22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Konak’ta yatırım spora E M R E D Ö K E R C SPOR AKTÜEL KASIM SALI T ürkiye’nin önemli sorunlarının başında ‘spor yapamamak’ geliyor. Gençler tesis gibi maddi olanaksızlıklar nedeniyle bu alana yönelemezken, İzmir’in en büyük ilçesi Konak’ta yerel yönetimin çabalarıyla önemli adımlar atılıyor. Konak Belediyespor bünyesinde 5 bin 100 öğrenci spor yapıyor. Muzaffer Tunçağ’ın göreve gelmesinin ardından günlük çalışmalarının dışında sporla ilgili etkinliklere de ağırlık veren Konak Belediyesi, gelecek yıl sonuna dek 10 bin öğrenciyi sporun içine katmayı planlıyor. Belediye yaz okulları yerine yılın 12 ayı açık spor okullarını özellikle ‘varoş’ olarak tanımlanan kentin ‘sırtlarında’, maddi sıkıntı çeken çocukların hizmetine sunuyor. Kadınlar için açılan aerobik kurslarında bin 500 kişinin her sabah spor yaptığını söyleyen Tunçağ, “Bu dersleri veren hocalarımız aynı zamanda kadınlarımızın özel sorunlarıyla da ilgileniyor” diye konuşuyor. Başlarda çalışmalarının geçici olduğunun düşünüldüğünü ancak daha sonra bu konudaki yaklaşımlarının ciddiyetinin anlaşıldığını belirten Tunçağ, “İnsanlar ilk başta zamanla belediye bunu parayla yapar ya da kapatır mantığıyla yaklaştı. Ancak amacımızın yurttaşlarımıza spor yaptırmak olduğunu gördüklerinde bizimle olmaya başladı. Hocalarımız, kadınlarımızın her türlü sorunuyla ilgilenmesinin ardından bu bölge kadınlarımızda büyük değişimler yaşanmaya başladı” dedi. Olimpiyatlara hazır mıyız? CÜNEYT E. KORYÜREK S on yazımda dört defadır İstanbul adına Olimpiyadlar’ı organize etmek için adaylığımızı konu almıştım. AB ile olan ilişkiler ve Türkiye’nin dışarıda hiç de iyi tanınmaması İstanbul Metropolitan sahasının gelişmesi için yapılacak tüm çalışmalar arasında İstanbul Olimpiyadları’nı ele almak kimsenin aklının ucundan dahi geçmedi. Çeşitli ülke ve kentlerin Olimpiyadlar’ı almadaki amaçlarını geçen hafta yazmıştım. Olimpiyad organizasyonunun bir kentin modernleşmesi için nasıl bir katkı yaratacağını kabul etmek gerekir. İstanbul için yapılması gerekenler, bu tempo ile ancak 50 yılda gerçekleştirilebilirken, Olimpiyadlar’ın alınması ile bu sürenin 7 yıl gibi kısa bir devreye sığdırılması imkanı doğar. Sydney’deki 2000 Olimpiyadları’nda 50 yıllık arkadaşım Ali Abalı ile konuşuyordum. “ Biz Olimpiyad yapamayız Cüneyt” dedi. Ben de , gayet sert bir şekilde “Sen yapamazsın” dedim. Ali Abalı alındı. İzah ettim, “Sen yapamazsın ama oğlun yapar” dedim. Zira oğlunun Londra’da çok büyük bir yabancı şirketin en üst yetkilisi olarak görev yaptığını biliyordum. Ali anladı, “Haklısın” dedi.. Sözün kısası Olimpiyadlar’ı yapmak için dünkü kafa ile düşünen değil, bu gün yaşayan fakat yarınki kafayla düşünen insanlara ihtiyaç var. Belki inanmayacaksınız ama, yarınki kafayı taşıyan çok kabiliyetli ve kaliteli elemanlar var etrafta. Olimpiyadlar’ın sahibi, kısa adıyla IOC diye anılan Uluslararası Olimpiyad Komitesi’dir. Bu komitenin üyeleri çeşitli ülkelerden, genelde sporda isim yapmış kişiler arasından seçilir ve seçildikleri ülkeleri değil, o ülkelerde IOC’i temsil ederler Sinan Erdem’in ölümünden beri IOC Türkiye’den bir üye seçmemiştir. Aday seçimi sırasında genelde 110 üye oylarını kullanır. Bu duruma göre, seçimden önce 50 üyeyi ikna edebilen bir kent üçüncü turda dahi seçimi kazanır. Genelde Olimpiyadlar’a aday olan her kent, dünyanın her tarafına yayılmış bu üyeleri direkt veya dolaylı ikna etmek için elinden geleni yapar. Ama, başka konularda olduğu gibi Olimipyadlar’ın alınmasında da yükün büyük kısmı tek bir kişinin omzuna yüklenir. Olimpiyadlar’ı 1996’da Atlanta’ya getiren Bill Payne adında bir iş adamı, bütün zorluklara ve tecrübesizliğine rağmen, bir avuç insanla kurduğu 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle