05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL OCAK SALI Farkın adı ‘SAĞLAM’ NEVZAT DİNDAR izyonu olan, akedemili ve aynı zamanda master yapan bir teknik adam Ertuğrul Sağlam... Genç yaşta başladığı teknik direktörlük kariyerinde kısa bir sürede kendini ispatladı. Kayserispor’un bu çıkışında kuşkusuz onun büyük katkısı var. Ertuğrul Sağlam’la gerçekleştirdiğimiz sohbet sonrası hakkındaki fikirlerimizin ne denli doğru olduğunu gördük. Türkiye’ye fark yaratan bir çalıştırıcı geliyor. Üstelik oynattığı pozitif futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanıyor. Ertuğrul Sağlam nasıl bir hocadır? ERTUĞRUL SAĞLAM: Ben antrenörlüğe erken yaşta başladım. 35 yaşında Samsunspor’da görev aldım. Ancak futbol hayatımda profesyonelce geçen yaşantımda hep kendime bir şeyler kattım. Ayrıca spor akademisinden sonra da 3 yıl da master yaparak okul hayatında alınan bilgileri üst seviyeye çıkardım. Bunun yanında geçmiş dönemde, yani oyunculuk döneminde herhangi bir defomuzun olmayışı bizim adımıza büyük bir kazançtı. Kamuoyunda sevilen, sayılan bir insan olmamızın antrenörlük hayatında katkısı olacağını düşündüğüm için erken başlamakta sakınca görmedim. Benden büyük futbolcularla çalıştım. Aynı takımda oynadığım futbolcularla antrenör futbolcu ilişkisini nasıl V Ekol oluşturmak şart Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? E.S.: Avrupa ve dünya futbolundaki yeni gelişmeleri, bilimsel teknolojik gelişmeleri, bize katkı sağlayacak gelişmeleri yakından takip ediyorum. Mesala spor hekimimiz Ahmat Çağlar, dünyada sporla ilgili tıp kongrelerini yakından takip ediyor. UEFA’nın en son yayınlarını izlemeye çalışıyoruz. Bunların bize katkısı olacağını düşünüyorum. Futbol felsefeniz hakkında bilgi verir misiniz? E.S.: Eğer bu işte söz sahibi olmak istiyorsak, zirvede yer almak istiyorsak diğerlerinden farklı olup kendi adımıza bir ekol oluşturmak zorundayız. Kendi antrenörlük felsefem için öncelikle başkalarının yaptığını taklit ederek değil, başkalarından daha fazlasını yaparak bu ekolü yaratma arzusundayım. Bugüne dek bu felsefe ve oyun anlayışını bir nebze olsun Rasim Kara, Feldkamp, Toshack, Scala, Briegel, Fuat Yaman, Mustafa Denizli, Fatih Terim, Erdoğan Arıca’yla çalıştım. Bir çok antrenörden kendime katkı sağlayabileceğim şeyleri aldım. Bu antrenörlerle çalışmanın avantajlarını görüyorum. Türk futbolunda vizyon sorunu var. Bu noktada siz akedemili vizyonu olan genç bir çalıştırıcısınız. Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz? E.S.: Yıllardır Türk antrenörleri arasında bir karmaşa yaşanıyor. Bu fikir ayrılığının temel noktası da mektepli mektepsiz tartışması. Futbolun içinden gelenler bu işi daha iyi yapar düşüncesinde. Diğer taraftan bu işin okulunu okuyanlar bilimsel yönünü ön plana çıkarıyor. Benim her ikisine de sahip olmam çok önemli. Bir defa farklı yerlerde olmak, daha yukarı seviyelere çıkmak istiyorsanız farklı olmak zorundasınız. Diğerlerinden daha fazlasını ortaya koymak yansıttığımızı düşünüyorum. Zaman içinde daha da iyi olacak. Geçen yıldan farklı olarak savunmaya daha fazla önem vermeye başladınız... E.S.: Eskiden Kayseri’ye gidip kazanırız düşüncesinde olan takımlar daha fazla hücuma çıkıyordu. Artık sahamızdaki maçlarda çok fazla üzerimize gelmemeye başladılar. Bu da bizim oyun felsefemizi ve oyun anlayışımızı değiştirmemize neden oldu. Bu sezon kalabalık defansları aşmak noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu noktada bütün takımların müthiş bir mücadele verdiğini de unutmamalıyız. Herkes koşmayı öğrendi. Sadece top sizdeyken oynamak, hedefe oynayan bir takımı kurtarmıyor. Yani futbolun savunma yönünü de iyi uygulamalısınız. Biz bu amaçla daha yetenekli, kalabalıkta yaratıcı özelliklere sahip oyunculara yöneldik. için de belli bir birikime sahip olmalısınız. Kendinizi geliştirmelisiniz. Futbola katkı sağlayacak her şeyi yakından takip etmelisiniz. Bütün yeniliklere açık olmanız gerekir. Bütün bunları yaparsanız diğerlerinden farklı olursunuz. Bu doğrultuda mücadelemizi veriyoruz. Öncelikle işimizi seviyoruz ve gelecekten beklentilerimiz var. Bu doğrultuda da mücadelemizi veriyoruz. Bilimsel çalışmaların mesleğinize katkısı nedir? E.S.: Bugün birçok antrenör bilimden, teknolojiden en üst seviyede yararlanıyor. Örneğin teknolojiyi kullanmanın yüzde 2 katkısı olsun. Diğer taraftan sosyoloji, psikoloji gibi bilimlerin de katkısı var. Bu 5 kalemde yüzde 10’luk bir katkı anlamına geliyor. Bu durum bir oyuncu daha fazla oynamanız anlamına geliyor. DEVAMI 5. SAYFADA ayarlacağım yönünde tereddütlerim yok değildi. Ama futbol oynadığım dönemde futbolcularla ağabey kardeş ilişkisi vardı. Dejenere olmayan bir ilişkiydi. Ben de klasik antrenör tiplemisinin dışına çıkıp futbolcularla antrenör ve futbolcu ilişkisini yaşarken ağabey kardeş gibi olmak istedim. Böylece daha samimi, sevgi saygı temeline dayanan bir ilişki olmasını istedik. Sporcuların diktatör gibi başında durup işi kontrol altına almaktansa daha profesyonelce işini seven, kişilikli, karakterli futbolcu grubunu bir araya getirererek onlara sorumluluk duygusunu vermeye çalışmak daha doğruydu. Çalıştığınız teknik adamların size nasıl bir katkısı oldu? Özellikle etkilendiğiniz biri var mı? E.S.: Çok değerli hocalarla çalıştım. Antrenörlükteki en büyük avantajımlarından biri de bu. Yılmaz Vural, Multescu, Zeynel Soyuer, Daum, 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle