27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 HAFTAMNîİOTLARlDüvaüAsena [email protected] Bir kedim büe yok... K edi severleri ve besleyenleri kızdırmamak ıımuduyla bir haftalık kedi maeeramı ya/mak istiyorum. Baştan da söyleyeyim ben de bir kedi severim, hem köpek de, ayı da, maymıın da, biilün hayvanları severim... Ama soıı kedim de gittikten sonra evimi kimseyle paylaşınadan yaşamaya öyle bir alışmışım ki misafir gelen sekiz kiloluk I iiylii ile birbirimi/e giriyorduk neredeyse... Kvet adı I üylü... Tuhaf bir isim ama çok tiiylii işte. Berfu, boxer köpeği annesine, sekiz kiloluk kediyi de teyzesine bırakmaya karar verdi. Bu ikisi çok iyi geçiniyorlar, çok güzel oynuyorlar ama, Inci'nin balkonu çok büyük, ya Tüylü oradan düşerse f'alan filaıı... Ben bu Tüylü'yü bilirım, evlerinc gittığımde hiç yiiz vermez, suıatıma bile bakmaz, ben de onu okşaınaya bile kalkışmam... Aym şey evde de oldu işte... Surutııııa bile bakmadığı gıbi, sağı solu koklayıp kitaplığın alt rafında küçücük bir boşlıığa ginverdi ve saallerce çıkınadı. Çıknıa/!>a çıknıasın dedim. Benden de ona hiçbır eğilim olamaz o zanıan. O bir adını alaeak ben bir adım... Yok öyle koşıılsıız sevgi, ilgi, plalonik aşklar, ilgi görmediğin birini ıı/aktan sevmcler t'alan... Ne verirsen onu alırsın... O geeemi/. böyle geçti... Mamasını koydum, kıımunıı t'alan... Rejimdeymiş, pis kokulıı bir mama, evin içi kokmaya başladı. Akşam oldu, eve bir arkadaşım geldi ve kediyi görmek ıstedi. Kedi yok... Bakmadığım delik kalmadı yok... Pencereden mi düştü aeaba diye meraktan çıldırıyoruz, aşağıya bakıyoruz yok... Ben delirmek ü/ereyken, tabii üzüntüden... Nereden çıktı biliyor musunuz, küçük odadaki gardırobun içindeıı... Hem de kapıları tamamen kapalı olduğu lıalde. Bireliyle biryanını bastırıp, kapı Nevin Dedeoğlu 'nun ohjektifînden... aralanmea içeri süzülüvermiş. «a Orada öylece oturuyor nemrut suratıyla. Ne o gelen misafire bo/uldu. Yani öyle bir durıım ki bu. ben onu orada bulanıasam havasızlıktan ölebilir... Neyse, ertesı giin de hiç yanııııa gelınedi, ıııuıııusıtıı yedi, bir delığe gırıp ııyııdıı... Bu arada evin içinde tüyler uçuşuyor tabii. Üçüneü gün ortaya çıktı ve beyetendi ayağıma süründü. Akşam eve geldiğimde ise beni kapıda karşıladı bacaklarıma süründü. l'antolonum tüy içinde kaldı. Hadi bakalim işine dedim. lıer şey sen istediğin zanıan olaeak değil, şımdi de benim canım oynaşmak istemiyor. Gitti masanın üzerine oturdu, uzaktan gÖ7ünii bana dikti, bakıp durdu oradan. Bir süre sonra benimle karşılaştığında kendini pat diye yere attı, yerde karnını açarak yuvarlanmaya başladı, bu, 'sana alıştım, artık beni sevebilirsin' denıek oluyor herhalde... Koca bir tüy yumağının bu hali çok komikti, küs halim anmda geçtı ve onu sevdım ama Berfu'nun 'Karnını sevıne istemez, sinirlenir1 deyişini hatırladığımda elımde arka ayaklarından gelen iki tırıııık oluşmuştu bile... Sinir içinde doğruldum, ona avaz avaz bağırdım ve yine küslüm... O ise hiçbir şeyin farkında değildi. Beni yaralamıştı ama kötü bir niyeti yoktu ya, seviyordu işte, bir tırmığı da bu kadar hüyütmemeliydim... Dürdüncü beşinei günlerde artık birbirimize alışmış, huylanmızı öğrenmişlik, hayal biraz daha kolaylaşmıştı... Rejimde olması işime geliyordu çünkü hazır mama yiyordu. Yıllar önce benim C'ingöz'üme kaynattıgım pis kokulu eiğerleri halırlıyorum da... Altıncı gece saat sabahın dördünde uyumuşken, kapım tırmalanmaya başlandı. Hem bağırıyor, hem kapıyı tırnıahyordu. Saat beş buçuktu. (,'ıktım ve sesinıı yükseltnıeden bağırmaya çalıştım. (, ünkü avaz avaz 'hayır, bu yatak odasına giremezsin, hep senin istediğin olaeak değil ya, hem tüylerin de dökülüyor zaten, yatağıma alamam seni, git kendi odanda yat' diye bağırsam, komşular yanlış anlayabilirdi elbette. Yere yatmış, karnını açmış yaltaklanıp duruyordu... Alnıadım ıçeri. Onunki inatsa benimki de inat. Bir kere özveride bulundun mu hep isler bunlar. Kendi hayatın gider, onunkine endekslenirsin.. Girdim içeri yattım, o da miyavlayıp durdu uzun bir süre.. Sonra Berfu sakinee dedi ki, 'Evel o bazen sıkılır, alsaydın yanına gelip kıvrılır uyurdu.' İyi valla hep onun dedıkleri mi olaeak? Hrtesi gün barıştık, hatta kucağımda uyudu bile, uzun süre kalkamadım yerimden. Aşk saatimiz ilk kez birbirini tutınuştu çünkü. (iiderken koca bedeniyle kedi kutusuna ginneınek için çok direndi, 'bak' dedim, 'benden ayrılmak istemiyor, nankör kedi işte, seni unulmuş bile'. 'Yok' dedi, 'bu kutııya girmeyi hiç istemez de ondan'. Dün evine gittiğinıde bir baktım, tüyleri fırçalanmış, tırnakları kesilmiş... Beni görünee kendini yere falan atmadı. Nankör kedi dedim, bir haftada unutmuş yaptıklarını... Bravo sana dedim içımden de, 'ne olaeak yani tiim ayrılıklar için göz yaşı dökmenin ne ya.an var, içinde bulundıığun durumdan memnun ol, gerisini unııl ..' ^ Yaşlanmak ayıptır bu ülkede M agazin dünyasından csinlendiğim bir konu daha... Yaş meselesi... Elbette kadınların yaş meselesi. (,'ünkü erkeklerin yaşlanması, kırışnıası, göbek bağlaması hiç sorun değil. . Petek Dinçöz durmadan yaşının genç olmasını gündeme getiriyor ve gündemde kalabilmek ıçın kendindeıı daha büyük meslektaşlarının yaşlı olduklannı lıatırlatıyor. Cülbcn Ergen ve Hiilya Avşar için 'onlar beııim ablalanm... MuazzezAbac H ülya benim annem yaşında' gıbi sözler söylüyor... Yarıi genç olmayı bir ayncahk gibi gösteriyor... Oysa genç ve yaşlı olmak bir ayncahk değil... Yaşlı kışılerle tartışırken eevap vermememız, ne söyleseler haklısımz deyip geçiştırnıemız, haksız bile olsalar susmamız nasıl yanlışsa; çünkü yaşlı olmak, baba olmak, nine olmak bir ayncahk değil ve onlara yaptıkları her yanlışı söyleyebiliriz, genç olmak da magazin programcılannın güzellığı teşlıirı abartmalan dışında hiçbır şekılde ayncalıklı bir durum değil... Petek'in annesi 1617 yaşında çocuk doğurmuş olabilir... Hülya onun annesi yaşında olabilir... Muazzez Abacı da, Petek'in anneannesi yaşında olabilir... Ne olmuş yani? Şarkı söylemesın, sahneye çıkmasın mı şimdi bu kadın? Diyeceğim o ki; hiç kimsc sadece yaşlı olduğu için hak etmediği bir saygıya kavuşmamalı... Yaşlılıkbır ayncahk değil... Gençlik de, bir farklılık, bir başkahk değil... Herkes genç oluyor ve sırasını savıyor... Önemli olan, o gençlik yaşlarını atlattıktan sonra da tüm güzelliğiyle, sesiyle, üretimiyle ortada ve saygın bir şekilde var olabilmek.. Gençlik öyle geçici ki... I lele o pıyasada. ^ BAMBASKA CD LER Türkçe bir şeyler dinlemek istediğinizde, marş şeklinde, nakaratları çocuk şarkısı gibi olanları canınız çekmiyorsa, gırtlakları parçalarcasına avaz avaz haykırarak, bozuk bir Türkçeyle söylenen türkülerden zevk ^V almıyorsanız tam beş adet CD « önereceğim size. i Güzel sözler, / / güzel sesler, güzel müzikler... Belki bunları duymuşsunuzdur, belki V. Sahman de hiç haberiniz yoktur, aklınızda bulunsun... Vedat Sakman'ın "Usulca"sı... Şöyle bir gözlerinizi kapayıp, keyifle dinleyeceğiniz bir albüm işte...Vedat Sakman size Türkçe müziğin güzelliklerini hatırlatacak.... Coşkun Demir2002... O bizim Coşkun Demir, yine eskisi gibi, sıcacık.. Rojin, "Ya Hep Ya Hiç"... \ Mükemmel bir folkrock... Gümbürgümbür... Ufuk Karakoç, "ömrüm Ayrılıktır"... Nefis bir ses ve birbirinden güzel türküler... Ece Ülker, "Önce Şubat Bitti"... Sözleriyle, müziğiyle, dinle beni diyor, dinliyorsunuz. Hülya Avşar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle