05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C A N ‘ TUFAN’DAN ‘ER SÖZÜ’ de Efes Pilsen’de oynarken Örs antrenörünüzdü. Onun böylesine hücumcu bir takım yaratmasına ne diyorsunuz? T.E: Ben Aydın Örs’le çalışırken o bize ilk başta defansif taktikleri öğretmişti. Aydın ağabey defans yapmayan oyuncuyu oynatmayı sevmez. Buna karşın F.Bahçe daha hücumcu bir takım bana göre... Bu da Aydın Örs’ü tanıyan birine göre ilginç bir durum. G.Saray Cafe Crown finale dek gidebilir mi? T.E: O yol hem uzun hem zor bir yol. Ama o yolda sadece ufak tefek detaylar var. Hiçbir zaman büyük engeller yok. Takım halinde bu ufak tefek şeyleri halledersek şampiyon olabiliriz. Çok zor değil... Fotoğraf:SAMİ GÜREL BEN GALATASARAYLIYIM Sizin taraftar ile aranızda özel bir bağ var... Maçlardan sonra taraftarlarla beraber tezahürat bile yapıyorsunuz... T.E: Evet, kesinlikle bir bağ var. Ben ruhuyla mücadele eden bir oyuncuyum. Yani bütün yaptığım hareketler doğal. Her şeyi içimden gelerek yapıyorum. Çünkü ben Galatasaraylıyım!... Burası benim yuvam ve benim takımım. 16 ‘ G.Saray’da 200304 sezonunda forma giyerken bir Fenerbahçe maçı vardı Abdi İpekçi’de... Tribünler tıklım tıklımdı... En yakın arkadaşım Umut Tınay benim rakibimdi. Çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Son hücumlarını yapıyorlardı. Skor 7070’ti... Umut’tan topu çaldım ve attığım turnikeyle maçı kazandık. Salon yıkılıyordu adeta. O anı hiçbir zaman unutamam. İdolüm ise tabii ki Naumoski’ydi. O benim için çok başka bir yerde. Hem ağabeyim hem de antrenörümdü. Onunla Efes Pilsen’de oynamak çok güzeldi. ‘ hmet Cömert Spor Salonu’nda bir basketbol karşılaşmasına gittiğinizi düşünün. Galatasaray Cafe Crown’un maçı var ve oyuncular ısınıyor. Bir köşede durun ve gelişmeleri izleyin. Taraftar oyuncu iletişiminin ne kadar geliştiğini an be an göreceksiniz. Ve gözünüze ilginç bir şey takılacak. Sarı Kırmızılı tribünler bir oyuncuyu yanına çağıracak. Onunla birlikte tezahürat yapıp, bağrına basacak... Çok sıcak bir ortamda hissedeceksiniz kendinizi... Sonra en yakınınızdaki taraftara şu soruyu sormaktan çekinmeyin; “En sevdiğiniz basketbolcu kim?” Yanıt şöyle olacak... “Tufan Ersöz elbette... Onu çok seviyoruz. O, G.Saray’ın mücadeleci yüzü...” Gerçekten de öyle... Canını dişine takıyor çoğu zaman. Dış atışları ve penetreleriyle rakiplerine korku salıyor. Onun görüşlerini aldık bu hafta... Beşiktaş Cola Turka’yı nasıl elediklerini, F.Bahçe Ülker’e karşı neler yapmaları gerektiğini anlattı. Ve bir şeyi ilk kez bize söyledi... “Ben bir Galatasaray taraftarıyım...” Play off’ta ezeli rakibiniz Beşiktaş Cola Turka’yı 30’lık seriyle geçtiniz. Hiç yenilmeden yarıfinale ulaştınız. Neydi başarınızın sırrı? TUFAN ERSÖZ: Beşiktaş serisini başından itibaren değerlendirmek gerekir. Bana göre seri ligde başlamıştı. Biz normal sezonu 4. bitirerek saha avantajını ele geçirdik. Bundan sonra her maçı ayrı değerlendirelim. İlk karşılaşma önemliydi. Kazanmak zorundaydık. Çok iyi konsantre olduk. İkinci maç da çok çekişmeliydi. Ama kazanmayı bildik. Akatlar’da ise biz daha çok istediğimizi gösterdik. Beşiktaş’ın eksik takımla mücadele etmesi sizi rahatlattı mı? T.E: Beşiktaş’ın eksik kadroyla oynamasının bir önemi yok. Çünkü çok kaliteli Türk oyuncuları var. Barış, Cevher, Erdal hep iyi isimler. En azından bu etken bizim kazanmamızı sağlamadı. Saha avantajını yakalamanız önemliydi. Çünkü siz taraftarla çok iyi oynayan bir ekipsiniz... T.E: Evet, ben her zaman söylerim. Bence G.Saray taraftarı basketbol takımına ayrı bir ilgi gösteriyor. Onların desteğini arkamızda hissettiğimiz zaman kazanamayacağımız maç yok. Fenerbahçe Ülker yeni rakibiniz... Onlar hakkında ne düşünüyorsunuz? T.E: Fenerbahçe bize ligde üstünlük kurmuş durumda. İki maçta da bizi yendiler. Seriye de 10 önde başlayacaklar. Böylece psikolojik olarak da geriye düştük. Daha üstün olduklarını bize hissettirdiler. İlk maçı yeneriz veya kaybederiz, önemli değil. Bu bir seri ama onlarla aynı seviyede savaşmamız için önce mental olarak hazır olduğumuzu göstermeliyiz. Siz dışarıdan oynayan bir oyuncusunuz. Fenerbahçe Ülker’in de bu alanda çok etkili oyuncuları var... Çetin bir mücadele olacak der misiniz? T.E: Kesinlikle. Efes’i de dahil ediyorum, Fenerbahçe en iyi kadroya sahip. Ira Clark, İbrahim Kutluay, Solomon, Mirsad... Çok kaliteli bir kadro ama sahaya çıkınca herkes aynı seviyeye geliyor... Salonda isimler oynamıyor. O 40 dakikayı isteyen, savaşan kazanıyor. Ben bunun garantisini veriyorum. Savaşacağız, isteyeceğiz ve elimizden geleni yapacağız. Kesinlikle kolay bir seri olmayacak onlar için. Terimizin son damlasına dek mücadele edeceğiz. F.Bahçe takım olamadı diye eleştiriliyor. Siz buna katılıyor musunuz? T.E: Sezon başında böyle eleştiriler aldılar. İnsanlar biraz ön yargılı. “Bu kadar yıldız bir arada olunca takım olamaz” diyorlar. Bu tip oyuncuların egoları yıllar geçtikçe azalır. Onlar her an birbirine kenetlenip çok kuvvetli olabilir. Ama ben onları hücum takımı olarak görüyorum. Takımın başında Aydın Örs var. Siz C A SPOR BASKETBOL MAYIS SALI İ Ş B A K A N ‘ Ben istediğim noktadayım. Türkiye’nin en büyük ve en iyi kulüplerinden birinde oynuyorum. Evet, müessese takımları en ciddi yatırımı yapıyor. Ama aynı zamanda onların maçları boş tribünlere karşı oynanıyor. Bir de bizim mücadelelerimize bakın; salon tıklım tıklım doluyor. Bu da benim için ayrı bir önem taşıyor. Hedeflerimi sezon başında takımla doğru orantıda kurmuştum. Play off’ta yarıfinale çıkıp yeni sezonda da ULEB Kupası’na katılmak amacımızdı. Bunu da hemen hemen başardık. Özellikle ULEB Kupası’na gitmeyi ve Avrupa’da Sarı Kırmızılı formayı giymek istiyorum. En büyük düşüm de bu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle