15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1921 yılı ortalarına gelindiğinde yeni bir muhalefet dalgasına ve kargaşaya tanık oldu. Yunan ordusuyla sürdürülen savaşta Kütahya ve Eskişehir’in kaybedilmesi çarpışmaları kritik bir noktaya getirmiş, ordunun Sakarya gerisine çekilmesi Ankara’da bir sarsıntıya yol açmıştı. Ordunun çekilmesi kararını verirken Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet Paşa’yla paylaştığı kaygılar gerçekleşiyor, Meclis’te birtakım tartışmalar yaşanmaya başlıyordu. Özellikle muhalif mebuslar kötümser konuşmalar yapıyordu. Sonunda, Mersin Mebusu Salahattin Bey’in Meclis kürsüsünden Mustafa Kemal’in ordunun başına geçmesi yönündeki teklifinin birçok destekçi bulması, yeni bir konuyu gündeme getirdi. Mustafa Kemal Paşa’nın doğrudan doğruya ordunun başına geçmesini teklif eden kişiler iki ayrı eğilimi temsil ediyordu. Bir grup artık ordunun tamamen yenildiği, durumun düzeltilemeyeceği, bundan dolayı da milli davanın kaybedildiği kana236 atindeydi; bu durumun sorumlusu olarak Mustafa Kemal’i tayin etmek istiyorlardı. Çoğunluk ise, duydukları güven dolayısıyla, samimi duygularla başkomutanlık önerisinde bulunuyordu. Komutanlığı fiili olarak Mustafa Kemal’in üzerine almasını sakıncalı görenler de ordunun bundan sonraki herhangi bir savaşta başarı kazanamayıp yeniden geri çekilmesinin uzak bir ihtimal olmadığını, Mustafa Kemal fiilen ordunun başında bulunursa, son ümidin de yitirilmiş olduğu gibi bir inanç doğabileceğini düşünüyordu. Bu konu Meclis dışında da yayılmaya başladı. Mustafa Kemal’in sessizliği ve komutayı fiilen üzerine almak üzere bir adım atmaması, kamuoyunda felaketin kesin ve yakın olacağı düşünce ve inancını yaygınlaştırıyordu. Bu gelişmeleri izleyen Mustafa Kemal Paşa, artık bir adım atmak gerektiğini düşünerek, 4 Ağustos 1921 günü gerçekleştirilen gizli oturumda üyelerin yakınlık ve güvenine teşekkür ettikten sonra, başkanlık makamına şöyle bir önerge verdi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Yüce Başkanlığı’na, Meclis’in pek sayın üyelerinin genel olarak beliren istek ve talepleri üzerine, başkumandanlığı kabul ediyorum. Bu görevi şahsen üzerime almaktan doğacak yararları azami çabuklukla elde edebilmek, ordunun maddi ve manevi gücünü en kısa zamanda artırıp en yüksek seviyeye çıkarmak, sevk ve idaresini bir kat daha kuvvetlendirmek için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sahip olduğu yetkileri, fiilen kullanmak şartıyla üzerime alıyorum. Ömrüm boyunca, milli hâkimiyetin en sadık bir kulu olduğumu millete bir defa daha gösterebilmek için, bu yetkinin üç ay gibi kısa bir süreyle sınırlandırılmasını ayrıca rica ederim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal” Mustafa Kemal Paşa, geçici bir süre için bile olsa TBMM’nin yetkilerinin bir şahsa devrinin esas olarak doğru olmadığına inandığından, üç ay gibi bir zaman sınır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle