Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 PSİKANALİZ CUMHURlYET DERGÎ Gündüz düşlerinin ardındaki hastalık: HİSTERİ 'Cadı'lann zamanı BERAT GÜNÇIKAN "Bırak şu histerik kadını"," Sen ne histerik kadınsın"... Gecikmiş, ertelenmiş ve arızalı bir cinselliği hedefleyenbu cümleler, her iki cinsin de kadınları aşağılamaya yönelık tanımlanydı. Kimse "Nehisterik adam" cümlesinı kurmuyordu. Uzun zamandırdapekkullanılmıyor,yerinı"Nevrotikkadın"abırakmışgörünüyordu. Ancak "5. Uluslararası Istanbul Psikanaliz Buluşmalan" kendisinebaşlıkolarak "histeri"yi seçince,merakettik, "Histerikkadınlara" vehisteriyeneolmuştu? 78Kasım gunlerınde Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan toplantıda işte bu sorulara yanıt aranacak. (Ayrıntıhbilgi için turkpsikanaliz@yahoo.com) ÎÜ, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü'nden, 1 stanbul Psikanaliz Derneği Kurucu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tevfika Tunaboylutkiz'e histeri, ve psikanalizi sorduk... Histeri nedir? Yunanca'da rahim kelimesinden gelen histeri, tıp dünyasının ilgisini çeken, ama en önemlisi psikanalizin temellerıni oluşturan birkavram. Temeli, S.Freud'un Breuer ile birlikte yaptığı çalışmalarla atıldı. îkisi de insan dünyasında dürtüler ve arzular ile yasaklar arasında bir çatışma olduğundan kadınlann bu çatışmaları bedenlerine yönlendirdiklerinden söz ediyorlardı. Bu çatışma bütiin insanların derdi değil mi, histeriyi bu çatışmayı yaşayan diğer insanlardan ayıran ne? Histerinin temelinde erken gelişmiş cin sel deneyimler buluyoruz. Dış travmalar değil, iç çatışmaların sonucunda benliğın savunmaları yetersiz kalıyor, yani bastırma düzeneği yetmiyor. Rahatsız edici tasarımlara karşı yeterince savunmanın yapılamaması da heyecanlann bedeneyönelmesine neden oluyor. Bıına da konversiyon denili yor. Histeriyi de konversiyon olarak kendini gösteren bilinçdışı fanteziler, diye tanımlıyoruz. Kuramcısı erkekler ama histeriyi adlandıranlar kadınlar... Çunkü çatışmayı daha yoğun yaşayan ve bunu bedenlerine yönlendirenler onlar. Psikanalizin oluşumuna baktığımızda beşaltı kadın histeri vakasını görüyoruz, Anna O, Emmy von N, Lucy R, Elizabeth von R, ve Dora... Psikanalizin gelişmesinde ve derinleşmesindeetkinroloynayanlar onlar. Kim bu kadınlar? Akrabaları Ortaçağ'da cadılıkla, büyücülükle suçlananlar. Freud histeriyi psikanalizin orta noktasına koyarak bu bakışı bir anlamda degiştirmiş oldu. Freud'un "cadı"ları olan bu beşaltı kadının ortak özellikleri ne? Viyana burjuvazisine dahil, doktorların kapılarını çalıp, onlann kollannda bayılan, mutsuzkadınlardı. Yakollarınıoynatamıyorlardı, ya bacakları hareket etmiyordu. Freud'dan evvel Babinski de bu hastalığı biliyor, ama nörolojik olduğunu söylüyordu. Yalancı hastalık diye tanımlayıp "Kadınlar oyunoynuyorlar" dıyordu... Fakat yapılan bütiin tetkıkler sonuçsuz kalıyor, ilaçlaryetmiyordu. Düzelmiyorlardı. Doktorların çözemediği bir muamma halıne gelmişlerdi. Histerik kadınlara şimdi büyiicü denilmiyor, ama kclimenin kullanımında yine bir aşağılama saklı... Doğru.nörolojininde diğer tıp bilimlerinin de bakışı çok aşağdayıcıydı. 1907 'de Lozan'da Nöroloji Kongresi'nde kadınlarla çocuklann zeka düzeylerinin eşit olduğu söylendi ve "bunların mental kapasiteleri yetersiz" dendi. Böyle düşünenler için histeri tamamen kadına aitti. Bugünkü bilimin söyleminde de sanki yasaklanmış gibi. Psikiyatrik sınıflamalarda, mitomani, somatoform bozukluk, çoğul kişilik olarak isimlendiriliyor. Buradadakendimizeortaçağa mı dönüyoruz, sorusunu sorabiliriz. "Mental kapasite yetersiz" tanımı, kadını denetim altında tutma isteğini mi saklıyor? Elbette, bu bakış açısıyla tıp cinsler arasındaki eşitsizliği biyolojik temellere oturtmak istiyordu. Oysa, aynı yıllarda histerik kadınlar Flaubert, Maupassant ve Zola