Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL NİSAN SALI SPOR POLİTİKASI Hayaller Satılır mı? H İ K M E T Ç E T İ N K AYA Toplumsal bir çürümeyle karşı karşıyayız!.. Büyük kentlerin sokaklarında yaşayan çocuklar... Bir televizyon kanalında izledim sokak çocuklarından birini... Gözleri bir noktaya takılmıştı... Gözlerinde çaresizliği ve hüznü gördüm... Çocuk anlatıyordu: “Babamdan şiddet gördüm, annemden sevgisizlik. Benim için en güvenilir yer sokaklar oldu...” Dışarıda inceden yağan yağmur yaşamın derinliklerine, uçurum kenarlarına götürdü beni... İçinde bir isyan, bir çığlık!.. Kaybolan yıllar, çocukluğum ve gençliğim... Annem ve babam!.. Ne denli sevmişlerdi beni ve kardeşimi... İçimdeki isyan dalga dalga yayıldı... Çocuk hâlâ konuşuyordu televizyonda... Adnan Dinçer çok önemli bir spor insanıdır. Futbolla, siyasetle, sanatla, kültürle iç içedir... Spor Dergi’de yayımlanan bir yazısı geldi aklıma... Dergiyi yeniden edinip birkaç kez okudum... Adnan Dinçer’in yazısının başlığı şöyleydi, okumayanlar için anımsatayım: “Çocuklarımızdan ellerinizi çekin...” Dinçer devam ediyordu: “Sözü Beşiktaş altyapısından yetişen muhteşem yetenek Muhammet’e getirmek istiyorum. Kentin varoşlarından bir çocuk. Birçok yaşıtları gibi ekranda gördüklerini doğal yetenekleri ile geliştiren bir üstün beyin. Mahalle futbolunu unutan ülkenin son harikası. Çevrenin keşfiyle futbol devrimi yapmış Beşiktaş Özkaynak Düzeni’ne kazandırılmış. Artık doğal yeteneğine destek verilecek bilimsel eğitim sürecinde. Ama bir anda kendini inkâr eden bir çarkın içinde görüyoruz Muhammet’i. Bir milyar dolarlık futbol bütçesi onu bir anda yutuyor. Tapon malları bize hoca ve futbolcu olarak sokan rantiyeciler Muhammet’i ve Türk futbolunun geleceğini satın alırken hepimizi dışlıyorlar. Altı yabancı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı senaryosunu bize yutturanlar gençlerimizi aşarak çocuklarımıza ulaştılar. Mütevazı olmama gerek yok. Türk futbol devrimini gerçekleştiren Beşiktaş Özkaynak Düzeni dünya çapındaki başarısını hiçe sayarken Türk futbolunu geliştiren tarihsel devrime de ‘Dur’ demiş oluyor.” Yaşamın derin çizgisi... Sevgi ve umut... Neden çocuklarımız üzerine böyle tezgâhlar kuruluyordu? Ayağa kalktım ve odamın içinde yürümeye başladım... Adnan Dinçer haklıydı... İşte o satırlar: “Muhammet olayı aynı zamanda Türk futbol eğitimine duyulmayan güvenin belgesidir. Beşiktaş bu ülkenin Barcelona’sı değil midir?! Birkaç yıl sonra orada büyüyecek Muhammet, küçüklerimizin idolü olmaktan neden alıkonuldu. Bu yanlışı önleyecek kurumlar nerede? Yabancı bir ülkeye verilen bu dâhi çocuk için kim hesap verecek? Adı ne olacak orada?.. Kimler çürütüyor bu yapıyı? Ortaya çıkıp program yapanlar; onun vekâletini alanlara ‘Futbol misyoneri’ ucuzluğunu layık görenler, ihanetinizin farkında mısınız? Oysa onu ve ailesini gecekondudan kurtaracak, Muhammet profesyonel olana kadar işsizlikten kurtaracak kadar ilgi yeterdi. A takımına geçtiğinde 4 milyon Avro yetiştirme bedeline ihtiyacı mı vardı Beşiktaş’ın?.. Belki de son yılların en önemli yıldızını satan zihniyetin onu yetiştirme korkusu mu var?.. Bu, AB kapılarında 55 bin sayfalık dayatma belgelerinde yazmaz. Ama kendi insanına, eğitimine güvenmeyenler Beşiktaş tarihini iyi okusunlar. Çünkü bu ayıp çocuklarımıza ve geleceğimize indirilen en önemli darbedir.” Yağmur hızını artırdı... Bense çocukları düşünüyorum... Yoksulluğun orta yerinde onlar. Kimisi kâğıt mendil satıyor, kimisi sakız... Bazı anneler ve babalar ise hayal satıyor... Tıpkı Muhammet’in ailesi gibi... GÖKHAN ÜNAL Başarının sırrı dostluk CAN İŞBAKAN K 5 ayserispor’un başarılı futbolcusu Gökhan Ünal, başarılarının sırrının “arkadaşlıkta” saklı olduğunu söyledi. Turkcell Süper Lig’de gösterdikleri performansla 3. sıra için iddialı bir konuma geçen Sarı Kırmızılıların golcü ismi, takımdaki herkesin iyi birer dost olduğunu belirterek, “Kimse kavga etmiyor. Ufak tartışma çıkınca da hemen gelip, özür diliyoruz. Çok huzurlu bir ortam var bizim ekibimizde. Başarımız da bundan kaynaklanıyor” dedi. Ligde son dakikada yedikleri birkaç gol nedeniyle Şampiyonlar Ligi hedeflerinden uzaklaştıklarının altını çizen Ünal, “Savunmada, özellikle de hava toplarında sorunumuz var. Bu hataların farkında olmak bence çok önemli. Bazen arkadaşlarımızla konuşuyoruz bu golleri yemeseydik nerede olurduk diye... Ve görüyoruz ki ligdeki yerimiz gerçekten çok değişik olurmuş. Biz iyi bir takımız amacımız da UEFA Kupası’na katılmak. Şampiyonlar Ligi hedefimizden uzak kaldık ama 3 .sırayı ele geçireceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu. Takım içinde şampiyonluğun her zaman konuşulduğunu da vurgulayan golcü oyuncu sözlerini şöyle tamamladı: “Takım içinde şampiyonluk konuşmaları hep oluyor. Ama bu kolay bir iş değil. Önemli olan bazı dinamikler var. Önce bunları harekete geçirmek gerekir. Mesela yabancı oyuncu transferi... Oyunun seyrini değiştirecek futbolcular alınmalı. Sonra kim bilir? Şampiyonluğu tabii ki çok istiyoruz.” LİGDE VAR AMA AVRUPA’DA YOK K ayserispor bu sezon birçok arenada gösterdiği performansla adeta Anadolu’nun yükselen değeri haline geldi. Sezona İnter Toto Kupası maçlarıyla başlayan Sarı Kırmızılı ekip Temmuz ayında ilk mücadelesini verdi. İlk turun ilk maçında Sopron takımıyla 33 berabere kalan Kayseri, rövanşta rakibini 10’la geçerek adını üst tura yazdırmayı başardı. Ardından rakip Larissa’ydı. Sarı Kırmızılılar rakibini 00 ve 20’lık sonuçlarla geçmeyi başararak, UEFA Kupası’na katılmaya hak kazandı.Tirana’yı deplasmanda 20, Kayseri’de ise 31 yenen Sarı Kırmızılı ekip yoluna da emin adımlarla devam ediyordu. Bu turda ise Hollanda’nın AZ Alkmaar takımı Kayseri’nin rakibiydi. Kayseri ilk maçı 32 kaybetmişti ama oynadığı futbolla turu geçer imajını oluşturmuştu. Ama rövanş karşılaşmasında erken yenilen bir gol tüm hesapları bozunca Sarı Kırmızılılar Avrupa macerasına noktayı koyuyordu. EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr