Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 2001. SAYI 805 tanıdığım, söylencesel kimliğim. Bunun gerçck kimliğimle yakından uzaktan bir ilgisi yok. O kadar olmasa bile, söylencesel kimliğim yılda yalnızca bir ya da iki kez meydana gelen ve kamuya yansıyan olaylardanoluşuyor", diyor veardından gözlerini kısarak, "Söylencesel Björk Izlanda hükümetinin bana bir ada bağışlamasınanedenolan kimliğim" diyor. Ülkesi yerine Londra'yı yeğlemesi de söylencesel kimliğinin bir sonucu. "öteki kimliğim ise yalnızca yeni insanlartanımak, müzik yapmak ve sürekli devinim içinde olmak istiyor", diyen sanatçının toplumsal uzlaşmaya boyun eğmesi uzak birolasılıkgıbıgörünüyor. Björk büyükpopyıldızlarının son temsilcisi. Televizyon muhabirlerini sersem edebilir, sinema yönetmenleriy le ağız dalaşınagirebilir,huzursuzhayranlarıtarafındanrahatsızedilebilirveküçükbirçocuğun dünyasında yaşıyor olabilir. Gelgelelim, Björk işini son derece ciddiye alan,alabildiğineçalışkanbiri. Yaşamın şan, şöhret ve servetten ibaret olmadığını, tıpkı albümlerindeki gibi, inişli çıkışlı, önceden kestirilmesi olanaksız anlardan oluştuğunubiliyor. Björk herezgisinin,20yılıaşkın bir süredir anbean yaşadiği duyguların birikiminden oluşturduğu, "bir duygu durumunu" yansıttığını ve bunların tınısını önce "gizlice" kafasında belirlediğini düşünüyor. "Bestelerimi kâğıda geçirmemek gibi biralışkanlığım var. Çünkü, onlan belgelemekle anlık yaşama haksızlık etmiş olurum," diye ekliyor. Söy lediğine bakılırsa, Björk'ü üründen çok, üretme süreci ilgilendiriyor. Albümüyle ilgili olarak, "Evinsıradanlığınıbircennetedönüştürmenin nasıl olacağını merak ediyordum. E vimiz insanda en büy ük coşkuyu uyandıran bir yer olmalıydı. Neden böyle bir şeye giriştiğimden pek emin değilim. Belki de, 15 yıl boyunca oradan oraya yolculuk ettiğimden, kendimle dalga geçiyordum (Kasımda 36 yaşına bastı). M utfakla ilgili coşkulu ve capcanlı ve olağanüstü bir albüm yapmak bana olanaksızmış gibi geldiğinden, kollan sı vayıp böy lesi bir işe giriştim," diyor. Bu sözcükleriyle Björk, belki de dolaylı olarak, "Homogenic" albümünün ardından herkesin evinde dinleyip eğlenebileceği, y ine çağdaş, ama çok daha icten, çok daha hoş bir şeyler yapmanın tam zamanı olduğunu belirtmeye çalışıyor. Ortaya, sözcük karşılığı "geceyle ilintili" olan "Vespertine" adlı, gerçek anlamda eve özgü bir Björk albümü çıkmış. Bualbümde,Björk'üneskiaIbümlerinde tanık olduğumuz sert ve kaba tınılar yumuşatılarak, kulağa çok daha hoş gelen bir tempo tutturulmuş. Ünlü şaire.e.cummings'in yaşamın çok daha önemsiz aynntılarını işleyen şiirlerine, zil ve arp tınılarına yer veren son derece güzel bir albüm. Göz kamaştıncı içtenliği insana Bergman'ın fılmlerini çağnştınyor. Björk'ün son günlerdeki tutkusuolan"bilgisayarmüziği ne"dedeğiniyoruz. Siberuzayınderınliklerindengelenbusondereceayrıntılı,hışırtılı ve capcanlı tınılara örnek vermek için, bir kaşık ve üç parmağıyla masanın üzerinde bir şeyler yaparak,"KÖküherhangi biryerde olmayan, herhangi biryeredemiratmamışbirdünyayaratabiliyorsanız, o dünyayı istediğiniz bir yerde yeniden yaratabilirsiniz," diyor. O anda, gözlerinizinönündeyerküreninçevresinde özgürce dolanan, Izlanda, lspanya, Londra, New York gibi, ııygun yerlerde demiratan bir Björk canlanıyor. Şu sıralar Matthevv Barney adında New York'lu bir sanatçıylabirlıkte, ama bukonunun gündeme getirilmesine pek yanaşmıyor. Ona âşık olup olmadığı sorulduğunda, kem küm edip, "Sanınm, öyle." yanıtını veriyor. Oğlu Sindri, 15 yıl boyunca annesiyle sürekli yer değiştirdiktensonra,lzlanda'yademiratmayakarar vermiş. Kendisinindeevi 14yaşmdayken terkettiğinidüşünerek,oğlununbukara . rına karşı çıkmıyor, ancak, "Buna alışmam biraz güç olacak, ama kendimi hazırladım sayılır," yorumunu yapıyor. Kıdemlibirromantik. "Öylesineduygusal biryapım var ki,zaman zaman 18.yüzyıla ait olduğumu düşünmeden edemiyorum. Benim için yaşam sınırtanımayan bir şey. Bir şeyi çok istediğimde onu elde edinceyedekpeşindenkoşturuyorum. Insanın işiyle yaşamdan key if alması arasına sınır koyması sanınm olanaksız," diyor. Björk'ü Björk yapan, kuramsal açıdan bakıldığında pop müziğinin temelinde yatan da bu olsa gerek. Pop yaşamını ergenlikdönemininuzatıhperişkinliğin ertelendiği bir araçtan çok, içinde bulunduğunuz anı yaşamanın bir yolu olarak algılayabildiğiniz sürece, yoğun birçalışma temposu içinde ruhunuzu da besleyebiliyorsanız, korkunç pop albümlerini dünyaya kabul ettirmeden de mutlu olmanız işten değil. ^ BAŞKENT GUNLERİ Eskiveyeni çizgiler, yorumlan... MÜŞERREF HEKİMOĞLU I skimişliği, yozluğu dibine kadar yaşadığımız günler yitik sevgililere I gülümser, iyı ki bunları görmediniz, yaşamadınız diye seslenirim. 2001 yılında bir sonbahar sabahı da yaprak dökümünün hüznüyle yaşarıyor gözlerim. Oysa karar veremiyorum. Geldiğımiz ortamda kim daha mutlu acaba? Gidenler mi, kalanlar mı? Sorular birbirinde halkalanıyor, gitmek mi zor, kalmak mı zor? Neler oluyor, neler yaşanıyor, çekip gitmeyi de kurtuluş diye düşünüyorsun kimi 2aman! Sonra duraklıyorsun. Daha göreceklerimiz var diye yürüyüşü sürdürüyorsun. ölümünün 10. yılında boynum bükük duruyorum Nadir Bey'in karşısında. Dahası suçluluk duygusuyla. Oysa görevden geri kalmadım hiçbir zaman. özveriye de katlandım ama oelli bir çizgide. Çizgi özgürce oluşmuyor ülkemizde. Yeni partiler, eski modalar, eskimiş politikalar. En yenisi bile hayli aşınmış! Telefon çalıyor Pembe Köşk geliyor gündeme. Erdal Inönü'nün konuşmalanna yorum arıyor dostlar. Kimi kişiler laf üretmekten, yorum aramaktan başka uğraş bilmiyor galiba! Salonun köşesinde baba Inönü'nün sesi çınlıyor. Nocoment • ' Yorum yok! Pembe Köşk demokratik yaşamda güzel bir örnek bence. Metin Toker yazıyor, Özden Toker dinliyor, Erdal Inönü Pembe Köşk'ün konuşuyor, tüm aile eleştiriyor. Demokratik yaşamda güzel bir çekirdek niteliğinde Pembe Köşk. Üç kuşak bir arada, sevgi ve saygı içinde tartışmalar sert, hava yumuşak. llkelerden ödün yok! **# CHP'nin Konya senatörü Faklh özlen'i de Pembe Köşk'te gördüm son kez. 196O'lı yıllara döndük anılaria. CHP'de ortanın solu politikasıyla ilgili tartışmalar tırmanıyor, evimizde Sosyalist Kültür Dernegi kuruluyor. Arada bir güzel sofralarda buluşuyor, türküler de söylüyoruz. Sonra nişanlarda, düğünlerde buluştuk. Akrabalık ilişkileri gelişti, Toker'lerin ortanca kızı Nurperi, Sinan Özlen ile evlendi, çok sevdiğim bir delikanlı. Mustafa Bilgehan'dan sonra Pembe.Köşk mozayiğine yeni bir boyut kattı. Gözlemler, soylemler daha çok renklendi sofralarda. Çoktan gidemedim Pembe Köşk'e. Fakih özlen'in son yolculuğuna katılamadım ama son buluşma güzel bir anı ekledi belleğimize. Sözleştik yakında buluşup yeni anılar ekleyeceğiz uzun yıllara. Kimi dostluklar güzel sürüyor başkentimizde. Kimi zaman beş, altı kuşak... Karşıtlıklar da var, düşünce ayrıhkları, tartışmalar. alabildiğina ama belli düzeyde. Paşanın, hanımefendinin esintileriyle. Pembe Köşk'ün başkentin cografyasındaki özel TürkçesvRİTA URGAN temelçifti, rüzgârmı sürdürüyor. konumu değişmeden. Belirtmem gerekiyor, Cumhurbaşkanlığı Köşkü de yeni bir konum kazandı. Sezer'ler döneminde. Sahiplerinin kişiliğine yaraşır düzeyde bir başkan konutu oldu. Sadeliğin güzelliğini yansıtan çizgilerle. Görkemli çizgileri yok ama her şey Başkan Sezer ve Eşinin çizgilei doğrultusunda. ölçülü ve sade, evsahipleriyle bütünleşir düzeyde. Görevine, ülkesine, halkına saygı içinde. Dahası ülkemizin koşullanna, olanaklanna ters düşmeyecek nitelikte. Terslikler hoşgörülmüyor, kamuoyu yoklamaları da açık seçik kanıtlıyor bu gerçeği. A Björk 'iin yeni albümünün adt Vespertine...