Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR MOTOR SPORLARI OCAK SALI RÜZGAR GİBİ YARIŞ CAN İŞBAKAN D ünya tarihinin en tehlikeli, en zorlu ve en heyecan verici rallisidir Dakar... Motorsporlarıseverler bu müthiş yarışı hep Paris’ten Dakar’a doğru yapılırken gördü. Pek çoğumuzun da aklına bu şekilde kazındı. Dile kolay... 19791994 yılları arasında hep bu güzergâh arasında koşuldu tarihi ralli. Tam 15 yıl. Daha sonra da rota değiştirildi. Ve bu yılda da ikinci kez üst üste Portekiz’in başkenti Lizbon’dan yola çıktı ralliciler yepyeni bir heyecanla... Lizbon Dakar rallisini diğer motorsporlarından ayıran en önemli özellikler nelerdir? İlk olarak bundan bahsedelim. Öncelikle can tehlikeniz var. Ve bunu ‘çok’ yakından yaşıyorsunuz. Pek çok yarışçı der ki... “Dakar’da en önemli rakibiniz doğadır. Diğer yarışçılar bazen en yakın dostunuzdur.” Kesinlikle doğru. Bir düşünün... Yarış günü önce sabah ayazını yaşıyorsunuz. Üşüyor sunuz.... Ardından güneş doğuyor. Çöl sıcağı yakmaya başlıyor teninizi, çok uzun kilometreler yol alıyorsunuz. Aracın motor sıcaklığıysa bir başka dert. Hele bir de motosiklette yarışıyorsanız vay halinize.... O uzun mesafeler boyunca hep ayakta durmak zorundasınız. Çünkü yol engebeli... Kum boşlukları, küçük tepeler ummadık taşlar ve kayalar her an karşınıza çıkabilir. İşte bu nedenle motorun üstünde ayakta durmak zorundasınız dengeyi kurmak için... Zorluklar bununla da bitmiyor. Kaybolabilirsiniz.... Çölün ortasında bir anda, ‘Ben neredeyim?’ diye kendinize sorma ihtimaliniz çok yüksek. Eskiden GPS araçları navigasyonu kurmak için kullanılıyordu. Bunun anlamı da yol bulmak için elinizdeki makinanın sizi yönlendirmesi... Ama bu yıl o da yok. GPS sadece pusula olarak kullanılıyor. Bir diğer rakibiniz de Afrika’da karşınıza çıkabilecek teröristler. Bu belki zayıf bir ihtimal ama Dakar’a giderken üstüne ateş açılan sporcuların sayısı hiç de az değil. Bu nedenle de sağınıza solunuza dikkatli bakmak durumundasınız. Evet, bunca tehlikeye karşın Lizbon Dakar’a katılım yine yoğundu. 42 değişik ülkeden 187 otomobil, 250 motosiklet ve 88 kamyon Senegal’in başkentine ulaşmak için çabaladı. 6 Ocak’ta yola çıkan ralliciler 15 gün boyunca kızgın kumlarda mücadele etti ve sonuçta Dakar’a ‘merhaba’ dedi. Burada bir noktayı vurgulayalım... Bu rallide en büyük başarı ‘Dakar’a ulaşmaktır.’ Çünkü burayı göremeyenler da var. Güney Afrikalı motosikletçi Elmer Symons, dünyanın en tehlikeli rallisinde geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti. 29 yaşındaki pilot, yarışın 4. etabı olan Er Rachidia Ouarzazate arasında geçirdiği kazanın ardından hayata gözlerini yumdu. İşte Dakar’a varmanın zorluğu... İşte rallinin tehlikeli yüzü... DEVAMI 23. SAYFADA R A L L İ D Ü N Y A S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N lk yapılmaya başladığı 1979’da ismi Paris Dakar Rallisi’ydi. Paris’ten başlar, İspanya üzerinden Afrika’ya geçer, Afrika içinde, Büyük Sahra dahil orası senin burası benim dolaştıktan sonra Dakar’da sona ererdi. Zor bir uğraştı; katılanlar 1 aya yakın bir süre içinde yok çöldü, yok ormandı, yok dağdı, çeşitli doğa ve iklim koşullarında, önlerinde belirgin bir yol olmadan mücadele ederlerdi finişe gelebilmek için. Klasmanda en iyi noktada bulunmak kadar övünç kaynağıydı, yolsuz bir ortamda “Nereye gideceğim” düşüncesinin sürüş yeteneğiyle birleşip karanlıklar içinde ışık aramak… Sonraki dönemde Paris yerini başka kentlere bıraktı; bu yıl start yeri Portekiz’in Lizbon kenti... Parkur Af İ Dakar Rallisi rika’nın batı kıyısını izliyor, Fas ve Moritanya’dan geçtikten sonra Senegal’de bitiyor; eskiye göre kısalmış da olsa zorluk derecesinden hiçbir şey kaybetmiş değil… 3 ayrı kategori olmak üzere motosiklette 250, otomobilde 187, kamyonda da 88 ekip var yarışa başlayan. Toplam 525 araçlık bir oluşumu yönetmek ve yönlendirmek kolay değil. Bizim rahmetli Renç de katılmıştı bu yarışa, hem de kamyonla... Ona eşlik eden sevgili arkadaşlarımız Ahmet Utlu ve Mustafa Gökay’la birlikte çeşitli maceralar yaşamış, geçecekleri ülkelerin birinde harp çıkınca o kargaşaya düşmeyeyim derken yol kaybetmiş, tüm bunlara karşın klasman dışı da olsa finişe gelmeleriyle, o günün koşullarına göre başarılı olmuşlardı. Ali Deveci Galip Gürel ikilisi de yıllar önce bu maceranın içinde yer alan diğer bir Türk ekibiydi. Bu yıl 2 motosikletçimiz var. Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar... Kemal ilk kez 2000’de katıldığı bu yarışta 2002 ve 2003 yıllarında finişe ulaşabilmenin mutluluğunu yaşıyor. Kutlu ise sörf ve snowboarddan elde ettiği deneyimden destek arayacak, 5 bin km.’ye yakın özel etabı olan 8 bin 696 km.’lik bu rallide... Akla zarar bir uğraşın üstesinden gelmeye çalışıyorlar; olanaklarının en küçük ayrıntılarını değerlendirerek, her türlü olumsuzluk ve zorluğa katlanarak... 22