05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25ŞUBAT2001.SAYI779 Müşfik Kenter Oyunda bir sürü ınsan var ve hcrhalde seyirci onlarda da kendini buluyor. Oğuz Aral O oyuncudur, yani derisinin üstünde hisseder seyircınin beğenip beğenmediğini... Belki de huysuzluklann denk düşmesidin... Oğuz Aral Hayır, hiç kımsenin haberi yoktu. Umurlanndabiledeğildi.biz yaptık oldu. Genç nüfusu fazla bir ülkede ihriyar iktidarı can yakıyor ama... Oğuz Aral Gerçek ihtiyarhk iyi ihtiyarlıktır. Gençlik yaşlannda yaşam siyah ve bcyazdır, iyilerbirtarafta, kötülerbirtaraftadır. Sonra giderek siyah ve beyaz renkler değişmeye, kirlenmeye, siyah açılmaya beyaz koyulmaya başlıyor. Ortada bir grilik oluyor. Kimse tam iyi, kimse tam kötü olmuyor. Sonra kötülere eskisi kadar öfke duymadığınızı farkediyorsunuz. llk gençliğin öfkesinı, hatta can verecek kadar yoğunlaşan öfkesini duyamıyorsunuz. Sonra dalga geçmeye başlıyorsunuz. O zaman, önünüzdekimasanın üstünde, iyilerlekötüler değil, iyilerle salaklar kahyor. üiderek, salaklara "zavallı" diye acımaya bile başlıyorsunuz: Enayi koca bir ömrü, bir yat için, bir kat için feda etmiş diye düşünüyorsunuz.lhtiyarlık insanı işte böy le aynmlara vardınyor. Siziniçin? Müşfik Kenter Birtakım zorluklar başlıyor tabii, bedensel olarak, ama ben her sabah yürürüm, idman yapanm, koşanm, yazınyüzerim... Oğuz Aral Onun yaşlanması ihtiyarlaması için birkaç yüz seneye ihtıyaç var. Buna da ömrü vefa etmez.. .«^ [email protected] oynuyor. Bir oyunu sahneye koyarken tiyatro anlayışlarınız uyuşuyor mu, çatışıyor mu? Oğuz Ar al Aynı yerden bakmıyoruz tiyatroya, aynı yerden bakarsak ortaya son derecebcrbat oyunlarçıkar. Çatışmalar nerede yaşanıyor? Oğuz Aral Sahnenin üzerinde... Bazı şeyleri birbirimize yutturuyoruz ve sonunda ortaya bir şey çıkıyor. Şimdi şöyle bir şey var: Benim bir Müşfik Kenter'e borcum var. Oğuz Aral olarak değil, bırtiyatrosever olarak. Naşit zamanında yaşasaydım hiç görmedim ama anlatırlar aynı şeyi onun için de yapmak isterdim. Elimden ne gelirse, bu borcu ödemek isterim, sanıyorum o da aynı şeyi hissetti. Onun da bana karikatürcü olarak mı borcu vardı, nedir... Müşfik Kenter Her şeyden borcum var. Oğuz Aral Şöyle bir borç: Ikimizin Orhan Veli'ye bir borcumuz vardı. Yıllar önce bir gün, Müşfik koltuğunun altında dosya ile geldi. Onu sahneye koyduk. Yani o borcu ödemek için Orhan Veli'yi çalıştık. Nâzım Hikmet'e borcumuz vardı. Onu ödemek için de elimizden gelcni yaptık. Bu oyunla da birbirimize borcumuzu ödedik belki. Kendinizi başka kimlere borçlu hissediyorsunuz... Oğuz Arallnsana borç, tiyatroya borç diye başlayınca bu böy le devam ediyor. Ve bu yaşlarda, yetmişlerine doğru, iki tane moruk herifhâlâ buralarda didiniyor. Ama çok şükür ki insanoğlundan umut kesilmiyor, Devlet Tiyatroları' nın Şehir Tiyatroları'nın üç otuz paraya oynayıp da boş kaldığı salonlarda bizi doldurdu. Nedeni, "Huysuz lhtiyar"ı merakları mı? BASKENT GUNLERI Küçük bir zeytin dalı... MÜŞERREF HEKİMOĞLU E Nasılbirborç... Oğuz Aral 'ın Müşfik Kenter ile yolu yıllar önce bir çocuk oyununda buluşmuştu... Aşkın SamatyasıSelanik'te Kaldı, kitabını henüz bitirmedim ama Sergun Acar ile mekli Amiral Serdaroğlu'nu yitirdik bir söyleşi izledim Kitapça saatinde. geçen hafta. Deniz Kuvvetleri'nin Yazann bir sözü güzel saplandı yüreğime. çok sevilen, saygın Yüzlerce sayfayı kapsayan bir kitabı, komutanlanndan biri, bir denizaltıcı. Filo küçük bir zeytin dalı diye tanımlıyor, başçarkçıhğı, Deniz Eğrtim Komutanlığı, banşa küçük bir katkı. NATO'da üstlendiği görevler var. Kültür Beni çok etkiledi bu sözler. Hangi alanda birikimi, dil bilgisiyle önde gelen kişilerden olursa olsun küçük bir zeytin dalı biri. Çok sevdiğim, saydığım bir dost, üretmenin önemini çağnştırıyor. eniştem Selahattin özgür ile denizlerin Yazımı Suna Kan'ın Izmir konseriyle sona altından karaya uzanıyor, emeklilik erdiriyorum. Izlenimleri çok hoş. döneminde de sürüyor, dallanıyor, Konuşmaktan hoşlanmaz ama iyiydi, diye boyutlanıyor. Belli kuruluşlar, bu arada özetleyiverdi. Onu tanıyorum, konser çok Deniz Kuvvetlerı ailesi geleneğini, iyiydi demek. Güzel rastlantı Sevgililer bihikteliğini güzel koruyan kurumlardan Günü'nde veriliyor bu konser. Anakent biri ülkemizde. Belli görevlerden hiç geri Başkanı Ahmet Piriştina'yı kutlamak kalmaz, mutlu ve mutsuz olaylan içten gerekir. Çokseslı evrensel müzik yaşam paylaşır. Emekli olsalar, üniformalannı biçimine dönüşüyor Izmır'de. önce Kültür çıkarsalar da papatya taıiasından Park'ta yeni açılan konser salonu kopmazlar. Bizim dostluğumuz da önce Selahattin özgür nedeniyle. Sonra denizden karaya, Ankara'dan başka başkentlere yol alıyoruz. Paris'e, Brüksel'e Roma'ya. Dışişleri'nden Lale ve Haluk Kura, Füsun ve Necati Utkan, Ülker ve Turgut Serdaroğlu ile boyutlanıyor, Cem ve Can kardeşlere, Murat Serdaroğlu na kadar uzanıyor. Yıllar boyunca aileden biri oldum nerdeyse, mutlu ve mutsuz Serdaroğlu ailesinden birgrup; Lale Kura, M. Hekimoğlu, Füsun Utkan, Ülker Serdaroğlu ve Nermin olaylan paylaşarak Kura (üstte). Mine Sunar, M. Hekimoğlu, büyükelçi güçlendi, boyutlandı dostluğumuz. Kimi zaman Hamit Batu ve Emel Batu Roma 'da (altta). gözyaşı, kimi zaman kahkahalarla. ölüm habenni aldığım akşam Cem Utkan'ın bir sözü sevgi öyküsü gibi. Niyazi Dede mutludur şimdi, dedi Selma'sına kavuşuyor. O gün Sevgililer Günü, Niyazi Dede eşinin salıncakh kortuğuna her zamankı gibi bir demet papatya koyuyor, mezarlığa grtmeye hazııianırken kalbi duruyor. Papatyalar değil, o gidiyor Selma'ya. nedeniyle, sonra konserieri gerçekleştiren Yazarken ağlıyor ve gülüyorum. değerli yorumcular nedeniyle. Dostlanmla kaç yaşam bir arada. Biri son Müzikseverlerin ilgisi tırmanıyor. Nilgün yolculuğunda, öteki yaşama dönüş Cerrahoğlu da belirtti köşesinde. Izmir'in yolunda. Geceler sabaha ulaşamıyor kimi yüzü de, özü de değişiyor. Daha doğrusu zaman. Sevdiğimiz bir dost nasıl bir güne özüne yaraşır bir yüze kavuşuyor giderek. uyanacak diye bekliyoruz. Telefonu Tarihine, coğrafyasına yaraşır düzeyde bir korkuyla çeviriyoruz. İyi bir sözcük kente dönüşüyor Ege'nin incisi diye anılan karanlığı deliyor birden. Ortalık güneşler Izmir. Suna Kan'ın konserinden önce içinde! Bu sevinci diplomat dostum Barok haftası yaşanıyor. Değerli Hamrt Batu duyurdu son günlerde. kemancımız da romantik haftanın Dünyamızı güzelleştiren bir kişiye yeniden yorumcusu oluyor. Grieg, Schumann ve kavuştuğumu hissertim. Yıllarca önce Brahms'ın yapıtlanyla unutulmaz bir gece yaptığımız söyleşiler çınladı kulağımda. yaşatıyor Izmirlilere. Sevgililer Günü'nde TürkYunan ilişkileri, Ege'nin banş gölüne güzel bir armağan. dönüşmesi, kalıcı banş için gerekli Ufukta başka armağanlar da var. koşullann oluşması ile ilgili görüşleri Istanbul'da, Adana'da ve Atina'da. Tarihi kapsıyor o söyleşiler. Aradan yıllar geçti henüz kesinleşmedi ama gündemde var. ama hâlâ geçerlı. Sağlığına kavuşunca Atinalı müzikseverier de ilgiyle bekliyor. sevgili Batu da yeniden değeriendirir, Yunan kardeşlerimize de küçük bir zeytin belleklerdeki izlemi tazeler belki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle