Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KISA KISA Bir kitap caksınız..." "Kes, Korkak Alıştırma Elini...", MlHA'nın ikinci röportaj kitabı. MlHA'nın Genel Yayın Yönetmeni Kayıhan Güven, kitaba yazdığı çok yönlü önsözde, kökleri ta Halikarnaslı Heredotos'a dayanan röportajı tanımlayarak "aJameti farikasrnı şöyle açıklıyor: "Haber veren bir yazı türü röportaj, başkalannın ulaşamadığı yerlere gazetecinin ulaşarak tanıklık etmesi ve tanıklıkları nı okurla paylaşmasıdır. Bugün röportaja eskisinden daha fazla gereksinim duyuyorıız; çünkü röportaj, toplumsal yaşamdaki mesafeli ilişkilerin arkasına bakmaya yatkın bir haber yazı türüdür; çünkü engelleri, uzakları aşarak insanlara konularıyla yakınlık sağlamayı amaçlamaktadır." MlHA öğrenci muhabirleri, yaklaşık 10 yıldır, röportaj geleneğini teori ve pratik anlamda sürdürüyorlar. Bugüne kadar Cumhuriyet Dergi için hazırlanmış bini geçkin röportaj, bu çabanın en önemlikanıtı. Kitabın editörü Ayşegül Utku Günaydın MlHA'yı şöyle anlatıyor: "Bundan lOyılönce.ajansın ilk kuşak öğrenci muhabirleri, bir rekçesiyle ne zaman tamamlanacağı belli olmayan bir tadilata girince MÎHA, geçici olarak Iletişim Araştırmaları Derneği'nin (ÎLAD) Beyoğlu'ndaki iki odalık merkezinetaşındı. Ancak zorunlu göç bile kurumun çalışmalannı durduramadı " Bu kitap, Beyoğlu'nun internet kafelerinde ve tasarımcı Örgüt Çaylı'nın evinde hazırlandı. Çoğu zaman ekonomik nedenler yüzünden kâğıt üstünde düzelti için çıktı bile alınamadı. Hiçbir konuda önümüzü göremediğimiz şu dönemde öğrenmek ve üretmek isteyen genç gazeteci adaylarına cesaret için, kitaba adını veren Terzi Ali'nin kızına öğutlediği gibi, "Kes, Korkak Alıştırma Elini..." • Başak Çaka Kes, Korkak Alıştırma Elini... Miha Muhabirleri Mart,2OO3 Înkılap Yayınevi larını asla istemediğim insanlar için tinercilerin, sokak çalgıcılarının, façacdarın cirit attığı yerdir sokaklar. Benim içinse, ceketli kravatlı, dolar biriktiren, marka giyinen adamların dolaşıp durduğu yerler. Yani hiç kimse için tekin değildir sokaklar. Temenni dememin nedeni şu; keşke bu tip insanlar azalsa, bu anlamdaki tekin olmama durumu daha da artsa keşke... Kitabın Cinayet Meselleri adlı bölümii, tamamen cinayet üzerine kurulu şiirlerden oluşuyor. Ayrıca Şiddet, Elbet adlı bir böIiim de var. Neden cinayet, neden şiddet? Doğrudan cinayeti konu alan, cinayetin estetik yönünü, aşkla, sevişmeyle ilişkisini irdeleyen, " Her cinayet güzeldir kurban sen olunca" diyebilen şiirlerin yazılabilmesi, Türk şiirgeleneğine çok uygun değil aslında. O yüzden, yazdıklarımın bu tür şiirin ilk örneklerinden olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, şiirlerimdeki öfke dozunun fazla olması, yaşadığımız dünyanın, sistemin doğal so CUMHURIYET DERGİ Bir kez daha "Kes, Korfcak Alıştarma Elini..." MarmaraÜniversitesi tletişim Fakültesi Haber Ajansı'nın (MlHA), "SevgimizÖzgürlüğümüzdür"ün ardından ikinci kitabı "Kes, Korkak AlıştırmaElini..." Inkılap Yayınevi'nden piyasaya çıktı. Editörlüğünü Ayşegül Utku Günaydın'ın, kapak ve sayfa tasarımını Örgüt Çayh'nın üstlendiği kitapta, 19982001 ydlarındaMlHA'da çahşmış43 öğrenci muhabirin kaleme aldığı röportajlar yer Altay Öktem Sokaklar Tekîn Değil Remix, bir müzik terimi. Bir parçayı farklı sanatçılar, kendi yorumlannı katarak yeniden seslendirebiliyorlar. Amaedebiyatın, mizahın, alternatif müziğin on bir önemli ismi, aynı şiiri yeni baştan, kendi şiir anlayışlarına göre bir kez daha kaleme almamışlardı bugüne dek. Altay Öktem, 2000 Cemal Süreya Şiir Ödülü'nü alan dosyasını biraz daha genişletmiş, seri cinayet şiirlerinin yer aldığı Cinayet Meselleri'ni, Şehir Bitti adlı uzun şiiri eklemiş örneğin... Kitaba adını veren Sokaklar Tekin Değil adlı şiiri Arif Damar, Turgay Kantürk, Ahmet Ümit, K. Iskender, Sunay Akın, Baki Ayhan T., Aylin Aslım, Umay Umay, Mor ve Ötesi'nden Harun Tekin ve Vega'dan Deniz Ozbey yeniden yorumlamışlar. Bir cd bukleti biçiminde düzenlenen remix kitapçığı, Sokaklar Tekin Değil adlı kitabın eki olarak okurasunulmuş. Sokaklar neden tekin değil? Ya da tekin olmayan sizinsokağınızmı? Sokaklar tekin değil, bir tespitten çok bir temenni benim için. Sistemin parçası olan, şiirlerimi okuma alıyor. Daha üniversite sıralarında mesleğe adım atmış öğrenci muhabirlerin Cumhuriyet Dergi için heyecanlayazdıkları, şimdi "Kes, Korkak Alıştırma Elini .."debir araya gelen bu röportajlarda, hızına ayak uyduramadığımız günümüz çağının uzağa ittiği kişiler, mekânlar ve yaşamlar canlanıyor: "Balat'ın hüzünlü yüzü Mösyö Hristo'nun Agora Meyhanesi'nden Cahit Uçuk'un sedef ellerine, Ürgüp'ün güzel gözlü kütüphanecisinden Patpat Antranik'e... Insanı merkcz alarak toplumun görünmez yaralarını, yüzyılın karmaşası içinde silik kalmış güzellikleri ve ayrıntıları, röportajın gücünü kullanarak aktarmaya çalıştılar. Istanbul'dan Iğdır'a, Kreuzberg'e kadar kişilerden, belki de çocukluğumuzun geçtiği semtlerden, mekânlardan ve yaşanmış dekorlardan izler bula odaları bileolmadan kalem, kâğıt ve heyecanlarıyla başlamışlar çalışmaya. Birhaberinyayımlanması büyük olay olurmuş. Ürünler çıktıkça inançları artmış. Ardından küçük bir derslikten bozma birodasıotmuşöğrencilerin. Kayıhan Hoca ve öğrencileri sabah saat 08.00'de gelir, akşam saat 17.00'ye kadar hafta sonları ve yaz tatili de dahil çalışırlarmış. Öğrenciler, ders dışındaki zamanlarını hep bu odada haber yazmaklageçirirlermiş. Ajansbaşarısını kanıtladıkça odaya bilgisayarlar gelmiş, çalışmanın kapsamı genişlemiş. Sonuçta binlerce haber, röportaj vesöyleşiye, iki röportaj kitabına, 12fotoğrafsergisine ve iletişim öğrencilerinin katıldığı yarışmalarda büyük ödüllereimzaatılmış. Nevarki çalışma koşulları ilk kuruluş yılından pek farklı değil. Fakülte binası, depremden hasargördüğü ge nucu. Daha doğumdan itibaren yoğun olarak bireysel ve toplumsal şiddetemaruzkalıyoruz. Şiirin bu şiddetin dışında kalması ve bir çeşit güzellik, nahiflik alanı olarak kabul edilmesi gerekirgibi bir anlayış hâkim. Oysa gerçekliğin dışına düşmemeli şiir. Böyle bir toplumda yaşarken, okuyanda el ele kırlarda koşma isteği uyandıranbirşiiryazamam. Aksineşiir, hatta genel anlamda sanat, rahatsız edici olmalı Rahatlatıyorsa, sisteme hizmet ediyor demektir. Şiddet, Elbet adlı bölümdeki şiirler de yoğun olarak bu anlayışın, birtürkarşışiddetinşiirleri. "Akıttığı kan kadar haklıdır aşklar" diyorsunuz bir şiirinizde. Aşk içersinde de bir şiddetten bahsediyorsunuz. Hatta kendinize de yöneliyor bu şiddet. Aşk, şiddeti en yoğun olarak yaşadığımız duygudur aslında. Insanın hem kendisine, hem de karşısındakine uyguladığı bir şiddettir aşk. Yoğunluğu da akıttığı kanla, yani karşılıklı yaşanan şiddetle doğru orantılıdır. Mutlu olunan, sadece eğlenerek yaşanan bir ilişki yüzeyseldir ve asla aşk değildir. Sahiplenme duygusu bile, insanın karşısındakine uyguladığı sessiz bir şiddettir. Bir şiirinizde aşk üç kişiliktir diyorsunuz. Üçüncii şahıs kim? Aşık olan iki kişinin dışındaki herkes, ya da herhangi biri üçüncü şahıstır. İki kişi ancak sohbet edebilir. Aşkın oluşabilmesi için ille de üçüncü bir kişiye ihtiyaç vardır. Yani aşk toplumsalsal bir olgudur. Issız bir adada yalnız başına kalan iki kişinin yaşadıkları ilişkinin aşk olması imkansızdır. Aşkın oluşabilmesi için örneğin anne baba, işyerinden arkadaşlar, bakkal, otobüs şoförü... yani bu iki kişinin hayatlarında rol alan figüranlar gereklidir. Aşkın figüranaihtiyacı vardır. Şiirlerinizde yoğun bir ironi, hatta haylaz birtavırdavar. Hayata katlanabilmenin yüzlerce yolu vardır. Hayatla, hatta kendinle dalga geçebilmek de bu yollardan biri. Hayatı hafife almaktan değil, belki gereğinden fazla ciddiye almaktan kaynaklanıyorbu ironi. Kitaba adını veren Sokaklar Tekin Değil adlı şiirinizi müzik ve edebiyat içersinde yer alan on bir kişi yeniden kaleme almış, kendi sokaklarını yazmış. Bu isimleri neye göre belirlediniz ? Öncelikle müziğini, yazdıklarını sevdiğim, sokaklarının benim sokağımla yakın olduğunu hissettiğim kişilere öneri götürdüm .Örneğin k. Iskender'in underground tavrı, Ahmet Ümit'in cinaye