Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C Spora yatırım SPOR VOLEYBOL KASIM SALI GÖRÜŞ B aşkan Faruk Eczacıbaşı, spor kulübünün kurulduğu yıllardan bu güne kadar spor konusunda yatırım yaptığına işaret etti, yapılan her spor dalında başarıya ulaşıldığını söyledi ve “Son yıllarda sadece bayan voleyboluna odaklandığı , bu çalışmalarının artarak devam edecektir” dedi. Faruk Eczacıbaşı’nın 40. yıl mesajı ise şöyle: “Müzesinde sayısız şampiyonluk kupası bulunan ve binlerce sporcu yetiştiren, sporculara eğitim, sosyal yaşama katılabilmesi için çaba sarfeden Eczacıbaşı; 40 yılın övüncü ile, kurumumuz, diğer toplumsal etkinliklerde olduğu gibi, Türkiye’de sporun yaygınlaştırılması, spor düzeyinin yükseltilmesine katkılarını artarak sürdürecektir.” 40. yılın kupaları ise şöyle: Masa Tenisi: 13 defa Türkiye şampiyonluğu, 11 kez Federasyon kupası ve 8 defa Gençlik ve spor kupası, Basketbol: 2 kez Türkiye ikinci lig şampiyonu, 8 kez deplasmanlı birinci lig Erkek Voleybol: 12 kez Türkiye şampiyonluğu, Avrupa kupalarında 3 kez finalistlik, 3 kez Türkiye kupası şampiyonluğu, l kez Cumhurbaşkanlığı kupası Satranç: 2002 yılında bu dala ikinci ligden girildi ve aynı yılda birinci lige çıkıldı, üst üste birincilik kazanıldı 2006 yılı sonunda uzman olunan dala, voleybola dönüldü. Bayan Voleybol: 17 kere arka arkaya Türkiye şampiyonu olarak bir rekor kırıldı. Toplam şampiyonluk böylelikle 25’e yükseldi ve 4 yıldız takıldı. 3 kez Cumhurbaşkanlığı kupası ve 5 kez de Türkiye kupası kazanıldı. Avrupa kupasında 8 kez final grubunda oynadı, 2 kez Avrupa ikinciliği alındı. 1999 yılında Avrupa kupa galiplerinde şampiyonluk kazanıldı. Yine bu dalda gençler, yıldızlar ve minikler olmak üzere onlarca şampiyonluk kazanıldı. 1966’da kuruluştan bu yana tüm branşlarda kazanılan şampiyonluk kupalarının sayısı 61’dir. Yarın Çok Geç Olmadan TANKUT ANTİKACIOĞLU aponya Dünya Bayanlar Voleybol Şampiyonası’nın dünyaya iki öğretisi olmuştur. Bunlardan birincisi voleybolun gerçek bir evrensellik içinde bulunduğu gerçeğidir. Artık hiçbir ulus, voleybolun kendi ülkesinin tekelinde olduğunu iddia edemeyecek. Sırbistan Karadağ’ın yaptığı gibi voleybolunu katlamayı, sistem geliştirmeyi beceremeyenler ‘’En büyük benim’’ diyemeyecekler. İkincisi, tabuya gerek yoktur. Bugüne kadar devam edegelmiş hegemonyalar ya tamamen yıkılmış ya da yıkılmaya yüz tutmaktadır. Her ne kadar tutucu olursanız olunuz, antrenör seçiminde ulusalcılıktan vazgeçmeyi bileceksiniz. Son şampiyon Rusya gibi antrenör tekelciliğini kırarak, ulusal takımınızı bir başka voleybol ülkesinin karizmatik teknik adamına teslim etmeyi bileceksiniz. İsteyen istediği kadar haklılık haksızlık iddiasında bulunsun. İsteyen istediği kadar bu konular üzerinde yorum yapsın. Görünen tablo odur ki olaylar ve sonuçları gerçeğin aynasıdır. Kimse çıkıp da aksini söyleyebilir mi? SırbistanKaradağ voleybol kimliğini zenginleştirmede ulusal erkek takımı modelini bayanlara monte etmede kararlı ve ısrarlı olduğu için dünya üçüncülüğüne demir atmadı mı? Rusya, değişmez denilen ünlü Karpov’u saf dışı bırakıp yerine İtalyan antrenör Gianni Caprara’ylı getirerek itibar kaybetmedi mi? Kaybetmiş olduğu dünya şampiyonluğu tacını tekrar ele geçirmedi mi? Bu demektir ki, değişim yapanlar, değişiklikleri yapabilecek kişileri göreve getirme becerisini gösterenler ayakta kalabilmeyi başarıyor. Japonya Dünya Voleybol Şampiyonası’nın Türkiye’ye çok önemli bir öğretisi olmuştur. Aslında bu bir derstir. Bu gerçeği herkesin kabullenmesi gerekmektedir. Türkiye ilk kez katıldığımız Dünya Şampiyonası’na yanlış takımla gitmiştir. Şimdi bir pasör kızımız var. Narin vücudu, uzun sayılacak boyu, file önündeki hızı, inanılmaz çabukluğu ile göz kamaştırıyor: Elif Ağaca. Dünya voleybolu onu Japonya’da bir yarı devrede kabullenmekle kalmadı, bir de baktık ki o ‘en iyiler’ şeref kürsüsünde yer aldı. Bahar Mert’in sakatlığı sonunda lider pasörlüğü üstlenen Elif, zekâ denen ve insanların en büyük silahı olan melekeyi yalnız beyniyle değil, vücudunun her hücresi ile kabullenme becerisini gösterdi ve zirveye kondu. Elif Ağaca değişik, benzeri az bulunur bir pasör tipi. Voleybolunu ‘düşünce zekâsı’ ile birlikte ‘hareket zekâsı’ ile büyütmeyi biliyor. Elif Japonya’da ‘dünyanın 3 numaralı pasörü’ apoletini takarken, ne kadar sevindiysek, Naz Aydremir’in bu kadroda bulunmayışına da o kadar üzüldük. Buradan, ‘’Neden Elif Ağaca Naz Aydemir pasör ikilisiyle Japonya’ya gitmek düşünülmedi’’ sorusunu soracak değilim! Geç kalmışlık olur. Japonya’daki olaylar gösterdi ki Naz’ın kadroya alınmayışı en büyük yanlıştı. Antrenörlük önsezi ister. Hiçbir belirti yokken bir şeylerin olabileceğini sezme, bir başka deyişle ‘içe doğabilme’ hissi çok şeyler kazandırır. Görünen köy kılavuz istemez. Naz’ın pasör dev adımlarıyla gelişini herkes biliyordu. Sizler ona bu şansı neden vermediniz? Naz’a bu fırsat tanınsa, kim çıkıp da sizi eleştirirdi? Naz Aydemir, Eczacıbaşı gibi dev bir takımın çok genç yaşta lider pasörlüğünü üstlenmemiş miydi? Eğer Japonya Dünya Şampiyonası finalleri arifesinde biraz cesur, biraz da gelecekle ilgili olanı Rusya’nın Mercula örneği gibi, SırbistanKaradağ gibi önceden duyabilsek, bu yazı asla yazılmazdı. Doğru işte buydu. Biz doğruları eller gibi bulamadık. Bu doğruyu yakalamak, Naz’a devler arenasında voleybol sahasının manevra çabukluğunu kazandıracaktı oysa. Böylesine genç yaşta onun tecrübe kazanmasını, tekniğini geliştirmesini engellemeseydik inanın bu yazı asla yazılmazdı. J 2006 – 2007 A TAKIMI KADROSU MENAJER TEKNİK DİREKTÖR YARDIMCI ANTRENÖR İSTATİSTİK SORUMLUSU KULÜP DOKTORU FİZYOTERAPİST Dr. Selcan Teoman Marco Aurelio Motta Alper Erdoğuş Samet Olcay Prof. Dr. Mustafa Karahan Daniela Salami O Y U N C U L A R ADI VE SOYADI DOĞUM TARİHİ Gülden Kayalar 1980 Vesna Citakoviç 1979 Gökçen Denkel 1985 İvana Djerisilo 1983 Nilay Konar 1980 Merve Dalbeler 1987 Naz Aydemir 1990 Esra Gümüş 1982 Seray Altay 1987 Seda Uslu 1988 Selime İlyasoğlu 1988 Spacy ( Kanadalı, anlaşma yapıldı, gelmesi bekleniyor ) BOY 1.60 1.87 1.93 1.88 1.92 1.82 1.86 1.81 1.82 1.78 1.83 Eczacıbaşı Spor Kulübü yeni sezona önceki gün yapılan törenle başladı. Bu açılışta yaşları 12’yle 16 arasında değişen yeni alt yapı oyuncularının çokluğu dikkat çekti. 17