29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EMPERYALİZME C SPOR FUTBOL KASIM SALI BAKINCA karşı bir krampon HALİT DERİNGÖR Arda Yıldız Mı? SERDAR KIZIK 70 milyonluk ülkede, uzun yıllardır yıldız futbolcu arıyoruz. “İyi” değil, “yıldız” futbolcu... Gökyüzündeki gibi salt ışık saçanlardan değil, en parıltılı olanlardan. Ülke düzeyinde değil, uluslararası kabul gören. Örneğin Ronaldinho gibi... Değişik takımlarda iyi futbolcularımız var. Ama yıldız? Şaşırtıcı değil mi, böylesine büyük bir nüfusta bu arayış? Şimdi de Arda’ya sarıldık. Bazı spor yazarlarına göre o, yıldız bir sporcu. Tartışalım... Yıldız sporcu, üstün yeteneklere, üstün bir altyapıya, üstün bir teknik kapasiteye sahip olacak bir... Üstün psikolojik özellikler, oyun zekası ve özgüven sergileyecek iki... Çok çalışacak üç... Bunların tümünü bir arada taşıyacak, özümseyip, sindirecek. Dış koşulları da yönlendirip, sağlam bir çevre ilişkisiyle, “iyi insan” özelliklerine “iyi sporcu” niteliği katacak... Ronaldinho demiştik. Düşündünüz mü acaba, niçin sürekli gülümsüyor? Çünkü, yıldız olmanın tüm koşullarını taşıdığının ayrımında. Çünkü, yenmek ya da yenilmemek için oynamıyor. Bütün özelliklerini oyun alanındaki rakiplerinden, hakeme, antrenöründen, tribünlere kadar yansıtmaya çalışıyor. Kendisi dışındaki dış etkenlere, olumsuz enerji yaymıyor. Yaşadığı anı, yaptıklarını esas alıyor. Ve her halinde ortaya çıktığı gibi, yaptığı işten zevk alıyor... Buradan bakınca Arda, önemli aşamalar kaydedebilecek, genç bir futbolcu. Ancak önünde çok değil, birkaç yılı var. Bu süreç, büyük ölçüde onun geleceğini belirleyecek. Şu anda üstün yeteneklere, üstün bir teknik kapasiteye sahip mi? Henüz değil, sayılabilir. Ama kuşkusuz ki, yıldız olma yolunda daha da gelişecek üstün bir “oyun zekası” sergiliyor. Aslında bugün için kendisini öne çıkaran, beğenilmesini sağlayan, umut veren yanı, daha çok bu özelliğe dayanıyor. Dikkat edilirse oyuna katkısı, daha çok kendi benliğinde yansımıyor. Bulunduğu pozisyonda en doğru seçimi yapabiliyor. Çalımı, pası, gol vuruşununu, hangisi doğruysa o seçeneği kullanmasını biliyor. Arda’ dan bir sporsever olarak beklentimiz büyük. Kendisi, bu umudu yansıtıyor. Ama bir gelişme var ki, bence onun adına tehlike sayılabilecek uyarılar veriyor. Haberlere bakılırsa Hakan Şükür’le yakın ilişkide. Bu, salt bir takım arkadaşlığı çerçevesindeyse sorun yok. Ancak futbolseverlerin bildiği gibi Şükür, “dünya görüşünden” kaynaklanan yaklaşımlarla takımı ve bazı oyuncuları etkiliyor, yönlendiriyor, yönetiyor. Galatasaray’da her ne kadar üstü örtülmek istense de geçmişteki gruplaşmalarda, kamplaşmalarda Şükür’ün tutumu etken oldu. Arda, Hakan’ın kolları, kanatları ve koruması altında, bir yıldız olacağını sanıyorsa, yanılıyor. Çünkü yıldız olmak, en başta bağımsız bir kimlik oluşturma ve özgürleşmeyle ilgili. Çünkü sporda da üstün başarının, yıldız olmanın yolu, bilim ve akıldan geçiyor. F utbol tarihimizin unutulmayacak isimlerinden biri olan Zeki Rıza Sporel, Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşamış isimlerden biridir. Cephelerde yaşanan savaş gerçekten de çok önemliydi. Ama cephe dışında da kramponlarıyla emperyalizme karşı savaş veren futbolcular vardı. Zeki Rıza Bey, bunların başında gelen isimlerdendi. O yıllarda, sadece ülkemizde değil, oynadığı futbolla Avrupa’nın da sayılı oyunculardındandı. Onu, Avusturya’nın gelmişgeçmiş en ünlü futbolcusu Sindelar ile kıyaslayanlar oluyordu. Sahada sergilediği futbol karşısında bütün kulüpler kendisinden saygı ve hayranlıkla bahsediyorlardı. Kendisiyle aramızda çok yaşkı farkı vardır. Futboldaki ilk yıllarını göremedim. Ben 12 yaşındayken futbolu bıraktı. Veda maçında, Avusturya‘nın First Wienna takımına karşı izledim. Hiç unutmam... Maçı görebilmek için Fenerbahçe’nin siyaha boyanmış olan tahta perdelerinin üzerine çıkmak isterken, bir polisin jopuyla kendimi stada atmam bir oldu. Kovaladılar ama tutamadılar. Böylelikle de o güzel maçı izleme şansına sahip oldum. O karşılaşmada Sarı Lacivertliler, Avrupa’nın en büyük takımını 42 yendi. Zeki Rıza Bey de 2 gol attı. Gollerden biri frikikten gelmişti. Hafızamdaki tazeliğini hala koruyan bir goldür. Zeki Bey, çok değişik bir mizaca sahipti. İnsanlar ile arasında daima bir mesafe bırakırdı. Herkes, ona hizmet etmeyi sanki görev bilirdi. Konuşması pek düzgün olmayıp “R”leri, “Y” diye telaffuz ederdi. Bu nedenle de suskun kalmayı yeğlerdi. Hepinizin bildiği gibi kimi insanlar konuştukları için, kimileri de suskun oldukları için başarı kazanırlar. Zeki Bey ikinci kategoriye dahildi. Her zaman dinlemeyi tercih ederdi. İngiliz Vitol’lerin kızıyla evliydi. Sirkeci’de “Milli Spor Yünİş” diye görkemli bir mağazası vardı. Sporel, 195557 yılları arasında Fenerbahçe Başkanı oldu. O zaman onun yapısını çok iyi anladık. O zamanın basınıyla da hiç bir zaman senlibenli olmadı. Eski Fenerbahçe Stadı’nda bir maç yaptık. İyi de oynadığımı sanıyorum. Gençlik bu ya; herkesten övgü bekliyorum. Maç sonrası soyunma odasından çıkarken, Zeki Rıza Bey ile karşılaşıyorum. Oynadığım futbolu ve attığım golü sıradan bir iş sayıyor ve sadece omuzumu sıvazlayıp, “Aferin, aferin... İyi oynadın” diyor... Bu soğukkanlılık karşısında şaşırıyorum. Buz gibi oluyorum. Centilmenlik dersi eki Rıza Bey’in diğer başkanlarla arası çok iyiydi. Örneğin; G.Saray, Beşiktaş kulüplerinin başkanları da futbolculuktan gelmişlerdi. Birbirleriyle atıştıklarını, kavga ettiklerini hiç görmedik. Geride bıraktığımız günlerde G.Saray’ın ve ulusal takımın büyük futbolcularından Bülent Eken’i gördüm. Yani, yine büyük futbolcu Reha Eken’in ağabeyi. Sarılıp, öpüştük. “Halitçiğim, nedir bu kepazelik?” diye bana bir soru sordu. “G.Saray ve F.Bahçe başkanları hep kavga ediyorlar. Sen unutmuşsundur belki, Ben bir olayı anlatayım, sen yaz” diyor. Bir F.BahçeG.Saray maçı öncesi; biz, her zaman olduğu gibi Moda’da ManoPalas’ta kamptayız. G.Saray da ManoPalas’ta kalıyor. Karşılaşma öncesi hiç umut edilmediği şekilde Fenerbahçe Başkanı Zeki Rıza Spo Z ZEKİ RIZA SPOREL KİMDİR S aray Bandosu’nda Kolağası Ali Rıza Bey’in oğlu. 1898 yılında dünyaya gelir. Bursa ve Kuleli leri’nde okur. Sonra bunalır ve Lise Askeri rı veteriner okulunu bitirir. 195057 yılla olur. ili tvek Mille bul İstan ve Rize arasında ildir. Eleştirildiği şekilde asker kaçağı değ e iğiys kiml olcu futb rel’in Spo Zeki Rıza mış. oyna e çe’d şöyle... 18 yıl Fenerbah l 325 maç yapmış. 470 gol atmış. Öze sayı bu lırsa sayı maçlar ve turneler de 550 maç ve 750 gole yükselmekte. Bütün bu durum karşısında, bugünkü başkanlar gibi afrası tafrası hemen hemen hiç yoktu. İşte, bunlar Zeki Rıza Sporel’i asrın büyük futbolcusu ve kaptanı yapmıştır. rel, G.Saray kampına gidiyor. Ve de teker teker Sarı Kırmızılı futbolcuların ellerini sıkıyor. Onlara başarılar diliyor. FairPlay denilen şey işte budur. Önce birbirleriyle öpüşüp, sonra da iletişim araçlarında birbirlerine sövüp saymak değildir asla. F.Bahçe Kulübü’nde eski başkanlardan Osman Kavrakoğlu ve Zeki Rıza Bey birbirlerini pek sevmezler. Ama Osman Kavrakoğlu, Zeki Rıza Bey’in Rize’den milletvekili gösterilmesine yardım ediyor. Beraberce Rize’ye seçim propagandasına gidiyorlar. Kavrakoğlu konuşmasında, halka, Zeki Rıza Bey’i göstererek, “Bunu görüyorsunuz ya. Bu, Türkiye’nin en büyük futbolcusudur. Buradan topa vurur, Sıvastopol’da Ruslar’ı öldürür” diyor. Halk ne bilsin. Futbol topunu bir başka şey olarak düşünüyorlar. Zeki Rıza Bey de böylelikle Rize’den milletvekili oluyor. EPosta:serdarkizik?cumhuriyet.com.tr 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle