23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25ŞUBAT2001.SAYI779 na doğru yolculuğa devam ediyor. "En yakın arkadaşlarım Rum, Ermeni ve Yahudi çocuklanydı. Mahallemiz Rum mahallesiydi. Bakkal, kasap, evimizde çalışanlar hepsi Rum. Ama müthiş bir hoşgörü vardı o zamanlar. öyle Türk, Rum, Ermeni, Yahudi gibi biraynm hiç olmazdı. O zamanlar Rumcayı çok iyi konuşurdum. Şimdi de konuşabilirim ama biraz unutmuşum. En yakın arkadaşlanm Spiro, Koco, Lefteri. Ben daha çok, sokaklarda oğlan çocuklanyla, onlann oyunlannı oynardım. Aralannda, kız olarak yalnızben olurdum." Hâlâ devam eden futbol merakını da işte o günlerine borçlu. "Galatasaraylılığım babamdan geliyor. Babam, Ali Sami Yen'le birlikteGalatasaray Kulübü'nün kuruculanndan. Ben arkadaşlarımla birlikte futbol oynardım. Genellikle de kaleci olurdum." Futbol, köşe kapmaca, kuka, kaydırak, çelik çomak oyunları, uçurtma yarışları, Aya Dimitri Kilisesi'ndeki cenaze törenlerinde dağıtılan çörekler için girilen kuyruklar, Apokriyes bayramlan, paskalya yortulan... "Biraz mahalle çocuğu tarzı ve erkek çocuğu gibi bir çocukluk geçirdim. Bir keresinde teyzem annemekızmıştı. 'Bu kız, oğlan çocuğuna benziyor' deyip bana kendi ellerıyle kıyafetlcr dikmişti, sonra da karşıma geçip 'Ha şimdi kızabenzedin' demişti. Çelik çomak oyunlan oynarken genç kızlığımı da geç idrak ettim. Aşk meşk işleri aklıma bile gelmezdi. İşte bu nedenle, Abidin üstüme bomba gibi düştü." Abidin Dino, bir yerden giriveriyor devreye. Güzin Hanım hemen konuyu değiştiriyor. "önce Osmanbcy 'de temeli Fransızca eğitime dayanan bir okula başladım. Münevver Andaç'ın annesi Madame Gabrielle de okulun müdiresiydi. Sonra da Dame de Sion'a gittim dört sene. Artık büyümüştüm ama yaramazhklanma devam cdiyordum. Dame de Sion'daki hocalarım benden yaka silkerlerdi. Hattabuyaramazlıklarımyüzündenson sınıfta yatılı olarak okudum." Güzin Dino'nun ve ailesinin hayatında, Fransızca her zaman çok önemli bir yer işgal ediyor. J. J. Rousseau'yu ilk kezçeviren büyükbaba Sait Bcy, Galatasaray Lisesi'nde okuyan baba Asım Bey, Fransızcayı su gibi konuşan anne Ferdiye Hanım ve teyzeleri... Tatavla 'daki apartman komşularından Kont Alberti 'den, Fransızca olarak dinlediği Jules Verne hikâyeleri, onun oğlu Mario ile yaptığı Fransızca sohbetler, Fransız okullannda eğitim... Hayatında bu dil hep var oluyor, sanki yıllar sonra Fransa'da devam edecek sürgün yaşammın ilk habercileri... Tıpkı ailesinin, kendisi daha doğmadan yıllar öncesinde, sürgünlük, polis baskısı, kaçma ve kovalamalarla dolu bir hayatın ne demek olduğunu çok yakından tanıyor olması gibi. manlık yapıyor. Annemle evlendiği sırada da, Bağdat Demir Yollan'ndayönetici olarak çalışıyormuş." Aile, yıllarca Sait Bey yüzünden acılar çekiyor ama, babasının annesiyle evlenmesinde de esas rol yine onun oluyor. Temyiz Mahkemesi Reisi, liberal ama, Sait Bey gibi cesur olmayan dede Osman Bey, gizliden hayran olduğu bu adam için "Böyle bir adamın oğluna kızımı vermeyeceğim de kime vereceğim" diyerek evlenmelerini kabul ediyor. "Annem Ferdiye Hanım, çok güzel bir kadındı. Son derece modern, her zaman bakımh ve zarif. Çok güzel piyano çalar, çok iyi de Fransızca konuşurdu. Her zaman, her kararımda beni destekledi, yanımda oldu." Tatavla'daki apartmanda geçirilen çocukluk günlerinden sonra, Şişli'deKarlo Apartmanı'nda, genç kızlığa atılan ilk adımlar... Nişantaşf nda, Kamelya Sokak'ta Kamelya Apartmanı ise üniversite dönemine ait. "Babam hiç taraftar değildi ünivcrsiteye gitmcmc. Erkek kardeşimle ilgiliydi daha çok. Bcnim okumam sanki önemli değildi onun için. Ama açık fikirli biri olduğu için, engellemeye de kalkışmadı. lstanbul Üniversitesi, Darülfünun'un yerine kurulmuştu o zaman. Ben de gidip oraya yazıldım." "Hayatımın en ilginç dönemeçlerinden birisidir" diye tammladığı üniversite günleri. tstanbul Üniversitesi'nin Hitler Almanya'sındankaçıpgelenAlmanprofesörlerle, bir anda zenginleşen bilim dünyası. önce felsefe eğitimi yapmaya karar veriyor Güzin Hanım, ama edebiyat bölümündc kalıyor. Hatta yeni hocası Auerbach' ın asistanı oluyor. "Bu devir benim hayatıma yeni bir perde açmıştır. Yalnız benim değil sınıf arkadaşlanm Mîna Urgan, Süheyla Bayrav, Sabiha Rifat ve isimlerini şu anda hatırlayamadığım diğerlerininde." Kamelya Apartmanı, yalnızca o hiç unutmadığı, hayatına yeni bir perde açan üniversite günlerinin şahidi değil. Hayatını kökten değiştirmesine neden olan "üzerine bir bomba gibi düştü" diye tammladığı o karşılaşma da yıne bu apartmanda gcrçckleşiyor. Güzin ve Abidin Dino, Adana'da evlendiklerinde işte bufotoğrafı çektirmişlerdL. bu oğlanınhali?'Oğlan dediği Abidin. Sonra bir gün annem beni yukanya bir şey almaya yolladı ve tanıştık. Sonra da bir daha kopamadık. Kopmadım." Ve sonra Güzin Hanım'ın Abidin'den sonraki hayatı başlıyor. Yıl 1938, Ikinci Dünya Savaşı'nın arifesi, kısa bir süre sonra patlayan savaş, Türkiye savaşa girmese bile savaş dönemi koşullan, sıkıyönetım ılanı ve baskı dönemi... "Abidin Moskova'dan geldiği için, ona pek iyi gözle bakılmıyordu. O dönemde, sosyal konular ve hatta sanat üzerine yazmak bile göze batıyordu. Abidin de, uyarılan filan da dinlcmeyip yazıp çizmeye devam edince, 'hop' diye ahp götürdüler. Çorum yakınlanndaki, Mccitötü'nc sürdüler. Bana da onun peşinden gitmek düştü." Babası Asım Bey sürgünü kendisi yaşamamış, ama kahnru çok çekmiş. Kızını nasıl bir yaşamınbeklediğini çok iyi biliyor. O nedenle, Abidin'in peşinden gitme karanna^ Gelenekgibi sürgün... Bu noktadan itibaren Güzin Hanım'a, Abidin Dino'dan bahsetmeme uyanlan yapmamın bir faydası yok. O kaptırmış anlatıyor. "Abidin'le tanıştığımızda talebeliğimin son ay larıydı. Ablası Ley la Hanım bizim binada, dördüncü katta oturuyordu. Annemin de arkadaşıydı. Hep kardeşini anlatır dururdu.' Rusya 'dan geldi. Ateşi var ama hiç yerinde durmuyor. Gece üçte geldi. Ne olacak Güzin Dino'ya içinde Abidin Dino'nun olmadığı bir röportaj yapmak çok zordu. Bu zorluğu aşmanın tek yolu anlatmaya, Bahariye'de, Tatavla'da geçen çocukluktan başlamak... Büyükbaba Sait Bey, baba Asım Bey, anne Ferdiye Hanım, modern zamanlar ve ailenin peşini bırakmayan sürgünler... Abidin Dino 'nun kaleminden... Büyükbaba Sait Bey... "Büyükbabam Babıâli 'nin belalı gazetecisi, bağnazlık düşmanı ve ilk laik düşünürlerdendi. Abdülhamit'e karşı yazdığı bırtaşlama yüzünden dokuz yıl boyunca, Yemen'dekiSan'aKalesi'ninmahzenindetutulmuş. Babam Galatasaray Lisesi son sınıftaymış o zaman. Büyükbabam, Abdülhamit ölünce geri gelebilmış ama sedyeyle." Büyükbaba Sait Bey' in sürgünde olduğu dönemde, babası ve amcaları da, sürekli takipaltındatutuluyor. Takmaisimlerleokullara kayıtlaryaptırıyorlar, izleri bulununca orayıterkediyorlar. Yıllar sonra kendisinin de çok yakından tanıyacağı gibi, sürekli kovalama içinde geçen yıllar... "Babam sonunda gizlice, Zonguldak'a gidiyor. Abdülhamit tahttan indirilene kadar da, orada kalıyor. Zonguldak Kömür lşlctmeleri'niFransızlarişletirmiş.Oradatercü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle