Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TELEVIZYON ^dfev Tarihin en önemli kentlerinden biri olan Antakya altı bölümlük bir TRT belgeseli olarak TRT2 ekranlarında. Kerime Senyücel "Ezan, Çan, Hazzan"ı anlattı. DOĞU'NUN KRALİÇESİ İPEK ÇALIŞLAR Itı bölümlük Antakya belgeseli Ezan... Çan... Hazzan TRT2'degösterimegirdi. Belgesel, Antakya'yı sadece bugünkü haliyledeğilgeçmişgörünümüyledeekrana taşıyor. Roma Imparatorluğu'nun Kolon adlı caddesi animasyon marifetiyle yeniden canlandırılıyor. BYS Holding'in sponsorluğunda tamamlanan belgeselin tanıtımıiçin Antakya'da eski bir zeytinyağısabun imalathanesinden konaklama mekânına dönüştürülen Savon Oteli'nde değişik kültürlerin temsil edildiği bir de davet verildi. Filmin yapımyönetimini üstlenen Kerime Senyücel'e filmde "Doğıı'nun Kraliçesi" olarak anılan Antakya'yailişkin anılarınısorduk. Antakya ile derin bağların olduğu belli oluyor. Başta baban, pek çok akraban buradaydı... Annem Antakyalı.. Ismi Handan.. Bereket Ailesiyleakraba... Babam Muzaffer... Bosna Hersek kökenli.. Ailesimuhacir. izmir.Kuşadası'ndadoğmuş 1950'de Antakya ZiraatBankası'natayinolmuş.. Annem Istanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, bankada çalışırken tanışmışlar. Annem, bir süre sonra, akşam giderken yarım bıraktığı işleri sabah bitirilmiş olarak bulmaya başlamış. Babam gece oturup annemin yarım kalanişlerinibitiriyormuş... Bir süre sonra evlenmişler. () dönemde, Antakya'da, yabancıya kız verme, ailede pek hoş karşılanmazmış. Antakyalılar, Antakyalıolmayanlara, "trenlegelik" derler. Bu "trenle gelik " kışiye kız vermemesi için nenemi uyarmışlar. O, "Şöyle bir yüzüne baktım. Güvendim" derdi. Sevgileri annemin vefat ettiği 1982yılınakadarsürdü. Babamsırf annemin mezarı Antakya'da olduğu için emekliolduktan sonra Antakya'yayerleşti. Kaç yaşına kadar yaşadın Antakya'da ? Ben 1952 yılında Antakya'da doğdum. tlkokııl2. sınıfa kadar, daha sonra da orta 1 ve2 yi Antakya'da okudum. Evimiz bugun Katolik ve Ortodoks Kilisesi arasındaki so kaktaydı. Her gün dar yollardan yürüyerek, Gazipaşa îlkokulu'na giderdim. Gc çen kış, belgeseli çekerken, bu sokaklarda çalıştık. TS^^İ^ O günleri hatırlatacak neler kalmış ? Yolların kendine has kokusu ve sesleri, beni 40 sene öncesine götürdü.. Sokaklara uzatılan soba bacalarına, geçenlerin üzerinedamlamasındiyekovalartakılırdı.Hâlâ takıiıyor. Bu bacalardan tüten duman hâlâ havaya kokularsahyor... Buradakiavlulu evler, artık eski sahiplerince terk edilmiş. En düşiik gelir seviyesindeki insanlar otu ruyor. Onların yaşam tarzıyla 30 40yıl oncesi arasındabüyükbirfarkyok. Farklıkültürlerbirbirlerinenasıldavranırdı? Antakya'da Hıristiyan, Musevi ve Mus lümanlar ayrı mahallelerde yaşamazlar... Aynı sokakta, aynı apartmanda otururlar. Eskidendeböyleydi.. Bugündeböyle. Orneğin benim doğduğum ev, Ortodoks Kili sesi'nin arkasında olduğu için komşularımızın çoğu I lıristiyandı... Yanımızdaki çıkmaz sokakta yaşayan Matmazel Viktorya'nın paskalya bayramlarında getirdiği boyalı yumurtaları paskalya çöreklerini hâlâ anımsarım. I lem ilkokulda, hem de ortaokuldaki smıflarımdahem Hıristiyan, hem de Musevi arkadaşlarım vardı. Din derslerine katılma zorunlulukları yoktu. Kımi oturur, kimi çıkardı. Çekimler sırasında eski arkadaşlannla karşılaşmış olmalısın... Belgesel çekimi sırasında yıllardır görmediğim okul arkadaşlarımla karşılaştım. Yıllarınnasılgeçipgittiğıni daha iyi anladım... Aradan geçen 3540 yıldan söz ediyoruz. Orneğin Ortodoks Kilisesi Vakıf Başkanıjozef Naseh'in ağabeyi Abdullah, Musevi cemaatinden Davut Gamil'in kayınvalidesi Sarah Kebbudi benım sınıf arkadaşlarımdı. Sarah henüz 14 yaşında, orta okul ikideyken bizlerden ayrdıp evlenmişti. Sarah'ıo gün bugündürgörmemiştim. Musevi cemat liderlerinden Abbut Kebudi'nin evinde çekim yaparken karşılaştık. Yakında kızını evlendirecekmiş.. Senin çocuklarının Antakya ile bağı nasıl ? Gider gelirler mi ? Ben özellikle yaşları küçükken, hem oğlumu hem kızımı sıkı sık Antakya'ya gotürdüm. Ama çocukJarın yaşamları Ankara'da şekillendiği için, kendilerini benim kadar AnI akyalı hısetmiyorlar. Yine de severlerorayagitmeyi... Antakya'da, bir nokta vardır: Kurtuluş Caddesi'nde Sinagog, Sermaye Camii ve Katolik Kilisesı'nin etrafına dızıldiğı meydan... Burasıbuüçibadethaneninbirbirine karışan sesleriyle beni hep etkiledi. Belki bu sesleri her zaman duymuyordunuz, ama beyninizde fiziksel birliktelik, seslerin karışması etkisi bırakıyordu. Sonra gençlik, üniversiteyıllarımda,dünyadave I"iırkiye'de kıran kırana bir dövüş yaşanırken, buradaki insanların hoşgörulü birlikteliğı bana hep ilginç geldi. Küçükken, olduğu