Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C D E N İ Z SPOR FUTBOL NİSAN SALI DÜŞMAN RENKTAŞLAR Ü L K Ü T E K İ N F enerbahçe tribünlerinde uzun süredir yaşanan gerginliğin ardından Yunanistan’la ulusal takımımız arasındaki maçta da Yunan taraftarların kendi aralarında kavga etmesi, statlarda pek alışık olunmayan bir tehlikenin ortaya çıkmaya başladığını gösterdi. Rakip takım taraftarların birbirine girmesi sıkça rastlanan bir durum olsa da aynı takıma gönül verenlerin kavga etmesi pek çok kişiye anlamsız gelebilir. Genellikle ülkemizle ve Güney Avrupa ile özdeşleştirilen tribün olaylarına aslında Avrupa’nın önemli futbol ülkeleri de pek yabancı değil. Son iki yılda Juventus ve Paris Saint Germain taraftarlarının kendi aralarında yaşadığı sorunların nedenleri farklı olsa da Türkiye’deki olayları aratmayacak düzeydeydi. OTOMATİK PORTAKAL nio Tardini’de oynanan Parma maçı sırasında Juventuslu taraftarlar topluca sahaya inerek Parmalılara saldırdı. Olay sonrası grup liderlerinin stada girmeleri yasaklandı. Birçok üye maça gelmeyi bıraktı ve sonunda “Black And White Fighters” arkasında birçok soru işareti bırakarak faaliyetlerine son verdi. İşin aslı ise 20052006 sezonunun başında anlaşılacaktı. Hapis cezası biten “Drughi’nin” lideri stada geri dönmüştü. “Drughi” ile birlikte “Arditi”, “Magneto Legio” gibi eski gruplar da stattaki yerlerini aldı. Juventus’un büyük düşmanları Roma ve Fiorentina tribünlerinde açılan “Drughi’ye saygı” pankartlarıyla birlikte “Fighters’ın” tribünlerden niye kaçarcasına uzaklaştığı da belli oldu. Geçen sezon ise Juventus’un küme düşmesi ve kulübün geçici olarak Comunale Stadı’na taşınmasıyla birlikte “Fighters” tribünlere geri dönmeye karar verdi. Sezon başında oynanan bir hazırlık maçı sırasında korkulan oldu ve iki grup birbirine girdi. Kavga sırasında “Drughi” lideri bıçaklandı. Bu olaydan sonra iki grup Juventus’un sahasında oynadığı maçlarda başka tribünlerde yer alırken, deplasmana giderken de farklı yollar kullandı. İtalya’da, Catania Palermo maçı sırasında çıkan olaylarda bir polisin ölmesiyle alınan önlemler, şimdilik olayların önüne geçmiş gibi gözüküyor. Fransa futbolunun iki büyük takımı Paris Juventus’un en önemli ve eski taraftar grubu olan “Fighters” 1987’de dağılınca, diğer gruplar birleşerek yeni bir grup kurmaya karar verdi. Grubun ismi, Stanley Kubrick’in şiddet sahneleri uzun süre tartışılan filminden esinlenilerek “Arancia Meccinaca”(Otomatik Portakal) olarak belirlendi. Grubun adı daha sonra “Drughi” olarak değiştirildi. “Drughi” kısa zamanda yaklaşık 10 bin üyeye ulaştı. Birkaç yıl sonra “Fighters” yeniden kuruldu. Aynı dönemde “Drughi’nin” lideri işlediği bir cinayet yüzünden 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu gelişmelerden sonra uzun süre iki grup arasındaki tribüne hakim olma mücadelesi devam etti. 1996’da kazanılan Şampiyonlar Ligi sonrası ise taraflar aralarındaki sürtüşmeyi bitirerek birleşmeye karar verdi. Grubun ismi “Black And White Fighters Gruppo Storico”ydu. Birleşmeyle birlikte, grup hakimiyeti tamamen eline geçirmek istedi ve zaman zaman diğer gruplara karşı şiddet uygulamaktan çekinmedi. Ayrıca grubun liderleri olan iki kardeşin kulüpten bilet alarak bunları kendi üyelerine satması, Juventus taraftarının saygınlığını yitirmesine neden oldu. Ancak grup içinde ki sorunların patlak vermesi 20032004 sezonunun bitmesine 4 hafta kala şampiyonluğu belirleyecek Milan Juventus maçında yaşandı. Karşılaşma öncesi birçok üye, kendilerine söz verilmesine karşın bilet alamadı ve maçı izleyemedi. Bir sonraki sezonun ikinci yarısında En Saint Germain ve Marsilya arasındaki rekabet, iki kentte yaşayanların kökenlerinden ayrı tutulamaz. Fransa’nın güneyindeki Marsilya’da yaşayanlar, buraya Afrika’dan göç edenlerdir ve ülke yönetimi ile aralarında sık sık ekonomik ve siyasal görüş ayrılıkları yaşarlar. Bu yüzden Marsilya takımı, taraftarları için Paris’e olan başkaldırının simgesi olarak görülür. PSG ise Fransa kültürünün ve tarihinin yeşil sahalardaki temsilcisidir. PSG’nin Parc Des Princes stadının iki kale arkası tribününde takımını destekleyen grupları vardır. “Boulogne” Tribünü, “Boulogne Boys” ve “Kop of Boulogne” arasında paylaşılırken, “Auteuil” isimli tribünde “Lutece Falco” ve “Supras Auteuil” yer alır. “Boulogne Boys” faşist ve Neo Nazi yanlısı davranışlarıyla bilinirken, diğer gruplarda da siyahi üyelere pek rastlanmadı. “Tigris Mystic” ise 1993’te Paris’te yaşayan göçmenler tarafından “Auteuil” tribününde kuruldu ve kısa sürede büyük bir ilgi gördü. Ancak karşı tribündeki “Boulogne Boys’un” kendilerinden pek hoşlanmadığı bilinen bir şeydi. Kasım 2005’te deplasmanda oynanan Le Havre maçı dönüşündeyse “Tigris Mystic” grubu az sayıdaki “Boys” üyelerine saldırdı. Olayların ardından “Tigris Mystic” dağıldı. Göçmenler de artık PSG maçlarına daha az ilgi gösteriyor. İdeolojilerin ve renk aşkının birbirine girdiği Parc Des Princes’teki karmaşıklığı bir taraftarın sözü gayet iyi özetliyor: “Böyle köklü ve iyi bir grubun kapanması üzüntü verici ama en azından artık statta daha az maymun olacak...” 2