kaba inşaattan onbeş yıl, ince inşaattan iki yıl sorumludur, en başta bu aksaklık göze çarpmaktadır. Yasanın sigorta ayağı yoktur ve sorumluluk kavramının nasıl işleyeceği tam olarak bilinmemektedir. YAPI DENETİMİ NASIL ÇALIŞIYOR Yapı sahibi bir yapı yaptıracağında ruhsat alınmasına esas evrakları alır. (Tapu, çap, imar durumu, aplikasyon gibi) Proje Müelliflerine gerekli tüm projeleri hazırlatır, işini yapacak bir yüklenici bulur. Projeler ve ruhsat alınmasına esas evraklar ile birlikte seçeceği bir Yapı Denetim Kuruluşuna başvurur. (Dikkat! Başvuru Arsa sahibi tarafından yapılacaktır, kesinlikle yüklenici tarafından değil) Bu noktada ana amaç yapı sahibinin, projelerini ve yüklenicisini denetletmek üzere Yapı Denetime başvurması ve denetim bedelini kendisinin ödemesidir. Yasanın özüne aykırı olarak yüklenicinin başvurması durumunda yüklenicinin kendisini denetleyecek kuruluşu kendisinin seçmesi ve denetim bedelini ödemesi denetim mekanizmasını en baştan yaralayan bir uygulamadır. Ancak piyasa koşullarında genel olarak kat karşılığı şeklinde çalışıldığında yapı sahibi tamamen aradan çekilmekte ve yüklenicisine Yapı Denetim Kuruluşunun seçimini bırakmaktadır. Herkes son derece iyi niyetli olsa da bu uygulama suiistimale son derece açık bir yapıdır. Ne olursa olsun akla şu soru gelebilir. “Al denetim bedelini, beni denetle” mi? Ya da “Al denetim bedelini, beni denetleme” mi? Bu iki kavram arasında çok ince ve hassas bir o kadar da kritik bir ayrım vardır. Hiçbir şekilde Yapı Denetim Kuruluşunun bu konumda kalması istenmez, istenirse akıllarda hep bir soru işareti kalacaktır. Yapı Denetim Kuruluşu eline gelen evraklara göre projeleri inceler, uygun görmediklerini müelliflerine iade eder, uygun hale getirilmesini ister. Bu aşamada Yapı denetim Kuruluşunda proje veya proje ve uygulama denetçilerinin bilgili, yetkin ve mesleki disiplinlerine hakim olması gereklidir. Bu konuda her meslek disiplininin birbiriyle uyumlu çalışması gereklidir. Örneğin Makine Mühendisinin hazırlamış olduğu ısı yönetmeliği hesabına göre yapılacak uygulamanın Mimari projede de yer alması atlanmaması gereken bir konudur. İşte kurumsal yapı burada tam olarak devreye girmelidir. Tüm projelerin birbirine uyumlu olmasının kontrolü Yapı Denetim Kuruluşunun görevidir. Projeler ve ekleri uygun duruma getirildiğinde ruhsat alınması talebiyle ilgili idaresine başvurur. İnşaat ruhsatı alınmasından sonra yönetmelikte belirtilen işyeri teslim koşulları yerine getirilir ve inşaatın başlaması sağlanır. İnşaatın devamında Yapı Deneti Kuruluşunun alacağı hakedişler yönetmelikte yazılı olduğu gibidir. Ruhsat alınması aşamasında proje inceleme ve temel imalatı için % 20 bedel KDV’si ile birlikte ilgili idaresinin belirttiği bir banka hesabına yatırılır. Ruhsat alınması aşamasında % 10’luk bedel Yapı Denetim Kuruluşuna ödenir. Temel imalatı (bodrum ile birlikte) tamamlandığında Yapı Sahibi bir sonraki dilim olan kaba inşaat bölümü için belirlenen % 40’lık bedeli bankaya yatırır, Yapı Denetim Kuruluşuna temel bölümü bedeli olan % 10 ödenir. Kaba imalatın tamamlanmasında Yapı Sahibi bir sonraki dilim olan % 20 bedeli bankaya yatırır, Yapı Denetim Kuruluşuna bankada bekleyen % 40 ödenir. Son aşamaya gelindiğinde Yapı Sahibi kalan son % 20’lik bedeli yatırır, Yapı Denetim Kuruluşuna bankada duran % 20 ödenir. Son aşamada Yapı Denetim Kuruluşuna iş bitimi raporu ile birlikte % 15 ve kullanma ruhsatına hazır hale gelmesiyle de son % 5 ödenir. Tabii bu anlatılanlar genel kurallardır. 1000 m2’nin altında inşaatlarda Denetim bedelinin tamamı Yapı sahibi tarafından ruhsat alınırken bir seferde yatırılır. Büyük inşaatlarda da anılan dilimler % 10’luk bölümler halinde yatırılıp hakedişleri yapılabilir. Buraya kadar söz ettiğimiz kurallara göre olan işleyiş, elbette birçok aksaklıkla karşılaşıyoruz. İzmir’de bugüne kadar karşılaştığımız sorunlar Bayındırlık Müdürlüğümüz ve Belediye yetkilileri arasında toplantılarda görüşülüyor. YAPI DENETİMİNDE YAŞANAN SORUNLAR Yapı denetimin 19 pilot ilde, 10 yıllık uygulanmasında yaşanan sıkıntıları; Vatandaşın bilinç sorunu, İlgili idarelerle ilgili sorunları, Mevzuattan kaynaklanan sorunlar, Müteahhitlerden kaynaklanan sorunlar şeklinde gruplandırarak inceleyebiliriz. ? Vatandaşın bilinç sorunu: Ev sahibi olmayı düşünen normal vatandaşın projeden inşaattan anlaması, oturacağı binanın can ve mal güvenliğini yaşam kalitesini önceden takdir etmesi beklenemez. Gerekli önlemler alınmaz ise, içinde yaşamaya başladığında sıkıntı başlar, deprem, yangın gibi felaketlerde zaten çok geç kalınmış olur. Bu nedenle, tüketici vatandaşın haklarının korunması için inşaat sektöründe yapı denetim kuruluşları görevlendirilmiştir. Yapı denetim kuruluşları, yapının projelerini ve hesaplarını ve şantiye aşmasında da yapının bu projelere uygun inşa edilmesini kontrol eder. İşte bu noktada yapı denetim sistemimizin en ciddi sorunu ile karşılaşmaktayız, vatandaşın bilinçsizliği. Vatandaş neler kaybettiğinin farkında olmaksızın, yapı maliyetinin % 3’ü gibi mütevazı yapı denetim hizmet bedelinden imtina etmektedir. Özellikle, yap sat inşaatlarında, yapılan sözleşme ile yapının kontrolünü yapı denetim kuruluşuna kâğıt üzerinde vermiş gözüken yapı sahibi; yapı denetim kuruluşunun tespiti de dâhil olmak üzere yapı denetim bedelini de müteahhide devrederek kendi elleri ile yapının müteahhidine teslim eder hale gelmiştir. Sonuç olarak, ilgili kanun ve yönetmeliğinin eksik ve hataları ile bu bilinçsizlik piyasa koşullarında hizmet bedellerindeki yüksek tenzilat ve haksız rekabeti doğmasına neden olmakta, mesleki tavizler verilmesi endişelerini yaratmaktadır. ? İlgili idarelerle ilgili sorunlar: Ruhsat vermeye yetkili İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu ile 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkında Kanun ikilemi içinde farklı uygulamalara girilmesi; Sicil raporları verilmesinde kriterlerin belirlenmemiş olması; Yapı denetim kuruluşlarınca İlgili İdarelere verilen hak edişe ait incelemelerin ve hak edişin tasdikinin İlgili İdare insaf ve inisiyatifinde kalması; Ruhsat vermeye yetkili İdarelerin çoğunun, yapı denetim kuruluşlarına muhatap olan meslektaşlarımızın nitelik ve nicelik olarak yetersiz olmaları; Ruhsat vermeye yetkili İdarelerin çoğu, yapı denetim hizmet bedeli taksitlerini ödemeyip inşaatı devam ettiren yapı sahibi ( = müteahhitler ) ile ilgilenip, yasal görevi olmasına karşın, yaptırım uygulamamakta, yapı denetim kuruluşlarından ihbar edilmesini beklemektedir. ? Mevzuattan kaynaklanan sorunlar: Kanun ve yönetmeliğin bazı maddelerinin birbiriyle uyum sağlamaması; Yapı denetim kuruluşları, denetçi mühendis ve mimarların cezai sorumluluklarının uygulamasında yasal boşluklar olduğu; Kontrol mimar ve mühendisleri için herhangi bir yaptırım olmayışı; Sicil raporları verilmesinde kriterlerin belirlenmemiş olması; Ruhsat vermeye yetkili İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu ile 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkında Kanun ikilemi içinde farklı uygulamalara girilmesi; Kanunda: müteahhitlik mesleğini tanımlayıcı kesin bir ifadenin yer alınmaması; Yapı denetim kuruluşlarınca İlgili İdarelere verilen hak edişe ait incelemelerin ve hak edişin tasdikinin İlgili İdare insaf ve inisiyatifinde kalması; Yapı denetim kuruluş amacının kapsam olarak yetersizliği; Sigorta uygulamasının sisteme girmeyişi; Yapı Denetim Kanunun yargısız infaza olanak veren Disiplin, Kovuşturma, Soruşturma ve hukuk dışı Cezalandırma maddeleri; Meslek Kuruluşlarının, Yapı Denetim Komisyonlarında temsil edilmemeleridir. ? Müteahhitlerden kaynaklanan sorunlar: Yapı denetim kuruluşunun tespiti de dahil olmak üzere yapı denetim bedelini fiilen öder hale gelen müteahhitlerin asgari bedelden yapılan tenzilatları; Buna mukabil yapı denetim kuruluşları faturalarının asgari bedelden kesmekte; Yapı denetim kuruluşları kazanmadığı paranın vergisini ödemekte, müteahhit ise kayıt dışı kazanç sağlamakta; Yapı denetim hizmet bedeli taksitlerini ödemeyip inşaatı devam etmekteler; Şantiye mesleki denetimlerinde de sıkıntılar yaşanmakta, ruhsat dışı ve proje dışı uygulamalara müdahaleler çok zor olmakta; Şantiye mesleki denetimlerinde, tadilatı gerektiren hallerde, proje tadilatı yaptırılmadan uygulamaya geçilmesi, bu nedenle de yapı denetim kuruluşunun ceza almasına neden olunması, olarak özetleyebiliriz. YENİ YASA ve YÖNETMELİKTE BEKLENTİLERİMİZ Hazırlanmakta olan yeni yasada en büyük beklentimiz, tek madde halinde belirlenen ceza maddesidir. Öyle ki bir evrakı üç gün geç verseniz ya da binaya kaçak bir kat eklenmesine izin verseniz aynı cezayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Kapatma! Kaç ay olduğunun hiç önemi yok, bir ay bile kapatılmış olsanız bütün işleriniz bitiyor, sözleşmeleriniz fesih oluyor. Bu işin en kötü tarafı da cezaya konu olmayan işlerin yapı sahibinin çektiği ceza, onun da hatası varmış gibi işleri duruyor, bir başka Yapı Denetim Kuruluşu buluyor, her koşulda işleri aksıyor. Üstelik Yapı Denetim Kuruluşu kapatılmaya muhatap olan işin dışındaki diğer yapı sahiplerine durumu anlatması çok sıkıntılı ve onur kırıcı. Bildiğimiz kadarı ile hazırlanmakta olan yasada yapılan hataya oranlı ceza geliyor, en kötü durumda verilecek kapatma cezasında ise sadece cezaya muhatap olan iş durduruluyor, diğer işler devam ediyor, ancak ceza sona erene kadar yeni iş alınmasına izin verilmiyor. Evrak teslim sürelerinde makul süre düzenlemeleri gibi bir takım yeni düzenlemeler de var. Yapı Denetim Kuruluşuna ödenecek denetim bedelleri konusunda da çalışmalar olduğunu biliyoruz. Yine de bu yasa, tam bir Yapı Denetim Yasası değil sadece mevcut yasa üzerinde yapılan düzenlemelerden ibarettir. Sonuçta artık tüm ülkede uygulanan denetim hala 2011 yılında çıkan 4708 sayılı pilot yasadır ve onbir yıl süren bir uygulamanın pilot yasa ile sürdürülmesi her türlü mantığa aykırıdır. Beklentimiz, geçen yılların deneyimlerinden yararlanarak sorunsuz bir şekilde işleyecek yeni bir yasanın bir an önce yazılması ve uygulamaya konulmasıdır. * İnş. Müh.Yapı Denetim Kuruluşları Derneği Birliği İzmir Şube YK Başkanı