Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM 2003. SAYI 919 elli yıl daha direnecek ama sonra da hurda bir anısı yazılı plakada. Bu da "Insanların halinegelecek. İçinde hiçinsanyaşamıyor kişisel anıları müzede saklanacak kadar olması beni çok etkiledi." Pencerelerin değerlidir" diyen Japon sanatçı Tatsuo her birine açık maviye boyanmış bezler geInagaki'ninçalışmasındanbirparça. "Burilmiş, içerisi hafif aydınlatılıp, insan silurada doğdum burada yaşıyorum, yaş yetetleri ortaya çıkarılmış.. "tnsansız olma hamiş bcş. Ben mühendisim. DSl de çalıştım otuz altı yıl, cmekli olduk, çıktık. Bu mcm line değinmek istiyorum " diyor. leketi sel basıyor, vali bunları bilmiyor, esSaat Kulesi'nin dibindeki çay bahçesi ki eserleri yıkıyor" diye yakınıyor Cemal son durağımız. Gustav Hellberg, Saat KuAmca. Eski tip hamamlarla yenileri arasınlesi'nin üzerinc "özel mülktür" yazılı bir daki farkı anlatıyor. Bizi içeri sokııp "ccpanel asıp, tarihi mekânın kime ait olduhcnnem delikleri" ni gösteriyor. "Aşağıda ğunu sorgulatıyor. Espirili bir bakış açısı... ateş yandı mı, alttan alev gidiyor, bu baca "Sonrada "Bizim" diyeceğiz. Bizburayla lardan çıkıyor. Yani bu alttan ısınmah sisiç içe yaşıyoruz, bizim gözümüzle de detem. Şimdiki hamamlarda mermerin altına boru koyuyorlar. Kaloriferi yakınca sıcak su oradan geçiyor, mermeri ısıtıyor." Cemal Amca'nın güleryüzüne,eşininikramettiğielmaçaylarına "iyikivarsın" diyoruz. Yürümeyedevam...Hadrian Kapısınageldik. MS 130da Roma imparatoruHadrian'ın Antalya'yıziyareti anısına yapılmış. Kapının her ikiyanındaikiyüksekkulevar. Soldaki Roma dönemine ait orijinal bir kule. Sağdaki isc Sclçuklu döneminde yapılmış. Antalya'nın en canlı caddelerinden birinde, bütün şaşasıyladuruyor. BurasıIlgazOzgen Topçuoğlu'nun enstelasyonunuyaptığıyer. "Malzcmeayakkabılar. Burası şehre açılan ilk kapı özelliğini taşıyor hem de surların bir parçası. Ayakkabılaruygarlıkların bıraktığıgizisembolizcediyor. Bir sürü izler bırakılmış ve kültürel belleğcişlenmiş bir yer" diye açıklıyor Deniz KarakurtÖzlem Taşkın'ın çaltşması Topçuoğlu çalışmasını. TülayKahraman'ınprojesineyöneliyoruz.Tekeli Konaklarına ait eski bir evin önündeyiz. "Taş Ev" deniyormuş buna. Sokağın sonunda Yivli Minaregörünüyor. Çocııkluklardan, anılardan, resim yapma tutkustından açılıyorsöz. "Anneannemin, babaannemin evleri de böyleeski olduğu için beni hemen çekti. Katmanları var bu evin; tahtası, onun içinde kerpiç tarafı, hepsi teker tekcr görünebiliyor dışarıdan. Penccreler yıkık dökiik ama yine de direniyor. Zamanın izlerine karşı direnen bir hali var bu evin. Belki restoreedilmesebir ğerlendirilebilmeli, biz de ona bir değer katmalıyız"diyeekliyorTülayKahraman. Onlar Kaleiçi'nin sadece kafeler ve otellerden ibaret olduğunu sanan insanlara bir hatırlatma yapmak istiyorlar. Bu geçtiğiniz yerlere duvar deyip geçmeyin, buralarda tarih boyunca insanlar yaşadı, medeniyetler kuruldu, yıkıldı, 21. yy'a kadar nice hikâyelere tanık olundu. Kulağınızı diskolardan çıkan seslere değil.biraz daoranın gerçek ses dalgasına dayayın, gözlerinizi duvarların aurasının yaydığı renklere yöneltin. Eminim siz de göreceksiniz.# Tepelerde ve eteklerde kadınlar MÜŞERREF HEKİMOĞLU rofesör Doktor thsan Doğramacı'nın mesleğinde 65. yılını kutlamak için ulusal ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinin katıldığı bir tören düzenlendi. 41 ülkeden kadınlar katıldı bu törene. Tıp, sanat, bilim, siyaset, iş dünyasından birçok kişi Sayın Doğramacı ile olan anılarını bir kitapta toplayıp, güzel bir törenle sundular. Bu tören Birleşmiş Milleder Dünya Sağlık Örgiitü ile Uluslararası Pediatri Kurumu'nun önderliğinde düzenlendi. Rengin Dikmen yönetiminde Bilkent Orkestrası'nın çaldığı Rahmaninof'un 3. Piyano Konçertosu ile başladı tören. Giilsin Onay'ın parmaklarıyla olağanüstü bir müzik şöleni yaşadı konuklar. Dünyanın her tarafından gelen konuklar arasında eski Mısır Sağlık Bakanı, Roma Universitesi Tıp Fakültesi Dekanı, YÖK Başkanı, Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Başbakanlık Müsteşarı, Dışişleri'nden büyükelçiler ile Cüneyt ve Ayten Gökçer de vardı. Dokuzuncu f Cumhurbaşkanı Siileyman Demirel de seçkin bir yer aldı bu törende. Doğramacı'ya sunulan anı kitabını da o verdi. Anı kitabı bir sanat yapıtı gibi etkiledi konukları. Kapağı, yazıları, sayfaları ve dizgisiyle gerçekten bir saygı ve sevgi iirünü. Kapağında iki imza var, biri Tomris Tiirmen, öteki Jane G. Schaller. Biri (enevre'de Dünya Sağlık Örgiıtü'nden, öteki Boston'da, Uluslararası Pediatri Kurumu'ndan. Tesettür modasıyla ilgili tartışmalar arasında Tomris Türnıen'in konumu değişik yorumlara yol açtı. Atatürk'ün kadın devrimini simgeleyen bir olay kuşkusuz. Profesör Doktor Tomris Türmen de Atatürk'ün kadın devrimini uluslararası düzeyde simgeleyen bir kişi. Dünya Sağlık Örgütü'nde genel müdürün özel temsilcisi olarak yer alıyor bu olayda. Sanırım olayı yaratanlardan, başarısına büyük katkıda bulunanlardan biri. Tesettür tartışmaları arasında başka bir yeri, önemi var. Atatürk'ün kadın devrimini ve tüm devrimleri, görevini, sorumluluğunuj uyarısını güzel taşıyan bir kişi. Belli gerçekleri güzel vurguluyor. Türk kadınının devrimler eşliğinde tırmandığı tepeleri güzel simgeliyor. Gereksiz tartışmaların düzeysizliğini de ortaya koyuyor. Dünyanın tepe kadınlarından biri, ama bu olayın onurunu hissedenler azalıyor giderek, Naomi'nin kaprisleri kamuoyunda daha çok yer alıyor. Bu gerçeğin de altını çizmek gerekiyor bence. Ayrıca nedenlerini düşünmek, gereğini de yapmak. Yoksa, çelişkilerden kurtulmak kolay değil. Bireysel resimlerle, uluslararası istatistikler ters düşüyor değil mi? •