Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yıllarca süren hasret, didinme bıtmiş, vuslat zamant gelmiş. Sabah ile Nurettin, bir açık görüşte, Osmaniye Cezaevi'nde... Sabah ve Nurettin dört çocuğuyla birlikte... Bu, aşkm ve sabrın hikâyesidir SUNA ARAS B ir yanı Habibı Neccar, bir yanı Amanos dağları. Bir ad melezi olarak Hatay'dan Antakya'ya sınırdeğişikliğiyleterfictmişolsa da, o günden bugüne ikı adla birden anılıyor. Birçok uygarlığa beşik kurmuş bir Kibele Bir can kurtanrken kendini cezaevinde buldu Nurettin. Sabah, evlendirmeye kalkışmalara, dövülmelere rağmen bekledi. Nurettin'in gitmediği cezaevi kalmadı, Sabah'ın görüşmeci çıkmadığı bir kabin. Vuslat 15 yıl sonra geldi... kadar gururlu ve doğurgan. Tarihten günümüze rcnkli bir debdebenin saltanatını sürmüş, sürüyor Antakya! Kültür ve sanatın dostu topraklar üstünde yaşayan, her kültürden insanlar. Zamanın akışında, yaşamın kavgasında, ağlarken, gülerken, insanlar! O insanlar içinde iki insan: Nurettin ile Sabah! Dışarıdan bakılınca normal görüncn, hattasıradandiyebileceğimizbiryaşam.tkiinsan arasında, heryerde gördüğümüz, Nurettin ile Sabah'ı içine alan dört çocuklu aile yaşantısı. Ama öncesine dönmeli ve yara bir kez dahaakıtılmalı! Neredebaşladıbuaşk? Nurettin: Babamevlendcdikçe.içimde bir şeylerin yıkıldığını sanıyordum. Çünkü sevdiğim biri yoktu. Görücü usulüyle baktığım kızlara içim ısınmıyordu. On beş kardeşin en büyükleri olduğum için de evlenmemi istiyorlardı. Yine ailemin görmemi istediği bir kıza bakmaya gidiyorduk Samandağı'na. Yolda onu gördüm. Bir kamyonetin içinde, tarlaya çalışmaya gidiyorlardı. Yedi sekiz kızın içinde kalbim ona kilitlenip kalmıştı. Kızlar şarkılar söy leyip eğleniyorlardı. Ama o mahzun ve hüzünlüydü. Ne türkü söylüyorneeğlenceyekatılıyordu.Sırtında kırmızıçiçekli bırelbise vardı. Birnoktadan sonra yollarımız ayrılmıştı ve ben onu tan ımıyordum. Nasıl bulacağımı bilmiyordum. Tabii ki görmeye gittiğimiz kızı da reddettim. Aklım kırmızı çiçekli elbise giyen o mahzun yüzlü kızda kalmıştı. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, ama çok uzun bir süre değildi. Yine bir kıza bakmaya gideceğiz. Gönlüm el vermese de gidiyorum. Gittiğimiz evden içeri girer girmez elektrikler kesiliyor. Bir süre sonra çok sıkıldığımı hissediyorum. Bizimkilere "Kalkahm" diyorum. Tam o sıra mum ışığında o kırmızı çiçekli elbiseyi görüyorum! Içime bir titreme gelip oturuyor! "Bu o" diyorum kendi kendime, yüzünü görmeden yerimden beni kimse kıpırdatamaz. Elektrikler geldiğinde dilim tutuluyor. Kalbim ağzımdan fırlayıp kaçacak sanki, Salim Avcı ve Nurettin... Salim de Yılmaz Güney posteriyüzünden hücreye atılacak ve...