05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EN HIZLI FENERBAHÇELİ MURAT İLTER Türkiye’nin en tecrübeli yarış pilotlarından biri olan Ali Gülan, başarılı iş hayatını pistlerde kazandığı kupalarla taçlandırıyor. 2006 Türkiye Pist Şampiyonası’nda mücadele ettiği 3600 cc.’lik Porsche GT3 ile Grup Maxi Türkiye Pist Şampiyonluğunu elde eden Gülan’ın İstanbul Park, İzmit Körfez ve İzmir Pınarbaşı pistlerindeki derecelerinin yanına şimdilik kimse yaklaşamıyor. O kendisini fanatiği olduğu sarı kanaryanın pistlerdeki temsilcisi olarak görüyor. Aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesi olan Ali Gülan’ın 400 beygirlik Porsche 911 GT3’nü geçen olmadıkça, o “En hızlı Fenerbahçeli” unvanını daha uzun bir zaman koruyacak gibi görünüyor. Sezona başlarken şampiyonluğu hedeflediğini C SPOR MOTOR SPORLARI ŞUBAT SALI “100. YILDA ŞAMPİYONUZ’ Fenerbahçe’nin İstanbul’daki hiçbir maçını kaçırmayan Ali Gülan, yarışlarla çakışan karşılaşmalara bile ne yapıp edip gidiyor. Pistteki mücadele biter bitmez daha teri kurumadan soluğu Şükrü Saracoğlu’nda alan Gülan için Fenerbahçe hayatının bir parçası... Öyleki Gülan’ın kaskı ve yarış tulumu bile sarı lacivert. “Bu renklere gönül verdik” diyen Gülan, 2007 sezonunda F.Bahçe’nin şampiyon olacağına inandığını belirtiyor... “100. yılımızda bize şampiyonluk yakışır. Bu ekibe inanıyorum ve bize sezon sonunda bu mutluluğu yaşatacaklarını biliyorum. 100 yıllık mazisi olan bir kulübün Avrupa’da da zaferlere imza atması gerekir. Perşembe günü Hollanda’ya giderek takımıma ilk kez bir yurtdışı maçında destek vereceğim. Umarım uğurlu gelirim ve Avrupa’da yolumuuza devam ederiz” söyleyen Gülan için sezon bir hayli zor geçse de start aldığı 14 yarışta 4 birincilik ve 8 ikincilik elde ederek ulaştığı 102 puanla en yakın rakibi bir diğer Porsche pilotu Mert Aytuğ’un 2 puan önünde şampiyonluk sevincini yaşadı. Yarış hayatına 1978’de İçerenköy Karting Pisti’nde başlayan Ali Gülan, öğrencilik yıllarını geçirdiği Alman ya’da yarışlara gönül verdi. Türkiye’ye döner dönmez 55 beygirlik Alfa’sıyla pist yarışlarına girdi. Çok iyi dereceler elde eden Gülan, ikincilikler ve üçüncülükler alarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Pistlerde Lancia’lara kafa tutan Ali Gülan, aynı otomobille Kocaeli Ralli si’ndeki ilk ralli deneyiminden kupayla ayrılmayı başardı. İş hayatı nedeniyle yarışlardan bir süre kopan Gülan, 1990’da kartingle geri döndü. Gülan Türkiye Formula 3 Şampiyonası ve Seat Cup yarışlarında mücadele verdi. Dünya Ralli Şampiyonası Türkiye Rallisi’nde ülkemizi temsil etti. Ancak karting onun hayatında unutamayacağı bir sayfa olarak kalacak. Rallici Gülan, başarılı iş hayatında yarışların önemli yeri olduğuna inanıyor. Yarışlardaki rekabet, rakibini analiz etme, planlama yapma ve strateji üreterek ani karar verebilme gibi birçok özelliği yarıştan sonra iş hayatında da uyguladığını kaydeden şampiyon pilot, “Yarışlar sırasında hızlı strateji geliştiriyorsunuz. İş hayatında da bunun çok faydası oluyor. Bu spor çok disiplin isteyen bir spor. İsteklerinizi frenleyebiliyorsunuz. Yarışlar sadece hızlı gidenin kazandığı bir spor değil. Hızlı olmak kadar kontrollü olabilmek ve bu kontrolü tüm yarış boyunca belli bir istikrarla en önde tutmak çok önemlidir. İş hayatınızda da bunu uyguladığınız zaman başarılı olduğunuzu göreceksiniz. Bana çok büyük katkılar sağladı” diye konuştu. KARTİNG YARIŞ EĞİTİMİNİN BAŞI Kartingin eğitimin başı ve temeli olduğunu söyleyen Gülan, “Gokart’lar benim en son bıraktığımda 31 beygirdi, bugün 34 beygir ve su soğutmalı. Karting gerçek mücadelenin olduğu, Formula 1’in küçültülmüş halidir. Bir yarışta yanlış bir haraketinizi düzeltmek için onlarca hareket yaparsınız. Bu hareketlerin hepsinin antrenmanı kartingdir.” R A L L İ D Ü N Y A S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N Biraz dalgın bir kişilik yapınız varsa veya kafanız çeşitli sorunların çözümü ile meşgulse veya aktüaliteyi yakından izlemiyorsanız ilk söyleyeceğiniz sözler arasında “Yahu, biz bu yarışı daha geçen hafta izlememiş miydik?” şeklinde bir cümle olması işten bile değil…Yöre aynı özellikleri taşıyor, orman ve karla kaplı toprak yollar; bulutlar arkasına saklanan bir güneş... Norveç burası… Şimdi şapkalarımızı önümüze koyalım; Atina, Antalya ve Kıbrıs üçgeninde “Aynı karakterli üç ralli fazla” şeklinde ahkâm kesip, saman altından su yürüterek yaptıkları kulislerle Türkiye ve Güney Kıbrıs’ı şampiyona dışı bıraktıranlar, aynı yörede aynı özellikli iki yarışın, hem de bir hafta arayla, arka arkaya gelmesini “İlâhi bir tesadüf” olarak mı nitele Kar Rallisi yecekler?.. Bu tabloya “Çifte standart” denmiyorsa neye denir, bilen varsa söylesin … Zor doğa ve yol koşullarında fırtına gibi başladı ekipler ralliye. BPFord’dan Hirvonen ilk etaptan itibaren başa geçti; Gronholm çok az bir farkla takım arkadaşını izledi. Çok çekişmeli geçen ilk günün ilk etaplarında gerilerde kalan Loeb sonradan hızlandı ve farkı kapattıysa da aynı şans, sürekli kar yağışı altında ve görüşün zayıfladığı bir ortamda koşulan ikinci gün aynı düzeyde sürmedi; Lillehammer ve Ringsaker etaplarında iki kez yoldan çıkıp kara saplanınca geri lere düştü; Mikko ve Marcus zirvede yalnız kaldılar. Rallinin Eleverum adı verilen bir etabı vardı, ikinci günün ilk, üçüncü günün son etabı… 44 km.lik bir özel etap, olumsuz hava koşulları da varsa, hiç kolay değildir; git git bitmez… Her iki geçilişinde klâsmana etkili olacak bir sürpriz yaşanmadı ama bir noktaya kafam takıldı; böyle bir etabın üç günlük bir rallide son günün son özel etabı olmasının altında ne gibi hesaplar vardı dersiniz?.. Hirvonen’in zaferi ile sonuçlanan Norveç Rallisi sonrasında Ford’un yıldızı daha parlak görünüyor. Markalarda Citroen’i geçtiler; Sürücülerde ise Gronholm başta. Puanlar aslanın ağzında, iş şimdiden kızıştı... 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle