Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 SANAT CUMHURÎYET DERGİ Çapraz şapkası, ağzında sigaralığı, eldivenleri ve girdiği bütün ortamları darmadağın eden kahkahasıyla Şen Dul geri dönüyor... Çünkü New York'tan Berlin'e dünyanın pek çok ülkesinde opera kumpanyaları 55 yıl önce 24 Ekim'de ölen operet bestecisi Franz Lehar'ı anmak için Şen Dul'u sahneliyor... Kim bilir belki 1950 modasına şekil veren Şen Dul, 2004 modasını da kendine benzetebilir... dönüyor OZAN KARASOY Ünlü operet bestecisi Franz Lehar, 55 yıl önce, 24 Ekim akşamı aramızdan ayrıldığında ismi, ünlü eseri Şen Dul'la özdeşleşmişti. 1905 yılında ilk sahnelenişinin hemen ardından kadın giyimınde çığır açan, Amerikan sinemasını kuşatan, derken tüm dünyayı saran Şen Dul modası yarım yüzyıl sonra geri dönüyor. Bu ay, NewYork'tan Berlin'e dünyanın dört bir yanında opera kumpanyaları besteciyi anmak için Şen Dul'u sahneliyor. Operetin ve Şen Dul karakterinin bu denli sevilmesinin nedeni, kuşkusuz, eserin , çarpıcı ve bir o kadar gülünç konusu. 15. yüzyılda Balkan ülkesi Pontevedro'nun en zengin işadamlarından biri olan kocasının ölümüyle Hanna Glawari (Şen Dul), çok yüklü bir serveti sırtladığı gibi, pek de yas tııtmadan Paris'e gider. Hanna'nın tüm parayı Fransa'da yiyip bitirmesinden korkan ülkenin Paris Konsolosu Baron Zeta, onu tekrar bir Pontevedrolu ileevlendirip serveti darboğazda olan ülke ekonomisinekazandırmayı planlar. Bunun için Kont Danilo Daniloviç'e bu ulusal sorumluluğu yükler. Artık Danilo, sırf vatanı için Hanna'yı evlenmeyeikna etmek ve bu büyük mirasa konmak zorundadır. Paris'in görkemli gece yaşamına karışıp, partiler düzenleyen Zeta ve Danilo'nun amacı, Hanna'nın her fırsatta karşısına çıkarak onu bir an önce baş göz etmektir. Ne var ki Şen Dul bu kadar amatör bir planla tuzağa düşmek için fazla tecrübelidir. DefaJarca sigarasını yaktırdığı Danilo'ya bir türlü yiiz vermez. Bu arada davetlerden birinde tanışuğı Fransız aristokrat CamiUe ile nişanlandığını açıklar. Bu arada diplomasi ustası Zeta da, kansının Camille'e ilgi duyduğuna kanaat getirir. Kendi karısını takip etmekten büyük planını da çoktan unutmuştur. Tüm bu gelişmeler sonucunda Danilo, Şen Dul'a gerçekten âşık olduğunu fark eder. Yaptıklarıplanıitirafedipilanıaşkta bulunur. Servette de gözü yoktur, tek istediği Hanna'yla birlikte mutlu bir yaşam sürmektir. Bu sırada Zeta köpürmüş bir halde çıkagelir. Kansının yelpazesini Camille'in evinde bulmuştur. Öfke içinde kıvranan adama Hanna, yelpazeyi açmasını önerir. Yelpazeyi iki yana açınca çubuklaraserpUmiş harflerde §uyazı belirir: "Ben saygın bir kadınım ". Hatasını ve kansının Şen dul Desen: Alfons Mucha kendisineoynadığıoyunu fark eden Zeta, herkesten özürdiler. Şen Dul iseservetinin bir bölümünü ülkesine bağışlamayı teklif ederek herkesi mutlu eder. Coşkulu bir kutlamaylaeserson bulur. 1905 yıbnın Aralık ayında Lehar, hazır olan operetin metnini Viyana Devlet Operası'nın müdürü Wılhelm Karczag'a gösterdiğinde kıyamet koptu. Konu, toplumun değer yargılarına ters, hatta müstehcen bulundu. Sözleşme gereği üç temsıl sahnelenecek olan eserin içeriğini o ana