04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 TEMMUZ 2003. SAYI 905 düzeydeki istihbarat bilgilerine ulaşabilen bir isimdi. Irak'ın biyolojik silah üretmek için gerekJi malzemeyi nereden aldığını da en iyi o biliyordu. Londra'daki Silahsızlanma ve Silahları Denetleme Merkezi'nde bir odası olmasına karşın gizli dosyalarını Southmoorköyündckievindesaklıyordu. David Kelly'yi farldı kılan bir özelliği de Doğu'dan Batı'ya iltica eden bilim insanlan ile yapılacak görüşmeleri yürüten ve onları çözen en başarılı iki üç isimden biri olarak kabul edilmesiydi. Ölümünden lOgünkadaröncegörüştüğü gazeteci NicholasRufford'a şöyledemişti: "Irak'a âşık oldum. Aşırı sıcağına, bütün pisliğine ve meşakkatli yolculuklara rağmen..."Irak'taonubüyüleyenbirşeyler vardı. Doğasıyla ve kültürüyle Irak onu hep çekiyordu. Iraklı bilim adamlarını ve bilim kadınlannı çok zeki b uluyor ve kendisinin onlarla başa çıkabilmek için daha da zeki davranması gerektiğini düşünüyordu. Yayının ardından adıgündemegeldiğinde en büyük korkusu bir daha Irak'a gidememek olmuştu. Kelly uzun bir aradan sonra ilk kez geçen ay Irak'a gitmiş, önemli görüşmeler yapmıştı.Ikinci yolculuğunu ise Ağustos ayı başında yapmayı planlıyordu. Dr. Kelly Irak'tagörevyapmış BM denetçileri arasında en şahin olarak tanınan isimdi. Irak'ın Gilligan BBC'nin zaman zaman "hata yapmaizni verdiği" isimlerdenbiriydi. Kimi zaman reyting getiren sansasyonal haberlerle klasik BBC çizgisinin dışına çıkabilen bir muhabir olarak tanımlandı basında. David Kelly, Gilligan'la görüşmüştü. Çıkan haberlerin tek kaynağının kendisi olduğundan kuşkuları vardı. Çünkü haber tam da onun değindiği biçimdeyayımlanmamıştı. Onun söylemediği şeyler de eklenmişti. Gilligan'a kaynağı sorulduğunda kaynağını söylememekle birlikte aynntılı bir tarif yaptı. îkinci aynntılı tarif de Savunma Bakanlığı'ndan geldi. Sonunda izler David Kelly'ye yöneldi. 8 Temmuz'da Savunma Bakanhğı Kelly'den "köstebek" olarak sözetmeyebaşladı. Kelly, 15 Temmuz'da Parlamento'nun Dışişleri Komisyonunda ifade vermeye çağrıldı. Komisyonda ifade verirken kendisine "adının gizli kalacağı" söylenmiş, ancak açıkedilmişti. Geri dönüşü olmayan uzun yürüyüşüne 17 Temmuz'da çıktı. lntihar mı cinayet mi? Ceset üzerinde araştırma yapmakla görevlendirilen yetkili kişi David Kelly'nin sol bileğindeki kesiğin yol açtığı kanama yüzünden öldüğünü basına duyururken, açıklama makamında Kelly ailesinden kimse yoktu. Aile cenaze töreninin bir an önce yapılması için Kelly'nin kendilerine verilmesini beklemekteydi.. Ama toksikoloji testleri ve otopsi sonuçlan için birkaç gün daha beklemeleri gerekiyordu. David Christopher Kelly, 1944 yılının Mayıs ayında Güney Galler'de doğmuştu. Babası da Kraliyet Ordusu'nun üyesiydi. Üçyetişkin luzı vardı. Karısıjanice öğretmendi. Çevresince miikemmel ve dürüst bir bürokrat olarak tanımlandı hep. Din ileolan ilgisi ilginçti. Uluslararası anlayış ve uzlaşmayı esas alan daha çok tran'da yaygın olan Bahai dinini dört yıl önce benimsemişti. David Christopher Kelly'nin ölümünde tuhaf olan birkaç şey vardı. Îngiliz basını hep David Kelly'nin intiharından söz etse de öldürüldüğünü düşünenler yok değildi. Yürüyüşe çıkmadan önce arkadaşlarına gönderdiği emailler Kelly'nin gelecek için planları olduğunugösteriyordu. lntihar etmck için iiçkatlıevinin herhangi bir odasını kullanmayıp acaba neden iki mil uzağa gitmişti? Ayrıcacesedibulunduğundakarısına " intihar biçimini kimseyle tartışmaması" öğütlenmişti. Zaten Kellyintiharbile etmiş olsa onu bu ölüme sürükleyenler olduğu ortadaydı. Kaynağına ıtarşı çok da dikkatli davranmayan köklü bir yayın kuruluşu, onu kaynak olarak teşhir edfcn basın ve Kelly'yi teşhir eden Bakanlık, yanilngiltere Savunma Bakanhğı... • (Kaynak: Sunday Times, TheGuardian, l'he Independent, The Observer) Eski dostlar MÜŞERREF HEKİMOĞLU aşamımda yüzyıla ulaşacağım neredeyse. Yolum düz değil hâlâ. Toplumdaki beklentileri, tepkileri, çirkinlikleri aşamıyor, geçmişe dönerek güzellikleri yaşamak istiyorum. Bana ters gelen bir yaşam biçimi. Geçmişe dönmeyi sevmem, geleceğe dönük yaşamayı isterim. Ama kolay değil! Son günlerin olayları dar çevrem de tepkiye yol açıyor. Belli sanat olaylarıyla mutlanıyorum ancak. Ama onca çirkinliğe, yolsuzluğa tanık olmanın acısını aşamıyorum doğrusu. Aşan dostlanm da azalıyor giderek. Belli çirkinlikleri, yolsuzlukları, cinayederi, cinsel sorunları aşmak, sağlıklı çözümler uygulamakolanağıyok. Tersineikincibaskıları.üçüncüleriyaşıyortoplum. Karanhğa hızla gömülüyor, ışığı, aydınlığı yakalayamıyor. Işte haberler, cinayetler, soygunlar, cinsel olayların çirkin tırmanışlarıyla sağlıksız kuşaklar oluşuyor. Sınır aşırı uzak bir ülkede değil, ülkemizin göbeğinde yaşanıyor çirkinlikler. Ruh sağlığını bozan, umudu solduran olaylar arasında bir konser, bir sergiyle dengeyi bulmak olası değil. Belki de dış politikada yaşadığımız ilginç olaylar nedeniyle kimi dostlarımı sık sık rüyamda görüyorum son dönemken. Elbet acıyla gülümseyerek. Anılar umuda götürüyor beni. Gür sesler çınlıyorkulağımda. "Dağları aşarak, barajlar kuracağız",diyehaykıranemekçiler. YapıIş Sendikası Başkanı Tahir Oztürk konuşuyor alanlarda. "Işçiköylü elele" sloganını yaşama geçirmek için savaş veriyor sol aydınlar. Sesleri yükselemedi, tersine susturmak çabaları yoğunlaştı. Dağları aşarak barajlar kurmayı amaçlayanlar da amacına ulaşamadı. Baraj kralları oluştu ama, dağlan aşarak barajlar kuracağız diyen emekçiler geride kaldı. Kalkmma edebiyatı politika aracı oldu. Acı serüvenler yaşadı emekçiler. Peki, bugün neredeler, hangi alanlarda konuşuyor, yol alıyorlar? Sadun Aren telefon etti geçen akşam. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bilimin ışığında yol alan bir sosyalist. Sol kesimde bilim dalında masallaşan bir kişi. Masalı gerçeğinden kaynaklanıyor. Si kitleimha silahı ürettiğine yürekten inanmıştı. Ama son iki yıl içinde bu görüşü tamamen değişecekti. Irak savaşı için kamuoyuna yönelik bir rapor hazırlanması gerektiğinde hükümetin aklına gelen ilk isim o olmuştu. Halbuki Kelly, raporu hazırlama görevini üstlenmeden bir ay kadar önce, Londra'da Üniversitesindekatıldığı bir seminerde görüşlerini açıklamış, BM denetçilerinin Irak'taki kimyasal ve biyolojik silahlara dair hiçbir bulguya ulaşamadıklarını açıkça söylemişti. BBC muhabiri Gilligan'la kayıt dışı konuşmayı kabul etmesininnedenidebuydu. David Kelly'nin ölümüneyolaçan haber, 29 Mayıs 2003 'te BBC Radyo 4 'te (TV değil), AndrewGilligan'ın "Today" (Bugün) programında yer almıştı. Habere göre, îngiltere'ninlraksavaşınagirmesikonusunu ele alan Savunma Bakanhğı raporu orijinal halindeyayımlanmamış, abartdarak kamuoyuna sunulmuştu. Raporu cazip kılmak için eklemeler yapdmıştı. Bunlardan biri de Irak'ın elinde 45 dakikada kullanıma hazır hale gelebilen kitle imha silahları bıılunduğumaddesiydi. Andrevv Gilligan b üy ük olay yaratan ha berini üst düzey bir îngiliz yetkiliye dayandırıyordu. de. Büyükelçi Mahmut Dikerdem ile konuşuyorum. Çoktan emekli, dünyamızda da değil ama Gana'ya atandığı günler canlanıyor gözümde. Yıllarca önce Dikerdem ile ilgili anılar bastınyor son günlerde. Derken Mehmet Ali Aybar geliyor düşünceme, Hukuk Fakültesi'nde doçentliğinde tanıdun onu, önce uzaktan, sonra yakından. TtP Genel Başkanı oldu, başkanlığını Serçe Sokak'taki evinde kutladık bir akşam. Cemal Hakkı Selek, Rıza Kuars da var. Emekçilerin sesini duyurmak için savaş verenlerlegüzel bir sofra.Yenenler değil, konuşulanlar, tartışmalar kahyor belleklerde. Şimdi özlemle düşünüyorumogünleri. Acı ama gerçek, özlem de soluyor giderek. Emekçilerin sesi kürsülere nasıl yansıyor bakın! Hangi sorunlar irdeleniyor, öne çıkıyor. Mehmet Ali Aybar'ın ilkbasın toplantısını anımsıyorum der yasal Bilgiler Fakültesi'nde anlışanb bir öğretim üyesi. Öğrencilerine güzel bir örnek. Acı faturalar da ödedi ama, ödünsüz bir yaşamın onuruyla dimdik yürüdü. Arkasında da genç Mülkiyeliler. Işığıyla aydınlananlar. Belleğim parladı birden, sevgili Aren'in TÎP'e katılmasını anımsadım. Serçe Sokağa telefon etti, kararını bildirdi, hepimiz sevinçle fırladık, Maltepe'deki eve gittik. Tiirküler, şiirlerle olayı kutladık. Bunları yazarken kanatlanıyorum neredeyse. Ne güzel olaylar, nasıl mutlandırdı bizi. Sonra da belli çevreler nasıl soldurdu umudumuzu. Kimi dostlar uyarıyor, bu olayları yeniden yazmamı istiyor, diliyor. Ben de düşünüyor.geçmiştensözetmekhoşuma gitmiyor ama, bellekleri eşelemek de zorunlu kimi zaman. Kimi kişiler, üstelik toplumda belli görevleri üstlenenler, dünden bugüne inanç ve kişilik değiştiriyor. lnanç ve umut karmaşası yaratıyor ama yapaylığın güçsüzlüğünü de yansıtıyor değil mi? Eski dostlarımı, eskimeyen inançları düşünccleri ve ödünsüz yaşamlarıyla umuda açılan biryolda kucaklıyor, saygıyla selamlıyorum.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle