Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİR HAKİKAT DESTANI İnönü Savaşlarından sonra ordunun güçlendirilmesi için Anadolu’ya gönderilen silah ve cephanenin çıkarıldığı önemli limanlardan biri de İnebolu’ydu. 9 Haziran günü gemilerden toplarla ateş altına alınan İnebolu’da halk, orduya destek için var gücüyle çalışmaktan vazgeçmiyordu. “Doğudan motorlarla batıya geçen kuvvetler Akçaşehir’e ve Trabzon nakliyatı bahriyesinden, İstanbul’dan gelen yardımlar da İnebolu’ya çıkarıldığından, Karadeniz ablukasını yapan Yunan torpidoları araştırmalarını artırarak İnebolu’nun Zarbana iskelesi önünde tekrar bir kayığı yokladılar. Zarbana’daki birkaç Rumun casusluğundan şüphe edilmiş ise de bu şüphe doğru çıkmadı... Mayıs ayında denizin fırtınalı olmayışından seferler yapılıyordu. İnebolu’ya gelen savaş araçları çeşitli olduğu gibi hemen her gün gelen vapurlardan çıkan sivillerin kılık kıyafet değiştirince türlü rütbeli subaylar olduğu görülüyordu. Çarşı, pazar, panayır halinde; şu farkla ki, gıda panayırı değil insan panayırı halinde idi. İskele ve sokaklar hareket adamları ile dolu, İneboluKastamonu hatları araba ve hayvan pazarlığı eden yolcularla dolu, yollar köprüler neşeli, eğlenceli kafilelerle dolu, daha da gelecekler var... Haziran ayı girdi... Deniz güzel. 1 Haziran 1921 gece gelen Bahricedid vapuru külliyetli silah cephane yüklü. Kayİstanbul’dan gelen Kuvayı Milliyecileri, silah ve cephaneleri gemilerden kıyıya taşıyan İnebolulu kayıkçılar. makam İsmail Hakkı, mevki kumandanı yarbay Nidai, hat kumadanı Binbaşı Derviş Beyler ayakta, boşaltılması için tertibat alıyorlar. 1 Haziran 1921’de, yani peşinden Ümit vapuru demirledi. Bunda da külliyetli silah cephane olduğu öğrenildi. 300 ton, şimdiye kadar gelenlerin en çoğu ve üstesi idi. Görülüyor ki İnebolu kasabası silah, cephane ambarı olmuş, depolar, mağazalar, arsalar dolmuş, hatta İkiçay deresindeki kuytular yığılmıştı... Daha önceden gelen Bahricedid vapuru gece ve sabahleyin erken boşalmıştı ama, öğleden evvel gelen Ümit vapurunda külliyetli silah ve cephane olduğu öğrenilince, geceden uykusuz, yorgun kaykçılar yine işbaşı edildiler. Bu fedakar denizciler, düşmanın boğazdan çıktığını duymuşlardı. Genci ihtiyarı, piyade, denk kütük gibi kıyıda ne cins kayık varsa yüzdürdüler. Bir hamlede vapurun etrafını sardılar. Kancasını, gönderini vapura takıp sanki İstanbul fethinde kale burcuna tırmanan Uluabatlı Hasan ve arkadaşları gibi tırmandılar. Birbirini vapura aldılar. Ambarlara daldılar. Silah cephane sandıkları kaptan taşan sular gibi her yandan kayıklara akma ğa başladı. Batarcasına doldurulan kayıklar birer kuş gibi gelip baştan kara ettiler. Bunların boşalması, içeri taşınması gerekti. Askerler yetmiyordu. Fakat aşağıda anlatıldığı gibi yine İnebolu halkı imdada yetişti. Ve kayıklar mekik gibi işlemeye başladı. 1 Haziran 1921 günü camide müftü Ahmet Hamdi Efendi her cuma namazından sonra yaptığı gibi bugün de çarşamba olduğu halde öğle namazından sonra kürsüde Kuvayı Milliye’yi övüyor. İskeleye gelen silah ve cephaneleri boşaltmanın taşımanın sevabından bahs ile vaaz ediyordu. İskeleye savaş araçları yığıldıkça mevki, hat, irkap ihraç kumandanları ve liman reisleri harekete geçerek Yahyapaşa Camii’nin 40 yıllık kayyımi Ahmet Efendi’yi çağırır, halkın yardımını isterlerdi. Kayyım Ahmet Efendi çarşı ve meydanlarda ‘Ey ahali! Cephane yüklü gemi geldi. Yalıya buyrun. Heyyy!’ diye bağırır. Çarşının kayıkçıları, gençleri, iskeleye gider boşaltırlardı. Amma daha böylesi gelmemişti. Moloz ve çekek yerleri böylesi yığılmamıştı. Denk kayıkları yüklü ve çekecek yer kalma 230