Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 AfiUSTOS 2002. SAYI857 söz bile söyleseniz, kirrîsc ilgilenmıyor. Sonuç olarak, bir hay li hayal kmkhğı.yaşadığımız bir kampaııyay dı. Şan: Suudi Arabistan ıle ılgili kampanyada da aynı sorun yaşandı. Açıklamalarımızda ve bıze yöneltılen sorulara yanıt vcnrken altını çizdik, biz rej ımlerle uğraşmıyoruz, bizım ıçın o ülkedeki hak ihlallen o iilkenin yöııctim bıçımıy le açıklanabilır vc mazeret kabııl edilebilir bir şey değıl Anıa yine de bu kampanya.başörtülüöğreneilennüniversıtelerc alııımadığı dönenıe denkgeldi ve şeriatakarşıymışgibi.farklıkullanımlaraçekilmeyeçalışıldı Finansal sorıınlar... Dalkıran. Bugünekadarüyelerindesteği ıle sıirdürnıeye çalıştık... Şan: Herkes kendı koşullaruıdane yapabilıyorsa,onuyapıyor. Türkiye'deen çokonaylanankampanyahangisiydi? Dalkıran: Insan Haklan Evrensel Bildirgesi. Sırtını döndüğü, görmezden geldiği... Dalkıran: Çin kampanyası yaptığımızda siyasal nedenlerle, sol kesinıin büyiik bir bölümü itıraz etti, bir bölümii de "doğru" dedi. Kampanyalanmızda ilginç şeyler oluyor, mesela, Çin kampanyasının açılış toplantısı, Çin ile Tayvan arasındafiizekrizının başladığı tarihleredenkgeldi. Dolayısıylabasın toplantısında bize "Sız acaba, CTA ajanı olabi I ir misıniz" diye soruldu. Sarıtaş: Af Örgürü herzanıan ya KGB, ya MOSSAD, bir şey olur mutlaka, bir şeylerle suçlanır... 11 Eyliil vc sonrasında geliştirilen politikalarAförgütü'nünasıletkiledi? Dalkıran: 11 liylül'de, iki uçakla, insan hakları savunuculannın toplu ığne ıle kazıdığı herşey havaya uçtu. Mültccı haklan, ıfade özgürlüğü yerle bir oldu. Bugüne kadar bu konııda çok temkinlı davranan Batı Avrupa'da ınanılmaz antiterör yasalan çıkanlmaya başlandı. Ifade özgürlüğünün daha çok kullanıldığınıiddiaedenülkelerde keyfi tutuklamalaryaşandı,sadeceAsyalı,Ortadoğu kökenli ya da Müslüman oldukları için çok sayıda ınsan keyfi gözaltılanna alındı özellikJe Amenka bu konuda çok kirli bir istatistığesahip... Bu istatistiğe ulaşabiliyor musunuz? Dalkıran: Bızhep verdığımizrakamların gerçek rakamların çok altında olduğıınu söylüyoruz, çünkübunlarbizeulaşanbilgilerin toplamı... Amerika'nın uygulamalan ve savunduklarıkabııledilir şeyler dcğıl.giivenlik uğruna insan haklarının ve örgütlcrinin önüne set çekilmesi de kabul edılemez Bu birtrampa değıl, yanigüvenlikyoksa ınsan haklan da yok, ya da ınsan hakları yoksaguvenlikdeyok,diyemezsinız... Ierör, ınsanlara işkcnceyapılmasının, keyfi tutuklanmasınıngerekçesi olamaz... Sanıyorıımönümüzdekı dönem, ağırlıklı olarak tekrardünyadaki insan haklannınyiiceltılmesivegeliştirilmesi içinçalışacağı/. Elientemizülkc diye bir ycrvarmı? Dalkıran: Yok, elbette bazı ülkelerde ihlaller daha yaygın ve sistenıatik, bazı ülkelerde ise intikal eden ıki ya da iiç vaka olabiliyor. Biz Af Örgütü üyeleri olarak bir ıhlalle bin ıhlal arasında bir ayrınıyapmıyoruz.çünkü hepsıkışilereyönelik... Yanibizde sıralama yok.. Ama hıçbır ülke insan haklan ihlallerinden bağımsız veannmışdeğil...^ beratguncikan@turk.net 1950'li yıllann Büyükada'sı Rum, Müslüman, Yahudi kültürlerinin buluşma noktasıydı. Artık bu ortamı bulmak olası değil. Ama yine de eskiyi yaşatan kimi mekânlar var... Prensin bahçesinde ÖZLEM YÜZAK Günbatımı yaklaşıyor... Sonkıılaçlarınızıatıpdenizdençıkıyorsunuz. Tatlı bir Yunan müziği martıların çığlıklannakarışıyor. Bahçeninbirköşesindeki kabinde üzerinizi değiştiriyorsunuz. Dışarı çıktığında karşınızdaki masada sizin için hazırlanmış ince belli küçük rakı kadehinielinizealıpbirköşeyeilişiveriyorsunuz. tçkinizi yudumlayarak güneşin karşıdaki adaların üzerinden batışını izliyorsunuzkeyifle. Azsonra, Sizhiçbirşeysöylemeden, küçük tabaklarda önünüze dizilen Rum mezelerinin eşsizlezzetinitadacaksınız... Neresidiyemerakettiğiniz mekân lstanIşten yorgun argın gelip kendimizi serin sulara attığımız böyle dingin bir yaz akşamında, Ahmet Tanrıverdi ile Prinkipo'da oturupyıllaröncesininBüyükadakültürünü konuşuyoruz. Çarşıyaçıkanarasokaklardanbirinde 15 metrekarelik küçücük birdükkânda, Topal Yorgo'nun meyhanesinde toplanan"tek tek"çilerianlatıyor. 1950'lerin Büyükadası. Kendisi bile o zaman daha çocuk. Ama meraklıymış, camdan öylece izlermiş. Meyhaneniniçindebirvitrinlibuzdolabı,karşısındaikilibitişikbirsedirveönündebirsehpa. "Rum"u, Yahudi'si,Müslümanı işten çıkıp önceburayauğrardı"diyeanlatıyor. Birzeytin,birdomates,birsalatalık... Ve . . . kıyafetlerini giyıp kehvehanelere uğrayan inşaatustaları, döşerneciler, banka memurları... Mösyö Artın, Mehmet Efendi, Balıkçı Petro...Öncebirikieloyunoynarlarmış.Bizim şimdiki pişpirik misali. Paslra, plafa diye kâğıtoyunları...Rakısınaoynarlarmış. 5 paraya, IOparaya... Oradan verelini meyhane. Saat 9 olmadan dağılırlarmış evlerine. Koltukaltlarında bir rakı, bir ekmek, bir de akşam gazetesi: Apoyevmatini, Embros, Cîece Postası, Akşam... Bahkbol,çeşitçok... Lakerda, kırmızı soğan mezenin hası. Ya diğerleri? öyle Rum mezesi, lirmeni ınezesi diye ayrım bile yokmuş. Adı Istanbul mezesi. Runı'un, Yahudi'nin, Istanbullunun, Erme Bizans Rumcasında Prinkipo, Prensin Rahçesi tınlamına ffeliyor. Telefonu: 3H2 29 67 buruntamkalbinde. Bostancı'ya25dakika, Sirkeci'ye bir saat uzaklıkta Büyükada'da, Prinkipoadlı Rumıısulümeyhane. Bunları yapmak için Büyükada'dayaşıyor t)lmakzorıında bile degilsiniz. Bir sabalı, bir mayove küçük bir havluyuçantani7indıbıne yerleştirip evinizden çıktınız ve yoğun bir iş günübitiıninde,vapuraallayıpgeldiniz. Son vapurla ise geri dönecek.siniz. Prinkipo Rum usulü birmeyhaneamasahibı lürk. Ahmet Tanrıverdi, Istanburun Runı kültüıü içinde büyümü'j bir Büyükadalı. Çocukluğıında hafızasınakazınmışolan bir muhabbeti, bir yaşam felsefesini yaşatmaya çalışıyor. Aıulurdan bile silinmek ü/ere olan bir felsefeyı... Eskıden "Bostan pathcanı içinde fırında bıldırcın" yapılırmış. Mösyö Artın'in Buyükada sahılındekı bir zamanların Select restoranının en gözde yemeğı. Arto da yok artık Select restoran da. Yerinde Milano restoran hızmet verıyor. Ya Laterna eşliğınde yenen tarçınlı barbunya pilakı, portakallı pırasa... Artık adı bile anılmayan Midye dolması uskumru çirozu... Ahmet Tanrıverdı'nin gözdesi ise "lahana yaprağında midye dolması". Içının nasıl hazırlandığını anlatmıyor. Midye kabuğunun içinde yenen dolma bu mezenin yanına bile yaklaşamıyormuş. "Prinkipo'nun kışlık yerı olan Nişantaşı'ndakı Barba'ya gelin ve lahana yaprağındakı midye dolmamızın tadına bakın" dıyor. ^ neşeyle sohbet ederek içilen tek bir kadeh. Tabaklarda küçük, kadehlerde Topal Yorgo'nunmeyhaııebinde.Öylesineatıştırılırve bonraevleredağılınır. Orneğın, Vatankıraathanesinin sahibi Göçmerı lakaplı Aziz Bey. Aziz Bey her gün önce bir süre Topal'ın meyhanesine uğrar, sonra çıkıp karşıdakı bakkaldan25 cl'lik bir küçük "Fahrettin Kenm"rakiMnıalır,yazkışüstündençıkarmadığı yeleginin eebine yerleştirir, evinin yolunııtııtarmı^. Fuçyo'nun lokantasmda keten beyaz takımlı bey ler. kocaman şapkalan, tiil eldivenleriılehanımlar. Veilladaakordeoııeşliğindesöylenenşarkılar... Akşamları paydos ettikten sonra, temız ni 'nin ortakmış mezesi. Raınazanda maııgal bileyakmazlarmış ayıpolmasındiye... Yaşimdi? "liski bardaklardakalmadı,eskı lez/etler de" diyor Ahmet Tanrıverdi. Ve kendince, kıyısındanköşesindenyaşatmayaçalışıyor oeskininmeyhaneraconunıı. Prinkipo, Bi/ans Rumcasında "Prensin Bahçesı" demek. Her sene Yunanıstan'a gidip, Rebel mü/iklerıni topluyor. Bir dönem Izmır'de Ege'dedoldurulmuş. taşplaktantemi/.lenerek t'D'ye dönüştürülen mü/ık çalınıyor Prinkipo'da. Herçarşamba akordeon eşligindesöyleneneskilstanbulijarkılan İnce belli küçük rakı kadehleri ve küçük tabaklarda mezeler... Büyühuda'nın eskigünlerinden rubıtalı bir sofra...