Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYr.T DERtil Uluslararası Af Örgütü'nün artık Türkiyede de bir şubesi var. Şubenin 14 kurucusu, meslek sahibi genç kadın ve erkek... Insan haklan ihlallerine bakışlarının değiştiğini söylüyorlar. Onlara görc dünyada eli temiz ülke yok... Biz kimseyi affetmiyoruz.. BERAT GÜNÇIKAN B ı aşları iktidarlarla hoşdeğil... Çünkü iıısan haklan ihlalleri yelpazesi, demokrasiyi birkaç maddeye sığdırmaya çalışanların elini kolunu bağlayacak kadar geniş... Idaıııa karşılar, işkcnceye, düşüncenin suç sayılmasına da... Uygulayıcılann her tiirlii mazeretini de birbir çürütüyorlar, kimse "Ama onlar terörist" dey ip gözlerini bağlayanııyor... Bütün savunma saldınlanna da kepenk indiriyorlar, hiçbir devlctten parasal destek almıyorlar, çokuluslıı şirketlerden uzak duruyorlar vc kimse doğrudan kendi ülkesinde mücadele etmiyor, kendi ülkesıne dair rapor hazırlatruyor... Bu yüzden hiçbir iktidaronları sevmiyor... Sözünüettiğimız;40'ışube, 140'ıaşkınülkedefaaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü. Onlarııı artık Türkiye 'de de bir şubeleri var. Şubenin açılması engellennıedi değil, Bakanlar Kurulu "hayır" dedi, uluslararası kuruluşlar devreye gırdi, Danıştay'a başvuruldu, vs... Sonunda 28 Mart 2002 kuruluş tarihi ile Uluslararası Af Örgütü, siviltoplum örgütlerimiz arasına katıldı... Öııce beş kişiydiler. şimdielli... Ilepsibirer meslek sahibi. Insan hakları, terör, sivil toplum örgütü, iktidar, suç, suçlu, bütün bu kavramları kezlerce geçirmişler düşüncelerinden ve aynı yerde buluşmuşlar. Biz, kuruculardan Ayçin Şan, Sevil Santaş ve özlem Dalkıran ile konuştıık... Şan emekli muhasebeci, Sarıtaş reklamcı, Dalkıran isefilmyönetmeni... Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye şubesinin kurucuları kimlcr? Dalkıran: Kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Sıradan insanlar. Uluslararası Af örgürü'nün bütün dünyadaki faaliyetlerinin özelliği tamamen taban örgütü olması ve sıradan insanlaruı güç birliğine dayanması... Türkiye'de de tanınmışisimlerdenözclliklekaçındıkvebaşından beri bu işe emek vermış, sıyasi görüşleri, meslekleri, hatta uy rukları farklı insanlarlabirarayageldik. Aramızda,tunzmcide var, gazeteci de, avukat da var, isadamı da... Varlığınızı kamuya açarkcn, özellikle de nıilliyctçiliğin yeniden tartışıldığı bir dönemde,nasılcngellemelcrlckarşılaştınız? tnsanlara kcndinizi anlatırken ncrelcrdc zorlandınız? Dalkıran: Böylebirproblemlekarşılaşma dık, umarını sonra dakarşılaşmayız, sonuçta yasaların dışına çıkmadık... Şan: Özellikle ihlallerinolduğu ülkelerde insanlara kendinizi anlarmakta zorlanıyorsunuz, "Benim ülkenıde bu kadar ihlal varken, bana ne Senegal'den" denilebi I iyor... Santaş:Sıklıklakarşılaştığımızsorulardan biri de "Kimleri affediyorsunuz?" Sadece düşünce mahkumlan ile ilgilendiğimizi, geri kalanla tarafolmadığımızı anlatıyoruz... NedenAf Örgütü? Şan: Uzunyıllarfinanssektöründeyöneticilik yaptım. Somut hedeflerinin olması, bağımsızlığı ve çeşitli siyasal düşüncelere yer vernıesi dikkatimi çekti ve emekli olduktan sonra aktifolarakçalışmalannakatıldım. Sarıtaş: Bir reklamşirketindesatışmüdürlüğü yapıyorum. tnsan haklarına duyarlıydım ve Af Örgütü'nü basından takip ediyordum. Birtesadüfsonucuarkadaşlarlatanıştımvekalıldım... Dalkıran: EnyaşlıAförgüt'lübenim.Örgütün varlığıru basuıdan öğrendim. lzini bulmam uzun sürdü, 86'da, bültenleri gelmeye başladı, imzalar gönderdim, o imzalann yerine ulaştığını ve sonuçlan olduğunu gördüm... Sonucaulaşmışmektu^larıbilgisayarımdan silmek bonimiçih büyiik zevkti... Af Örgütü 'ylc birlikte, insan haklarına vc ihlallerine bakışınızda neler değişti? Dalkıran: Benim için insan haklan hep vardı ama ilıtiyacı olan kesim hep bellıydi, şu ya da bu insanlara oluyordu. Örgütle birlikte, dünyanın her yerinde zulünı olduğunu gördüm. Türkiye'de tanık olduğumuz zulünı yöntemlerinin, dünyadakinin üçte biri olduğunu öğrendim. Insan hakları ihlallerininsınırtanımadığınıkavradım. Santaş: Daha önce belkı biraz daha pol itik bir tavnm vardı, AfÖrgütü'ne girince penceremi sonuna kadar açtım. Türkiye 'deki insan hakları ihlallerine biraz duygusal bakıyordum, bu noktada değişime uğradığımı düşünüyomm... Dalkıran: Batı, yani Avrupa bizım ıçin hep daha ilerıde ve demokrasiden yanadır, Asya'da bir ülkede insan haklan ihlalleri çok daha yoğundur ya, bu bilgınin yanlış olduğunu gördüm. Isviçre'dede zulünı var... Ihlallerin dünyanın her yerinde olduğunu öğrenmek başta öfke yarattı ama sonra mücadele etmek, inatla devam etmek ve sonuca ulaşmakbuöfkemiyendi... İnsan haklannabakışımdeğişmedi ama belkı ınsan ılışkilerinde biraz daha yumuşadım, ho^görüm arttı, sevmesem bile en azından görüşlerine saygı duymayı öğrendim. Bu kişisel gclişime bir katkı mı? Dalkıran: Rvet. (,'ok radikal bir değişim yaşadım. Ama şunu da söylemeliyim, ışin içine girip de neredeyse 24 saat insan haklan ihlalleriyle uğraşınca o hoşgörü ve anlayış tahammülsüzlüğe dönüşmeye başladı. " Dünyada bu kadar zulüm varken, sen tırnağın kırıldı diye beş saat ağlayamazsın" diye, bır başka tahanımülsüzlük sınırına yaklaştım. Herkesin benimle aynı güzergâhta olmasını talep eder hale geldim... Sarıtaş: Ben de Ozlem'e katılıyorum. O kadar önemli, ağır insan hakları ihlalleri yaşanırken sıradan şeylerden çok etkilenilmesinebazentahammülgösteremiyorolabiliriz. Bunu, olumsuz etki olarak görüyorum ben, yine de otunıp o insanı da dinleyebiliriz... YinedeAfÖrgütü'ndeçalışmayabaşlamamla birlikte, ınsanlarla iletişimimin daha iyi olduğuna inanıyorum. Türkiye'deki diğer sivil toplum örgütleriyle ilişkiniz ııasıl? Dalkıran: Olabıldığınce ılışkıdeyiz. Biz kendi ülkemizdekı ihlalleıieilgiliçalışamıyoruzbelki, ama uluslararası ınsan hakları belgelerinın imzalanması, öliim cezasının kaldırılması, işkenceye son verılmesi içııı yapılanyasalgirişımlerekalılabiliyoruz. lşkeneeye karşı kampanyamızı birlikte sürdıirdük. Kadın Haklan Sözleşınesi Protokolü'nde 14 kuruluşla birlikte çahştık. Ama sonuçta, Uluslararası Af Örgütü'nün kendi gündemi var,"Bubizinıkampanyanıız,gelin hep birlikte buna odaklanalım" deyiııce olmuyor, bazen gündenılerçakışmıyor Türkiye'nin gündeminin elinizi kolunuzu bağladıgı çalışmalar oluyor mu? Dalkıran: Amenka kampanyası bızim için ağır bir hezimetti diyebiliriz. (,'ünkü ABD'deki insan haklarıyla ilgilı kampanya, bize bir buçukyıl önce söylenmişti...Dünya arenasında insan hakları ihlalleri bayrağını önde götüren bu iilkeye karşı düzenlenen kampanya için büyük hazırlıklar yapıldı. Tamönhazırlıklan tamamlamıştık, Türkiye'de ekonomik kriz yaşandı. Normalde, bizim ufacık etkinliğimiz bıle basında mutlaka yer alır, ama Amerika kampanyası hiç haber olmadı. IMF, Dünya Bankası derken tek bir vil Sarıtaş, JTJtj^lKıran Ayçlnffen.