24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak ortaya çıkan sorunların tespiti ve çözümünde önemli bir platform oluşturan komitenin öngörülen sıklıkta toplanmamasının yarattığı tıkanıklıktan Türkiye büyük zarar gördü. edilen hammaddelerden üretilen ilaçlarda maliyet artışları oldu. Sayfa 9 Türidye ABI lişkilerinde Hayaller ve Gerçekler u t.u. iktisat Fak. ög. Üyesl Deri Gümrük birliğine ilişkin mevzuat düzenlemeleri ve uyum çalışmalarının Kim etkilendl yapılmamasından en çok Gümrük birliğinin birinci yılının etkilenen sektörelerin başında deri geliyor. Bir yıl öncesine ardından, bazı sektörler kadar ortalama yüzde 3035'lik mevzuat eksikliğinden ihracat artışı yaşayan deri kaynaklanan 1 yıllık zararlarını hesaplarken, bazıları sektöründe 1996 yılında bu artış gerçekleşemediği gibi ise yıllık bilançoları henüz geçen yıla göre ihracat tutarı çıkarılmadığı için gümrük birliğine hâlâ umutla bakıyorlaj. 300 milyon dolar daha az oldu. 1995 yılını 850 milyon dolarlık Makine imalat Sanayii ihracatla tamamlayn deri sektörü, 1996'da yalnızca 550 milyon dolarlık satış yaptı. Makine imalat sanayi, 1960Mı Sektör yetkilileri bu sonuçta en yıllarda uygulamaya giren büyük etkenin hükümetlerin Teşvik Mevzuatı ve 199O'lı gerekli düzenlemeleri yıllarda yayınlanan Dış Ticaret Rejimiyle birlikte, gümrük birliği yapmamaları ya da anlaşması yürürlüğe girmeden geciktirmeleri olarak açıklıyorlar. önce ithalatta vergi muafiyeti Patent Yasası ile ilgili uygulamasının hükümlerine düzenlemelerin gecikmiş uyum sağlamak olması deri sektörünü olumsuz zorunda kaldı. yönde etkiliyor. Deri Birliğe katılımdan sektörünün tarife dışı engele yoğun uğramadığını söyleyen Matraş beklentileri Deri Sanayi Yönetim Kurulu olan Başkanı Hakkı Matraş, ithal sektörlerin edilen hammaddelere başındaki uygulanan OGT gümrük makine imalat sektörü, dış tarifesi yüzde 6 gibi düşük bir ticaret rakamlarının oranda kaldığını belirtti. Deri açıklanmamasından, gümrük sektörünün iki amansız rakibi vergilerine, bürokrasinin uyum olduğunu vurgulayan çalışmalarını Matraş,"lllki Asya'nın kaliteli gerçekleştırmemesine kadar mal yapan firmalan ve pek çok konuda sıkıntı yaşadı. bunların meydana getirdiği 1996 yılında makine imalat haksız rekabet. Oldukça sanayiinin toplam satışları düşük fiyatlarla ve ucuz işçi sabit fiyatlarla yüzde 1418 gücüyle Avrupa piyasasını arasında bir artış sağladı. allak bullak ediyorlar. 19901995 yılları arasındaki Avrupalı üreticilerin ortalama ihracat artışı hep şikayetiyle ayakkabı yüzde 30'lar düzeyindeyken, mamullerine yüzde 9.41, 1996 yılında ihracat artışı çantaya ise yüzde 39.2 yüzde 20'lerde kaldı. antidamping vergisi koydular. Bu, sevindirici bir ılaç ve Eczacılık gelişme. Ikinci konu ise gümrük birliği ülkelerindeki llaç sektöründe gümrük rekabeti gidermek gerçekçi birliğiyle ilgili birinci yılın kur politikasına bağlı" dedi. bilançosu hiç de iç açıcı görünmüyor. Eczacılar Odası'ndan yapılan Otomobil değerlendirmede gümrük birlğinin eczacılık alanındaki Gümrük birliği ve bedelsiz tek olumlu yansıması GB uyum ithalat otomobil sektörünü de yasaları çerçevesinde ilaç vurdu. Gümrük birliği sanayii için "iyi imalat, iyi görüşmeleri yapılırken laboratuvar, iyi eczacılık" otomotiv sektörünün de uygulamaları adı altında baskısıyla AB'den koparılan başlatılan geçiş hazırlıklarının tavizleri, kaynak yaratmak olduğu vurgulanıyor. Ancak amacıyla REFAHYOL iktidan geçen bir yıl içinde eczacıların bedelsiz ithalat ile geri verdi. gümrük birliğiyle ilgli kaygıları Yurtdışında çalışanlara Merkez şu noktalarda toplanıyor: llaç Bankası'na 50 bin mark hammaddeleri GB öncesinde yatırmaları süretiyle 5 yaşına sıfır gümrükle girdiği için, kadar otomobil getirme anlaşmanın ardından ilaç kolayhğı sağlayan REFAHYOL ithalatında bir ucuzlama hükümeti, tüm sektörün görülmedi. Aksine, üçüncü tepkisini üzerine çekti. dünya ülkeleri ve Japonya gibi Hükümetlerin otomobil ülkelerden getirilen ilaç sektörüne eğreti bir bakış hammaddelerine GB formlan açısıyla yaklaşmasından dert uygulandığından bu ülkelerden yanan otomobil üreticileri, oto daha önce ucuz olarak ithal alımsatımlarında yüksek ^ T ürkiye geçen yıl gümrük biriiğinden olumsuz etkilenmiştir. Aynı olumsuzluklar 1997'nin ilk iki ayında da süregelmiştir. Ortaya çıkan olumsuzlukların bir kısmı, gümrüksüz ithalattan kaynaklanmakla birlikte, Türk pazarının AB'ye açılması yanında önemli olumsuzluklar da bulunuyor. Bunlar, 6 mart GB belgesinin yapısındaki bozukluk ve dengesizliklerden kaynaklanıyor. Bu belge.ile Türkiye AB karar mekanizması içinde yer almadan, "birçok alanda, bir tam üye gibi yükümlülük altına girmiştir." AB'nin tam üyesi olan bir ülke, kurumun içinde olduğu için, bir taraftan "yetki ve ortak istifadelerle" bundan yararlanır, bunun karşılığı olarak da kendi yükümlülüklerini yerine getirir. Türkiye ise "artılan" olmadan, sadece yükümlülükleri ile karşı karşıya bırakıldı. Bu sonuç, 6 mart belgesinin maddelerinde, zaten açık seçik görülüyordu. Cumhuriyet'te yazdığım çok sayıda makalemde (1995 ve 1996'da) böyle bir sonucun ortaya çıkacağını onlatmaktan ben yoruldum, ancak "ilgililer" gözlerini ve kulaklarını kapayarak ülkeyi bir açmazın içine soktular. Türk ekonomisi olumsuzluklaria karşı karşıya kaldı. Bunlar şöyle; 1 Türk ekonomisinde "girdi maliyetleri arttı" ve ihracatçının, AB pazarı dahil, dış pazardaki rekabet gücü azaldı. 2 İthal edilen girdilere konan yeni vergiler yanında Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelere uyguladığı kota sistemini uygulamaya başladı. Kotayı aşınca, vergisini vererek de olsa, ithalat yapamadı. 3 AB'den ithal edilen imalat sanayii ürünlerine sıfır gümrük uygulanırken AB dışı, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta yüksek gümrük uygulanmak zorunda oluşu, dış ticaretı "yapay olarak saptırarak" kaynak israfına yol açtı ve açacak. AB, birçok gelişmiş ülkeye oranla, pahalı bir pazardır. Gümrüksüz geldiği için pahalı pazann pahalı malı, ucuz pazardan ithalat yerine AB'ye kaydı. örneğin, AB'den gelen binek araba sıfır gümrükle giriyor. Japon veya Güney Kore arabası ise yüzde 32 gümrükle ithal ediliyor. Japonya'dan da sıfır gümrükle ithal edilmiş olsa, aynı nitelikteki araba çok daha az döviz ödenerek gelmiş olacak. Ancak, aradaki yüzde 32'lik gümrük farkı, Türk ekonomisinin, AB'den yaptığı pahalı ithalatia, denize döktüğü dövizler oldu. Bu iktisat literatüründe, "ticaretin yapay olarak saptınlmasının ekonomide yarattığı kaynak kaybı" olarak adlandırılır. Türkiye 6 mart belgesi ile, sadece AB'nin dış tarifelerine değil, "dış ticaret politikalarına" da uyma yükümlülüğü altına girerken dünyaya açılmamış, 15 ülkeye kapılannı açarken diğer tüm dünyaya, eskisine oranla daha da "kapalı" duruma gelmiştir. Bunun sonucu olarak da; 5 AB'den Türkiye'ye yönelik yatırım taleplerinde artma değil, azalma görüldü. Oysa AB'den Türkiye'ye büyük yatırımlar bekleniyordu. Genel kuraldır; eğer gümrükler ortadan kalkmış ise gidip o ülkede yatınm yapılmaz; malı yükleyip gönderirsiniz. Türkiye'de yatırım yapıp da altyapı, elektrik, işçi sorunlan ile uğraşacaklarına, çok haklı olarak, kurulu tesislerinden malları yükleyip gümrüksüz olarak Türkiye'ye gönderirler olur biter. AB de zaten bunu yapıyor; kendileri açısından yerden göğe kadar haklılar. 6 Mali yardımlara gelince: • Girdi maliyetleri yükselmiş, Zaten çok azı hibe olan bu yardımlann hiçbiri gelmedi. O çünkü ucuz pazarlardan kadar da önemli değildi. ithalata (tarım ve sanayi önemli olan, bunun olarak) hem yeni vergiler hem de AB'nin uyguladığı kotaları abartılması idi. Verilmiş olsa bile; koymaya başlamış. • Bu nedenle, hem iç a) Türkiye'nin vergi kaybı, b) piyasada "üretimin reel Pahalı piyasaya bağlanmanın maliyeti artmış hem de yarattığı kaynak kaybı ihracatçının dış rekabet karşısında, devede kulak gücü azalmıştır." kalır. Türkiye, cumhuriyet tarihinin en büyük • Ticaretin yapay olarak yanlışlarından birisini 6 Mart saptınlarak, dünyanın en 1995 belgesi ile yaptı. AB'ye pahalı pazarına imtiyaz önce tam üye olunur, ondan tanınırken ucuz pazaıiara sonra karar mekanizrnalan daha kapalı hale gelinmiştir. içinde yer alarak ve Bu da makro düzeyde, çıkarlarınızı koruyarak kaynak kaybından başka bir gümrük birliği dahil, bütün şey değildir. AB 15 ülke olarak, bir bütün birlikler içinde yer alırsınız. Tam üye yapamıyorlarsa, halinde, "grubun ortak Norveç'in yaptığı gibi, çıkaıiarı doğrultusunda serbest ticaret bölgesi dışandaki ülkelere" ortak (Avrupa Ekonomik Bölgesi) politika ve uygulamalar belirierken Türkiye, kendisine anlaşması altında, yine hiç sorulmadan alınan bütün sanayi malları dolaşımını serbest bırakırsınız, ama, bu kararlara otomatik olarak "üçüncü ülkelere" karşı, uyan, "bağlı bir değişken" otomatiğe bağlanmış bir konumuna sokulmuştur. Bu biçimde, vesayet altına gerçeği hâlâ göremeyenler girmezsiniz. TürkiyeAB varsa bilemiyorum ilişkileri yine gelişir, hem de, göstermek için daha neler son bir yaşadığımız yapmak gerekiyor. kepazelikleri yaşamamış Gümrük biriiği oluruz. Bugün AB gözünde uygulamasından sonra daha Türkiye herhangi bir üçüncü nelerin olduğuna bakalım ve ülke konumundadır. Türkiye, ve sıralayalım: gümrük birliği dahil, "hiçbir 4 Dış ticaret açığı, AB'den yere girmemiştir". Türkiye patlayan ithalat sonucu, yıllık sadece, "AB'nin koyduğu olarak 23 milyar dolar vergilere, dış ticaret dolayına ulaştı. AB'nin Kasım politikalarına ve 1996'da, Türkiye AB ilişkileri belirleyeceği kurallara, tek ile ilgili olarak yayımladığı yanlı uyacağını taahhüt raporda yer alan ifade şöyle; ederek, kapılannı ardına "Türkiye gümrük birliğine kadar, sadece 15 ülkeye girdikten sonra ticari açmıştır. TürkiyeAB ilişkilerimiz çok gelişti ve 5 ilişkilerinde sorunlar, yarın AB üyesinin Türkiye'ye daha da artacaktır, çünkü ihracatı ilk 6 ayda yüzde 50 kuralın ilişki düzeni bozuk arttı. AB için çok olumlu bir ve dengesizdir." gelişme kuşkusuz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle