Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13NÎSAN2003.SAYI890 ZEYNEPTANBAY avaş konusunda söylenmedik söz, yazılmadık yazı kalmadı. Ama daha yapılabilecek o kadar çokşeyvarki. ' Savaşlar olmasın, çoculdar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler' temennUeri bugün anlamını yitirdi. Irak'ta çocuklar ekmek, su bulamıyor, solukalamıyorlar. Insanlıktarihibuncavahşetve felaketi yaşadıktan sonra, 21 .yy'da hâlâ savaşın korkunçluğunun, insanlık dışı oluşunun anlaşılamamış olmasının insanının içini kurutan ve umutsuzluğa sürükleyen bir yanı var. Her şeyin koca bir yalana dönüştüğü, sözün tükendıği bu ortamda, sadece hareket asla yalan söylemiyor. Sözcüklerimizhavada asılı kalabilir, boşlukta uçabilir veya bir kulaktan girip ötekinden çıkabilir ama hareket, akılda kalan somut bir adım, bir gözden girip öbüründen çıkmayacak kadar etkileyici bir görselliğe sahip. tkı kolumu ve ellerınn karştltklı bırbırine dayıyorum tam önütndelutarak Bubırhaykırii, btrdua edış, biryakarıshalıolahıltr.. Savaş başlamadan önce az mı haykırdık, sokaklara döküldük, barış için mitingler düzenledik. Sonra bu haykırma âdeta bir yakarışa dönüşmedi mi, 'uygar' koalisyon güçleri savaş için düğmeyebasınca? Ama birazdan bu kollar birbırinden ayrtltp bir öfkeyi bir karşı çıktşı anlatmaya başlayacak, sonra elelekolkola gırecek başka birçok el ve kollarla, daha hüyük btr beraberlık oluşturacaklar ve baksızlığa karşı heraberce direnmemn gücü olacaklar. 'Uygar' ülkeler ABD'nin para teklifleri ve güç gösterisi karşısında boyun eğip kuyruğa girerken, dünyanın dört bir tarafında onurlu insanlar meydanlara dökülmedi mi el ele kol kola? Bir anda savaşın başlamasını biz önleyebiliriz diye kendimizi güçlü hissetmedikmiumutla? Sonra aynı kollar gene karştlıklı birleiipgeneyalvaracak, duacdecck, haykıracak ve gene diremşe geçecekler, derken o kollar baska kollar taraftnda tutulacak, bağlanacaklar, kollar kanatlargtbi ktrtlacak, ezilecek, bükülecekamaısrarla mücadeleye devam cdecekler . Birkaç küçiik adam onbinlercemizi hiçe sayıp savaşı başlattıklarında, duaetmekten başka çaremiz kalmadı gibi hissetmedik mi bir an? Gene sokaklara döküldüğümüzde bizi durdurmaya, caydırmaya,sindirmeye,korkutmayaçalışmadılarmı? Belki bu kollar kopup havada 'Kollar'ın dansını bitirmeye çalışıyorum. Martha Graham 'ın dediği gibi, 'Hareket asla yalan söylemez/ Çünkü, önce söz değil, hareket vardı. Once harek vardı uçusucaklar, belkı bir daha kollarına kavuşamayacaklar ama mutlaka özgürlüklerıne ulaşacaklar. Bağdat'ın pazar yerinde de kollar, vücutlar parçalanmadı mı? Masum insanlar can vermedi mi? ' Akıllı' bombalarla, bebekler, çocuklar kolsuz bacaksız kalmadı mı? Ve ellerimizin kollartmtzın o kadar da bağlt olmadtğtnt anlatacaklar.. Çünkü ellerimiz, kollarımız o kadar da bağlı değil. Yazılacaklar yazıldı, söylenecekler söylendi, ama yapılacak şeyler hâlâ tükenmedi. Savaşı televizyonlardan izleyerek olanı biteni kabullenmek yerine, suça ortak olmamak mümkün. 2.Dünya Savaşında Nazilerin katliamına 'Bilmiyorduk, ha berimizyoktu' diyen bazı Almanlarınki gibi özürler artık geçerli değil. Füzelerin ağırlığından, bombaların 'aklına' kadar her türlü detaydan haberdarız. Peki bunların binlerce insanı parçaladığını, sakat bıraktığını televizyondan izlemenin anlamı ne? Gazetelere tam sayfa, 'Savaşı bizden izleyiniz' ilanları veren televizyon kanallarının yaptığı da savaştan çıkar saglamak değil mi ? Bırakın, bu vahşeti bunu yaratanlar ve savaş taraftarları izlesin. Amerikan ve Ingiliz mallarını boykot edeceksek önce televizyon görüntülerindenbaşlayalım, ürünleriyle devam edelim. Mc Donalds, Burger King, Cocacola, Marlboro,Cornflakes,vb.,hayatımızın içine girmiş tüm Amerikan mallarını, savaşı sona erdirmek için tüketmeyelim ki başkalarının hayatı tükenmesin. Bırakın, bu malları savaşı yaratanlar ve t araftarları tüketsin. ' Kollar'ın dansını bitirmeye çalışıyorum. Martha Graham 'ın dediği gibi, 'Hareket asla yalan söylemez.' Çünkü, önce söz değil, hareket vardı. O halde hemen şimdi kendi yaşamlarımızdan başlayarak hareketeveeylemegeçebiliriz. Markos kokuşmuş siyasete tepkisini, 'Onlar iktidar istiyor.biz özgürlük, onlar hükmetmek istiyor, biz ise dans edecek alan istiyoruz' sözleriyle ifade etmişti. Bugünün iktidar sahipleri de var güçleriyle savaşırken, dans etmeyi tercih edenlerin sözünü bu gürültü içinde bilmem dinleyen çıkar m ı ? #