Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çarşı kendine de karşı UFUK TANIŞAN C SPOR FUTBOL KASIM SALI H Yaşananlara ‘seyirci’ kalamayız T ALEN ribünde her görüşten, her ideolojiden insan görüyoruz. Özellikle de sosyal konulara çok duyarlı davranıyorsunuz... Alen M.: Bunların hepsi esnafla, halkla iç içe yaşamaktan kaynaklanıyor. Biz sırça saraylardan, cam mekanlardan insanlara direktifler vermiyoruz. Biz, hayatı halkın içerisinde 24 saat yaşıyoruz. Ekmek mücadelesi veriyoruz, hayat mücadelesi veriyoruz. Herşeyi halkla beraber yapıyoruz. Halkın çektiği sıkıntıların hepsini biz de yaşadığımız için onların duygularını rahatlıkla anlayabiliyoruz. O yüzden verdiğimiz tüm mesajlar insanlık namınadır. Güçlü olanın yanında değiliz, haklı olanın koluna gireriz. Bu mantığı güttüğümüz sürece ortaya bu mesajlar çıkıyor. Sinop’ta kurulacak nükleer santralin oradaki insanları etkilemesine biz de seyirci kalamıyoruz. Beşiktaş yenilse bile takımı 90 dakika boyunca destekliyorsunuz. Diğer takımlar bunu yapamıyor. Çarşı’nın farkı ne? Alen M.: Farklı olma duygusuyla maça gelip seyirci mantığını adlandırmanın iki türlü hali var. Bunlardan bir tanesi kayıtsız şartsız sevgi, bir tanesi profesyonel ama amatör ruhla hareket etmek. Tamamen takım aşkıyla, tamamen 90 dakika umut kesmeden ve Türkiye’deki tek antremanlı tribün. Sakarya tribünü ve Göztepe tribünlerini tezahürat CEM konusunda kendilerini aşmış tribünler olarak görüyorum. Zaten onlar da Beşiktaş tribünü aşığı. Boş oldukları hafta Beşiktaş maçını izleyen arkadaşlar bunlar. Sıvas maçından sonra kimsenin istemediği olaylar yaşandı. Siz bu olayı nasıl karşılıyorsunuz? Alen M.: Ben olaylara bir anlık gafletin, bir anlık kızgınlığın ortaya çıkardığı sonuçlar olarak bakıyorum. En azından öyle olduğuna inanmak istiyorum. Yönetime karşı cephe alınmamasının, muhalefet tarafından sindirilememesi sonucu bir teşkilatlanma da olabilir diye düşünüyorum. Ama bütün bu olayların neticesinde tüm Beşiktaşlıların yan yana olduğuna inanıyorum.Bizde bölünme veya parçalanma diye bir şey olamaz. Cem Y.: Kötü niyetli insanlar varsa onları da bulacağız. Çarşı bugüne kadar kimseye borçlu kalmadı. Herkes rahat olsun, biz bu konuyu hallederiz. Bu olaya trafik kazası gibi de bakabiliriz. Pascal Nouma... Alen M.: Pascal Nouma ilk geldiği sezonda futbolunun yanında verdiği mesajlarla taraftarın gönlünde taht kurdu. Rengi gibi gözü de kara. Taraftarların O’nu bu kadar sevmesinin bir nedeni de aykırı olması. İki tane aykırı biraraya gelince ister istemez aralarında bir bağ oluşuyor. er zaman cefakarlıklarıyla, vefakarlıklarıyla ve yaratıcılıklarıyla geldiler gündeme... Tribünlere ayrı bir renk, ayrı bir soluk getirdiler. Toplumsal olaylara karşı duyarsız kalmayışlarıyla ve aykırı tabir yerindeyse ‘her şeye karşı’ tavırlarıyla dikkat çektiler. Beşiktaş’ın lokomotif taraftar gurubu Çarşı’dan behsediyoruz. Son dönemlerde yine gündemdeler. Yine onlar konuşuluyor. Bizler de her zaman sıkça konuyulan Çarşı’nın tribün liderleriyle sizin için konuştuk. Özellikle son yıllarda Çarşı gündemden asla düşmüyor. Peki Çarşı nasıl kuruldu? Cem Yakışkan: Beşiktaş’tan çok güçlü bir Fenerbahçe grubu çıkıyordu. O sırada tribünden bir kaç arkadaş toparlandık ve bunlara karşı duralım dedik. Zaten Beşiktaş taraftarı 5 yıldır Fenerbahçe’yi kapalıya sokmuyordu. İnsanlar da bir bırakma durumuna gelmişti. Beşiktaş gittikçe güçsüzleşiyordu. Hep beraber Beşiktaş için bir şeyler yapalım dedik. O zamanlarda bu kadar rant yoktu, futbolcular bile antrenmanlara belediye otobüsleriyle geliyorlardı. Çarşı’da olduğumuz ve Çarşı’nın çocuğu olduğumuz için ismimiz ‘Çarşı’ olsun dedim. Biz bu işe 34 kişi başladık. Ondan sonra da çığ gibi büyüdük. Çoğaldıkça da doğru yolda olduğumuzu gördük. Şu anda geldiğimiz yere biz de inanamıyoruz. Çarşı’yı kurmakla iyi mi yaptık, yoksa kötü mü yaptık diye zaman zaman düşünüyoruz. Çünkü, bir çok arkadaşımızın bu uğurda gençliği heba oldu. Ben dahil 2025 yılımız gitti. Ölenler bile oldu. Böyle olunca açıkçası bazen pişman da olmuyor değiliz. İnsanlar bizi karşılarında görünce korkuyorlar ve bizi her zaman kötü göstermeye çalışıyorlar. Yok biz uyuşturucu bağımlısıymışız, yok biz alkolikmişiz. Bizim bunlarla alakamız yok, gelsinler test yapsınlar. Beşiktaş bizim için her şeyden büyük. Semtimizde Fenerbahçeliler de, Galatasaraylılar da var, ancak biz büyüdükçe onlar da Beşiktaşlı olup bizim yanımıza geldiler. Alen Markaryan: Cem’in dediklerine paralel olarak Çarşı’yı 1520 civarında idealist arkadaşın Beşiktaş’ta bir akım oluşturmak, Beşiktaş’a kayıtsız şartsız sadakat sergilemek uğruna başlattıkları bir olay olarak nitelendirebiliriz. Biz çoğaldıkça bu sevgi büyüdü ve İstanbul’un bütün semtlerine yayıldı. 2007 yılında kuruluşumuzun 25. yılı dolayısılya bir kutlama yapmayı planlıyoruz. Duvarlara sığmayacak bir aile karesi oluşturduk. Bizim ismimizi kullanarak basamak oluşturmaya çalışıyorlar ancak bunu başaramazlar. Çarşı, tartışmasız Türkiye’nin beste konusundaki bir numaralı taraftar grubu. Bu yaratıcılık nereden geliyor? Cem Y.: Bizim taraftarımızın tahsil durumlarına baksınlar. Beşiktaş tribünündeki üniversite mezunu sayısı hangi tribünde var. Beşiktaş’ın zaten seyircisi yok, taraftarı var. Bunların hepsi pratik zekalı arkadaşlar. Anında beste üretebilen arkadaşlar. Alen M.:Yaratıcı tribün mantığını da, serseri tribün mantığını da yerleştiren medya. Medya zaten kendi içinde çelişiyor. Çünkü günlük oynuyor. İstedikleri gibi istedikleri yere çekiyorlar. Bu kadar yaratıcılık asla boş bir kafadan çıkmaz. 8