18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Amasya Görüşmeleri İstanbul Hükümeti ile Heyeti Temsiliye arasında bir süredir devam eden gayri resmi görüşmelerin yerini resmi bir temasın alması kararlaştırılmış, buna göre yapılan görüşmelere hükümet adına Salih Paşa, Heyeti Temsiliye adına ise Mustafa Kemal, Bekir Sami ve Rauf Beylerin katılması uygun bulunmuştu. Mustafa Kemal, Salih Paşa ile iç ve dış politik konuların yanı sıra orduyla ilgili konuların da görüşüleceğini düşünerek bazı kolordu komutanlarının görüşlerini alma gereği duydu. Bu kişiler arasında bulunanlardan Ali Fuat Paşa, yardımcı olmaktan başka amaç gütmeyen güçlü bir müttefike ihtiyaç duyulduğunu, göreve getirilecek kişilerin padişaha, vatan ve millete bağlı olması gerektiğini, hainlerin bir an önce cezalarının verilip entrikalarının önüne geçirilmesinin zorunlu olduğunu ve güçlü bir orduya ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Cevdet Bey İstanbul Hükümeti’nin millete dayalı bir politika izlemesi, Meclisi Mebusan’ın açılmasını temin etmesi ve bu meclisin daha güvenli bir şehirde toplanması, önemli görevlere vatanseverlerin getirilmesi ve basındaki sansürün kaldırılması gerektiği fikrindeydi. Kâzım Karabekir Paşa’ya göre ise en önemli konu tam bağımsızlık ve mandayı kesinlikle reddetmekti. Amasya’da 20 Ekim’de başlayan görüşmeler üç gün devam etti ve nihayetinde ikişer nüsha olmak üzere beş ayrı protokol düzenlendi. Bunlardan üçü imza edilirken, 22 Ekim 1919 iki protokol gizli sayılarak imzalanmadı ve alınan kararlar kolordulara bildirildi. Bu görüşmelerde Heyeti Temsiliye ile İstanbul hükümetinin karşı karşıya gelmesi ve karşılıklı imzalar atılması, burada alınan kararlar ve sonuçları bir yana bırakılsa bile, İstanbul hükümetinin artık milli cemiyetleri ve Heyeti Temsiliye’yi resmen tanıdığını ortaya koyması bakımından önemli bir gelişmeydi. SÜTÇÜ İMAM OLAYI Mondros Mütarekesi’nin ardından hızla birbirini takip eden işgallerde Kuvayı Milliye milislerinin direnişiyle birlikte, kimi noktalarda yöre halkından herhangi bir kişinin tek başına düşmana direniş gösterdiğine de rastlanıyordu. Bu olaylardan biri de uzun dönem İngiliz ve Fransız askerlerinin işgali altında kalan Maraş’ta yaşandı. 1919 yılının büyük bölümünde İngiliz kuvvetlerinin işgali altındaki Maraş, İngilizlerin çekilmesinin hemen ardından Fransız askerleriyle karşılaşmıştı. Fransızların Maraş’ı işgalinden kısa süre sonra, önceleri küçük grupların karşılıklı çatışmaları şeklinde başlayan olaylar yaşanmaya başladı. 31 Ekim 1919 Cuma sabahı şehirdeki Fransızlardan güç alan Ermenilerin taşkınlıkları sonucu çeşitli mahallelerde çatışmaların arttığı gözleniyordu. Bir grup işgal askerinin Uzunoluk Caddesi’nden kışlaya dönerken Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan iki Türk kadınının peçesini yırtması, olayı gören Türklerin askerlerin üzerine yürümesi ve tartışmaların başlamasına yol açtı. Bu sırada, asıl adı Ali olup Uzunoluk Caddesi’nde hem süt satarak geçimini sağlayan, hemde ücretsiz olarak imamlık yapan Sütçü İmam tabancasını alarak dükkânından olayın olduğu yere gelerek askerlere ateş etti. Yaralı asker bir gün sonra ölürken, Sütçü İmam ise Bertiz’in Ağabeyli köyünde bulunan Beyazıt oğlu Muharrem Bey’in yanına gidiyordu. Sütçü İmam, Ermeni ve Fransızlar tarafından sürekli arandıysa da bütün çabalara rağmen bulunamadı. 365
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle