04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EMMUZ 2003. SAYI905 SİNEMA 9 JENNİFER CONNELLY önce Yale'de okudu, ardından Stanford'da. Ama bir çocuk doğurmaya karar verince üniversiteyi terk etti. Bekâr anne olarak bir süre yaşadıktan sonra oğlunun babası ile değil, bir başkası ile evlendi. anlaşıldı. Connelly'nin 31 yaşındaki Britanyalı oyuncuyla "Akıl Oyunlan" çekimleri sırasında tanıştığı kesin. Arada sırada tüttürdüğü sigaranın dışında, Connelly'nin "kötü"alışkanlıkları yok. Bıkıp usanmadan yollara düşmekten, telefonlardan uzak olmaktan, dağlara tırmanmaktan ezelden beri çok hoşlanıyor. Bu tırmanışların çoğunda ona, 90'ların ortalarında romantik bir ilişki içinde olduğu, David Dugan eşlik etmiş. Dugan.birfbtoğrafçı. 1997'deçiftin,Hawaii dilinde okyanus anlamına gelen " Kai" adını verdikleri bir erkek çocuklanolmuş. Connelly onunla evlenmesi durumunda boşanmayi hiç aklından geçirmeyeceğini, bu nedenle böyle bir karar veremediğini söylüyordu. Annesiyle babası 30 yıl aynı yastığa baş koyduktan sonra 2000 yılında boşanmış J lar. Konfeksiyon dalında çalışan îrlanda kökenli babası ailesiyle birlikte Brooklyn tepelerinde saygın bir çevreye yerleşiyor, ama gönlünde hep sanatçı ve hippilerin diyarı Woodstock yatıyor. ö t e yandan, annesi kent yaşamını, bohem yaşama yeğleyen biri. Aile iki kez Woodstock'a taşınıyor. Jennifer 10 yaşına geldiğinde yeniden Brooklyn'e dönüyor. Babası yeniden giyim işiyle ilgilenmeye başlıyor. Özel St. Ann's okulunu bitirdikten sonra nasıl olduysa kendini oyunculuk sınavlannda buluyor. 11 yaşında ilk denemesi olan Sergio Leone'nin "Once Upon a Time in America " filminde rol alıyor. Liseyi bitirince, Yale Üniversitesi'ne başlıyor ve kendini büyük bir tutkuyladerslereveriyor. Çoğu zaman yatakhanedeki buz gibi odasına kapanıp çalışıyor. Bir kitabı üç kez okuduğu, notlar aldığı ve üzerlerinde uzun uzun düşündüğü oluyor. Bu Nash'imsidavranışınakarşın, 1990 yılında derslerinden başını kaldırıp ilk kez başrolde oynadığı "The Hot Spot" filminin çekimlerinekatılıyor. Yine YaleÜniversitesi'nde öğrcnciyken "Career Opportunities" filminde rol alıyor. Connelly, ikinci yılının sonunda Yale'den ayrılıp Stanford Üniversitesi'ne geçiyor. Ancak üçüncü sınıfın sonunda yüksek eğitimini tümden noktalıyor. O sırada bir tür bunalımdan geçtiğini söyleyen Connelly, eğitimini yarım bırakmasından ötürü pişmanlık duymuyor. Bu arada oğlunu dünyaya getiriyor ve tüm yaşamıyepyenibirboyutkazanıyor. "Oğlumun doğumuyla birlikte, yaşamda neyinpeşindekoştuğumuda tam olarak an "* ladım " diyor. • Vanity Fair'den kısaltılarak alındı. paz, "Dağlarda gezen Debreli Hasan diye biri var. Benden üç bin altın istiyor, vermedim. Gelsin alsın bakalım kırk muhafızı nasılgeçecekse" der. Bunun üzerinesözde papaz, "Ben Debreli Hasan'ım" der, tüfeğini çıkarır. Papaz şaşkına döner, üç bin altını torbaya doldurur. Konağın önünde bekleyen faytona birlikte binerek uzaklaşırlar. Çeşmeyegelirler. Hasan arabadan inip dağın yolunu tutar. Papaz konağına geri döner, kapıda sıkı nöbet tutan muhafızlara, "Buradaneyapıyorsunuz" diye sorar. Muhafızlann hepsini dağıtır. Hasan da aldığı altınları yoksul halka dağıtır. "Drama köprüsünü Hasan gece mi geçtin ? Ecel şerbetini Hasan birden mi içdn?" Diyarı neresi olursa olsun, türkii olur da sıla hasreti olmaz tnı ? " Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar/ Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler/ Annesinin bir tanesini hor görmesinler/ Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim/Hem annemi hem babamı ben köyümü özledim." Çok güzel bir kız olan Zeynep, on altıya bastığında başka bir köyden Ali ile evlenir. Köylerin arasında 3 günlük mesafe vardır. Zeynep tam 7 yıl annesini, babasını, kardeşlerini görmez. Bu özlem Zeynep'inyüreğindebüyüyerekdayanılmaz acıya dönüşür. Köyün en yüksek tepesindeki evin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için yaktığı türküyü mırıldanır. Gözleri uzaklardadır. Kocası Ali, Zeynep'in hasretine aldırış etmez. Eski sevgisi de kalmamıştır. Zeynep'i sürekli horlar, eziyetetmeyebaşlar. Birsüresonra Zeynep yatağa düşer. Anne ve babasına haber verilir, köye gelince onu yatakta bulurlar. Zeynep bu türküyü dilinden düşürmeden sürekli söyler. Etrafına toplanan köykadınlarıağlamaktadır. Annesifenalıklar geçirir. Zeynep hasretini giderir. Ne var ki geç kalınmıştır. Bir daha yataktan kalkamaz ölür. O günden sonra bu türkü ayrılığın ve hasretin türküsü olarak söylenir. Ve mutlu son diyelim mi? Türkü Tuna ve Deliorman yöresinde, HıdrelJezşenlikJerindekadınlartarafından darbuka ve zilli maşa eşliğinde çalınıp söylenir. Erkekler oyuna davet edilir. " Zillide maşa darbuka ne davul ister ne zurna/haydi yarim çalsana oynasana/ sen bana yeşil çimen üzerinde âşık oldun/ ben sana ovalar, yeşil ovalar, bulutlar, yağmur kovalaroyalıda çemberboyledim (bağladım)yollarınıgözledim." Anadolu ve Rumeli türküleri arasında farklılıklar ya da benzerlikler var mı ? Rumeli türküleriyle benzer ağıtlar var. Ezilmişlik, duygusallık, hasret ve sevda temaları aynı zaten. Halk müziğinin doğası bu. Farklıhğa gelince Rumeli türkülerinde isim çok. Ümitsizlik yok ama duygusallıkvar. Yeniden dirilişvar.Teslimiyetyok. Türkülerin ana teması ne? Osmanlı döneminde, saray müziği etkisindekalmış. Mesela, 93 Harbi'nin ertesinde ezilmişliği hissedersiniz. 1945'ten sonra Sovyet sosyalizmini öven türküler, Sofya radyosunda çalınmaya başladı. Bu rejimleentegrebesteleryapıldı. Türküler incelendiğinde her dönemin sosyal olaylannınetkisinigörürsünüz.# "AkılOyunlan"filmiylegözdolduran Jennifer Connelly beyazperdeye yeni bir görüntü getirdi. Meslek yaşamında doruğa tırmanmaya kararlı, son derece zeki ve hırslı zeki bir avukat gibi. Connelly'nin "Labirent" (1986) ve Antonio Banderas'a eşlik ettiği" Aşktan ve Gölgelerden " (1994) filmlerinden söz edildiğinde tüyleri diken diken oluyor. Jennifer Conelly artık Mrs Bettany diye de anılacak. Çünkü her an kendisine ne denli âşık olduğunu söyleyen Paul Bettany ile evli artık. Connelly başlangıçta hep ikinci dereceden rollerde oynadı. Onu ilk keşfeden "Requiem for a Dream" filmini izleyen yönetmen Ron Howard oldu. Howard, "Abbotlarm Keşfi" filminde yardımcı rolde oynattığı oyuncunun sandığından daha yetenekli olduğunu fark etti. O sıralaryaşamöyküsünü sinemaya uyarlamaya hazırlandığı şizofren fizikçi John Nash'in karısını da çokyakından andırdığını gördü. Connelly'nin "Akıl Oyunlan" serüveni işte böyle başladı. Filmde başrolü paylaştığı Russell Crowe ile aralarında bir şeyler olduğunu sorduklarında, "Bir erkek arkadaşım var" yanıtını alıyorlardı. Geçen ilkbahardan beri birlikte olduğu sinemanın yeni yüzlerinden Paul Bettany ile birlikte olduğu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle