Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Kelebeğin ruhu’ ağlatacak C D SPOR ALTERNATİF NİSAN SALI ünyanın en ünlü sporcusu ve hatta yaşayan en ünlü insanı olma vasıflarını elinde tutan Muhammed Ali’nin sekiz dile çevrilen ve büyük yankı uyandıran kitabı “Kelebeğin Ruhu” nihayet Türkiye’de çıktı. Piramid Yayıncılık’tan piyasaya sunulan kitabın tanıtımı yarın, 11 Nisan Çarşamba 17:0019:00 saatleri arasında Taksim’de Piramid Sanat’ta yapılıyor. Tanıtımda, Türk futbol ve boks sporunun duayen ismi, ünlü gazeteci Orhan Ayhan’ın hazırladığı 67 dakikalık Muhammed Ali belgeseli de gösterilecek. Muhammed Ali, kitabın arka kapağında şunlar yazılmış: “Muhammed Ali’yi nasıl bilirsiniz? Dünyanın en ünlü insanı olarak mı? Tarihte büyük iz bırakmış sporcu olarak mı? Dünyada boks sporunun her kuşaktan insanlara yayılmasını sağlamış mucizevi formüleriyle mi hatırlarsınız? Yoksa, Vietnam Savaşı’na karşı koymak için Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu ünvanını elinin tersiyle itip, tanımadığı masum insanların canını almayı reddeden kahraman olarak mı? Amerika’da ırkçılıkla savaşmak için Müslümanlığı seçip, inandığı yolda ilerleyerek, “kölelik dönemlerinden kalma” adını Cassius Clay’i tereddüt etmeden bir kenara bırakan devrimci insan hakları savaşçısı rolüyle mi? Bu kitapta en derin Muhammed Ali’yle ve o çok konuşulan şampiyonun farklı yüzüyle karşılaşacaksınız.” “Kelebeğin Ruhu” kitabının nasıl olağanüstü bir yapıt olduğunu gerçekten anlamak için onu okumuş olmak gerek. Dünyanın En Sert Yumruğu olarak bilinen Muhammed Ali’nin aynı zamanda dünyanın en yumuşak ve inceliklerle dolu bir kalbe sahip olduğunu kaç kişi bilebilir? Onun 60’lı ve 70’lı yıllar boyunca dünyanın en provokatif demeçlerini verdiğini, rakiplerini kaçıncı raundda indireceğini yüzde 80 oranında tahmin edebildiğini, dünya medyasının değişmeyen konusu olarak neredeyse tüm insanlığı onu sevenler ve nefret edenler olarak nasıl ikiye böldüğünü¸ insanların çoğu bilir. Hatta bu geveze şampiyon boksör kimliğinin ütesinde, Ali’nin hangi büyük mücadelelerle ünvanını terk etme pahasına Vietnam savaşına gitmeyi reddettiğini, siyah halkların hakları uğruna hangi ödünsüz mücadeleleri verdiğini, müslümanlığı seçtiği için uğradığı saldırıları ve kendi yakın çevresiyle yaşadığı kopuklukları da dünya belleğinin unutması mümkün değil. Ama bu kitapta öyle duygusal anekdotlar var ki, gözünüz yaşarmadan okumayı bitirmeniz mümkün değil. “Kelebeğin Ruhu”nun üzerinde yer alan “yaşam yolculuğu üzerine düşünceler” yazısı, kitabın gerçekten beklenilmedik oranda sade, ama derin felsefi bir yapıt olduğunu gösteriyor. Kitapta, Muhammed Ali’nin çocuklarının her saniyesini kayda geçirmek isteyen sevgi dolu bir baba olduğunu, sürekli olarak güçsüzlere yardım etmek isteyen bir Robin Hood karakteri taşıdığını, ister kanser hastası, ister herhangi bir hayranının dostluk veya imza taleplerini hiçbir zaman geri çevirmediğini, Kinshasa’da, Zaire’de George Foreman’ı yenip masa başında elinden alınan ünvanına tekrar kavuştuktan sonra, dünyayı sarsan o gecenin gürültüsünden uzaklaşarak Afrikalı küçük çocukları kaldığı bahçeli evin önünde çeşitli sihirbazlık numaralarıyla eğlendirerek sabahı ettiğini ve daha nice keyifli anı buluyorsunuz. Bu arada büyük şampiyonun bisikleti çalındığı için boksa başladığını, “Muhteşem” lakablı bir güreşçinin “Georgeous George”un radyo programında rakipleri hakkında nasıl atıp tuttuğunu dinledikten ve herkesin ilgi odağı haline geldiğini gördükten sonra ondan etkilenerek tüm dünyada sansasyon yaratacak geveze kimliğine geçtiğini ve ünlü zenci müslüman lider Malcolm X ile küs ölmüş olmaktan ne kadar pişmanlık duyduğunu da öğrenmiş oluyorsunuz. Ama bunların yanı sıra kitap, her duyarlı insanı düşündürecek irili ufaklı yaşam dersleriyle dolu. TA N I T I M 11 Nisan Çarşamba 2007 Saat: 17.0019.00 Piramid Sanat Adres: Feridiye Cad. No:2325 Taksim Tel:0212 297 31 15/20/21 O BİR SAVAŞÇI Çocukluğundan itibaren tüm dönemindeki yaşıtları gibi bir Muhammed Ali hayranı olarak büyüyen sanatçıyazar Bedri Baykam, bir Avrupa seyahati öncesinde kitabın İngilizce basımını satın almış ve yolculuğu boyunca gözyaşları içinde okumuş. Bunun ötesini Baykam’la yaptığımız söyleşiden öğrenelim: BB: Türkiye’ye döndükten sonra Muhammed Ali’ye, web sitesine bir mektup yazdım. Üç gün geçtikten sonra bir Pazartesi günü ev telefonum çaldı ve bir bayan sesi “Mr. Baykam siz misiniz, Muhammed Ali ile görüştüreceğim” dedi. Kulaklarıma inanamadım ve beş saniye sonra telefonun öbür ucunda Ali vardı. SK: Kitabı basmaya nasıl karar verdiniz? BB: Ali’yle görüşmem bittikten sonra asistanından menajerlerinin numarasını aldım. Kitabın yayın hakları için Piramid adına müracaat ettim. Aradan 810 ay geçtikten sonra Muhammed Ali imzalı kontrat elimize ulaştı.Benim için geniş arşivimin en değerli birkaç belgesinden biri. SK: Sizce bu kitabın Türkiye’de etkisi ne olacak? BB: Muhammed Ali, Che gibi, Spartaküs gibi tam bir savaşçı. Kitapta 11 Eylül’e neden olan fanatizme nasıl karşı olduğunu çekinmeden vurguluyor. Bize aynı zamanda dinle ilişkinin bir sevgi ve güç kaynağı haline gelebileceğini, terör, fanatizm ve baskılardan tamamen uzak bir manevi bağ olabileceğini gösteriyor. “Kelebeğin Ruhu” daha başarılı, çok daha iyi ve verici bir insan olmayı öğretiyor herkese. 18