Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ARALIK. 2002. SAYI 874 gösteriyor. Böylece ızleyici yapıtlantni anlamalarını istediğim gibi anlıyor. Gerçekten haklısınız.. ışık sanki bir parmak gibi işaret ediyor. Tabii ki bunu başarmak hiç de kolay değil. Röncsans ustalan gibi doğayı iyi i^leyebilmck gerekli. Bunun için dc kırk yıllık bir sanat geçmişi gerekiyor değil mi? Yıllarca çalışmayı gerektiriyor. Birsanatçınınistedıklerınıtuvalin üzerine geçirebilmesi için mutlaka teknik yeterlilikte olması gereklıdir ve bunun ıçin de hıç ara vermeden çalışmahdır. Scrginin en çarpıcı yapıtlarından biri "Silikonlu Havva". Nedcnsilikonlıı? lkılıgiicü, cennetten kovulnıayı ve Afrodit'i simgelerken bir yandan insanoğlunun yaşlanmamak ve mutlak güzelliğe ulaşmak içın gırdiği savaşı anlatmak istedim. Tabii ki işın içinde biraz hiciv de var. Günümüz insanının, medyasının yarattığı geçiciboş, sanal tannçaları kullanmak istedim Çağdaşbırlnsanllavvasonuçta. K.alıplar,şekillerdeğişsede, insanlarfarklı olsunlar ya da olmasınlar sonsuzluk özlemiylc yanıp tutuşuyorlar. Bu sizin kırkıncı sanat yılınız ve bunu Galcri Kile'de kutluyorsunuz neler diyeeeksiniz? Bvet o kadar zaman oldu ama ben fuıkında bıle değılım. inandığım gıbı durmadan çalıştım, ürettim, her zaman resim düşündüm ve böyle de devam edeceğim. ^ Zamansız erkekler... ÖZLEM ALTUNOK T aner C'eylan, genç bir ressam. 19972002 yıllan arasında yaptığı 21 resmi Galerist'te sergileniyor. llkbakıştafotoğrafgibi algılanan resimlerini "metapostmodernist" resimlerolarak tanımlıyor. Resımlennde, 18. yy'ınyaşlı, köklii mekânlarının kırılgan, naıf süslemelennin içinde yeralan yan çıplak erkek modeller, reklam dünyasınınışıltılıcazibesini taşıyor. Hem gerçek henı de sanal erkekler, mekâna yanhşlıkla girmiş tipler, efendiler, köleler, kendini satan, satınalınan bedenler... Dış mekâna taşındıklannda ise bir anlamda özgürleşiyorlar Her bırı, bir sonrakinın yapı lmasını sağlayan ve ürctim sürecinin önem kazandığı küçük boyutlu resimleriyle, bir sanatçının hem resimsel, henı de kişisel hesaplaşmasını ve tanımlamasınıyapmayaçalışıyor Ceylan. Bir öykii anlatan, sözü olan rcsimler diycbilir mi yiz ? Sabıt bırkurgulama üzerinden yolaçtkmadım. Her resim bırsonrakini doğurdu. Biri biterken duygu olarakondaki eksiklıklerı bir sonrakinde tamamlama isteği oluştu. Ilk resim spontan olarak çıktı, oradaki gerginlik hoşuma gitti. Lirkekler arasında gizli mekânlarda, lüks yerlerde dönen duygular,gizlilık, saklılık,oelektnk beni heyecanlandırdı ve bunun üzerine gıtmeye çalıştım. Bu bir anlaında bir ifşa mı? Eşcinsellik ya da erkek erotizmi artık benım derdim değil, çünkü başka türlüsünü bılmiyorum. Neysem oyum, bunlar sergilenmek amacıyla da yapılmadı, amacım sadece üretmek ve kendimi bulmaktı. Üretim zincirimde bir kopukluk olmadı, ama bir süre sergi yapmamaya karar vermıştim. Bu resimler o süreçte hırsı, para kazanmayı bir kenara bırakıp kendim için yaptığım resimler. Bu süreçte biryaşam alanı oluştu, reel yaşamla ilgisi olmasa da kendime bir dünya yarattun ve resim yaptığım sürece orada var oldum. Gerçek dünyayla ne kadar örtüşüyor resimlcrdeki gerçeklik? Çok uzak değil, ama birebirörtüşen şey ler de değil .Gerçek dünyadan aldıklanmı kurguladım diyebılinm. Burada daha çok efendiköle ilişkisi üzerine gıttim. Kendini satanbirbeden veobedeni satın alankişilerdenbahsettım. n "Tchlikeli Şeyler dcki işiniz de hem resimle hesaplaşmak, hem de kendi gerçekliğinizi sorgulamak açısından önemli bir işti... Duygusal eklentiler var içinde. Reklamlardaki mekânların bendekı yansıması ise sıradışı ama varolanyaşamlardanahntı. KarlLagerfeld "Ben bir kitap beğenince Hep kadınları resmeden sürrealist dört tane alıyorum ve dünyadaki ressam Delvaux, bütün resimle dört evıme postalıyorum" demişti rinde güneş batarken ya da doğar mesela ya da Versace'nin verdiği kcnki halini, loşluğu kullanan Cla partiler, böyle yaşam lar da var... ude Lorel ve resimlerinin boyutu Postmodernist bir yaklaşım küçük ama içeriği yoğun olan Ver değUmibu? meer. Bunlar bir şekildeharmanPostmodern ötesi olarak tanımlandı. Güncel olmasında ıse be lıyorum ben. Yaşadığımı, resim nim beğenim girdi devreye. Me yaptığım süreci yaşayarak yarattıkânın sahibi olan erkeklerin çoğu; ğımı, arzu ettiğimi resmedıyorum. hiçbirdönemeaitolmadıkları his Taşıdıklan bu enerji önemli benim sıni vermek için özellikle kel seçil için. di ve mekânla kişi arasında böy lcSanat piyasasında kcndinize likle bir kontras yaratıldı. Mekân yer açmak aıılanıında ne gibi solar 18 ,yy mekânları, kırılgan süs runlar yaşıyorsunuz ya da yaşalemeler, naif motiflerle yaşlı, kök dınız? Cebeci'nin figürleri gibi. Bu figürler, yalnızhğının farkındalığına sahip olmanın erdemini taşıyor çünkü. Eşlikçilerini ihnıal etmeksızin ama: lçkı,sigaravetelefonkulübeleri. Bazan çapraz, bazan sırtı dönük biryalnızlık olarak resmedilmış yiiz y üze iletişimin sıcaklığındanyoksun haberleşme çabaları. "Mucızeyi Beklemek" adlı resimdc, ki kalabalık bir grııp yaz ışığının tadmı (!) çıkarmaktadır, neşe eksıktir. Ön planda sırtı izleyiciye dönük kadına bir kafesin tel örgüsünüıı gölgesı düşmiiştür. Kırbaç izi benzerı bir ız bırakarak. Çağrıştırılantutsaklıkveacıdır. Bırbaşka resim, 14, alttan altta şıddeti anımsatır. Şiddetiçağrıştıranhiçbirşey yokturoysa. Fakat bir şey patlamak üzeredir. Resmin tümünden yayılan duygu budur. SelımCcbeci'nin duygu dünyası kendini kolay elevermiyor. Buzdağı ilkesine göre çalışıyor çünkü o. Görünen birbirime karşı görünmeyen yedi birim. Anlama ulaşmak için yalnızca göz sınırlennın beyne yolladığı ıpuçlanna değil, sezgisel olana da baş, vurulmalı. Selim Cebeci'nin "26/1" adlı, ana izleğı kent olan (kentin metropololanıama. Devasa.çokhücreli, çok gözenekli, karmaşık olanı) sergisi, Yapı Kjedı Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde 11 Ocak 2OO3'e kadar görülebilir. ^ Tehlıkeye neden olan nesneyı, yanı kendimi resmetmekıstemıştim. Gerçekçı oldukça kendim ıkna oldum. Bırhayaldünyasıorası, terk edilmek, üzülmek yok. Üretim süreci ıçındeki yaşam çok önemli benim içın. Yaşamı ve resmimı legalleştirmek için uğraşıyorum. Yarattığınız mekânlar bir yandan reklam dünyasının parıltısını taşırken, bir yandan da 18. yy barok mekânlarını andınyor ? Niçin böyle bir zıtlığı tercihettiniz? Beni ben yapan üç insan var. lü mekânlar. Bıldık bir salınenın tanıdıkoyuncuları.şimdiye kadar oynanan oyunu sürdürüyorlar. Gelıp geçicilik, her şeyin yalan olması daanlatılıyor bir yandan. Yaratılan mekânların gerçekliği ile gerçekdışılığı arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Güjıümüz sanatında yapıtın kalıcılığından çok konsept önemli ve artık konseptde kalıcılığınıyitirnıeye başladı. Bu sergi belki böyle bır kontras oluşturacak. Kategoriye sokmak gerekirse Komet bu resimler için "bunlar ne fotogerçekçi ne de hıperrealist" demişti. Bır ıktıdar var ve bu iktidar arz talebegöreçalışıyor Genç bir sanatçı adayı olarak mezun olduğumda resimlerimı gören bır koleksıyoner" Tekniğin çok iyi, ama bu erkekleri giydir ve bır arada resnıetme ve beni tekrar ara" demişti. Sanat piyasasıyla ilişkim böyle başladı ve sonrasında da hep aynı taleplergeldi. 1997'de Derimod'da yaptığım sergiden başka bir sergim olmadı. Sanat adına değil, kültür adına yanlış yerde olduğumu düşünüyorum.^ Sergi 11 Ocak'a kadar Galerist'te Gerçekliğin izinde 9 Aralık'ta Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi'nde açılan IsmailAvcı resim sergisi, 27Aralık'adeksürüyor. Sanatçının, atlardan horozlara, küçük şehir enstantanelerinden insan portrelerine, pek çok resmi galehniniki katındabirdensergileniyor. 19 Mayıs 1939 tstanbul Terkos doğumlu lsmail Avcı, Köy Enstitüsüçıkışhbirsanatçı. 19611999 yıllan arasında Terkos, Sivas, Bolu, Istanbul, Kadıköy. Edirne'de kişisel sergiler açtı, duvar ve tavan düzenlemeleri yaptı. 26 yıl kesıntısiz öğretim üyeliği yapan Prof. Avcı, 1999 yılında M.Ü. Atatürk EğitimFakültesi'nden emeklıoldu. Resim çalışmalarını Istanbul Küçükyah'daki atölyesinde sürdürüyor. Avcı'nın, "önce Desen, Sonra Desen" adını verdiği birkitabı var. lsmail Avcı sergisi nedeniyle aynı adı taşıyan bir de takvim hazırladı.^