25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 MUZIK Rumeli türküleriyle Anadolu türküleri benzer mi? Konunun uzmanı RUSTEM AVCI "Benzer ağıtlar var. Ezilmişlik, duygusallık, hasret ve sevda temaları aynı zaten. Halk müziğinin doğası bu. Farklılığa gelince Rumeli türkülerinde isim çok. Ümitsizlik yok ama duygusallık var. Yeniden diriliş var, teslimiyet yok" diyor. CUMHURÎYETDERGİ; Safiye'nin karyolası niye dar: SEVtM DABAĞ ürkülerle konuşmaya başlamak, insanoğlunun tarihiyleyaşıt neredeyse. Hasretin, sevdanın, özlemin dili türküler. Katıksız, yürekten, yerinden anlatan... Her birinde bir öykü, efsane saklı. Toplumun tarihini.kültürünübinbirmotiflesererler önümüze. Çağların en güzel taşıyıcılandır... îşte bu nedenle türküleri derleyen, yorumlayan, yenileyerek günümüze ulaşmasını sağlayan sanatçılara da çok iş düşüyor. Kendisi de Rumelili olan TRT Halk Müziği Sanatçısı Rüstem Avcı ile Rumeli türkülerinin künyesini okuyacağız. Safiye'nin karyolası niye dar? Karyola dar değil aslında, Safiye çok şişman. Osman Ağa'nın ikinci kansı beyaz Çingene; saçları siyah, teni beyaz, güzel, işveli, hamarattır Safiye, ama çok şişmandır. Öldükten sonra mahalleli ardından bu türküyü söyler. "Çıksam a Rumeli'nin düzüne/ Alsam a Safiye'yi dizime/ Safiyem kınalar yakmış on parmağı eline ar gelir/ Osman Aga gelir/ Safiye'me karyola dar gelir/ Kıratımı bahçeye bağladım, Osman 'ı gurbete yolladım/ Osman gurbetten gelmez/ Uç gün üç gece ağladım/ Osman Aga Osman Aga neler söyleyecem sana/Safiye dekızını ver bana, damat olayım ben sana." Bir ağlatan, bir güldüren tiirkü öyküsü dinlesek... Önce ağlatalım sonra nasıl olsa güldü rü rüz. Fadime ile Hamdi'nin öyküsü Bulgaristan'da, Türklerin yoğun olduğu Kırcaali yöresinin orman köylerinin birinde geçer. Türkü yöre halkınca yakılmıştır. Hamdi, herkesin sevdiği yiğit delikanlıdır. Ormandan odun kesip satarak geçimini sürdürür. Kara kaşlı kara gözlü Fadime'ye âşıktır. Genç kız da gönlünü Hamdi'ye verir. Ne var ki köyün orman bekçisi Şumar'ın da Fadime'de gözü vardır. Hamdi, Fadime ile nişanlanır. Gözünü kıskançlık bürüyen Şumar, pusu kurarak Hamdi'yi öldürmeyi planlar. Annesi gece gördüğü kötü rüyayı anlatıp ormana gitmekten vazgeçirmeye çalışsa da işe yaramaz, Hamdi baltasını omzuna atıp ormanın yolunu tutar. Pusudaki Şumar tüfeğini doğrulturateşeder. Hamdi kurtulur, baltasıyla Şumar'ı yaralar. Tekrar ormana yönelir, odunlarını toplayıp köyüne döner. Ancak Şumar yaralı vaziyette yine karşısındadır. Kötü niyetli bekçi tüfeğini ateşler, Hamdi'yi vurur. Kendisi de yere yığılarak ölür. Bu türkü Kırcaali yöresinde yaygın olarak bilinir. "Gitme Hamdi'm gitme bre sen bugün oduna/ Kâfir Şumar çıkcak oğlum sen yoluna/ Giderim giderim bre annem yol uzun bitmez Kâfir Şumar'ın kurşunundan geriye dönülmez/ Nişan yağlıcını bre an nem beline bağlayıver/ Neler olmuş Hamdi'me deyip başımda ağlayıver/ Hamdi'nin odunlarını kimler yakacak/ Kara gözlü Fadime'yi kimler saracak/ Yayla düzünde bre annem odun var mıydı ?/ Hamdi'yi Şumar'ın vuracağından haberin var mıydı? (Şuma, kazal kuru yaprak demek. Şumar da ormancı.)" Eh sıra giildürmeye geldi değil mi? Hamdi 'ye biz de çok üziildük doğrusu. Evet, Batı Trakya'dan alınan "Drama köprüsünü gece mi geçtin? " isimli türkünün öyküsünün kahramanı, Debreli Hasan. Yöre halkı Hasan'ı çok sever ona Hasancık der. Çok sevdiği Karakedi lakaplı gençlik arkadaşı Hasan'ın sevdiği kız yüzünden hapse girince, isyan eder dağlara çıkar. Hasan, fakir babasıdır. Evlenemeyen yoksulların yardımına koşar, düğün parasını verir, onlan kavuşturur. Hasan'a duyulan sevgi artarak yayılır. O vakitler Batı Trakya'nın îskeçekentinin Yenice kasabasında bir papaz varmış. îskeçe Valisi Mehmet Paşa ile arası iyi olduğundan, sözügeçermiş. Papaz heryıl acımasızca halktan "öşür" vergisi adı verilen vergiyi toplarmış. Bunu duyan Debreli Hasan, adamlarından birini papaza göndererek şöyle der: "Selamımı söyle papaza. Seninle birlikte faytona binsin, filancı çeşmede bekleyeceğim. Bana üç bin altın versin." Papaz adamı tersler, geriye çevirir. Hasan bu duruma çok kızar. Yenice papazı Hasan'dan korunmak için konağının etrafına kırk muhaftz diker. Hasan bir süre sonra kılık değiştirip papaz kıyafetiyle konağın önüne gelir, tüfeği de cüppesinin altındadır. Kapıda duran muhafızlara yakınlardaki kasabanın papazıyım der. Muhafızlar papaz kılığındaki Hasan'ı içeri alır. Yenice papazına nedenbukadarmuhafızıolduğunusorar. Pa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle