Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 2003. SAYI 909 SAĞLIK 7 tanışınca doğanın sunduğu bu farklı besinler arasında bir bakıma kendilığınden bir seçim yapılmış oldu. Kimi topluluklarda bu tür değişiklikler bıreyi sağlıklı kılacak yerde hastalığa davetiye çıkarttı," diye ekliyor. Bir yığın örnek kimi kültürlerle kimi beslenme alışkanlıkları arasındaki bu uyuşmazlığı gözler önüne seriyor ve, somut bir kanıt sunmasa bile, genlerle beslenme arasında bir tür etkileşim olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika'yagöçedenjaponların kolesterol düzeylerinde çok geçmeden bir artış görül dü; yağlı besinlerbulmak için gün boyunca ortalıkta gezinmeye alışık Alaska Inuitleri ısıtılmış evlerde yaşamaya başlayınca bu kişiler obezite, şeker hastalığı ve kardiyovasküler hastalıklara daha duyarlı hale geldiler. Doğu Afrikalı Masailer geleneksel et, kan ve sütalışkanlıklarınırafakaldırıpmısırvefasulye ile beslenmeye başladıklarından bu yana çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya geldiler. Beslenme genetiğinin beşiğini bizzat insanoğlunun beşiği oluşturuyor: ilk insanlann Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayılmaları farklı genotipleresahip.birbirlerinden çok farldı altgrupların doğmasına neden oldu. Bu altgruplara mensup kişiler beslenme ve çevreyle ilgili koşullara benzer bir tepki gösterme eğilimindeler. Ne var ki, ırk genetiği kesinlikten uzak bir bilim dalı. Çok kişinin etnik kökenleri çok farldı anakaralara uzandığından, kesinkes veriler elde etmek hemen hemen olanaksız. Bir başka deyişle, Genlerinize göre yiyip için . . . ünümüzden yaklaşık bir on yıJ sonra beslenme uzmanınıza gidiyor, parmak ucundan alınan kan örneğinin yanına bir 100 dolariliştirip tüketicigenom laboratuvarına gönderiyorsunuz. Orada bir spektrometreden geçirilerek protein çözümlemesi yapılan kan örneğiniz DNA profilinizle karşılaştırılıyor. Genotıpinize uygun olduğu düşünülen dört haftaJık beslenme düzeni size birkaç gün içinde eposta aracılığıyla iletiliyor. Önerilen yiyecekler hiç de fena değil: bol miktarda som balığı, ıspanak, selenyum takviyesi, ekmek ve zeytinyağı. Beslenme düzeni bireyeözelhazırlanıyor. Kişinin genetik yapısının gerekleri göz önündebulundurularakhazırlanan beslenme düzeni gereksinilen mikro ve makro besinler arasında kusursıız bir denge sağlıyor. Hastalıklı günler isli puslu andara dönüşüyor. (Karmaşık anılar artık gingko biloba özü ve omega3 yağlı asitlerinden oluşan bir karışımlagideriliyor.) Kişiye özgü genetik niteliklerin hedef alındığı bu tür bir beslenme düzenine kayıtsız kalmak çok güç. Kolesterol düzeyi yediklerinizden hiç etkilenmeyen biriyseniz, o salamlı sucuklu sandviçleri yemeye devam edebileceksiniz. Size hiç bir yarar sağlamayan vitaminlere çuvalla para döktürmek zorunda kalmayacak.yalnızcabedeninizin gereksindiği vitaminleri, gerekli dozl a r d a sınız. Doğal olarak duyarlı olduğunuz hastalıkların baş göstermesini ertelemek suretiyle, Madonna ve Demi Moore gibi ünlü yıldızların gıırusu Deepak Chopra'nın tek bir kitabını bile satın almanıza gerek kalmadan yaşamınızı uzatmak elinizde. Insan Genomu Projesi sonucunda ortaya çıkan kişiselleştirilmiş tıp size gelecekte böyle bir gelecek vaat ediyor. Beslenme genetiğı çok basit bir ilkeye dayanıyor. Buna göre beslenme kronik hastalıklarda can alıcı bir rol oynuyor ve kimilerine göre çoğu kanser türüne yol açan üç etmenden birini oluşturuyor. Besinlerdeki kimyasallar bireyin yalnızca genetik özelliklerini değiştirmekle kalmayıp, genetik dizgesini bile altüst edebiliyor. Ve işin . asıl püf noktası beslenme' nin sağlık üzerindeki etkisi bireyin genetik yapısına göre değişiyor. Peki, bu düzenek nasıl işliyor? Yemek yediğimizde bedenimizde biyolojik açıdan neler olup bittiğini bir düşüniin. Kısa bir süre öncesine dek bilim insanları besinin temelde tek bir görevi olduğunu, bunun bedende değişimden geçerek hücrelere enerji sağladığını sanıyorlardı. Gerçekten de, besinlerdeki kimyasallann büyük bir bölümü böylesi bir işlemden geçse de, bu tümü için geçerli değil. Kimi kimyasallar hiç bir değişimden geçmedikleri gibi, bunlar mideye indirilir indirilmez kimi genleri farklı ölçülerde "baştan çıkaran" proteinlereilişen moleküllere dönüşüyorlar. Beslenme genetiği uzmanlarıözellikledengesiz bir beslenme düzeninin, kişiye özel "akıllı bir diyet" uygulamasıyla dengeye kavuşturulmadığı sürece, genlerde süreğen hastalıklara yol açabilecek değişikliklere neden olabileceğine dikkat çekiyorlar. Soyafasulyesindebulunan.östrojenalıcılarına ilişerek genleri düzenleyen bir kimyasal olan genesteini ele alın. Her bireyin östrojen alıcılan bu maddeye farklı bir tepki verebilir. Bu da, aynı yiyeceklerle beslenen iki kişiden biri kilo alırken neden ötekinde bir kilo değişikliği olmadığını açıklıyor. Artık yalnızca yaratıhş ve yetiştirilmeye odaklanmak yerine, beslenme genetiğiyle temsiledilen "sistemlerbiyolojisi" arasındaki etkileşime ağırlık verilmek suretiyle sorunlara çözüm getirilmeye çalışılıyor. Bir etnik grubu ötekinden farklı kılan genetik özellikler ilkesi beslenme genetiğinin felsefi özünü oluşturuyor. Irkın dirimbilimle ilintili olduğu görüşü ateşli tartışmalara neden oluyor. Bunun en bilinen örneği: kuzey Avrupalı soyundan geliyorsanız büyük bir olasılıkla sütü sındirebilırsiniz, amagüneydoğu Asyalı iseniz muhtemelen sindiremezsiniz. NutraGenomics adlı bir biyoteknoloji şirketininkurucusuolanJimKaput, "Esasen alınan örnek budoğrusu son derece de çarpıcı," diyorve, "însanlarevrimdengeçip bcdenleri farklı anakaralardaki besinlerle 4, ¥ Ne yemeniz gerektiğine DNA profilinİz karar verecek. Ancak, genlere uygun beslenme için en i bir on yılın geçmesi gerekiy( etnik köken beslenme genetiğiyle ilintili olsa bile, bu ilinti ancak bir başlangıç noktası olarak geçerli. Işte bu yüzden insanların ırklara göre sınıflandınlıp, köklerine uygun bir beslenme düzeni önerilmesi görüşü pek de yararlı bir çözüm olmasa gerek. Ilerisinidüşünürkennereyekadaruzanabiliyoruz? Genlerin kendi aralarındakı ve birbirleriyle etkileşiminin sersemletici karmaşıklığı insanı gerçekten çözümü güç bir durumla karşı karşıya getiriyor. Bu nedenle "genlere uygun beslenmenin" yaşamımıza girmesi belki bir on, ya da yirmi yılı bulabilir. Kimi şirketler bu yeni akıma ilk ayak uyduranlara gen profilı ve beslenme reçeteleri sunmaya başladılar bile. Sözkonusu şırketIere başvuranlar hastalığı engelleyici sağlık profillerinin çıkartılması için 1,500 dolara varan yüklü bir ücreti gözden çıkarıyorlar.# TheGuardian'danrRİTA URGAN