07 Ocak 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mustafa Kemal’in İstifası İstanbul hükümeti tarafından Anadolu’daki arzu edilmeyen hareketleri durdurmakla görevlendirilen Mustafa Kemal’in tam ters yönde faaliyetlere girişmesi, İstanbul hükümeti, vilayet yönetimleri, İtilaf Devletleri’nin temsilcileri ve Mustafa Kemal arasında yoğun bir mesaj trafiğine neden olmuştu. Yazışmaların temel konusu, Mustafa Kemal’in görevden azledilip bir an önce İstanbul’a dönmesinin sağlanmasıydı. Haziran 1919 başlarında Harbiye Nezareti’ne Mustafa Kemal Paşa’nın görevden alınmasını isteyen bir yazı iletmiş olan İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, bir sonuç alamayınca 17 Haziran’da aynı doğrultuda ikinci bir mektup daha iletmiş, bu talep Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey tarafından 23 Haziran’da vilâyetler ve mutasarrıflıklara bir yazıyla bildirilmişti. Mustafa Kemal ise bu gelişmelerden haberdar olduğu halde, unvanını kullanmaktan vazgeçmeyip resmi görevinin sunduğu imkânları Milli Mücadele yolunda olabildiğince kullanmak için İstanbul’a karşı oyalama taktiği uyguluyordu. En sonundan 8 Temmuz gecesi, İstanbul, Mustafa Kemal’in görevine resmen son verirken, o da aynı dakikada, Harbiye Nezareti ve hemen ardından padişaha çektiği telgraflarla kendisine verilen görevle birlikte askerlikten de çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal, 8 Temmuz 1919 bu kararını şu sözlerle ifade ediyordu: “...Âşığı olduğum yüce askerlik mesleğine bugün veda ve [görevimden] istifa ediyorum. Bundan sonra mukaddes milli gayemiz için her türlü fedakârlıkla çalışmak üzere milletin sinesinde bir fert sıfatıyla bulunmakta olduğumu ilan ederim.” Erzurum Kongresi Vatanın bölünmesi tehlikesi karşısında merkezi hükümetin gerekli önlemleri alamadığı kanaatini taşıyan milli irade temsilcileri 23 Temmuz7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da bir kongre düzenlediler. Kongre sonunda yayınlanan beyannamede, Trabzon ve Canik (Samsun) sancağı ile doğu illeri adını taşıyan Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis illerinin ve bu saha içindeki bağımsız livaların hiçbir neden ve bahane ile birbirlerinden ve Osmanlı camiasından ayrılamaz bir bütün olduğu; Osmanlı ülkesini bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığının sağlanması, saltanat ve hilafet makamının dokunulmazlığı için ulusal güçleri yapıcı ve ulusal iradeyi ege 23 Temmuz 1919 men kılmanın gerekliliği; Hıristiyan unsurlara, siyasal egemenlik ve toplumsal dengeyi bozacak yeni birtakım ayrıcalıklar verilmesinin kabul edilmeyeceği; Osmanlı topraklarında uzun zamandır Müslüman halkla birlikte yaşayan gayrimüslim unsurların, Osmanlı Devleti kanunlarıyla takviye edilmiş, kazanılmış haklarına bütünüyle saygı gösterileceği; vatanın bütünlüğünün korunması şartıyla ulusal sınırlar içinde milliyet esaslarına aykırılık göstermeyen ve ülkenin istilası amacını taşımayan herhangi bir devletin bilimsel ve ekonomik yardımının memnunlukla kabul edileceği belirtiliyordu. Erzurum Kongresi, Milli Mücadele’nin bundan sonraki seyri için bir rehber niteliğindeydi. Amasya’da beliren milli hareket şimdi Erzurum’da bir tabana sahip olmuş, meşruiyetini artırmıştı. Burada alınan kararlar, artık milletin gerektiğinde kendi çözüm yollarını kendi üreteceğini gösteriyor, geleceğe ışık tutuyordu. 363
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle