05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C B SPOR FUTBOL ŞUBAT SALI Süper Lig’de rekabetçi denge TUĞRUL AKŞAR izim “rekabetçi denge”den anladığımız, sportif, mali/iktisadi ve entelektüel anlamda “rekabetçi denge”dir. Ancak bu yazımızda biz daha çok “ekonomik ve iktisadi anlamda rekebetçi denge” üzerinde duracağız. 48 yıllık profesyonel futbol geleneğimizde, bugüne kadar sadece 4 şampiyon çıkartabilmişiz. Bırakın 4’ten fazla şampiyon çıkartmayı, bu tarihsel süreçte ikinciliği bile zorlayabilen sadece (Trabzonspor hariç) iki takımımız çıkmış. Türkiye Profesyonel Futbol Ligi’nin kurulduğundan beri şampiyonluğu kılpayı kaçıran iki Anadolu takımıyla karşılaşıyoruz. Bu takımlarımızdan Eskişehirspor 196970 sezonunda 7 puan; 197172 sezonunda da 3 puan farkla ligi ikinci tamamlayarak, şampiyonluğu kaçırmış...Adanaspor ise 198081 sezonunu şampiyonun hemen arkasından 5 puan eksikle tamamlamış... 48 yıllık süreçte İstanbul 42 şampiyonluk yaşarken, Anadolu sadece Trabzon ile altı şampiyonluk tatmış... Matematiksel olarak ifade edersek, Türkiye Profesyonel Futbol Ligi’ndeki şampiyonlukların yüzde 87’si İstanbul’a gitmiş. Bu çok büyük bir oran... 200506 sezonu itibariyle Süper Lig’in yaratmış olduğu yıllık futbol pastasının büyüklüğü 472 milyon dolar civarında. Ülkemizde profesyonel olarak 153 kulüp faaliyet gösteriyor. Bu kulüplere yapılan yerel destekler de dikkate alındığında; (Süper Lig’in dışında profesyonel futbol kulüplerinin yıllık faaliyetleri için minimum 1milyon dolar civarında ortalama bir bütçeye ihtiyaç duyulmaktadır.) Türk futbol pastasının büyüklüğü 600 milyon dolara ulaşıyor. Bu büyüklük 12.5 milyar dolarlık Avrupa futbol pastasının yaklaşık yüzde 5’ine karşılık geliyor. Süper Lig’de Gelirlerin Dağılımı ve Anadolu Kulüpleri’nin Bu Dağılımdan Aldıkları Pay Kayıtlı değerler üzerinden hesapladığımız yaklaşık 500 milyon dolarlık Türk futbol pastasının paylaşımına bakıldığında üç büyük kulübün, toplam gelirin yüzde 35’ini kendi aralarında bölüştüklerini görüyoruz. Trabzonspor’u da dahil ettiğimizde bu pay yüzde 42’ye kadar çıkıyor. Dört kulübün ortalama geliri 49.7 milyon dolar civarında gerçekleşirken; yüzde 58’lik payı alan diğer 149 kulübün payına düşen ortalama tutar ise 1.8 milyon dolar düzeyinde kalıyor. Ülkemizde 19942006 dönemleri arasında mevcut naklen yayın gelirlerinden en büyük payı Süper Lig’in aldığını görüyoruz. İlk naklen yayın ihalesininin açıldığı 1994 yılında Süper Lig ekipleri 7.2 milyon dolarlık ihale bedelinin neredeyse tamamını kendi aralarında paylaşırken; 2. ve 3. Lig kulüplerine aktarılan tutar sadece 144.000 dolar civarında. Bu dönemde 4 büyük kulüp başına düşen ortalama tutar 792.000 dolar düzeyinde gerçekleşirken; diğer 14 kulüp başına düşen ortalama tutar 230.000 dolar olmuştur. Aradan geçen 12 yıllık süreçte naklen yayın ihale bedeli yıllık 150 milyon dolara kadar yükselirken; Anadolu takımlarına da aktarılan tutarın arttığını gözlemliyoruz. En son tarih itibariyle 200506 sezonunu dikkate aldığımızda: dört büyük kulüp toplam 54.5 milyon dolar naklen yayın geliri elde ederken; diğer 14 kulübün 70.4 milyon dolar; ikinci ve üçüncü lig ekiplerinin de 3 milyon dolar civarında gelir sağladıklarını görüyoruz. Konyaspor bu sezonki performansıyla dikkat çekiyor. 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle