Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 NİSAN 2011 SAYFA 10 MEVCUT BİNALARIMIZ NE KADAR GÜVENLİKLİ, NASIL ÖĞRENEBİLİRİZ? nş. Müh.KEMALETTIN GURPINAR .. . İnşaat sektörünün en önemli safhaları; proje, standartlara uygun malzeme, teknik kurallara uygun işçilik ve denetim ayağıdır. Bu çerçevede depreme güvenli bina yapımında mimari proje yanı sıra statik proje tasarımı önemli bir yer tutmaktadır. 1970 yılından günümüze kadar statik proje tasarımı konularında çok önemli gelişmeler olmuştur. Yurdumuzun büyük bir kısmının aktif deprem kuşağı üzerinde bulunması bu önemi daha da arttırmıştır. 1999 depremi ise dünyadaki deprem kuşakları üzerinde bulunan diğer ülkelerde olduğu gibi yurdumuzda da depreme dayanıklı binalar yapılması konusunda pek çok kararlar alınarak uygulanmaya konulmasına neden olmuştur. Günümüzde, mevcut ve yeni yapılacak binaların öngörülen depremle karşılaştığında nasıl bir performans sergileyeceğinin belirlenmesi ve buna göre tedbirlerin alınması çok önem kazanmıştır. YENİ YAPILACAK BİNALAR Bu gelişmeler ışığında yeni yapılacak binaların statik proje tasarımı sonucu ortaya çıkan betonarme projesine göre yapılacak binanın öngörülen depremle karşılaştığında performansının ne olacağı sorgulanmaya başlanmıştır. Bilhassa yüksek yapılarda daha da önem kazanan bu performans değerlendirmesinin yakın zamanda yönetmeliklerimizde zorunlu olarak yer alacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde yönetmeliklere uygun olarak tasarlanan betonarme projesine göre inşa edilen yapıların öngörülen depremle karşılaştığında beklenen performansının yetersiz kalmasının en önemli nedenlerinden bazıları şöyle sıralanabilir: 1. Statik proje tasarımının uygun seçilememiş olması 2. Binanın kullanım amacının statik proje tasarımını zorlaması (büyük açıklık ve kat yüksekliği) 3. Çok katlı yüksek yapılar istenmesi 4. Yapılacağı arsanın geometrik şeklinin uygun olmamasından dolayı dengeli bir statik sistemin kurulamaması Burada en önemli avantajımız, proje safhasında performans hesabı sonucu saptanan istemeyen hasar durumlarının kolayca giderebilme imkânımızın olmasıdır. Bu imkânları şöyle sıralayabiliriz. 1. Binanın statik sistemini daha uygun bir şekilde değiştirebiliriz. 2. Betonarmede kullandığımız malzeme dayanımlarını değiştirebiliriz. 3. Betonarme elemanların ebatlarını değiştirebiliriz. 4. Betonarme elemanlara konulan donatı miktarlarını değiştirebiliriz. Yukarıda sıralanan imkânlardan birini veya birkaçını değiştirmek suretiyle binamızın performansını tasarımda öngörülen depreme karşı yeterli duruma kolayca getirebiliriz. PEKİ, MEVCUT BİNALARDA NE YAPACAĞIZ? Ülkemizde halen içinde barındığımız ve mevcut yapı stoğumuzu oluşturan binaların % 95’i; 1970 ile 2000 yılları arasında yapılmıştır. 1999 depremi sonrası Betonarme yapılarda gözlenen hasarlar ve nedenlerine baktığımızda; ”Yerel zemin koşullarına uyumsuzluk, binanın mimari ve taşıyıcı sistem tasarımında yapılan hatalar, kalitesiz malzeme ve kötü işçilik, yetersiz denetim” deprem hasarını oluşturan en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Zeminin sıvılaşması nedeniyle devrilenyıkılan binalar, kısa kolon, yumuşak kat ve zayıf kat, kolon mafsallaşması nedeniyle yıkılan ya da ağır hasar gören binalar bu faktörlerin sonucudur. Yapısal hasarı etkileyen faktörler önem sırasına göre yapısal denetim ve yeterli proje kalitesidir. Deprem sonrası yapılan incelemelerde “mühendislik hizmeti” gören yapılardaki hasarın az olduğu, ancak projesine ve tekniğine aykırı yapılan binalarda hasar oranının çok olduğu gözlenmiştir. Bununla birlikte, yapı projeleri, yerel yönetimlerle “proje denetim protokolü” olan meslek odaları tarafından denetlenmiş, hatalı veya eksik projeler bir şekilde düzeltilmiş ve bu şekilde kısmen de olsa proje kalitesi artırılabilmiştir. Ancak uygulamadaki kontrolsüzlük, proje dışı uygulamalar, kalitesiz işçilik ve buna bağlı olarak dayanıksız yapılar hasar oranını artırmış, dolayısıyla gerek meslek odalarında gerekse belediyelerde yapılan proje kontrolleri amacına hizmet edememiştir. Proje eki olarak düşünülen ancak en az mimari ve statik projeler kadar önemi olan makine ve elektrik projeleri detaya yönelmemiş ve uygulamasıyla beraber ciddi olarak ele alınmayarak imalattaki kontrolsüzlükle birlikte bu alanda kendini daha da göstermiştir. Tesisatlar nedeniyle taşıyıcı sisteme ya da dolgu duvarlara yapılan müdahaleler, hasara uğratılan yapı elemanları binaların yıkımlara varan boyutlarda hasara uğramalarına neden olmuştur. Depremde duvar hasarlarının fazla olmasının sebebi, kötü duvar işçiliği ile birlikte, tesisatlar amacıyla duvarda açılan kanallardır. Bundan dolayı da depremde taşıyıcı elemanlara yardımcı olan bölme duvarlar gerekli performansı gösterememiştir. Yapısal yalıtım ve drenaj eksikliği de, binalarda her ne kadar ciddi hasarlara yol açmasa da, binanın kullanım ömrünü kısaltan rutubet ve korozyona neden olmuş, bu nedenle donatılarda paslanmalar, örtü betonda çatlamalar meydana gelmiştir. İnsan yaşamını da olumsuz etkileyen rutubet ve korozyon, binada kullanılan donatıları da etkilemiş, donatıların paslanmasıyla birlikte yapısal elemanların taşıma kapasitesi olumsuz yönde etkilenmiştir Görüleceği üzere mevcut binalarımızda onlarca sorun mevcut. O halde biz kendi oturduğumuz bina hakkında yeterli bilgiyi edinebilir miyiz, bu günümüz koşullarında mümkün mü? Bu sorunun cevabını bulmak biraz zor ama imkânsız değildir. Şu soruyu bina sahipleri olarak muhakkak kendi kendimize sormalıyız. Benim binam beklenen şiddetli deprem karşısında nasıl davranacak. Çökecek mi? Büyük çapta hasar görecek ama ayakta kalarak can kaybı riskimizi büyük oranda azaltacak mı? Ya da orta veya ortanın altında hasar olacak can ve mal kaybımız olmayacak bir davranış mı sergileyecek? Ya da benim binam beklenen şiddetli depremden hiç hasar görmeyecek kadar sağlam mı? “İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNİN ESAS AMACI BU SORULARINIZA CEVAP VERMEKTİR.” Bu sorulara cevap vermek yukarıda yeni yapılacak binalardaki işler kadar kolay değildir. Karşınıza kolaydır diyenler çıkarsa sakın inanmayın paranızı sokağa atmayın. Burada önümüzde mevcut bir yapı vardır. Ve bu yapı performans değerlendirmesi yapabilmemiz açısından tam bir kapalı kutu durumundadır. Doğru bir performans analizi yapabilmemiz için mevcut bina hakkında mümkün olduğunca çok ve güvenilir bilgilere ihtiyaç vardır. Uzman Mühendislik firmaları bu bilgileri elde etmek için aşağıdaki prosedürü uygulamaktadır. 1. Gözlem ve ilgili kişilerle karşılıklı söylemlerle bina hakkında bilgi toplamak (binanın yapım yılı, binanın projesi var mı yok mu, ruhsat var mı, bina yapımı ara verilmeksizin mi gerçekleştirilmiş, binada çatı varsa bu çatı bina ile birliktemi sonradan mı yapılmış gibi bilgiler… gözlem ile hasar var mı, korozyon var mı, duvar ve betonarme elemanlarda çatlamalar var mı, bina kat adedi, kat yükseklikleri ve açıklıklar nasıl, görülebiliyorsa temel sistemi hakkında bilgi, onarım ve sonradan ilaveler var mı gibi bilgiler… ilgili idarelerdeki binaya ait dosyalardan elde edilecek bilgiler) 2. Binanın temel sistemi hakkında gözlemle bilgi edilememiş ise gözlem çukurları açılarak temel sistemi ve eleman ebatları hakkında kesin bilgiler elde edilir. 3. Binanın betonarme elemanlarından usulüne uygun olarak karot numuneleri alıp basınç deneyine tabi tutarak ayrıca çekiç testi yapılarak betonun basınç mukavemeti hakkında kesin bilgiler elde edilir. 4. Yapı betonarme elemanlardaki donatıların röntgen cihazları ile usulüne uygun olarak sayıları, kalınlıkları. Aralıkları tespit edilir. Ayrıca usulüne uygun olarak betonarme elemanlardan bir kaçını sıyırarak etriye kanca acıları ve bindirme boyları hakkında bilgiler elde edilir. 5. Binanın uygun yerlerinden üç dört adet donatı çubuğu alıp çekme deneyine tabi tutarak çekme mukavemetleri hakkında kesin bilgiler elde edilir. I.DEĞERLENDİRME AŞAMASI: Buraya kadar elde edilen bilgilere dayanarak yaklaşık bir karara varmak mümkündür şöyle ki: Beton çok kalitesiz ise, donatılar çok yetersiz ise, temel sistemi uygun değil ise, betonarme elemanlar çok zayıf görüntü veriyorsa, ilave başka olumsuzluklarda varsa bu binanın büyük bir olasılıkla ağır bir güçlendirmeye gerek duyacağı kanaatine varılabilir. Bu noktada yapı sahibi ile uzman mühendislik firmasınca işleme devam etme ya da etmeme yönünde bir karar verilir. Karar işleme devam etme yönünde olur ise sözleşme gereği işleme devam edilir. 1. Zemin etüdü yapılarak zeminle ilgili doneler kesin olarak elde edilir. Binanın mimari rölevesi detaylı bir şekilde çıkarılır. 2. Binanın statik sistem rölevesi hassas bir şekilde çıkarılır. 3. Binanın bulunduğu bölgenin deprem parametreleri belirlenir. 4. Bu bilgiler ışığında bilgisayar ortamında binanın modeli oluşturulur. Elde edilen doneler sisteme girilir. 5. Deprem Ao=0 (sıfır) alınarak düşey yükler altında binanın analizi yapılır. Bu analız sonucunda yetersiz elemanlar tespit edilirse bunlar güçlendirme listesine yazılır. Performans hesabı sonucu statik sistemde başkaca güçlendirme gerekliliği çıkmazsa sadece bu elemanlar için güçlendirme kararı alınır. 6. Sonra belirlenen deprem parametreleri dikkate alınarak “Deprem Yönetmeliği 7. Bölüm”deki kavram ve usullerden uygun olan birine göre R=1 seçilerek depremli analizler yapılır. 7. Sonuçlar “2007 Deprem Yönetmeliği”nde belirlenen hasar durumları ve kriterlere göre incelenir. 8. Bu incelemelerin sonucunda mevcut binamızın performansı öngörülen depreme göre belirlenir. II. DEĞERLENDİRME AŞAMASI: Bu aşamada mevcut binamızın beklenen şiddetli deprem karşısında ne şekilde davranacağını artık net olarak görülebilir. Bu bilgiler ışığında binanın güçlendirilmesi ve güçlendirme maliyeti hakkında bilgi verebilecek duruma ulaşılır. A. Güçlendirme maliyetini çok bulur güçlendirmeden vazgeçersek sözleşmeye göre bu aşamaya kadar yapılan hizmetlerin bedeli uzman mühendislik firmasına ödenerek sözleşme fesih edilir. B. Güçlendirmeye karar verilirse işleme devam edilir. • Ne şekilde hangi malzemelerle güçlendirme yapılacağına karar verilir. • Bu seçenekler programa yüklenerek analizler tekrar yapılır. • İstediğimiz performansı yakaladığımız seçeneğe göre güçlendirme projeleri hazırlanarak onaylanır. • Ruhsat için ilgili idarelerden izin alınacak ise dosya bu konsepte göre hazırlanarak ilgili idareye verilir. İstenirse dosyanın takibi mühendislik firması tarafından yapılarak sonuca bağlanır. • Yine istenirse güçlendirme inşaatı yapımı konusunda müşavir olarak yardımcı olunur. Görüleceği üzere mevcut binaların incelenmesi uzmanlık isteyen bir konudur. Ülkemizde özellikle 2007 deprem yönetmeliği sonrası yapılan yayınlar, odalarımızın eğitim seminerleri ve Bayındırlık ve İskân bakanlığının çabaları mevcut binaların incelenmesi konusunda yol haritası çizilmesine katkı koymuştur. Piyasada sayıları az da olsa konuya hâkim, deneyimli ve uzman İnşaat Mühendisleri bulmak mümkündür. Bura da iş yine tüketici durumunda ki mevcut yapı sahipleriyle yöneticilere düşmektedir. İşin uzmanını arayıp bulmak. İşin uzmanı İnşaat Mühendisi size en kısa yoldan binanız hakkında en doğru bilgileri aktaracak ve güvenli bir yapıda huzur içinde yaşamanız için gerekenleri önerecektir. Ayrıca 2001 yılından bu yana öncelikle 2011 yılına kadar ülkemizin 19 ilinde daha sonra da, 01.01.2011 tarihinden itibaren Tüm illerde yürürlükte olan Yapı denetim yasası ve bu yasanın uygulanması için kurulan ve Bayındırlık ve İskân bakanlığından izin belgesi alan Yapı denetim kuruluşları içerisinde bu konuda uzmanlaşan firmalar mevcuttur. Bu firmalardaki uzman inşaat mühendisleri de, bilgi ve deneyimlerini kullanarak halkımızın yapıları hakkında bilgi edinmeleri, güçlendirme proje yapımı ve uygulanması konularında istemlerini yanıtlayabilecektirler.