05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C K SPOR FUTBOL MART SALI SPOR POLİTİKASI Bölük Pörçük... H İ K M E T Ç E T İ N K AYA Seyirci, taraftar ve futbolcu... Bu bir üçgen. Üçgene, kulüp yönetimi ve siyaset de eklenebilir... Futbol siyasetin içinde, kim ne derse desin!.. Küreselleşme sporun içine de girdi, özellikle futbolun. Futbol bir sanayi oldu. Milyonlarca dolar işin içinde... Cumhuriyet Spor bu konulara sık sık yer veriyor. Özellikle sporda eğitime... Sık sık gündeme getirilen konu da elbet doping... Dopingle nasıl mücadele edilir? Türkiye Futbol Federasyonu Dopingle Mücadele Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Atasü’nün bir açıklamasını anımsıyorum.. Ne diyordu Atasü: “Herkes bu konuda çok cahil!..” Saptama çok doğruydu... Atasü devam ediyordu: “Kulüp doktorlarından futbolculara herkes eğitilmelidir...” Finasterid adlı bir madde var. Bu madde WADA tarafından 2005 yılında listeye alınmış... İşte işin ilginç tarafı da bu... Atasü diyor ki: “Finasterid listeye, doping yapıcı bir madde olarak girmemiş. Silici, yani gizleyici etkisi olan maddeler arasında yer alıyor. Erkeklerde saç dökülmesini engellemek için kullanılıyor. Bu ilacı bilerek kullanıyorsanız ya spor yapmayacaksınız ya da kel kalmayı göze alacaksınız. Burada kulüp doktorlarına da önemli görevler düşüyor. Sağlık ekiplerinin bu ilacın varlığından haberdar olmaması olası değil. Çünkü, biz her kulübe WADA listelerini geçiyoruz. Oyuncuları bilgilendirmeleri ve uyarmaları lazım. Bu ilacı kullandığını söyleyen bir oyuncunun da kesinlikle maça çıkarılmaması lazım. Tarsus İdman Yurdu’ndan Serdal Sarıkaya ve Tarım Kredi’den Hüseyin Ayık’ta bu maddelerin çıkması düşündürücü. Ne yazık ki bu konularda çok cahiliz.” Atasü bir ilginç saptama daha yapıyor: “Finasterid öyle sanıldığı gibi zor ulaşılan bir madde değil. Bu çocuklar masumane bir şekilde bu ilaçlardan alıyorlar. Sağlıkta uğraşan uzman bir ekipleri olmak zorunda. Böyle ekiplerin birinci lig takımlarının hepsinde olduğundan şüpheliyim. Örneğin, 2005 yılında Sırbistan’da yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Ermal’ın finasterid kullandığı tespit edildi. Ancak, daha öncesinde Ankara’ya ‘Biz finasterid kullanıyoruz. Acaba yanlış mı’ diye soruyorlar. Ankara’nın da finasterit’ten haberi yok ki, ‘Sakıncası yok’ diye cevap yazıyor. Bu olay, ben gelmeden yaşanıyor. Şampiyonada yapılan kontrolde finasterid kullandığı anlaşılıyor. İki yıl ceza alıyor. Daha sonra 6 aya indiriliyor.” Futbolun ekonomi politiği içinde midir, dopingden şikeye dek uzanan çizgi?.. Türkiye’de futbolun çarpık gelişimi bence İzmir’de yaşanıyor... Altay, Göztepe, Altınordu, Karşıyaka, İzmirspor nerelerde?.. Küçük bir notla yazıyı noktalıyorum: “Bir zamanlar tüm görkemiyle izlediğimiz İzmir futbolunun güzide temsilcilerine ne oldu? Nerede Türk ekonomisinin incisi konumundaki İzmir’in Göztepe’si, Altay’ı, Karşıyaka’sı Altınordu’su, İzmirspor’u... Nerede Türk futboluna Metin Oktay, Fevzi Zemzem, Mustafa Denizli gibi efsane oyuncuları armağan eden İzmir futbolu? Bugün ne yazık ki İzmir kulüpleri büyük bir çöküş içinde... Başta finansal sıkıntılar olmak üzere, sportif başarıda da bir hayli geriye düşen İzmir futbolu şimdi mazisini arıyor. Bugün İzmir futbolu özelinde, aslında Türk futbolunun sorunlarını incelediğimizde, yukarıda sorduğumuz soruya da yanıt kendiliğinden ortaya çıkıyor. Süper Lig’de mücadele ederken sportif performanslarındaki yetersizlik nedeniyle küme düşen kulüplerin, yönetsel hatalar temelinde hızla mali sorunlar batağına saplandıklarını görüyoruz. Bunun doğal sonucu ise yitip giden kulüplerimiz oluyor.” Anadolu geliyor onyaspor bir dönem İslami kesime yakınlığı ile biliniyordu. Şu andaki takım nasıl durumda? İnsanların inançlarına saygımız sonsuzdur. Şu anki kadromuzda uç düşünen oyuncularımız yok. Elbette ki inançlı oyuncularımız var. Takım olarak da bu oyuncularımıza saygı duyuyoruz. Takımımda tamamen Atatürkçü bir anlayışın hakim. Herkes birbirinin düşüncesine ve inancına saygı gösteriyor. Aramızda müslüman olmayan oyuncular da var. Onları da takım olarak bağrımıza basıyoruz. Bana göre olması gereken de budur zaten. Basının Anadolu takımlarına bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne yazık ki Türk basını Anadolu kulüplerine yeterince önem vermiyor. Geri planda kalıyorlar. Fakat bu konuda sadece basını sorumlu tutamayız. En büyük zaaf Anadolu kentlerinde yaşayan insanların oturdukları kentin takımı yerine İstanbul takımlarını tutmaları. Herkes oturduğu kentin takımını tutsa basının da ilgisi artar. Ben on sene içerisinde Anadolu kentlerinde oturanlarda İstanbul takımlarını tutanların sayısının azalacağını düşünüyorum. Biz Konyaspor olarak çalışmalarımıza başladık. Okullarda kent takımlarını tutmak konusunda paneller veriyoruz. Yaptığımız çalışmalar sonucunda her geçen gün taraftar sayımızı artıyor. Anadolu kulüplerinin başarılı olması için herkesin payı ve emeği olması gerekiyor. G.Antep’i çalıştırırken Milanlı ünlü futbolcu Kaka’yı keşfetmiştiniz. Keşfettiğiniz yeni yıldız adayları var mı? Evet G.Antep’teyken yönetime Kaka’nın alınması için öneride bulunmuştum. Ancak o dönemde bu oyuncunun alınmasına sıcak bakılmamıştı. Son 2.5 yıldır ise çok yoğun olduğum için oyuncu izleyemedim. Ancak biraz daha rahatladıktan sonra en kısa zamanda yerinde oyuncu seyretmenin şart olduğunu düşünüyorum. Ayrıca alt yapılara da önem vermeliyiz. Kendi yıldızlarımızı yetiştirmeliyiz. Fakat birçok kulübümüz gibi Konyaspor’da da alt yapıda sıkıntılar var. Son on yılda alt yapıdan gelen tek oyuncu benim kadroya aldığım Uğur. Bu konuda da bazı gelişmeler sağlamalıyız. Üç büyüklerin bu sezon çok puan kaybetmesi bu takımların kalitesizliğinden mi yoksa Anadolu kulüplerinin gelişmesinden mi kaynaklanıyor? Bence ikisi de var. Anadolu kulüpleri hızlı bir gelişim yaşıyorlar. İstanbul takımlarında ise bu yıl ve geçen yıl kalitelerinde önemli bir düşüş söz konusu. Bu düşüşte transfer hataları önemli bir rol oynuyor. Türk futbolunu yönetenler antrenör kriterini masaya yatıracak düzeyde değil. Bu ülkede daha önce çalışmış olan Derwall, Feldkamp, Piontek gibi teknik direktörler Türk futboluna çok şeyler kattı. Sıradan yabancı antrenörlerle çalışmamak lazım. Eğer yabancı antrenör getirilecekse en iyisi getirilmeli. Ulusal takımın Yunanistan ve Norveç maçları öncesi son durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Ulusal maçların havası her zaman farklı olur. Türk futbolu yetenek olarak çok iyi bir durumda. Futbolcuların o gün farklı bir motivasyonla sahaya çıkıp mücadele edeceklerine inanıyorum. Türkiye’de oyuncuların formsuzluğundan söz ediliyor. Ancak bu ligde sadece üç büyükler olmadığı da unutulmamalı. Tabii ki ulusal takımı seçen hocanın görüşüdür ama Anadolu takımlarında şu anda çok formda oyuncular var. Bu takımlarda oynayan ve üç büyüklerde mücadele eden oyunculardan daha formda olan oyuncular da kadroya alınmalı. Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı? Benim hayatıma yön veren söz “Düşüncelerinde kararlı ve inançlı olan insanlar onlar için herşeyin mümkün olduğunu görecekler” sözüdür. Ben de hayatım boyunca kararlı ve inançlı olmaya çalıştım. “İster çalı ol ister ot ama en iyisi ol” sözü de çok inandığım bir sözdür. Ben de bunu yapmaya çalıştım. Benimle aynı işi yapmayan arkadaşlarım benden öne geçtiler. Ama bu benim için hiç önemli değil. Bazı şeyleri basamak basamak yaşamak lazım. Futbol seyircileri tarafından hep sevilen bir teknik direktör oldum. Dürüst oluşum bu sevginin oluşmasında en büyük etken. Ayrıldığım kulüplerin yer aldığı şehirler gittiğimde beni hala sevgiyle karşılarlar. Bu benim için çok önemli. EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle