01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL OCAK SALI ŞAMPİYONLUK PARAYLA GELMEZ Oyuncularınız transferin gözde isimleri. Bu durum sıkıntı yaratıyor mu? E.S.: Başlangıçta gururlandırıyor. Oyuncularımıza teklif gelmesi, ulusal takımlarda oynuyor olmaları ve devamlı gündeme gelmeleri bizi gururlandırıyor. Ancak taciz boyutuna gelen ısrarlar bizi üzüyor. Oyuncularımız bize karşı en küçük bir baskı yapmadılar ayrılma yönünde. Ne kadar etkilenmedik desek bu söylentiler rahatsız ediyor. Ne var ki oyuncularımızın performansları olumsuz etkilenmedi. Kayseri’de size tanınan imkânlar yeterli mi? Kendinizi şanslı görüyor musunuz? E.S.: Kayserispor Kulübü tesisleriyle, kurumsallaşma adına atılan hamlelerle, kadro yapısıyla, oyun anlayışıyla önemli bir noktaya geldi. Spora yapılan yatırımlar, yeni stadın yapılması çok önemli. Çok kısa sürede bu başarıyı beklemiyorduk. Zaten başkanla konuşmamızda da uzun vadede başarıyı hedeflediğimizi söylemiştim. Çünkü sadece büyük paralar vererek üst sıralara gelemezsiniz. Planlı ve programlı bir çalışma içinde olmak gerekiyordu. Biz kendi içimizde ürettiğimiz değerlerle kısa sürede bu başarıya ulaşma şansını yakaladık. Bu sezon da sezon sonuna dek aynı çizgiyi sürdürmek istiyoruz. Ancak uzun vadede Kayseri olarak çıtayı yükseltip şampiyon olmak istiyoruz. SPOR POLİTİKASI Futbol ve Kültür HİKMET ÇETİNKAYA Türkiye kendi iç dinamiklerini yok sayıyor, öz değerlerini yitiriyor... Türkiye’de bir spor kültürü yok! Neden? Futboldan basketbola atletizmden yüzmeye dek sporun her alanında tekelleşmenin ivme kazanması acaba neyin habercisidir? Türkiye futbolla yatıp kalkan bir toplum. Avrupa’da ve öteki ülkelerde de öyle... Ulusal kavramlar giderek yok oluyor, özellikle üç büyükler altyapılarından yeterince yararlanamayıp, milyonlarca dolar transfer ücreti ödüyorlar... Bunun yanı sıra son 50 yıldır iktidara gelen siyasi partilerin bir “spor politikası” yok! Daha açıkçası Türkiye, bir üçüncü dünya ülkesinin özelliklerini taşıyor sporda... Büyük kentlerde yaşayan yoksul insanlarımızın erkek çocukları, “futbolcu”, kızları “şarkıcı” olmak için düş kuruyorlar... Şöyle 20 yıl önceyi düşünüyorum... Futbol kulüplerinin başkanları nasıldı o yıllar? Peki ya futbolcular? Acaba bugün ünlü takımların futbolcuları çalışma ve oyunların dışında nerelere giderler, ne yaparlar? Birkaç yıl önceydi... Önemli bir Anadolu kulübünün tesislerini gezmiştim. Spor alanları, futbolcu yatakhaneleri, dinlenme salonları... Her şey olağanüstüydü... Tesisin içinde bir odada kütüphane vardı ve raflarda da kitaplar... Kitaplara baktım... Çoğunluğu Saidi Nursi’nin ve Fethullah Gülen’in kitaplarıydı. Tesisleri gezerken bir de mescit görünce yöneticiye sordum: “Mescitte futbolcular namaz mı kılıyor?” Yönetici “evet” deyip ekledi: “Bu bizim işimize yarıyor. Dinine bağlı oldukları için gece hayatları yok. Yani futbolcu nereye gitti diye kuşkulanmıyoruz...” ??? Halit Deringör, Cumhuriyet’te çok güzel bir yazı yazdı... “Ulusalcılık ve Kulüpçülük...” Deringör, “ne ulusalcılık kaldı, ne de kulüpçülük” diyordu yazısında. Doğru!.. Pek çok kavramlar yitip gitti. Ne kulüp sevgisi, ne Cumhuriyetin temel değerleri, ne laiklik ne demokrasi kavramı. Her şey para!.. Bir de bazı kulüpleri kuşatan “tarikatçı” yapılanma. Eğitimsiz ama yetenekli futbolcuların yakasını bırakmıyor tarikatçılar. Türkiye’nin önde gelen futbolcuları kitap okuyor mu, sinemaya, tiyatroya gider mi, müzik dinler mi? Müzik dinledikleri kesin!.. Ama hangi müziği dinlerler? Ya antrenörlerin durumu? Vestel Manisa’nın başarılı teknik direktörü Ersun Yanal, Türkiye’de 11 milyon genç nüfusun olduğunu söylüyor... Biz bu genç nüfustan nasıl yararlanabiliriz? Asıl sorun da bu. Türkiye’nin bir spor kültürü yok! 22 bin beden eğitimi öğretmeni işsiz... Kimi şoförlük, kimi kapıcılık yapıyor... Ve spor! Gazetelerin spor sayfalarına bakın, Türkiye’nin nerede olduğunu açık biçimde görürsünüz!.. BÜYÜKLER GERİLEDİ Anadolu’dan bir şampiyon çıkacak mı? E.S.: Şampiyonluktan bahsetmek için çok uzun programlı çalışmak gerekiyor. Büyük paralar harcayıp iyi kadro kuranlar küme düşmekten son anda kurtuldu. Yani para ve kadroyla olacak iş değil. Kentin inanması gerekiyor. Çok iyi bir camia birlikteliği olmalı. Kayserispor kentte birinci takım olmalı. İnsanların Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe’den sonraki ikinci takımı olmamalı. Takımsal birlikteliğinin sağlanması lazım. Tribünlerin boş olmasını neye bağlıyorsunuz? E.S.: Statlar modern değil. İnsanların çocuklarıyla birlikte gelip güzel vakit geçireceği yerler değil. Maç izlemenin ötesinde sosyal aktiviteleri de içinde barındırmalı. Kaliteyi yükseltmek lazım. Tribünler sağlıklı bir şekilde maç izleyemiyor. Bunun yanında seyir zevki de düştü. Futbolumuzda kaliteyi arttırmak içi neler yapılmalı? E.S.: Büyük takımlarla Anadolu takımları arasındaki güç farkını azaltmak gerek. Birinin bütçesi 70 milyon dolarken diğeri 7 milyon dolara mücadele ediyor. Anadolu takımlarına manevi olarak da destek olmak gerek... Böyle olursa büyük takımlar da kendilerini geliştirmek isteyecek. Şu anda aradaki puan farkı bir yakınlaşma gibi yorumlanabilir. Ancak öyle değil. Büyüklerin kalitesi düştüğü için Anadolu takımlarına yaklaştılar. Bu durum Türk futbolu lehine olan bir gelişme değil. Kayserispor’un hedefi ne olacak? E.S.: 2. yarıda yine üst sıraları zorlamak istiyoruz. Avrupa’da ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyorduk. Bunu gerçekleştirdik. Bu sezon sonunda ligi iyi bir yerde bitirebilirsek bundan sonraki hedeflerin altyapısını oluştururuz. Bunun yanında kime sorarsanız sorun Kayserispor’un maçını izlemekten keyif aldığını söyler. Biz kazandığımız maçta da kaybettiğimiz maçta da alkışlanıyoruz. Bugün Kayserispor formasını giyenler bizim en büyük gururumuz. Doğru yolda olduğumuzu gösteren güzel bir görüntü... Şampiyonluktan konuşmak için 34 yıl geçmesi gerekiyor. Beşiktaş’ı sormadan olmaz. Teklif aldınız mı? E.S.: Resmi bir teklif olmadı. Şu anda tüm konsantrasyonumuzu Kayserispor için harcıyorum. Teklif gelse de kabul etmem söz konusu olamaz. Takımımı yarı yolda bırakamam. Ancak sezon sonu gelirse oturur konuşuruz. Fenerbahçe’nin Alkmaar karşısındaki şansını nasıl görüyorsunuz? Alkmaar kesinlikle yabana atılacak bir takım değil. Luis Van Gaal yönetiminde yeni bir yapılanmaya gittiler. Biz dramatik bir şekilde elenmiştik. Fenerbahçe’yi zor bir rakip bekliyor. Tur için iki takımın da şansları eşit. EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle