Katalog

yılında ilk Altın Mikrofon şarkı yarışmasını düzenler. Batman Orkestrası, 1966 ve 1967 yıllarındaki Altın Mikrofon şarkı yarışmalarında finale kalır. Ve 1968 yılında birinciliği Batman’a getirir. Kırk yıl önce adı herkesçe bilinen bu orkestra unutulmaya yüz tuttu. 1960’lı ve 70’li yılların Batman’ı bambaşkaydı. (Yön: Metin Avdaç, Türkiye, 68 dk) NKILAP VE 9 KARDEŞ/INKILAP AND HER NINE SISTERS A Takımı, Zaga, Çapraz Ateş, 5 Kere 5 gibi başarılı televizyon programlarının yapımcılığı ve yönetmenliğiyle en son MTV Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlenen Halil Şafak Bakkalbaşıoğlu’nun son belgesel projesi, 1960’lı yıllardan 2004’e kadar İstanbul’un mavi sularında boy gösteren buharlı vapurların serüvenini anlatıyor. Son buharlı vapurların… Başta İnkılap olmak üzere Ali İhsan Kalmaz, Turan Emeksiz, Harbiye, Kanlıca, Kuzguncuk, Anadolu Kavağı, Pendik, Ataköy vapurlarının ve “bu vapurlar bizim vatanımız gibiydi” diyen, kaptanından kamarotuna, İstanbul sevdalılarının hikâyesi… (Yön: Halil Şafak Bakkalbaşıoğlu, Türkiye, 76 dk) EPREMİN GÖLGESİNDE/ IN THE SHADOW OF THE QUAKE Marmara Depremi’nin on yıl sonrasıyla ilgili olan bu belgesel, yönetmenler Floor Kooij ve Sibel Bilgin’in 1999 yapımı Benim Kırık Şehrim adlı belgesellerinin devamı sayılabilir. Bu filmin asıl amacı, geçtiğimiz on yılda bu şehirlerdeki ailelere ve insanlara ne olduğunu araştırmaktır. “Kırık Şehir” artık kırık değil elbette. (Yön: Sibel Bilgin ve Floor Kooıj, HollandaTürkiye, 60 dk) Amerika Birleşik Devletleri, dünya nüfusunun %5’ini oluşturmasına rağmen, dünya mahkumlarının %25’ini barındırıyor. Sadece New York eyaletinde yetmiş tane hapishane var. Bunların birçoğu eyaletin ücra köşelerinde bulunuyor. Her hafta sonu çoğu zenci ve Latino kökenli yaklaşık sekiz yüz kadın ve çocuk bu hapishanelerdeki yakınlarını ziyaret etmek için toplam yirmi dört saat süren bir otobüs yolculuğuna çıkıyor.(Yön: Melis Birder, ABDTürkiye, 65 dk) 3 Saat, 2004’te ÖSS’ye giren iki milyona yakın adaydan altısının bir yıl boyunca süren macerasını anlatan bağımsız bir belgeseldir. Öğrenci Seçme Sınavı’nın üç saati artık toplumsal kültürümüzün bir parçası, bir doğa kanunu gibi. (Yön: Can Candan, Türkiye, 118 dk) IRDESUR (KIRMIZIKÖPRÜ)/RED BRIDGE Muhabirlikten belgeselciliğe geçiş yapan ve en son Sarının Üstü Düzgün’dür ve Sayd belgesellerini çeken Caner Canerik’in son eseri, doğduğu yer olan Pülümür ilçesinin Kırmızıköprü (Pırdesur) Köyü’ne yıllar sonra yeniden dönüşündeki izlenimlerini aktarıyor. Türkiye’nin özellikle 1990’lı yıllardan itibaren Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan iç göç büyük trajedileri de beraberinde getirdi. Gayri resmi rakamlara göre 3 milyona yakın insan, tüm birikimlerini bırakarak hiç tanımadıkları, bilmedikleri kentlere göç etti. Nüfusu 30 kişiye düşen Kırmızıköprü’de, göç etmeyen ve tüm sıkıntılara rağmen yaşamayı sürdürenlerin hikâyeleri, köydeki kültürel ve sosyolojik değişimi, yaşamı, mücadeleyi anlatıyor. (Yön: Caner Canerik, Türkiye, 90 dk ) Bu belgesel, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden 1984 yılına kadar geçen süreçte otuz dört tutuklunun ölümüne, yüzlerce tutuklunun sakat kalmasına neden olan Diyarbakır 5 No.’lu Cezaevi’ni anlatıyor. Dönemin askeri yetkilileri bu cezaevini “askeri okul” olarak tanımlarken, tutukluların “vahşet dönemi” diye adlandırdığı 19801984 yıllarında cezaevinde yaşananlar tanıkların anlatımıyla karşınıza geliyor. (Yön: Çayan İ D Demirel, Türkiye, 96 dk) ÂZIM’IN KÜBA SEYAHATİ/ THE VOYAGE OF NÂZIM HİKMET TO CUBA Eşitliğin, özgürlüğün ve Türkçe’nin büyük şairi Nâzım Hikmet, 1961’de Kübalı şair arkadaşı Nicolas Guillen’den bir davet alır. O sırada Dünya Barış Konseyi yöneticisi de olan Nâzım Hikmet, 1959 Küba Devrimi’nin seyrini ve kazanımlarını yerinde görmek üzere Mayıs 1961’de Küba’ya gider. (Yön: Çağrı Kınıkoğlu ve Gloria Rolando, TürkiyeKüba, 68 dk) EKİ YA LONDRA/ WHAT ABOUT LONDON Bir zamanlar Doğu Londra’da, Bishop’s Way caddesinin köşesinde Bishop’s House adlı bir pub vardı. Sonra bu pub farklı ülkelerden gelen bir grup gencin evi oldu. Kuzey İrlanda, Fransa, Sudan, Avustralya, Filipinler, Brezilya, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinden gelen gençler burada İngiliz gençleriyle kendilerine özgü bir komün hayatı kurdu ve kendilerine Bishop’s House Sakinleri adını verdiler. (Yön: Rıza Kıraç, ON KUMSAL/ THE SHORE Güzel bir yaz günü, Vakfıkebir kasabasının Dutluk plajında neşeyle bağrışan çocuklar, top oynayan, horon tepen gençler, güneşlenenler, yüzenler. Birkaç yüz metre uzakta, onlarca kamyonun sahile boca ettiği kayaları denize dolduran iş makineleri. Koyun diğer ucunda ise otoyolu dalgalardan korumak için yapılan dalgakıran inşaatları. Doğal limanların ve balıkçı barınaklarının otoyol yapımı yüzünden yok olmasıyla kendilerine yeni yerler arayan balıkçıların takalarını karayoluyla taşımaları ve trajikomik öyküleri... Karadeniz halkının, yol yapma bahanesiyle denizinden koparılmasının hikâyesi. (Yön: Rüya Arzu Köksal, Türkiye, 56 dk) AVAKLAR/ŞEWAXAN/SHAWAKS Fırtına adlı kurmaca filmiyle 2008’de Ulusal Yarışma’da yer alan Kâzım Öz, Toprak (1999), Fotoğraf (2001) ve Uzak (2004) belgesellerinin ardından çektiği Şavaklar’da doğduğu yer olan Dersim yöresinde yaşayan göçebe Şavak topluluğunun dört mevsimdeki yaşantı tarzlarını, doğa ve dünyayla bağlarını, yaşam standartlarını ve toplumsal yapılarını N ZİYARETÇİLER/VISITORS belgeliyor. Hayvancılıkla geçinen Şavaklar, kışları köylerinin bulunduğu Pertek ve Çemişgezek bölgelerinde yaşarken baharın ortasında, yağmurlar sürerken yaylalara gitmek üzere yola çıkarlar. Yazın en sıcak günleri geldiğinde onlar dağların zirvelerindeki serin tepelerdedirler. Havaların soğumasıyla aynı yolu geri dönecekleri yolculuk başlar. (Yön: Kazım Öz, Türkiye, 92 dk) Tuzla Mezarlığı, Tersaneler Bölgesi’ni kuşbakışı görür. Mezarlığın olduğu tepeden aşağı doğru inmeye başlayın. İşte solda geniş askeriye arazisi. Yemyeşil ve insandan arındırılmış. Sonra bıçakla kesilmişçesine betonarme apartmanlar başlar. Tuzla Havzası’nda çalışan işçilerin evleri, sabah yediden itibaren “dışarıda”, tersanelerde, deri sanayide, yan sanayide çalışanlar tarafından boşaltılır. Tepe aşağı devam edin, atölyeler, E5 Köprüsü, amele pazarı, banliyö treninin sesi. İçmeler İstasyonu’nu geçin, işte neredeyse Türkiye’nin bütün tersaneleriyle bezeli Aydınlı Koyu. Tersanelerin zaman birimi yere düşen izmarit, endişesi ölüm ve geçim, umudu ve derdi, hepimizin umudu ve derdidir. Tuzla Mezarlığı, Tersaneler Bölgesi’ni kuşbakışı görür. (Yön: Petra Holzer, Selçuk Erzurumlu, Ethem Özgüven, Türkiye, 30 dk) ARENOSTRUM Özde hiçbir şey sanıldığı, göründüğü kadar romantik değildir. Özellikle küçük balıkçı için. Bir sabah kalkar ufka doğru bakarsın. (Yön: Ethem Özgüven, Türkiye, 30 dk) ÜRK GİBİ BAŞLA ALMAN GİBİ BİTİR/A GERMAN MIND WITH A TURKISH HEART Murat Şeker’in İki Süper Film Birden ve Aşk Tutulması adlı kurmaca filmlerinin ardından tamamladığı bu belgesel, Almanya’da kültür ve sanat platformunda öne çıkan Türkiye kökenlilerin hikâyesini konu ediniyor. Film, son yıllarda sıkça isimlerini duyduğumuz “Almancı” sanatçıların röportajları ve işlerinden oluşuyor. Köln, Düsseldorf ve Berlin’de yapılan çekimlerde on üç sanatçıyla röportajlar gerçekleştirildi. Belgesele konuk olan isimlerden bazıları şunlar: Yönetmen Neco Çelik, müzisyenler Muhabbet ve Lady Bitch Ray, oyuncu Tim Seyfi, Aziza A, stand up sanatçısı Fatih Çevikkollu ve opera sanatçısı Güneş Gürler. (Yön: Murat Şeker, Türkiye, 60 dk) 4857 P 3 SAAT/3 HOURS P S M T 5 NOLU CEZAEVİ/PRISON NR. 5 Ş 28. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 9. SAYFA