Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Güzel atlar diyarı: KAPADOKYA HAYAT UYANIK C SPOR BİNİCİLİK KASIM SALI B inicilik ile ilgilenen insanlar ne zaman kültür gezisine çıksalar, gittikleri bölgelerde atla safari yapılan tesisleri ararlar. Onları bulduklarında da gezilerini at sırtında yapmayı ihmal etmezler, çünkü kültür gezisini at sırtında yapmak demek o gezinin adrenalin dolu geçeceği anlamına gelmesi demektir. Kapadokya da böyle bir yer. Pers dilinde kelime anlamı olarak “Güzel Atlar Diyarı” anlamına geliyor. Buraya geldiğinizde Akhal Teke isimli at çiftliğine uğramadan, Kapadokya’yı yıllardır burada yaşayan atların sırtında gezmeden, sakın uçağınıza binmeyin derim. Akhal Teke At Çiftliğine girdiğimde sadece atların sesini duyabiliyordum. Sanki bana “Hoşgeldin” dercesine kişniyorlardı. Havanın da güzel olmasını fırsat bilerek saatlerce fotoğraflarını çektim. Bu güzel atlar sanki fotoğraflarını çektiğimi bilerek bana adeta poz veriyorlardı. Ben onlarla ilgilenirken arkamdan doludizgin geçen iki yağız (siyah at) aygır otlağa doğru koşmaya başladı ve arkalarında oluşan yoğun toz bulutunun arasında kalmama sebep oldular. İkisinin birbiri ile yarışırcasına koşmalarını seyretmenizi çok isterdim. Gözüme kaçmış tozları temizlemeye çalışırken; aralarındaki kısa rekabeti hem seyrediyor hem de deklanşörüme hızla basıp bu güzel kareleri ölümsüzleştirmeye çalışıyordum. Avanos’ta bulunan Akhal Teke at çiftliği sahibi Ercihan Dilari bu hayaline sadece bir at ile başlamış. Zamanla at sayısı üçe, daha sonra altıya ulaşmış. Bu atlar ile bölgeye gelen yerli yabancı turistlere rehberlik yapmış. Akhal Teke Çiftliği’nde şimdilerde tam tamına 50 at yaşıyor. Özellikle Amerikalıların geldiği bu güzel tesiste turistler hem spor yapıyor hem de bu bölgeyi karış karış geziyorlar. Elbette buraya ge DOĞAL HARİKALAR GÖRÜLMEYE DEĞER K len herkesin binicilik bilgisi olması gerekmiyor. At binmeyi hiç bilmeyen misafirlere Akhal Teke at çiftliği içerisindeki kum pistte 15 dk’lık kısa turlar yaptırılıyor. Akhal Teke ismi nereden geldiğini merak edip çiftlik sahibi Ercihan Bey’in Kızı olan Tuğba Dilari’ye sordum. Tuğba Hanım; Akhal Teke atının has Türk atı olduğunu ve bu cinsin Arap atı kadar dayanıklı olabileceğini, hatta çölde develerden sonra gelen en güçlü at olduklarını, günlerce aç, susuz çölde sahibine eşlik edebileceklerini dile ge tirdi. Akhal Teke cinsi atının bölgede toplam kaç tane olduğunu sorduğumda da Tuğba Hanım, Türkiye’de bu at cinsinin sadece 3 tane kaldığını üzülerek belirtti. Kısrak olanın bu çiftlikte, diğer ikisinin de sahiplerinde olup iğdiş olduklarını söyledi. AT TUTKUNLARI İÇİN Onlar yıllardır bu işi yapıyor ve ileriye dönük birçok projeleri var. En yakın olanı ise çiftlikte konaklamaya yönelik inşaatın başlaması. Zaten böyle güzel bir çiftlikte at binip yorgun bedenlerin buradan ayrılması yanlış olur. 2007 yaz sezonunda Akhal Teke at çiftliğinde siz at tutkunları; günün erken saatlerinde atların kişnemeleri ile uyanacak, güzel bir kahvaltı ardından yine onlar ile uzun bir Kapadokya turuna çıkacak ve dönüşte padok manzaralı restaurantta film seyreder gibi atları gözlemleyerek yemeğinizi yiyecek, ardından şarabınızı yudumlayacak ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Belki de buraya ve bu güzel atlara öyle aşık olacaksınız ki buranın müdavimleri haline dönüşeceksiniz. Bir gün sevdiğiniz biri ile ya da tek katılacağınız kültür turları için araştırma yaparken sakın Güzel Atlar Diyarı’nı gözden kaçırmayın. Buraya gelip de Akhal Teke at çiftliğine uğramadan ve bu bölgedeki doğal güzellikleri at sırtında gezmeden evinizin yolunu tutmayın diyorum. apadokya dediğimiz zaman hepimizin aklına gelen ilk karakteristik özellik “Peribacaları” olur hiç şüphesiz. Kapadokya’nın yüzey şekilleri 30 milyon yıl öncesine dayanıyor. Günümüzdeki son halinin oluşumunu ise; yanardağ patlamalarının bölgeyi kül tabakası ile kaplaması sayesinde olmuştur. Bu kül tabakası daha sonra, katılaşarak tüf adı verilen kolay aşınabilir bir malzemeye dönüşmüştür. Tüf zamanla aşınarak Ürgüp civarındaki şapkalı peribacaları günümüzdeki son görünümlerine ulaşmışlardır. Peri bacalarından bahsetmişken herkesin kolaylıkla görebileceği bir doğa harikasından da söz etmek istiyorum. Bu peribacasının diğerlerinden farkı; görünüm olarak deveye benzemesi. Kapadokya’ya geldiğinizde mutlaka Karanlık Kilise’sini, Elmalı Kilise’yi, Kızlar Manastır’ını görmeden evinize dönmeyin. Kızlar Manastırı’nda kaya içine oyulmuş bir yapı gözünüzde canlandırın. İşte bu yapıda eskiden keşişler yaşarmış ve burada çalışırlarmış. Dışarıdan bakıldığında baştan aşağı küçük küçük penceler vardır. Üst odalara nasıl çıkarlardı sorusunu da anlatılanlara göre; bir merdiven veya bir tür yapı iskelesi yardımı ile ulaşıldığı sanılıyor. Karanlık Kilise ise; İsa’nın göğe yükselişinin tasvir edildiği freskler bulunuyor. Elmalı Kilisesin’de yine muhteşem freskler göze çarpıyor. Ayrıca kayaların içine oyulmuş kaya kilisesini süsleyen olağanüstü freskler de Hristiyanlık dininin ne kadar güçlü olduğunun kanıtıdır. 22