Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5OCAK2003. SAY1876 cmekvcrdiniz? Valla, lıiçbir şeyi çok bilinçli yaptığımı söyleyemem. Yazı ve bcn karşıhkh birbirimizi inşa ettik. Ama temelde şunu biliyordurn; hani bir tren büyiik bir sesle gelir ve geçer ya, okuy ucıınun hay atında böyle bir şey yaratsın. Roman boyunca harcket halinde bir tren var zaten... Okuduğu sürece, 35 saat, 10 saat, 20 saat.. ne kadar saatte okuduysa o süre içerisinde onun ruhunda bir tren gürültüy le gelip geçmiş etkisi yaratsın istedim. Hep o güdüyle yazdım, çünkü yazarken eğlenmek istiyordum, acı çekmek istiyordum. Gönlümde ne varsaonu yazdım. Ne kadar eğlcndiniz, ne kadar acı çektiniz? Bu soruya cevap vermesem. Peki. Ben istiyorum ki, kitap üzerine başkalan yazsın,konuşsun... Nasıl tepkiler aldınız, mesela 20 yaşındaki bir okur Tol'u okurken ne yaşadı? Ben de çok merak ediyorum. Hiç tepki almadınız mı? Kardeşim 2122 yaşında, artık 23 oldu, o 1 2 yıl önce okudu. Çok etkilenmiş, çok sevmişti. Ama onun dışında bir tepki almadım. Zengin bir diliniz, güçlü imgeleriniz var, dilve imgeleriniz nerelerde bcslendi? Babam edebiy at öğretmeni. Okulda başan kazandığım zaman, ben her çocuk gibi bir bisiklet isterdim ama o getirip önüme kitap koyardı. Çok küçük yaşta okumaya başladım. Aile çok konuşkandı, bir de göçmen olmanın verdiği değişik, küfiirlü konuşma biçimleri vardı. Bunları şimdi geriye dönüp baktığımdaaynştırabiliyonun. Kavala romanda da kendine bir yer bulmuş. Baskın olan taraf hangisi sizin yaşanunızda, babanızdan gelen Kavala mı, annenizden gelen Aydın mı? Aslında her ikisi de baskın, ama yeniyetmeliğime kadar Aydın daha baskın. Çünkü 7 yaşına kadar orada yaşadım, bir köyde. 1213 yaşında lzmir'de okumaya başlayınca lzmir baskın hale geldi. Sizin yazarlarınız kimlerdi? Dönüp dönüp hangi kitapları okudunuz? Herhalde Rıfat Ilgaz'ın Hababam Sınıfı'm 50, Yaşar Kemal'in Ince Memed'ini 10 kere okumuşumdur. Yüz Yıllık Yalnızlık'ı dönüp dönüp başucu kitabı olarak okurum. Oğuz Atay' ı okuduğumu söy lememe gerek yok. Kara Kitap'tan çok etkilenmiş, Calvino'nun Varolmayan Şövalyesi'ni okuduğumda çarpılmıştım... Babanız kitabınızı okudu mu? Okudu. Nasıl buldu? Kitaptan dolayı çok gurur duyduğunu biliyorum. Kimi yerlerde destansı yazmışsm falandedi. Amaokuduktansonraüçgüniçti. Kitabın kurgusu, gerilim taşıyor... Biraz önce söylemeyi unuttum, polisiye korku edebiyatını çok severdim, fırsat bulamadığım için artık okuyamıyorum. Kurgudaki harekette bunun etkisi olabilirmi? Olabilir, ne yalan söyleyeyim, Amerika'nın kendisini sevmiyorum, Holly wood'u da sevmiyorum ama aslında sevmiyorum diyecek düzeyde de bilmiyorum hoş bir aksiyon ya da bir komedi filmi izlediğimde çok hoşumagidiyor. Ağırfilmleriçokizleyemiyorum, çabuk bitsin istiyorum. Romanda belki onun etkisi vardır.^ beratguncikan@turk.net Ayyaştan şaire, gardiyandan sünepeye... Hatice Meryem'den otuz adet koca tiplemesi. Sinek kadar kocam ols Hatice Meryem, 19962001 arasıçıkan Öküz dergisinin Genel Yayın Koordinatörü... "Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun "onun lletişim 'den çıkan kitabının adı. Bu kitaptan SaitFaik 'e birgöndermegibigörünen "LüzumsuzAdamın Karısı "adlı öyküyü (kocası) Metin Üstündağ 'ın çizimiyle yayımhyoruz. B en bir lüzumsuz adamın kansı olsaydım eğer... Eski kadınlann dediği gibi, üstüne fındık oturtulacak kadar yumukyumuk elli, büyükmemelibirYahudikızıolurdum. Görenin bir daha, bir daha bakmak için kendisini zaptedemediği kızlardan hani, bilirsiniz. Yalnız bir kusurum olurdu benim de; gözümün tekinde tavukkarası denen lekeden olurdu. Bazen kapının önüne çıkar, elimde bir külah çekırdek, çıtlata çıtlata gelen geçenle laflardım. Daha on beşimde var yok olurdum ben bu lüzumsuz, bu hayta, bu işsiz güçsüz adamı pencereden gördüğümde. Kolununaltında daima bir mecmua taşıdığından herhalde, okuyan yazan birisi olduğunu bir çırpıda anlayıverirdim. Akşamüstü herkesin işte güçte olduğu saatlerde, kızgın kızgın, sanki bu sokaktan geçmeye mecbur kalmış gibi hızlı hızlı yürürdü; yalnız bu telaşlı adımların arasında kısa bir an pencereye bakmayı da ihmal etmezdi. Öylesine manasız, boş gözlerte bakardı ki bu anlarda, bir ara acaba polis mi yoksa bir dedektif mi diye şüpheyedüşerdim. ^1 Böylece her akşam, onun geçeceğı saatte dillere destan gerdanımı göğsümü açıkta bırakan ferah bir entariyi strtıma geçirir, kumlurdum çift kanatlı pencerenin önüne. Başkaca zamanlarda elimi sürmediğim y ırtığı söküğü mahir bir terzinin duruşuyla başlardım dikmeye. Ben bizim lüzumsuz •