23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Eskiveııi cizgiler StYASET 84 Sempö MEHMED KKMAL ' Festivali'nde Altın Portakal ödülü alan sanatçı Tarık Akan'ın elinden ödülünü almak için bir ANAP'lı milletvekılı öneride bulunmuş. Nedenı de Tarık Akan sıyaset yapıyormuş. Siyaset yapmayan mı var? O eskidendi, siyasetle öteki konuları birbirinden ayırırlardı. Bugün her şeyin içınde siyaset vardır ve birbirinden ayrılması zordur. Nitekim Altın Portakal ödülünu veren kurulun Genel Sekreterı Rekın Teksoy, bu konuda şunları söylemektedir. "...ANAP'lı milletvokilinin konuşması sanatçılan politika yapmakla suçlarken aslında sanatı politikaya alet ediyor." Sanatı politikaya alet etmek de ne demektir? Sanatçı politika yapıyor demek ne kadar politika ıse, sanatçı politika yapıyor demek de o kadar politika yapmaktır. Politika nereye çekerseniz o yöne doğru gider. Milletvekili bu sözleri söylerken pekala politika yapmaktadır. Bir nokta daha var. Bu ödülü bir kurul Tarık Akan'a vermiştir. Parlamento vermediğı gıbi, bu ışe karışamaz da... ödülü veren kurulun sözcusü de konuşmasında buna değiniyor, "Meclls vermediki, Meclis alsın.,." diyor. Doğrudur, vermediği bir şeyi Meclis nıye alsın!... Burada bir baska sanatçı Zülfü Livaneli'den 8Öz etmek istlyoruz. Zülfü Livaneli, halk müziği diye adlandırdığımız bir dalda ününü yapmıştı. Gün geçtikçe bağlamanın yanına başka çalgılar da ekleyerek müziğini gelıştirdi. Bir yandan yurt içinde konserler verirken, bir yandan da yurt dışında konserler vermeye başladı. Livaneli, besteci, yazar ve yorumcu olarak son yıllarda uluslararası bir üne kavuşmuştur. Ptakları, film müzikleri, konser ve konferansları ile sağladığı bu ün, kazandığı uluslararası ödüllerle de pekişmiş oldu. Sanatçımız yurt dışında durmadan ilerfıyordu. Yunanlı kadın şarkıcı Maria Faranduri'nin solist olarak katıldığı Livaneli albümü, Almanya'da, Yıhn Plağı ödülünü (1983), Hollan'da Edisen ödülünü (1984) ve Yunanistan'da Yılın Plağı ödülünü kazandı. Livaneli, Türkiye, Batı Almanya, Fransa, Isveç, Finlandiya, Norveç, Danimarka, Libya, Belçika, Avusturya ve Yunanistan'da yüzlerce konser verdi. Livaneli, bütün bunlardan başka Türk, Fransız, Alman ve isviçre yapımı film ve oyunlara müzik yazdı. Konser ve plak çalışmaları sırasında Livaneli, Yunanlı Marıa Faranduri'den başka Haris Aleksiyu, Amerikalı Harry Belafonte ve Joan Baez, Şilili Inti ilimanı ve Angel Parra, Fransız François Rabbath, Belçikalı Julos Beaucarne ve Israilli ivry Gitlis'le ortak konser ya da plak yaptı. Böylece ünü durmadan dünyada yayılıyordu. Bu arada müziğini dünya müziği düzeyıne çıkarmak, yerel olmaktan kurtarmak için yenı arayışlarda bulundu. Son uzunçalar piağı bu arayışlarından, özgün müzik yapımında bir örnektir. Uzunçalar Orhan Veli'nın 'Gün olur' şiirıyle başlıyor, Sait Faik'in, 'insanı sevmek bir insandan başlar' sözü ile kendini bellı edıyordu. Bu arada kendi şiirlerine de yer veriyor, şairliğini de kanıthyordu. Aragon'un türlü şiirlerinden derlenen dizelerle süslüyordu. Plağın öte yüzünde gene Orhan Veli'nin 'Istanbulu Dinliyorum' şıiri yer alıyor. Buna Paul Eluard'ın Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday'ın çevlrdikleri 'özgürlük' şiiri ekleniyordu. Louis Aragon'un Attıla Tokatlı tarafmdan çevrılen 'Yalnız insan' eklenıyor, Lıvaneli'nin "Yaşamak" şiiriyle sona erlyordu. Vermeden Almak SEMPE, 17yasındayken, kendi deyimiyle Paris'e "kapağı attığı" taman yıl 1949'du. îlla bir kahkatürü çıksırt diye çok uğraştı. îlk olarak 1951 yılında bir dergıde, bir karikatürün altında "Sempi" imzası görüldü. Arttk herşeyin arkası gelebilirdi; geldi de... Paris Match ve tngiliz Punch dergilerine çizdiği karikatürlehyle birden ün kazandı. Mizah yazan Goscinny ile birlikte "Bizim Sırtif Lepetit Nicolas"adlt albümüyayımlandı. Bunu da başka albümler izledi. jngiliz parlamentosu için bir polltikacı, I "Tngiliz parlamentosu her şeyi yapma gücündedir ama, yalnız kadını erkek, erkeği kadın yapamaz," der. Belki o yıllarda öyleydi ama, şimdi kadını erkek, erkeği de kadın yapıyorlar. Bizlm parlamentoda da Antalya Film arsiv konusovor Ilizmetleriyamndabüyuklüğü vehızıylada ünyapan "TCG Yavuz"28Mart 1911 yılında Almanya'nm "Hamburgund Voss"tezgâhlarında denize indirilmişti. Alman donanmasınaketıldıktan Ikiyılsonra Türk sulanna sığınan ve 16 Ağustos 1914'te Dolmabahçe önlerinde Türk sancağı takılan ikigemiden (Ooben ve Breslaw) blrl olan "Yavuz" (Goben) Osmanlı imparatorluğunun savaşa girmesinde en büyiik neden oluyordu. Savaştaki büyük hizmetlerinden sonra ağır yaralarla havuza çekilen "Yavuz" 1926 yılında bir Fransız şirketi tarafmdan onanldı ve 10 Ekim 1929 yılında Cumhuriyet Donanmasına katıldı. 1938 yılında A tatürk 'ün naasını taşıdı. Varhğı ile Balkan devletleriarasında denge unsuru olarak nltelenen "Yavuz"aynca su üstü ve uçaksavar atışlannda defalarca "Donanma Blrinciliği" kazanmıştı. 1950 'de sonkezAkdeniz 'de yapılan bir tatbikata katıldı ve Kavaklar ö'nünde şamandıralara bağlandı. Buradan da Gölcük rıhtımına taşmdı. Almanlar tarafmdan satın alınmak istendi, müze yapılacağı söylendi ve sonunda 25 milyon liraya sökülmek uzere Makine Kimya Endustrisi'ne satıldı. Türk Deniz Kuvvetleri'ne 40 yıla yakın süre hizmet veren "Şanlı Yavuz" 7 Haziran 1973'te Gölcük'teki Poyraz tskelesinden top atiflanyla uğurlandı ve sökülmek üzere Seymen Koyuna çekildi. 18 Eylül 1975^* çekilen fotoğrafta ise "Şanlı Yavuz"dan kalan son parçalan görüyormnuz. (Fotoğraf: ARA GÜLER) "Yavuz"dan kalan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle