Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYETDERGİ Türkan Gürler, evlendiği an karanhğın içine düştü. Kayınvalidesi onu istemiyordu. Entrikayla evden kovulduğunda hamileydi. Dünyaya getirdiği bebek yok oldu. Avukat Mualla Özyaprak duruma hukuk yoluyla müdahale etti. "Öldü" diye gizlenen bebeği annesine kavuşturdu. Ama... Bebeğim yaşıyor hâkim bey AYLA ÖNDER O ğlunu gelininden ayırmak isteyen bir kayınvalidenin yaşama geçirdiği planlar. Doğar doğmaz "öldü" gösterilen bir çocuk. Aylardır çocuğun yaşadığını ispat etmeye çalışan bir avukat... Brezilyadizileri.buhikâyenin yanında çok vasat kalır... Hikâye lnegöl'de yaşanıyor. Avukat Mualla Özyaprak "Ben bu davayı alıyorum" dediği andan itibaren çok sayıda engelle karşılaştı. Anne Türkan'ın aile baskılan yüzünden konuşması imkânsızdı. Israrlarkesinlikle fayda etmedi. Biz bu inanılmaz macerayı avukat özyaprak'tan dinledik. Mualla özyaprak, bir akşam koltuğuna oturmuş televizyon izlerken küçük kızlannın öğretmeninden bir telefon geliyor. "Aman Mualla Hanım,sakın'hayır'deme" diyor öğretmenveekliyor;"Benimüstkatta bir komşum var. Onun kız kardeşi çok zor durumda. Senin hukuki yardımına ihtiyacı var." Mağdur, ı Inegöl 'de yaşadığı için avukat itiraz ediyor; "Ben çok meşgulum oraya gidemem. Komşuna söyle kardeşini lstanbul'a çağırsın" diyor. Bir hafta sonra Türkan Kılıç'la avukat buluşuyorlar. Türkan'ın hikâyesi karşısında Mualla Hanım şoka giriyor. Davut Kılıç'la görücü usulüyle evlendirilen genç kadın, kayınvalidesinın üst katındaki daireye yerleşiyor. lki ailenin bütçesi ortak. Yemekler hep birlikte alt katta, kayınvalidede yeniliyor. Akşamlan sadece yatmak için üst kata çıkılıyor. önceleri Türkan ' ın eşiy le hiçbir problemi yok. Ama, kayınvalide Zemıne Kılıç ile sorunlar başlıyor. Bu arada genç kadın hamıle kalıyor Türkan yedi aylık hamıle iken kayınvalide geline bir teklif götürüyor. "Ailenle bayramlaşmak için gidecektiniz ya Davut'la. Istersen sen önden git. Davut'un ağabeyi seni babana götürsün" Ve genç kadın babasına bırakılıyor tek başına. Birkaç gün sonra hastalanıyor ve hemen Acil Servis' e kaldınyorlar. Bu arada kayınpeder, damadına haber vermek için telefon ediyor. "Aile meclisi"nin kararı işte o an açıklanıyor! Davut Kılıç, kızın babasına "Ben bir daha geri almayacağım onu!" diyor. Hastanede bunu öğrenen Türkan üzüntüden kanama geçiriyorve... Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi'nde erken doğum yapıyor. O yan baygınken bazı gelişmelenn farkına varmıyor. 7 aylık doğan bebeğin küvöze konması gerek. Fakat hastanede küvöz yok. Yetkililer babayı çağınyorlar. Bölgedeki SSK Hastanesi 'nde küvöz var. Baba da sigortalı. Bürokratik işlemleri yerine getiriyor ve çocuğu hastaneden teslım alıyor. Gidiş o gidiş. Türkan uzun süre bebeğini emzirmek için boşuna bekliyor. Genç kadın taburcu edıldıkten sonra babasının evine geliyor. İşte o aşamada lstanbul'daki ablasını arayıp yardım istiyor. Abla da Mualla özyaprak'ı buluyor. Bir garip mübaşir Özyaprak bu buluşmayı şöyle anlatıyor: "Üstkattaki komşum be ni Türkan'labuluşturdu. Ailegelini istemiyor. Adamın sülalesi varlıklı.Türkan isefakırbirailenınkızı. Tehdit etmişler tabii. "Bebek mebek yok. Öldü, sen kesınlikle bu çocuğu aramayacaksın. Bircelsede deboşanacaksın"diye... 'Benşimdi ne yapabilirim' diye sordu kız. Hikâyeyi şaşkınlıkla dinledim ve genç kadına şöyle dedım; 'Sen înegöl'e, babanın evine dön yine. Muhtemelen kocanın boşanma talebini mahkeme sana bildirecek. Boşanma dılekçesi gelince bana telefon et. Ben davayı takip edeceğim. Sana telefonla verdığımdırektiflerle mahkemede konuşursun." Bir ay sonra Kadıköy'deki büroya bir telefon geliyor. Arayan Türkan: "Mualla Abla, bana boşanma dava dilekçesi geldi" diyor heyecanla. Avukat, Türkan' a babasıy la birlikte Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmayagitmesini tavsiye ediyor ve şöyle tembihliyor; "O konuştuğumuz şeyleri mahkemede tek tek söylersin." O akşam üzeri bir telefon daha geliyor büroya. Yine Türkan; "Abla, ben duruşmaya gittım. Mübaşir'Senin bugün duruşman yok' dedi. Başka bir gün gelmemi söyledi" diyor. Dahasonraki gelişmelerde ilginç. özyaprak anlatıyor: "Mübaşirinbir ay sonraya yazdığı o tarih gelince tekrar gitmiş kız. Bu sefer de mübaşir, 'Seninmahkemenbugündeğil, yine yanlış gelmişsin' deyip kızı bir kez daha çevirmiş geri. Şimdiikinci kez olunca bir işler çevriliyor diye düşündüm ben. Bu kez tnegöl'e gitmeye karar verdim. Dosya numarasını aldım ve yola çıktım. Bir de ne görey im. Duruşma olmuş, karar alınmış." "Bebflğlnöldü" Bu arada bürodaki raflardan bir dosya çıkartıp bana uzatıyor Özyaprak. Dava dosyası evrakaçısından hayli kabank. lstanbultnegölPosof arasında çok sayıda kağıt havada uçuşuyor. Peki, koca Davut Kılıç bu kadarkolay nasıl sıynlmış bu işten? lki şahit (Turhan Tulgar ve Şemsettin Derebaşı) onun bu evlilikten"kurtulmasına"yetmiş. Bu "şahitler" Türkan aleyhine konuşmuşlar mahkemede. Biri, "Bu kadın kocasına hep küfreder" demış. "Puşt", "pezevenk" şeklindeki küfürleri sık sık duyduğunu beyan etmiş. "Bu çiftin çocukları yoktur " diyede beyanatvermişler. Artık bu kadarına da pes diyen Mualla Hanım davayı üstlenmeye karar veriyor. "Kızım sen bana bir vekâletname çıkar" diyor öfkeyle. "Kızı öyle perişan görünce çok sinirlendim. Hemen bir dilekçeyazdım. Mübaşir hakkında suç duyurusunda bulundum. Çünkü mübaşir rüşvet almış ve Türkan'ı duruşmaya sokmamak için uğraşmış. Dilekçede 'Bu çiftin bir müşterek çocukları da var. Biz boşanmayı bu şartlarda istemiyoruz. Boşanma olursa mahkeme aleyhine tazminat talebimiz olacak' dedim." Mahkeme günü gelip çatıyor. Hâkim, "Çocuğu da nereden çıkanyorsunuz" diyor. Türkan, "Hâkim Bey o çocuğu ben doğurdum" diye atılıyor. Mualla Hanım, "yok" denilen çocuğun doğduğunu belgelemek için doğumevinde araştırma yapıyor. Nihayet, bebeğin babaya teslimedildiğinedairbiryazıyı kayıtlardan buluyorlar. Tekrar duruşmaya çıkıyorlar. Türkan, "Bakın Hakim Bey bebeğimin doğum kaydı bu" diye belgeyi uzatıyor. Bu kez, mahkemeden kayınvalıdenın evini arama emri çıkıyor. Yapılan aramalarda küçük Mehmet bulunamıyor! Babaanne, baba ve amca karakola çekiliyor. Kayınvalide, "Bizimtorunumuzolmadı. Bunların çocukları falan yok" deyip son birhamle yapıyorlar. Sonraki celsede avukat, doğum kâğıdını mahkemeye ibraz ediyor. Bu kez aile çark ediyor. Ve Türkan'ı şok edici bir açıklama geliyor; "Evet bebek vardı ama doğduktan bir saat sonra öldü!" Türkan, savcıya gidip durumu açıklıyor: "Sayın savcı bu çocuk Doğar doğmaz kaçırıldı. Annesine öldüğü •öylendi. Sonra baba evinde bebek bulundu. Avukat Mualla Özyaprak "Mübaslrden hâklme, muhtara kadar bütün erkekler ayarlanmış" diyor.